Bakan Eroğlu, Egepostası ile Gündem programına katıldı
Ege Türk ekranlarında yayınlanan Ege Postası ile Gündem Programı'na katılan Orman ve Su İşleri Bakanı, AK Parti Milletvekili Veysel Eroğlu, İzmir ve ülke gündemine dair önemli değerlendirmelerde bulundu. Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Mithat Umutoğulları'nın sorularını yanıtlayan Bakan Eroğlu, "Nedense bazıları CHP'ye körü körüne bağlı. Onların İzmir için yapacağı bir şey var m? Biz Alevisiyle, Romanıyla, Göçmeniyle toplumun her kesimini kucaklıyoruz. Bir kilimin desenleriyiz. Desenlerin tamamı olmadan kilim olmaz. AK Parti'de bütün desenler var" dedi. Bakan Eroğlu, Egepostası ile Gündem programına katıldı
- Ege Postası
- 08.05.2015 - 09:33
İstanbul Teknik Üniversitesi'ndeki hocalık kariyeri, yurtdışı dahil olmak üzere yayınlanan onlarca makale ve kitabın sahibi olan Çevre ve Ormancılık Bakanı Veysel Eroğlu'nun siyaset ile yolu dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini İSKİ skandallarıyla sorun yumağına dönüşmüş kurumuna çağırıp, 'Şu İstanbul'un su sorununu çözer misin'' teklifiyle başlamış.
O zaman İTÜ Çevre Teknolojileri Anabilim Dalı Başkanı olan Bakan Eroğlu, şu anda Cumhurbaşkanı olan dönemin büyükşehir belediye başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a önce, 'Batmış bir kurum ama sizin davetiniz üzerine de bu sorunu çözecek bilgi, tecrübe bizde var. Eğer kabul ederseniz geleyim ancak bir ya da en geç iki yılda su meselesini çözer, tekrar üniversiteye geri dönerim dedim' yanıtını vereli 12 yıl geçti. halen Bakanlık görevini yürüten Veysel Eroğlu, Erdoğan Başbakan oluncaya kadarki süreçte, çok sevdiği akademisyenlik görevi için tekrar üniversiteye döndü.
Ancak aradan kısa bir süre sonra Başbakanlık görevine gelen Recep Tayyip Erdoğan, İSKİ sıkıntısını sona erdiren Veysel Eroğlu'na bu kez 'Gel, Türkiye'nin su meselesini sen çözeceksin' dedi. Kendi deyimiyle kendisini bir anda Devlet Su İşleri'nde (DSİ) bulan Veysel Eroğlu, o günden sonra tekrar üniversiteye dönemedi fakat halen Türkiye'nin meselelerini siyasetçi değil çözüm üreten akademisyen kimliğiyle yürütüyor.
AK Parti hükümetleri döneminin vazgeçemediği, başarılı ve üretken bakanları arasında yerini çoktan almış olan Veysel Eroğlu ile o günden bugüne ve İzmir milletvekili adaylığı sürecine kadar birçok konuyu konuştuk. Kendisi Egepostası'na ülke gündemi ve İzmir hakkındaki proje ve hedeflerine dair değerlendirmelerini sıcak ve samimi bir şekilde dile getirdi.
Şimdi sıra İzmir'in hizmetkarı olmak istiyorum' diyen Bakan Eroğlu ile yaptığımız söyleşiyi okumaya geldi. Keyifli okumalar...
MİTHAT UMUTOĞULLARI: Çok sayıda yerde görev yaptınız ve görev yaptığınız kurumlar, Türkiye'de sayılı kurumlar. Bu kadar başarılıyken neden siyaseti tercih ettiniz'
VEYSEL EROĞLU: Geçmişte çok büyük hizmetlere imza attım. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde hocalık yaptım. Yurtdışında yayınlanan çok eserim var. Çok makalem var. Çok kitap yazan birisiyim. Binlerce inşaat mühendisi, çevre mühendisi yetiştirdim. Siyasi hayata atılmam ise 1994 yılında İstanbul'un su sorunu çok meşhur. Kerbalaya dönmüş. İSKİ skandallarla boğuşmuş, İSKİ hizmet yapma kabiliyetini her bakımdan maddi ve manevi olarak yitirmiş ve çökmüştü. Şimdi Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, o zaman Büyükşehir Belediye Başkanı olarak beni yanına çağırdı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Türkiye'nin en genç Kürsü Başkanı dediğimiz Çevre Teknolojileri Anabilimdalı Başkanıydım. Sayın Erdoğan, İSKİ'ye gelip de şu İstanbul'un su sorununu çözer misi? diye sordu.
M.U: Siyasetten uzak duruyorsunuz daha çok üretmeyi tercih ediyorsunuz. Mütevazi ve yaptığı işi anlatmaya çalışan bir tavırda olduğunuzu gözlemliyoruz...
V.E: Kavgayı seven bir insan değilim. Esasen siyaset insanlara hizmet etme, insanların gönüllerini kazanma, toplumun meselelerini çözme sanatıdır. Ben siyasete gelmişsem ülkeme hizmet etmek için geldim. Barajları, arıtma tesislerinin projelerini hep yabancılar yapardı. Artık kendi öz kaynaklarımızla yapar hale geldik. Siyaset ayrışma ve kavga değildir. Siyaset gönül kazanma yeridir. Benim üslubum kavgacı değil, ben İzmir'e hizmetkar olmaya geldim. Herkesin, her ilçenin ve mahallelerin meseleleriyle ilgileneceğim dedim. Onun için İzmir ziyaretlerimde neler istediklerini sordum. Çeşme'deki kardeşlerim geçen sene burada su bitecekti, bütün turistlere mahcup olacaktık. İzmir'e su getirdiğin gibi buraya da su getirin dediler. Ben de arkadaşlara talimat verdim. Haftaya Çarşamba günü Karaburun'da Karareis Barajı'nın temelini atacağız. Çeşme ve çevresine yarımada da bütün su problemlerini 50 yılın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde çözeceğiz. Nereye gittiysem talepler var. Kiraz Belediye Başkanı aradı mahalle yollarının berbat olduğunu ve Büyükşehir'in Kiraz'a hizmet götürmediğini söyledi. Bütün Türkiye'nin Orman Su İşleri Bakanıyım. İzmir'e de hizmet getirdik. Barajlar, göletler yaptık. Hangi tür belediye olduğuna bakmadık ama Kiraz AK Parti'li belediye diye İzmir Büyükşehir Belediyesi hizmet götürmüyormuş. Siyasette kesinlikle, kavga, iftira, çamur kesinlikle olmamalı. Ailem beni böyle yetiştirdi. Akşam başımı yastığa koyduğumda acaba bu aziz millet için, gelecekti nesiller için ne yaptı? Koltuğu boşuna işgal mi etti mi yoksa hakkını verdim mi onu düşünüyorum. Kendimi bir bakan havasında görmüyorum. Koltuğu başının üstüne koyanlar alçalır. Makam koltuğunu ayaklarının altına alan yükselir diye bir söz var. Makamlar geçicidir. Baki olan şu gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Biz de inşallah İzmir'e hoş bir seda bırakmak için geldik. Milletvekili adayı olduğum için fevkalade mutluyum.
M.U: Afyon Milletvekiliydiniz. İzmir'e gideceksiniz dediklerinde neler hissettiniz'
İçime doğdu. Gazetelerde de haber çıktı. Bir tüyo aldıklarını düşündüm. 25 Ağustos'u 26'a bağlayan gece Aziz Atatürk ve silah arkadaşları karargahı Afyonkarahisar Şuhut'ta kurmuşlar. Büyük taarruz emrini orada veriyorlar. Biz her yıl Şuhut'tan Kocatepe'ye Zafer Yürüyüşü yaparız. Atatürk "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz" emrini İzmir'e doğru yönlendirmiş. İzmir'in gönlümüzde ayrı bir yeri var.
V.E: Sizi takip ettiğimizde İzmir'de çalışmaları yürütmekten keyif aldığını görüyoruz...
Yorgunluk diye bir şey bilmiyorum. İnsanların gece herkesin verdiği talepleri dikkate alıyoruz. İlgili yerlere dağıtıyoruz. Hava alanında herkesin talebini aldım. Artık devlet ormanında, millet ormancılığına geçiyoruz. Selçuk Belediye Başkanına söyledim Efes Balı diye ormanda bir yer açalım. Efes Balı diye şifalı bir marka oluşturalım dedim. Kredisi, yeri, suyu, göleti, sertifika vermesi bizden her şeyi bizden. Zeytin üretiminde İzmir'i şaha kaldıracağız. Her şey millet için.
M.U: 2009 seçimlerinde İzmir'de su damgasını vurmuştu. O zamandan beri kimse İzmir'de sudan bahsetmiyor.
V.E: 2008 yılının sonuydu. Arsenik problemi çıkınca ben de üzüldüm. Bu analizleri genelde büyükşehir belediyesi yapıyor. İstanbul'dan 350 noktadan numune alır. Dünyanın en ileri laboratuvarını kurmuştum. Vatandaşta sıkıntı olmaması gerekiyor. Mesele Başbakan'a kadar ulaştı. Kendisiyle konuştuk. Sen oranın evladısın, derhal bu meseleyi çöz dedi. Ben harekete geçtim. Tek getirebileceğimiz yer Gördes Barajı. Sayın Kocaoğlu'ylu da görüşmüştük, ne gerekiyorsa yapmak boynumuzun borcu. Gece yarısı bile beni arayın dedim. İzmir'in bu sorununu çözelim. Siz barajı bitirin hattı biz yapacağız dediler. Baktım baraj bitti hat yapılmadı. DSİ'ye talimat verdim. İzmir'e suyu biz ulaştıralım. Hattı da biz yapalım 106 buçuk km hattı yapıldı. Suyu getirdik.
M.U: Tahtalı Barajı'yla ilgili bir açıklamanız oldu. Yaptığınız açıklamayla ilgili Başkan Kocaoğlu pek de mutlu olmadı gibi...
V.E: Tahtalı DSİ'nin yaptığı bir baraj. İzmir'e su temin ediyor. Bizim düşüncemiz şu, barajların etrafını korumak ama gecekondu oluyor. Koruma kollama dengesini gözeterek bir çalışma yapmak lazım. Mutlak koruma alanı istimlak edilmiş. Orayı ağaçlandıralım dedik. Oradaki insanlar mesire alanı olarak kullansın. Uzak mesafelere de bir plan yapılırsa bir problem olmaz. Her havzanın kendine göre özellikleri var. Ömerli havzasında da bu tür çalışma yaptık. Mutlak koruma alanını koruyoruz. Güzel evler de var. Vatandaşlar da memnun. Burada da vatandaşların arazileri var ya istimlak et ya dere mutlak diye bir şey ortaya koymuşlar. Derenin mutlağı diye bir şey olmaz. Biz bunu bakanlığımızın içme suyu havzalarında kanunla özel hüküm belirleme yetkisi var. Tahtalı Barajı'nın özelliklerine uygun bir şekilde koruyacak. Özel hüküm belirleme talimatı verdik. Dediğim bu.
M.U: Özellikle Gezi olaylarıyla birlikte çok tartışılan yeşillik konusunu gündeme geldi. Sanki hükümet çevre düşmanıymış ya da yeşil düşmanıymış gibi bir algı yaratılmaya çalışılıyor. Bu kadar kurumda çalışmış biri olarak gerçekten hükümet döneminde yeşil katledildi mi'
V.E: Bu algı tamamen yanlıştır. Biz yeşili seviyoruz. Şuanda ben hodri meydan diyorum. 12 yılda yaptığımız ağaçlandırmayı bizden önceki 70-80 yıldakilerle mukayese etsinler. Biz ormanları koruyoruz. Ormanlık alanları ve odun servetini arttırdık. Eskiden aynı kurum, aynı kanunla yılda 70-75 milyon fidan üretiliyordu şimdi biz aynı parayla 400 milyon fidan üretiyoruz. Biz hangi belediye olursa olsun proje getirsin ücretsiz fidan veriyoruz. Bütün her yeri ağaçlandırıyoruz. Daha önce şehir ormanları yoktu şehir ormanları kuruyoruz. Şuana kadar dünya rekoru kırdık. 3'ncü sıradayız. Taksim'de çalışmalar başladı. Gezi'de yaya kaldırımı vardı ve dar dediler. Parka doğru kaldırımı genişletelim demişler. 5-6 ağaç taşınmış geri kalan çalılık kesilmiş meselenin özü bu. Bundan dolayı katliam var dediler. Yalova'da ve Aydın belediyesinde, İzmir'de tramvay için bir gece yine kesmişler. Mecburen kesilen ağacı görüp, diğerlerini görmezsen kasıtlı olduğunu düşünürüz.
M.U: 2011'de AK Parti iki bakan kozuyla İzmirlilerin karşısına çıktı.Şimdi alanda sadece siz varsınız. Yükünüz biraz ağır. Geldiğiniz ortamlarda heyecan hissediliyor ve ciddi bir coşku var. Kalan bir ayda nasıl bir stratejiniz olacak'
V.E: İzmir'de 1'nci bölge ve 2'nci bölge var ama bölge ayırt etmeden bütün ilçeleri geziyorum. 18 ilçeyi tamamen dolaştım. Bütün talepleri aldım ve gerekli yerlere talimat verdim. Cumhurbaşkanımızı da ağırlayacağız ve Cuma gününe kadar sanırım 28 ilçeyi tamamlayacağız. 2 ilçe kalacak. Onu da önümüzdeki hafta geleceğim. 30 ilçenin tamamını gezeceğim. Sivil toplum örgütlerinin talepleri var. Onları da kucaklıyorum. Esnaf gezisi de yapıyorum. Herkesin gönlünü kazanmak için elimizden gelen gayreti gösteriyorum. İzmir'e çok şey katacağımızı düşünüyorum. Sizi çok sevdik, bu zamana kadar başka partiye veriyorduk İzmir'e çok güzel projeler katacağınızı düşündüğümüz için AK Parti'ye oy vereceğiz diyenler oluyor. İnanç ya da mezhep ne olursa olsun herkese kucak açıyoruz. Hükümet olarak da çok hizmet ettik. ilk defa Roman kardeşlerimizi dışlamayıp kucaklayan biziz. Alevi kardeşlerimiz için ise canlarımız diyoruz. Alevi adaylarımız var. Bir kilimin desenleriyiz diyoruz, desenlerin tamamı olmadan kilim olmaz. Biz de bütün desenler var. Nedense bazıları CHP'ye körü körüne bağlı. Onların İzmir için yapacağı bir şey var m? Onların peşinden neden gidiyorsunu? Artık AK Parti var. Fikrinizi zikrinizi, giyim tarzınız neyse açıkça konuşun kimsenin yaşam tarzına karışmayız. Herkesin düşüncesi mezhebi farklı olabilir. Mühim olan tek bir hedef. Bazıları Milliyetçilikten dem vuruyorlar İzmir'de en büyük milliyetçi biziz. Küresel güç haline geldik.
M.U: 2002 yılından bu yana ülkenin bir çok yerinde AK Parti oylarını arttırırken İzmir'de bir türlü beklediği başarıyı yakalayamadı. Siz bunu neye bağlıyorsunuz'
V.E: Bu İzmir'in hatası değil bizim hatamız. İzmir'i kucaklamak gerekir. Daha çok kucaklamak gerekir. Muhalefet burada korku ve çamur politikası uygulamaya başladı. Bunlar gelecek, sizin giyiminize, yaşam tarzınıza karışacak diye bir korku yaratıldı ama vatandaş bunu gördü. Bunlar boş konuşuyor diye... Ekonomik gelişme sayesinde bu sefer İzmir'de büyük bir gelişme olacağına yürekten inanıyorum. Çok güzel projelerimiz var. İzmir dünyaya gıda üreten, ihraç eden bir merkez haline getireceğiz. İzmir'i sağlık turizminde gözde yapacağız. Deniz turizminin yanında, dağ ve termal turizmin başkenti yapacağız. İzmir her bakımdan müsait. Bunu yapacak güçte heyecan, şevk biz de var. İzmirli bunu görecektir. Muazzam bir dönüşüm gerçekleştireceğiz. İzmir'de ayrıca yüksek teknolojiyi getireceğiz. Onunla ilgili alt yapıyı hazırlayarak geldik. 5. derece teşvikten İzmirli iş adamlarımız, sanayicilerimiz yararlanacak. Büyük müjdelerimiz de olacak. Serbest turizm ticaret merkezi diye bir merkezi var. Dünyada İzmir'in adını duymayan kalmayacak. İzmir Türkiye'nin değil, dünyanın incisi olacak.
M.U: Muhalefetin vaatleri var, nasıl değerlendiriyorsunuz'
V.E: Kaşıkla verip kepçeyle alacaklar. Daha önce cebinizdeki yüz lira, yüzde 35 enflasyondan dolayı sizin yüz liranız bir yıl sonra 65 TL ediyordu. 2 ikramiye diyorlar. Enflasyonu hesap etmiyor. Bunlar vatandaşları saf sanıyor ama vatandaş kendisini saf sanan insanları sandığı gömer. Enflasyon artacak mı, faiz lobisi yeniden harekete geçecek m? Eskiden olduğu gibi bir antibiyotiği 2002 yılında 63 milyona alıyorduk. Enflasyonlarla birlikte şimdi 300 TL olacaktı. İlaç soygunu, ihalelerde soygun, faiz lobisi hortumu, bankalar soygunu. Bankalara hayali şirketler kuruldu. Batak kredi verdiler. Görev zarar dediler. Bankanın birilerin tarafından soyulması demektir. Şimdi bankalarda bu var m? Eskiden böyle iş görüyordu. Halk Bankası, Ziraat Bankası... O zaman esnafa verilen kredinin faizi çok yüksekti. Şuan çok düşük oranlarda faizlerle destek olunuyor. Yatırımlarda, faiz lobisinde, ilaç da hortumu, soyulan bankaların hortumu kesildi.
M.U: Son olarak neler söyleyeceksiniz'
V.E: Amacımız hoş bir seda bırakmak. İzmir için büyük projelerimiz var. Destek milletten hizmet bizden diyoruz. Bunu da yaptıklarımız, yapacaklarımız ortada. Büyük müjdelerle geldik. Hükütümetimiz yatırımlar yaptı, yapmaya da devam edecek.
Yorum Yazın