Bakan Fidan'dan 'İsveç' açıklaması
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile yaptığı basın toplantısında; “Terör örgütlerinin Stockholm sokaklarında rahatlıkla her türlü eylemi organize edebildiği, protesto etkinliklerini yapabildiği, para toplayabildiği, çatışma bölgeleriyle insan trafiğinin olduğu, sınırlarından gelen herhangi bir mülteci kisvesindeki insanlara ne amaçla geldiğinin sorulmadığı; kısacası bilerek ya da bilmeyerek bir ev sahipliği yaptığı bir ortamda tabii ki bizim profesyonel olarak güvenlik değerlendirmesi açısından şu anda çok olumlu bir tablo çiziyor olmamız mümkün değil. Ama tekrar ediyorum, biz prensiplerle hareket ediyoruz. İsveç gayretlerine devam eder, ev ödevini yerine getirirse tıpkı Finlandiya örneğinde olduğu gibi her zaman için başka alternatifler de mevcut” dedi.
- Ege Postası
- 04.07.2023 - 14:40
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan; Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile Bakanlık’ta basın toplantısı düzenledi. Fidan şöyle konuştu:
“SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ İÇİN BÖLGEDEKİ İSTİKRARIN BİR AN EVVEL TESİS EDİLMESİNİ GEREKLİ GÖRÜYORUZ”
“Yeni görevimde Türkiye’ye resmi ziyaret yapan ilk Dışişleri Bakanı kendileri oldular. Ziyaretin üzücü bir tesadüfü ise geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz merhum Büyükelçi Murat Karagöz’ün 2016-2019 yılları arasında Amman Büyükelçisi olarak görev yapmış olmasıdır. Ailesine, sevenlerine ve camiamıza bir kez daha baş sağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin.
Ürdün ile sağlam dostluk bağlarına dayanan köklü ilişkilerimiz mevcut. Karşılaştığımız sınamaların birçoğu bildiğiniz gibi ortak. Bölgesel ve uluslararası pek çok konuda benzer yaklaşımlara sahibiz. Bu nedenle Ürdün ile düzenli istişarelere önem veriyoruz. Sayın Bakan ile bugün aldığımız bir karar neticesinde Bakanlıklar arası siyasi istişareleri başlatıyoruz.
Küresel ve bölgesel zorluklara rağmen geçtiğimiz yıl ticaret hacmimiz 1 milyar doları aştı. Bu ivmeyi artırarak sürdürmeyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönem için planlanan Karma ekonomik komisyon toplantısının faydalı olacağına inanıyoruz.
Kurban Bayramı’nın ilk günü Stockholm’de kutsal kitabımız Kuran’ı Kerim’e yapılan aşağılık saldırıyı ve uyarılarımıza rağmen bu saldırıya göz yumulmasını bir kez daha kuvvetle kınıyoruz. Bildiğiniz gibi İslam İşbirliği Teşkilatı İcra Komitesi acil olarak toplandı. Atılacak ortak adımları sayın Safadi ile ele aldık.
Son günlerde Filistin’de yaşanan gelişmeleri yakından izliyoruz. Masum Filistinli kardeşlerimize yönelik baskınlar ve yerleşimcilerin saldırıları bir an evvel durmalıdır. Bütün bölgenin iyiliğine olan bu görüşlerimizi açık ve şeffaf bir şekilde İsrail makamlarına da iletiyoruz.
Filistin sorununa tek geçerli çözümün uluslararası parametreler temelinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen bir Filistin devletinin kurulması olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.
Suriyelilerin geri dönüşü için bölgedeki istikrarın bir an evvel tesis edilmesini gerekli görüyoruz. Bu konuda istişarelerimizi sürdüreceğiz.”
SAFADİ: BÜYÜKELÇİ MURAT KARAGÖZ’ÜN VEFATINDAN DOLAYI BAŞ SAĞLIĞI DİLEMEK İSTİYORUM
Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Safadi ise şunları kaydetti:
“Sayın Büyükelçi Murat Karagöz’ün vefatından dolayı baş sağlığı dilemek istiyorum. Ani bir ölüm oldu. Kendisi Ürdün’de de görev yapmıştı. İşlerini çok ciddiyetle götürmüştü. İlişkilerin geliştirilmesi açısından büyük çaba harcamıştı. Bir kez daha sayın Bakan’a, Bakanlık’a ve ailesine baş sağlığı dilemek istiyorum.
Türkiye ile ilişkilerimiz çok önemlidir. Bu ilişkiler sadece ortak çıkarlarımız için değil bütün bölge için önemlidir. Bu ilişkileri, bu iş birliğini arttırmak için hem bölgesel konularda koordinasyonu eşgüdüm hâlinde arttırmayı düşünüyoruz ve çaba harcıyoruz.
İsrail’in Cenin kampına saldırılarını ele aldık. Bunun arttırılmaması gerekmektedir. İşgal altındaki Filistin topraklarında bu tür saldırılar hemen durdurulması, uluslararası camianın da bu konuda hızlı bir karar almasını ve burada hem gerginliğin hem de şiddetin durmasını istemekteyiz.
Görüşmelerimizde Suriye konusunda siyasi bir çözümün bulunması konusunu ele aldık. Bu krizin sona erdirilmesi hem güvenlik hem siyasi hem insani önemdedir. En fazla sığınmacı Suriyeli kabul eden iki ülkeden biriyiz. Her iki ülke de Suriyeli sığınmacıların geleceği konusunda hemfikiriz. Sığınmacılar mutlaka şerefli bir şekilde bölgelerine dönmesi ve kendilerine dönmeleri konusunda desteklenmeleri gerekmektedir.
İsveç’te Kuran'ın yıkılması konusunda da bütün ülkeler bunu kınamıştır. Burada İslam karşıtlığı vardır. Bu hiçbir şekilde kabul edilemez. Bu fikir özgürlüğü olarak addedilemez.”
FİDAN: NORMALLEŞME ÇALIŞMALARINDA ARTIK ÖNEMLİ BİR AŞAMAYI DA GERİDE BIRAKMIŞ OLDUK
Açıklamaların ardından iki Bakan basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Fidan, Türkiye ve Mısır’ın diplomatik ilişkilerini Büyükelçi seviyesine çıkartılmasına yönelik soru karşısında şunları kaydetti:
“Türkiye ve Mısır bölgelerinde güçlü iki kardeş ülkedir. Tarihi, coğrafi, kültürel, stratejik ve inanç bağlarından dolayı bu iki önemli ülkenin birbirlerinden ayrı kalma lüksü yoktur. Bu perspektiften hareketle iki ülke sayın Cumhurbaşkanlarının iradeleriyle birkaç yıl önce bir süreç başlatıldı. İlk aşamada istihbarat diplomasisiyle bu süreç yürütüldü. Burada istihbarat başkanları belli aralıklarla bir araya geldiler. Daha sonra Dışişleri heyetleri devreye girdi. Ve en son noktada Kasım 2022’de bir vesileyle Doha’da bulunan iki sayın Cumhurbaşkanı bir araya geldiler. Daha sonra Dışişleri Bakanları bir araya gelerek konuları ilerlettiler. Bugün aldığımız ortak kararla, Mısır ve Türkiye olarak karşılıklı Büyükelçilerimizi atıyoruz. Bu geldiğimiz aşamada da normalleşme çalışmalarında artık önemli bir aşamayı da geride bırakmış olduk. Bundan sonra ilişkilerimiz siyasi, ekonomik ve diğer bütün alanlarda büyük bir hızla ilerlemeye devam edecek.”
“İSVEÇ’İN NATO ÜYELİĞİNİN BİR YÜK MÜ, BİR FAYDA MI GETİRECEĞİ KONUSU ARTIK DAHA ÇOK TARTIŞMAYA AÇIK”
Fidan, İsveç’te Kuran’ı Kerim’e yönelik eylemler ve İsveç’in NATO üyelik sürecine ilişkin soruyu şöyle yanıtladı:
“Bu ne ilk ne de son olacak, eğer nitelikli tepkiler ortaya konmazsa. Özellikle İsveç'te bu türden eylemlerin kamu koruması altında yapılması, polis koruması altında yapılması çok daha düşündürücü bir olay. İsveç'in NATO'ya üyeliğinin tartışıldığı günlerde, İsveç güvenlik sisteminin provokasyonları engellemeye yetmeyen bir yapıda olması ve NATO'ya daha fazla güç değil, sorun getirir bir görüntü çizmesi açıkçası stratejik açıdan, güvenlik açısından da bizi düşündürüyor. İnanç olarak sahip olduğumuz değerler açısından olaya zaten büyük bir tepkimiz var. Fakat diğer taraftan stratejik ve güvenlik değerlendirmesi itibariyle ve söz konusu NATO'ya üyeliği olduğu zaman bunun bir yük mü getireceği, bir fayda mı getireceği konusu artık daha çok tartışmaya açıktır.
“İSVEÇ GAYRETLERİNE DEVAM EDER, EV ÖDEVİNİ YERİNE GETİRİRSE TIPKI FİNLANDİYA ÖRNEĞİNDE OLDUĞU GİBİ HER ZAMAN İÇİN BAŞKA ALTERNATİFLER DE MEVCUT”
Terörle mücadele konusunda İsveç'in geçtiğimiz ay aldığı birtakım kararlar var. Bunların pratikte uygulanması göreceğiz. Bu maksatla yapılan daimî komite toplantıları var. Dördüncüsünü Türkiye'de yaptık. Ayın 6’sında da Brüksel'de NATO Genel Sekreteri’nin davetiyle bir toplantı daha olacak, Vilnius Zirvesi öncesinde. Biz Türkiye olarak hiçbir zaman için zaman baskısını bu konuda bir metot olarak kullanılmasını tasvip etmedik. Biz prensipli olarak konuya yaklaştık. Madrid’de mutabık kalınan anlaşma çerçevesinde İsveç tarafının, tıpkı Finlandiya'da olduğu gibi yükümlülüklerini yerine getirmesini bekliyoruz açıkçası, terörle mücadele açısından. Terör örgütlerinin Stockholm sokaklarında rahatlıkla her türlü eylemi organize edebildiği, protesto etkinliklerini yapabildiği, para toplayabildiği, çatışma bölgeleriyle insan trafiğinin olduğu, sınırlarından gelen herhangi bir mülteci kisvesindeki insanlara ne amaçla geldiğinin sorulmadığı; kısacası bilerek ya da bilmeyerek bir ev sahipliği yaptığı bir ortamda tabii ki bizim profesyonel olarak güvenlik değerlendirmesi açısından şu anda çok olumlu bir tablo çiziyor olmamız mümkün değil. Ama tekrar ediyorum, biz prensiplerle hareket ediyoruz. İsveç gayretlerine devam eder, ev ödevini yerine getirirse tıpkı Finlandiya örneğinde olduğu gibi her zaman için başka alternatifler de mevcut.”
Yorum Yazın