Bakan Gül'den 'mektup' yorumu: Cumhurbaşkanımız 9 Ekim'de gereken cevabı vermiştir
İzmir'e gelen Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Halkbank hakkında ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı New York Güney Bölge Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlanarak yargı sürecinin başlatılmasıyla ilgili olarak, "Halkbank'la ilgili açılan dava hukuki olmaktan ziyade, siyasi olduğu açıktır. Zamanlaması itibariyle de tam da Türkiye'ye yaptırımların konuşulduğu süreçte olması manidardır" dedi. ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı iddia edilen mektuba ilişkin gazetecilerin sorusunu yanıtlayan Bakan Gül, "Cumhurbaşkanımız ve Türkiye Cumhuriyeti 9 Ekim'de cevabı vermiştir" dedi. 'Cumhurbaşkanımız 9 Ekim'de gereken cevabı vermiştir'
- Ege Postası
- 17.10.2019 - 12:39
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Bulgaristan Cumhuriyeti Başsavcılığı'nın iş birliğiyle düzenlenen '1'inci Balkan Ülkeleri Başsavcıları Çalışma Formu'na katıldı. Bakan Gül, açılış konuşmasının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Halk Bankası ile ilgili ABD Adalet Bakanlığı'na bağlı New York Güney Bölge Başsavcılığı tarafından iddianame hazırlanarak yargı süreci başlatılmasının zamanlama açısından manidar olduğunu belirten Gül, "Halkbank'la ilgili açılan dava hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğu açıktır. Zamanlaması itibariyle de tam da Türkiye'ye yaptırımların konuşulduğu süreçte olması manidardır. Türkiye'nin yaptığı Barış Pınarı Harekatı'nın tam akabinde yapılması bunun siyasi emellere dayandığını açıkça göstermektedir. Siyasi bir şantaj meselesi olarak değerlendirilebilir. Daha önce de hukuka aykırı delillerle oluşturulan Atilla davasını hep birlikte izledik. Bunun benzerinin tekrar yürürlüğe konması ile ilgili bir süreçtir, asla hukuki dayanağı yoktur. 'Size yaptırım yapacağız' derken hukuka bu şekilde siyasal bir yaklaşıma dayanak oluşturulması asla kabul edilebilir değil. Bu hukuk adına demokrasi adına insan hakları adına kabul edilebilecek bir tutum değil. Dolayısıyla kabulü mümkün olmayan bir tutum" dedi.
Yargı reformunun Mecls'te kabul edilmesini de değerlendiren Bakan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yargı reformu Türkiye'de birçok paydaşın hazırlanan erişilebilir adalet çerçevesinde önemli bir belge. Bu belgenin önemli bir kısmı da kanun gerektiriyor. Bu çerçevede hazırlanan birinci paket Meclis'te kabul edildi. Çok değerli ve anlamlı bir gelişme. Cumhurbaşkanımızın onaylarıyla yürürlüğe girecek. Elbette bunun devamı gelecektir. Yargı hepimizin yargısı, toplumun her kesiminin güven duyması gereken bir yargıdır. Yargıya güvenin artmasına yönelik bu tür adımları memnuniyetle takip ediyoruz. Hukuk fakültesine giriş puanıyla ilgili YÖK'e yaptığımız başvuru da 190 bin olan başarı puanı 120 bine indirildi."
CUMHURBAŞKANIMIZ GEREKLİ CEVABI VERMİŞTİR
Bakan Gül, ABD Başkanı Donald Trump'ın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yazdığı mektup hakkında ise "Yetkili resmi makamlarca bir açıklama yok. Ama bu tür tavırlar Türkiye'ye karşı küstahça bir dil veya harekata karşı yapılan kınamalar, eleştiriler tüm bu üsluplara karşı Sayın Cumhurbaşkanımız ve Türkiye Cumhuriyeti, 9 Ekim saat 16.00 itibariyle gereken cevabı vermiştir" dedi.
"SAYGI, EMPATİ VE DESTEK BEKLİYORUZ"
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Bulgaristan Cumhuriyeti Başsavcılığı'nın iş birliğiyle düzenlenen '1'inci Balkan Ülkeleri Başsavcıları Çalışma Formu' İzmir'de Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün katılımıyla başladı. İki gün sürecek forumda, Barış Pınarı Harekatı'yla ilgili konuşan Gül, "Gelecek nesiller için sınırlarımızı, vatandaşlarımızı ve ülkemizi koruma sorumluluğumuz bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları ile ilgili dostlarımızdan saygı, empati ve destek bekliyoruz" dedi.
'1'inci Balkan Ülkeleri Başsavcıları Çalışma Formu', Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ve Bulgaristan Cumhuriyeti Başsavcılığı'nın iş birliğiyle İzmir'de başladı. Foruma, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Akarca, Bulgaristan Cumhuriyet Başsavcı vekili Borislov Bobi Sarafov, İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Kamil Erkut Güre, İzmir Valisi Erol Ayyıldız, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Karadağ, Kosova, Romanya Başsavcıları ve beraberlerindeki heyetler katıldı. Forumda konuşan Bakan Abdülhamit Gül, Türkiye'nin, Balkan ülkeleri ile ikili ilişkilerine büyük önem verdiğini, bölge ülkelerinin tümüyle iyi ilişkilerin sürdüğünü belirterek, şöyle dedi:
"İkili ilişkilerimiz bağımsızlık, egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı prensipleri üzerine kurulmuş, tarihi bağlarımız ve iyi komşuluk ilkesi ışığında daha da gelişmiştir. Türkiye ve Balkan ülkeleri halkları arasında tarihsel ve güçlü bağlar bulunmaktadır. Balkan ülkelerinde azınlık, soydaş ve akraba topluluklar yaşamakta, ülkemizde de Balkan kökenli çok sayıda vatandaşımız bulunmaktadır. Bu nedenle, vatandaşı bulunduğunuz ülkeler ile olan ilişkilerimize ayrı bir önem atfetmekteyiz. Bugün ev sahipliğini yaptığımız 1. Balkan Ülkeleri Başsavcılığı Çalışma Forumu'nda katılımcı başsavcılık makamları bilgi paylaşımında bulunacaklar, adli yardım talepleri, düzenli toplantılar, istişareler ve ortak eğitimler vasıtasıyla da bölgesel iş birliğinin gelişmesine de katkı sağlayacaklardır. Sözkonusu çalışma forumunun, özellikle uluslararası suçların etkin bir şekilde soruşturulmasında ve nihayetinde suçluların cezalandırılmasında önemli bir rol oynayacağına inancım tamdır. Bildiğiniz üzere, günümüzde artık suç gruplarının yeni yöntem ve usuller kullanarak birçok suç işlediğine şahit olmaktayız. Başta terör, uyuşturucu ve göçmen kaçakçılığı ile insan ticareti suçları olmak üzere son yıllarda bilişim teknolojilerinde yaşanan gelişmelerle birlikte, dijital ve siber suçlar da giderek yaygınlık kazanmaktadır. Ulusal ve uluslararası güvenliği tehdit eden boyutlara ulaşan bu suçlarla mücadelede ülkeler arası işbirliği kaçınılmaz bir gerekliliktir. Bu kapsamda, her yıl düzenlenmesi öngörülen bu forum vesilesiyle, adli ilişkilerin yoğun olduğu komşu Balkan ülkelerinin yargı makamları, tecrübe paylaşımında bulunma, uluslararası adli iş birliğinin yerine getirilmesinde karşılaştıkları güçlükleri yüz yüze tartışma imkânı bulabilecek ve çözüm önerilerini dile getirebilecekler."
'TERÖR KORİDORUNA ASLA İZİN VERMEYECEĞİZ'
Barış Pınarı Harekatı'nın Suriye'nin ülke bütünlüğüne değil, oradaki terör unsurlarının yok edilmesine yönelik düzenlediğini vurgulayan Bkan Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günümüzün kanayan yaralarından biri terörizmdir. Terörizm bizzat insan haklarının, demokrasinin ve hukuk devletinin tahribini amaçlamaktadır. Terörizmin ne olduğunu çok iyi bilen, bunun ağır sonuçlarıyla 1970'li yıllardan beri yüzleşen bir ülke olduğumuzu üzülerek ifade etmek durumundayım. Türkiye, 40 yıldır PKK terör örgütüyle mücadele etmektedir. Bu süreçte yaklaşık 40 bin insanımızın katili olan bölücü terör örgütü PKK, silahlı eylem ve saldırılarına bugün halen devam etmektedir. Ne yazık ki Suriye ve Irak'taki istikrarsızlık, bölgede PKK'nın Suriye kolu YPG ve DEAŞ başta olmak üzere aşırıcı grupların zaman içinde varlık kazanmasına ve güçlenmesine sebep oldu. Bu durum, gerek Türkiye gerekse bölge ülkeleri için büyük bir tehdittir. Bölgedeki bu gelişmeler, ülkemiz de dâhil olmak üzere geniş bir coğrafyanın güvenliği için endişe kaynağıdır. Terör örgütlerine yönelik olarak Suriye'nin kuzeyinde 9 Ekim'de Barış Pınarı Harekatını başlattık. Operasyon açık ve sınırlı hedeflerle gerçekleştirilmektedir. İlgili tüm makamlar, müttefikler ve ortaklarımız zamanında bilgilendirilmiştir. Sivillerin ve sivil altyapının korunması en önemli önceliğimiz olup, her hamle uluslararası hukuka uygun olarak yapılmaktadır ve yapılacaktır. Türkiye Cumhuriyeti olarak hemen yanı başımızda DEAŞ, PKK veya YPG'nin aktif olduğu bir terör koridoruna asla tahammül edemeyeceğimizi ve izin veremeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim. Gelecek nesiller için sınırlarımızı, vatandaşlarımızı ve ülkemizi koruma sorumluluğumuz bulunmaktadır. Bu nedenle, Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları ile ilgili dostlarımızdan saygı, empati ve destek bekliyoruz."
'BİZ HER PLATFORMDA DİLE GETİRİYORUZ'
Türkiye'nin terör örgütlerine yönelik tavrının her zaman aynı olduğunu aynı hassasiyetleri diğer ülkelerden de beklediklerini belirten Gül, şöyle dedi:
"Ülkemiz FETÖ silahlı terör örgütünün 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirmeye çalıştığı hain darbe girişimi ile terörün bir başka görünümü ile karşılaşmıştır. Ancak milletimizin demokrasiye ve devletine olan bağlılığı ve desteği, teröristlerin hain emellerine ulaşmalarına müsaade etmemiştir. Unutulmamalıdır ki terörizm bir ülkenin değil, bütün uluslararası toplumun sorunudur ve terörizmle mücadelede başarının sağlanması ancak uluslararası işbirliği ile mümkündür. Bu sebeple askeri önlemler dışında terör örgütleriyle bölgesel ve küresel boyutta ortak mücadele edilmesi, uluslararası adli iş birliğinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Terörle mücadele konusunda biz üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu dostlarımıza her platformda dile getiriyoruz. Ülkemiz, kendisine ve uluslararası topluma yönelik güvenlik tehditleri ve terör örgütleriyle mücadele ederken, muhataplarından da aynı hassasiyeti beklemektedir. Bu noktada özellikle vurgulanması gereken husus, terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın bu tehditle kararlı bir şekilde mücadele edilmesidir. Bu manada, dostlukları tarihi temellere dayanan Balkan ülkelerinin uluslararası platformda oluşturdukları bu çalışma forumu da bölgenin suçla mücadeledeki kararlılığının en önemli göstergesi olacaktır."
Konuşmalarından ardından protokol üyeleri aile fotoğrafı çektirdi. 1'inci Balkan Ülkeleri Başsavcılığı Çalışma Forumu, katılan ülkelerin başsavcıları arasında görüşmelerle devam edecek. (DHA)
Yorum Yazın