Bakan Kacır ve Bakan Bayraktar, İzmir'de tesis açılışına katıldı
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Ülkemizin 81 ilinin sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi adına, yakın dönemde devreye alacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programımızla da İzmir'e, yeşil teknolojilere yönelik yeni tesisler kazandıracağız" derken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise "Her yıl değişmekle birlikte 60 ila 100 milyar dolar civarında enerji kaynaklı bir ithalat faturamız var. Hedefimiz bu ithalatı düşürerek ekonomimizin üzerindeki yükü hafifletmek ve nihai olarak Türkiye'yi kaynakta ve teknolojide net ihracatçı bir ülke yapmaktır" dedi.
- Ege Postası
- 17.01.2025 - 20:42
- Güncelleme: 18.01.2025 - 10:47
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar'ın katılımı ile Aliağa Güneş Hücresi ve Güneş Paneli Entegre Üretim Tesisi Açılış Töreni gerçekleşti. Törene İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve sektör temsilcileri katıldı. Törende konuşan ve Türkiye'nin, siyasi istikrarın getirdiği ekonomik istikrarla kalkınma yolculuğunda emin adımlarla yürüdüğüne dikkati çeken Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Kacır, "Türkiye Yüzyılı'na adım atarken, son 22 yılda Türk sanayinin öncülüğünde ihracatını 36 milyar dolardan, 262 milyar dolara çıkartan, OECD ülkeleri arasında sanayi üretimi artışında 1'inci sırada yer alan, Çin'den sonra Orta Avrupa'ya kadar uzanan kuşakta en fazla ürünü, rekabetçi şekilde en fazla ülkeye ihraç edebilen bir Türkiye var. Günümüzde ekonomik ve siyasi bağımsızlığın, teknolojideki bağımsızlıkla doğrudan ilişkili olduğunun bilinciyle hareket ederek, kritik teknolojileri geliştiren ve üreten bir Türkiye'nin temellerini atıyoruz" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE, GÜNEŞ PANELİ ÜRETİMİNDE AVRUPA'DA LİDER'
'Milli Teknoloji Hamlesi' hedefleri doğrultusunda, kritik ve stratejik sektörlerde teknoloji kabiliyetlerini güçlendirecek atılımları gerçekleştirdiklerini dile getiren Bakan Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son yıllarda küresel tedarik zincirlerinde yaşanan kırılmalar, ülkelerin enerjide tam bağımsızlık ve kaynak çeşitliliği arayışını kaçınılmaz hale getiriyor. Ayrıca, iklim değişikliğinin tetikleyicisi fosil yakıtların neden olduğu karbon salınımındaki artış da yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelimi hızlandırıyor. Başta yenilenebilir enerji kaynakları olmak üzere, alternatif enerji kaynaklarının kullanımını ülkemizde yaygınlaştırma, bu alanlarda teknoloji geliştirme ve üretim kabiliyetlerimizi güçlendirmeyi Türkiye Yüzyılında müreffeh bir ülke inşa etmenin anahtarı olarak görüyoruz. Güneş enerjisinin, ülkemizin enerji tedarikinde yerli imkan ve kabiliyetlerle değerlendirilebilmesini sağlayan üretim altyapımız özel bir vurguyu hak ediyor. Türkiye olarak özellikle son yıllarda, güneş paneli üretiminde büyük bir atılım gerçekleştirerek Avrupa'da lider konuma geldik. Dünyada ise 4'üncü sıraya eriştik."
'160,6 MİLYAR SABİT YATIRIM GERÇEKLEŞTİ'
Türkiye'nin güneş paneli üretiminde ingottan panele kadar değer zincirinin tüm halkalarında üretim yetkinliğine sahip olduğunun altını çizen Bakan Kacır, "Bu başarı kendiliğinden olmadı. Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM), yenilenebilir enerji yatırımlarını ekonomik açıdan uygulanabilir hale getirdi. Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) modeli ise enerji teknolojilerinde yerlileşmeyi teşvik etti. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak teşvik ve destek mekanizmalarımızla, ülkemizin güneş enerjisi sanayisinin, araştırma ve inovasyon ekosistemimizle güçlü bir sinerji içinde büyümesini sağlıyoruz. Teşviklerimizle 2012'den bu yana 5 bin 284 Güneş Enerji Santrali (GES) yatırımı tamamlandı. 160,6 milyar sabit yatırım gerçekleşti. 7 bin 255 istihdam sağladık. Bazı vizyon yoksunları, güneş enerjisi santrallerini 'çöp' olarak nitelerken biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'yi yenilenebilir enerji yatırımlarıyla 2053 karbon nötr hedeflerimize ulaştırmada ve yine bu alanda yerli ve milli teknolojilerle milli teknoloji hamlesine katkı sunmada kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Artık, 'Su akar, Türk bakar' dönemi bitti. Akan sudan doğan güneşten, esen yelden kendi enerjisini kendi teknolojisi ile üreten bir Türkiye var. Türkiye'nin güneş paneli üretim kapasitesi elde etmesini hedefledik" dedi.
'347 BİLİM İNSANI VE GENÇ İLE TOPLAM 5,8 MİLYAR LİRA DESTEK'
Güneş paneli imalatı için 2012'den bu yana toplam yatırım tutarı 71 milyar liraya ulaşan 135 yatırım için teşvik belgesi düzenlediklerini de söyleyen Bakan Kacır, son 22 yılda TÜBİTAK eliyle güneş enerjisi alanında 683 projeye, bin 347 bilim insanı ve genç ile toplam 5,8 milyar lira destek verdiklerini ifade etti. Bakan Kacır, "Ülkemizin Ar-Ge altyapısını güçlendirmek amacıyla kurulan ODTÜ Güneş Enerjisi Araştırma ve Uygulama Merkezi'ni, ulusal araştırma merkezlerimiz arasına dahil ettik. Merkezimiz bünyesinde, fotovaltaik teknolojileri, modül teknolojileri, güç elektroniği, şebeke ve sistem entegrasyonu başta olmak üzere güneşten enerji üretimi ile Ar-Ge başlıklarında yürütülen projeleri destekliyoruz. Güneş enerjisi sanayimizin son yıllarda katettiği muazzam mesafe, panel üretimine kıyasla daha Ar-Ge yoğun basamaklarını oluşturan ingot, wafer ve hücre aşamalarında üretim ve teknoloji geliştirme kabiliyetlerimizi güçlendirmek için bize büyük cesaret veriyor" açıklamalarında bulundu.
'YENİ GÜNEŞ YATIRIMLARININ KAPASİTESİ 650 GW'A YAKIN'
Aynı zamanda, üretim sürecinin tüm aşamalarında güneş enerjisi sanayisinin kabiliyetlerini geliştirmesi, sektörün rekabetçiliği ve enerji arz güvenliğinin sağlanması adına stratejik bir ihtiyacı da ifade ettiğini vurgulayan Bakan Kacır, "Önümüzdeki büyük fırsat penceresi de mevcut. Entegre yatırımların hayata geçirilmesini mümkün kılacak büyük bir pazara sahibiz. Avrupa ve ABD'de 2030 yılına kadar gerçekleştirilecek yeni güneş santrali yatırımlarının kapasitesi 650 GW'a yakın. Mevcut üretim altyapımızı katma değerli üretimi odağa alan yatırımlarla beslemek; küresel güneş paneli pazarında ülkemizin etkin bir oyuncu olması için kilit rol oynuyor. Ülkeler arasında yükselen duvarlar, ticaret ve teknoloji başlıklarında pek çok pazara açılan kapı niteliğindeki Türkiye'miz için yeni yatırımların hayata geçmesini hızlandırma potansiyeli taşıyor" dedi.
'NİTELİKLİ VE KAPSAMLI DESTEKLER SUNUYORUZ'
Son dönemde teşvik politikalarını güncellediklerini ifade eden Bakan Kacır, "Yüksek teknoloji yatırımlarını önceleyen ve kapsamlı destekleri devreye alan bir yapıya kavuşturduk. Güneş santrallerinin kurulumuna ilişkin teşviklerimizi Türkiye'de üretilen güneş hücresi kullanımına yönlendirdik. Bir yandan da güneş hücresi üretim kapasitemizi artırmak üzere, teşviklerimizle ingot dilimleme aşaması veya öncesindeki bir aşamadan başlayarak gerçekleştirilecek toplam 6,5GW / yıl kapasiteye sahip 4 yatırımın önünü açtık. Güneş hücresi üretimi, geçtiğimiz yıl temmuz ayından Cumhurbaşkanımızın ilan ettiği Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı teşvik programı HIT-30'un ilk çağrı başlıkları arasında da yer alıyor. Çağrımız doğrultusunda güneş hücresi üretimine ingot dilimleme aşamasından başlayan yıllık asgari 5GW üretim kapasiteli yatırımlara nitelikli ve kapsamlı destekler sunuyoruz" ifadelerini kullandı.
'İZMİR’İMİZE DE HAK ETTİĞİ KIYMETİ VERİYORUZ'
Smart Güneş Teknolojileri'nin, ingottan panele kadar tüm üretim süreçlerini kapsayan, yıllık 2 GW kapasiteye sahip güneş paneli yatırım planının hayata geçirileceği konusunda kendilerine bilgi verdiğini kaydeden Bakan Kacır, "Cumhurbaşkanımızın kararıyla, proje bazlı yatırım teşviki sunduğumuz, ülkemizin üretim ve ihracat gücüne önemli katkı sağlayacak bu yatırımın ilk fazında firma; 2023 yılı mart ayında 1,2 GW/yıl üretim kapasitesine sahip panel üretim tesisini burada devreye aldı. Ardından açılışı için bir arada olduğumuz yıllık 800 MW kapasiteli güneş hücresi yatırımını tamamladı. Bu yatırımı kıymetli kılan bir diğer unsur da devamında gerçekleştirilecek wafer ve ingot yatırımı. Bu yatırım, güneş enerjisi sektörümüzün ingot ihtiyacını karşılamanın ötesinde, teknoloji savaşlarının kritik hale getirdiği çip üretiminde de ülkemize stratejik bir kabiliyet katacak. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak, müteşebbislerimizi teşvik sistemimizle ve kurduğumuz Ar-Ge ve üretim altyapılarıyla ülke sathında sürdürdüğümüz kalkınma hamlesine ortak etmeye devam edeceğiz. Kamu ve özel sektörün tüm imkanlarını seferber ederek 81 ilimizde yürüttüğümüz kalkınma hamlesinde, İzmir’imize de hak ettiği kıymeti veriyoruz" dedi.
Son 22 yılda düzenledikleri 6 bin 754 yatırım teşvik belgesi ile İzmir'de 990 milyar lira tutarında sabit yatırımın ve 190 bin kişilik istihdamın önünü açtıklarını vurgulayan Bakan Kacır, "Sayılarını 10'dan 14'e yükselttiğimiz organize sanayi bölgelerimizde 96 bin ilave istihdam oluşturduk. Şehirlerimizde kalkınmanın ana sac ayağı olan KOBİ'lerimizi KOSGEB eliyle desteklemeyi sürdürüyoruz. İzmir'de, 22 yıl önce KOSGEB desteklerinden yararlanan KOBİ sayısı bir elin parmaklarını geçmezken, biz bugüne kadar 72 bin 214 KOBİ'ye 8,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık" dedi.
'İZMİR'E YEŞİL TEKNOLOJİLERE YÖNELİK YENİ TESİSLER KAZANDIRACAĞIZ'
İzmir'de Ar-Ge ve inovasyonu güçlendirecek adımları kararlılıkla attıklarına dikkati çeken Bakan Kacır, şu ifadeleri kullandı:
"İzmir'e kazandırdığımız 103 Ar-Ge, 26 tasarım merkezi ve 6 teknoparkta teknoloji geliştirme çalışmaları yürütülüyor. İzmir Kalkınma Ajansımız eliyle şehrimizin yerel potansiyelini harekete geçirecek 665 projeye 5,2 milyar lira destek verdik. Geçtiğimiz ay Cumhurbaşkanımız tarafından ilan edilen ve bölgesel kalkınma politikalarımızın beş yıllık yol haritasını oluşturan Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi'nde, İzmir'in rekabet gücünü artıracağımız, potansiyel bir küresel şehir olarak tanımladık. Ülkemizin 81 ilinin sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi adına, yakın dönemde devreye alacağımız Yerel Kalkınma Hamlesi Teşvik Programımızla da İzmir'e yeşil teknolojilere yönelik yeni tesisler kazandıracağız. Yüksek teknolojili üretime odaklanarak şehrimize değer katmaya ve İzmir'in büyüme ivmesini artırmaya devam edeceğiz."
BAKAN BAYRAKTAR: 'YENİ BİR ENERJİ MİMARİSİ OLUŞTURMAYI HEDEFLİYORUZ'
Smart Güneş Teknolojileri A.Ş. tarafından hayata geçirilen yıllık 800 megavatlık hücre üretim tesisine ilişkin konuşan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar ise "Dünya, enerjide büyük bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Hayatın her alanında ekonomilerin bütününde elektrik yoğun bir şekilde kullanılırken, roller değişiyor, tüketici ülkeler üretici; tüketiciler, üretici hale geliyor, Dijitalleşme, çok büyük fırsatları ve başta siber saldırılar olmak üzere elbette tehditleri de beraberinde getiriyor. Yapay zeka, büyük veri, her sektörde olduğu gibi enerjide de büyük bir talep artışı ile birlikte dönüşümü zorunlu kılıyor. Dağıtım ve iletim şebekesi işletmeciliğinde geleneksel çözümler yerini çok daha yenilikçi ve farklı alternatiflere bırakıyor. Bunun yanı sıra iklim değişikliği, kovid sonrası yaşadığımız tedarik zincirindeki kırılmalar ve küresel ticarette ülkelerin giderek daha korumacı politikalar izlemesi hepimizi meseleye farklı bir anlayış ve yaklaşımla değerlendirmeye sevk ediyor. Biz de Türkiye olarak bu çerçevede yeni bir enerji mimarisi oluşturmayı hedefliyoruz" açıklamalarında bulundu.
'TÜRKİYE'Yİ KAYNAKTA VE TEKNOLOJİDE NET İHRACATÇI BİR ÜLKE YAPMAKTIR'
Enerjinin her alanında bütüncül ve kapsamlı yeni stratejiler ve politikalar geliştirerek Türkiye'deki enerji dönüşümünü gerçekleştirmeye gayret ettiklerini söyleyen Bakan Bayraktar, "Burada enerji dönüşümümüzün başarıya ulaşmasında üç temel önceliğimizin olduğunu belirtmek istiyorum. Bunlardan birincisi, artan enerji talebi karşısında vatandaşlarımıza, sanayicilerimize, tüm tüketicilerimize kaliteli, ucuz, kesintisiz enerji temin etmek yani arz güvenliğini sağlamak. Geçtiğimiz 20 yılda ülkemizin enerji ihtiyacı üç katına çıktı, bunun içerisinde elektrik ihtiyacımız var, doğal gaz ihtiyacımız var, petrol ve petrol ürünleri ihtiyacımız var. Elektrik talebimizin 2035 yılına kadar en az yüzde 50 oranında artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla artan talep karşısında arz güvenliğini sağlamak için gereken yatırımları en hızlı şekilde devreye almamız gerekiyor. İkinci konu, enerjide dışa bağımlılığımızı düşürmek. Enerji arzımızda ithal kaynaklara ait pay, şu an yaklaşık yüzde 70 düzeyinde. Her yıl değişmekle birlikte 60 ila 100 milyar dolar civarında enerji kaynaklı bir ithalat faturamız var. Hedefimiz bu ithalatı düşürerek ekonomimizin üzerindeki yükü hafifletmek ve nihai olarak Türkiye'yi kaynakta ve teknolojide net ihracatçı bir ülke yapmaktır" dedi.
'HEDEFİMİZ AVRUPA'DA İLK 3'E GİRMEK'
Bu çerçevede yenilenebilir kaynaklar başta olmak üzere tüm yerli kaynakları çevreyle uyumlu bir şekilde ekonomiye kazandırmanın gayreti içinde olduklarını belirten Bakan Bayraktar, "Üçüncü husus, Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu '2053 net sıfır emisyon' hedefi doğrultusunda küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadele. 30 yıldan az bir sürede ekonomimizi karbon nötr bir ekonomi yapacağız. İşte bizim bu üç temel önceliğimizin; yani arz güvenliğinin sağlanmasının, dışa bağımlılığın azaltılmasının ve iklim değişikliğiyle mücadelenin merkezinde yenilenebilir enerji yer alıyor. Yenilenebilir enerji, adeta her derde deva. Yenilenebilir enerji yatırımlarına yoğunlaşarak, artan talebi karşılayıp, dışa bağımlılığı azaltarak, karbonsuz üretim ile net sıfır emisyon hedefine katkı sağlıyoruz. Türkiye olarak son 15 yılda yenilenebilir enerji alanında ülke olarak adeta sessiz bir devrim gerçekleştirdik. Rüzgar ve güneşte neredeyse sıfır olan kurulu gücümüzü, 33 bin megavatın üzerine çıkarttık. Sadece güneşte Mayıs 2013'te, bundan 11 yıl önce 91 kilowattlık ilk tesisimizle bu yolda bugün yaklaşık 20 bin megavatlık bir kurulu güce eriştik. Bu sayede yine bugün itibariyle rüzgar ve güneşten ürettiğimiz elektrik, ülkemizdeki tüm hanelerin yıllık elektrik ihtiyacını karşılar hale geldi. Rüzgar ve güneşle birlikte tüm yenilenebilir enerjinin, mevcut kurulu gücümüz içindeki payını yüzde 60'a ulaştırdık. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı verilerine göre, yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da ilk 5'teyiz, dünyada ise 11'inci sırada yer alıyoruz. Bu yıl hedefimiz Avrupa'da ilk 3'e, dünyada da ilk 9 ülke arasına girmek" ifadelerini kullandı.
'YEKA YARIŞMALARINI DA BU YIL SONUNDA YAPMAYI HEDEFLİYORUZ'
Gelecek vizyon olan 'Yenilenebilir Enerji 2035' yol haritasını, ekim ayında kamuoyuna duyurduğunu belirten Bakan Bayraktar, "Cumhurbaşkanımız da COP29 Bakü'de tüm dünyaya ilan ettiler. Önümüzdeki 10 yılda rüzgar ve güneş kurulu gücümüzü 4 katına çıkaracağız. Yaklaşık 80 milyar dolarlık yeni yatırımla 120 bin megavatlık bir kurulu güce ulaşacağız. Geçtiğimiz yıl yani 2024 yılında bir rekor kırarak 6 bin 200 megavatlık yeni rüzgar ve güneş kapasitesini devreye aldık. 2035'in sonuna kadar bu 120 bin megavatlık hedefe gitmek için her yıl 7-8 bin megavatlık ilave kapasite hedefimiz var. Bu amaç doğrultusunda yeni bir YEKA ihale modeli geliştirdik. Bu modelle 2035 yılına kadar her yıl en az 2 bin megavatlık YEKA yarışması yapacağız. 2024 yılı için YEKA RES ve YEKA GES yarışmaları, bu yıl ocak ve şubat aylarında tamamlanacak. 2025 RES ve GES Yeka yarışmalarını da bu yıl sonunda yapmayı hedefliyoruz" diye konuştu.
'POLİTİKALARLA DAHA GÜVENLİ BİR YATIRIM ORTAMI OLUŞTURMAYA GAYRET EDİYORUZ'
Bakan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yenilenebilir enerji politikası oluştururken, 'Ülkemizi bir bağımlılıktan yani ithal yakıttan kurtarıp başka bir bağımlılığa teslim etmeyeceğiz' dedik. 'Doğal gaz ve kömür ithalatımızı düşürürken yenilenebilir enerji ekipmanlarında yani güneş panellerinde, rüzgar türbinlerinde hülasa yenilenebilir enerji teknolojilerinde ülkemizi dışa bağımlı hale getirmemeliyiz' dedik. Milli enerji ve maden politikamızın en önemli sac ayaklarından biri yerlileştirme ve en önemli modellerinden biri YEKA dediğimiz Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları projeleriydi. Bugün dünyada panel üretiminin yüzde 75'i, hücre üretiminin yüzde 85'i, wafer üretiminin de yüzde 97'si tek bir ülkede gerçekleşiyor. Bu nedenle yerli sanayimizi teşvik amacıyla YEKA yarışmalarında RES'lerde kullanılacak olan türbinlerin asgari 55 puanlık yerlilik şartını, GES'lerde kullanılacak olan panellerde de asgari yüzde 75 yerlilik oranını sürdürmeye devam edeceğiz. Ortaya koyduğumuz uzun dönemli, ölçek ekonomisine sahip ve öngörülebilir. Politikalarla daha güvenli bir yatırım ortamı oluşturmaya gayret ediyoruz. Jeopolitik konumuyla, nitelikli insan gücü ve yenilikçi ekosistemiyle, Türkiye büyüyen potansiyeli yüksek bir pazardır. Ülkemize yatırımı güçlü sanayi politikalarımız ve teşvik programlarımız ile de daha da cazip hale getiriyoruz."
'ÜLKEMİZDE ÜRETİLEBİLİR HALE GELDİ'
YEKDEM ve YEKA süreçlerine ilişkin konuşan Bakan Bayraktar, "Milli enerji ve maden politikamızın en önemli unsurlarından biri olan yenilenebilir enerji kaynaklarımızın ekonomiye kazandırılması noktasında YEKDEM, YEKA süreçlerimiz ve sanayicilerimiz başta olmak üzere kendi öz tüketimlerini karşılamak isteyen tüketicilerimiz için geliştirdiğimiz çatı ve 5-1/h gibi uygulamalarla kapasite tahsisleri gerçekleştirirken aynı zamanda yerli ekipman üretimini de destekliyoruz. 2014 yılında sektörde sadece 27 tane imalatçı varken 11 yıllık süre içerisinde bu imalatçı sayısı yaklaşık 500'e çıktı. Bu sayede ana ekipman imalatçıları ve alt tedarikçilerle birlikte 50 bin kişiye yeşil istihdam imkanı sağladık. Güneş santrallerinde kullanılan aksamlarda yüzde 75, rüzgar santrallerinde ise kule, kanat ve jeneratörde yüzde 70'in üzerinde yerlilik seviyelerine ulaştık. Bu alanda gidecek daha çok yolumuz, yapacak çok işimiz var. 2024 sonu itibarıyla yenilenebilir enerji santrallerine yaklaşık olarak toplamda 26 milyar liralık yerli katkı bedeli ödedik. Bu destekler sayesinde GES için taşıyıcı yapı, kablolar, hücre, cam, çerçeve, kablo bağlantı kutusu ve fotovoltaik modüllerini yerli imkanlarla üretmeye başladık. RES için; biraz önce ifade ettiğim gibi, jeneratör, kanat, kule ve kule bağlantı elemanları ülkemizde üretilebilir hale geldi" dedi.
'HAZIRLIKLAR TAMAM'
2035 hedefine ulaşmak için iletim ve dağıtım altyapısının güçlendirilmesi konusunda ciddi yatırım yapılması gerektiğini söyleyen Bakan Bayraktar, "Zira, güneş ve rüzgar kapasitesinin teknik olarak yönetilebilmesi ve elektriğin üretim noktalarından tüketim noktalarına sorunsuz taşınabilmesi için esnekliği yüksek iletim ve dağıtım şebekelerine sahip olmak gerekiyor. Bu sebeple 'Yenilenebilir Enerji 2035' yol haritamızda iletim ve dağıtım altyapısına özel bir bölüm ayırdık. 2035 yılına kadar yaklaşık 15 bin kilometre uzunluğunda 40 GW kapasiteli HVDC hatları inşa etmeyi hedefliyoruz. İletim seviyesinde yapacağımız ilave AC ve HVDC hatların 'yeni yeşil şebekenin' toplam yatırım tutarı yaklaşık 28 milyar dolar olacak. Ülkemizi katma değerli üretimle büyüyen, istihdamı, ihracatı her geçen gün artan güçlü bir ekonomi haline getirmek en büyük hedefimiz. Elbette burada en büyük itici gücümüz, müteşebbislerimiz, üreten Türkiye'nin kıymetli sanayicileri. Sanayicilerimizin enerji maliyetlerine destek olmak, sınırda karbon düzenleme mekanizması gibi ihracatımızı doğrudan etkileyecek gelişmelere sanayicilerimizi hazırlamak için öz tüketim esaslı yenilenebilir enerji kapasite tahsisi yapıyoruz. Bugün itibariyle, çoğunluğu sanayi tüketicileri olmak üzere yatırımcılarımızın elinde toplamda yaklaşık 23 bin 500 megavatlık bir kapasite bulunuyor. Bu kapasitenin en hızlı şekilde devreye alınmasını istiyoruz. Elbette yatırımcıların karşı karşıya olduğu sıkıntıların da farkındayız. 48 ayı bulan izin süreçlerini yeni dönemde 18 aya düşürmek istiyoruz. Rüzgar ve güneş izin süreçlerinde reform niteliğinde olacak değişikliklerle ilgili tüm hazırlıklarımızı tamamladık. Konuyu bir an önce Meclis'imizin gündemine getirerek yasalaştırmak ve bu alandaki düzenlemeleri sadeleştirmek istiyoruz. İzin süreçlerinin kısalmasıyla birlikte tahsis ettiğimiz ve edeceğimiz kapasiteleri çok daha hızlı bir şekilde hayata geçireceğiz. Ayrıca Gerçekleşme ihtimali olmayan projeleri de çok daha kısa bir süre içinde sistemden çıkararak ilgili kapasiteleri tekrar tahsis imkanına kavuşacağız" açıklamalarında bulundu.
'CARİ AÇIĞIMIZI AZALTMIŞ OLACAĞIZ'
Tesiste 600 megavat kapasiteli ilk panel üretiminin 2023 yılında faaliyete geçtiğini dile getiren Bakan Bayraktar, "Yatırımın ikinci fazı olan 800 megavat kapasiteli hücre üretim tesisi de geçtiğimiz ağustos ayında üretime başladı. Bugün, biz ikinci faz yatırım olan hücre üretim tesisinin resmi açılışını gerçekleştiriyoruz. Bu sayede, güneş paneli üretiminde neredeyse tamamı ithal olarak temin edilen güneş hücreleri yerlileştirilmiş olacak. Bu alandaki dışa bağımlılığımızı ve dolayısıyla cari açığımızı azaltmış olacağız. Bu yeni yatırımın İzmir’imize, ekonomimize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum" dedi.
'ENERJİNİN TEKNOLOJİSİNİ DE ÜRETME VE KULLANMA ZORUNLULUĞUMUZ VAR'
İzmir Valisi Süleyman Elban ise "Bu tesis bizim için önemli. Artık, müreffeh, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ilerlediğimiz bu yolda bizim de diğer gelişmiş ülkeler gibi temiz enerji kullanma zorunluluğumuz var. Sadece temiz enerjiyi kullanmak değil aynı zamanda enerjinin teknolojisini de üretme ve kullanma zorunluluğumuz var. GES, HES, biyoenerji gibi teknolojilerinin tamamında kendi teknolojimizi kullanmak zorundayız. Hem Enerji Tabii Kaynaklar Bakanlığımızın almış olduğu kararlar ve yaptığı uygulamalarla yerli üretimin teşvik edilmesi hem de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalar ve teşviklerle yerli üretimin teşvik edilmesiyle birlikte yatırımda kullandığımız malzemelerin dışarıdan gelmesi, ödeme dengesine çok ciddi katkı sağlıyor" ifadelerini kullandı.
'704 KALİFİYE PERSONEL İSTİHDAMI SAĞLANMAKTADIR'
Kendi mühendislikleriyle ürettirdikleri panelin kalitesinden cesaret alarak 2017 yılında ilk panel fabrikasını devreye aldıklarını anlatan Smart Güneş Teknolojileri Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ da "Tesis, yıllık bin 200 megavat panel üretim kapasitesine sahip olup 2024 yılı Temmuz ayında devreye aldığımız 800 megavat hücre üretim hattımız ile enerji sektörüne katma değer sunmaktadır. Yapılan yatırım ile sadece bu çatı altında 704 kalifiye personel istihdamı sağlanmaktadır. Entegre üretim tesisimiz tam kapasiteye ulaştığında 3 bin 100 kişiye istihdam sağlamış olacağız" diye konuştu.
BAKAN KACIR: ÜLKEMİZ ADINA ÖNEMLİ BİR FIRSAT KAPISI AÇIYOR
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İzmir programı kapsamında Bergama ilçesindeki Ateş Wind Power fabrikasında düzenlenen 'Ateş Wind Power 500. Jeneratör Teslim Töreni'ne katıldı. Törene, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu, İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti İzmir milletvekilleri, Ateş Wind Power Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Güldoğan ve iş insanları katıldı. Törende konuşan Bakan Kacır, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde; ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltacak büyük hamleler gerçekleştirdik. Attığımız kararlı ve uzun vadeli adımlar neticesinde; toplam elektrik kurulu gücümüz içerisinde yenilenebilir enerjinin payı yüzde 58'e ulaştı. 2035'e kadar, güneş ve rüzgarda mevcut kurulu gücümüzü 80 milyar doların üzerinde bir yatırım ile dört katına çıkarmayı öngörüyoruz. Küresel resme baktığımızda; geçtiğimiz yıl için dünya genelinde yapılan 3 trilyon dolar enerji yatırımının 2 trilyon doları yenilenebilir enerji alanında gerçekleşti. Yenilenebilir enerjide yatırım ivmesinin önümüzdeki dönemde de artarak devam etmesi öngörülüyor. Bu bakımdan gerek yerli yatırımlar gerekse de küresel ölçekteki trendler, ülkemiz adına önemli bir fırsat kapısı açıyor" dedi.
'TOPLAM 448 TEŞVİK BELGESİ DÜZENLEDİK'
Bakan Kacır, 150 projeye ve 278 bilim insanına toplam 1,3 milyar lira destek sağladıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yenilenebilir enerji teknolojilerinde Ar-Ge ve inovasyon kapasitesini artırmak, yerli üretim ekosistemini güçlendirmek ve küresel pazardaki rekabet avantajımızı pekiştirmek; enerjide Milli Teknoloji Hamlesini gerçekleştirmek adına öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu bakımdan, rüzgar enerjisindeki güçlü üretim altyapımızı yalnızca enerji ihtiyacımızı yerli üretim kabiliyetlerimizle karşılayan değil, aynı zamanda inovasyona katkı sağlayan, nitelikli istihdam oluşturan ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine hizmet eden bir ekosistem olarak konumlandırıyoruz. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu ekosistemi daha da büyüterek, üretimde yerli ve yenilenebilir enerjinin payını daha da artıracak, etkin teşvik ve destek mekanizmalarımızı devreye aldık. Teşvik sistemimiz kapsamında; rüzgar enerji santrali yatırımlarına 2012'den bugüne kadar toplam 448 teşvik belgesi düzenledik. 411 milyar lirayı aşan sabit yatırımın önünü açtık. Türbin kulesi, makine ve bağlantı ekipmanı imalatı yatırımları için ise toplam 68 teşvik belgesi düzenleyerek 11,3 milyar liralık yatırımı harekete geçirdik. TÜBİTAK destek ve burs programları kapsamında; rüzgar enerjisi teknolojileri alanında 150 projeye ve 278 bilim insanına toplam 1,3 milyar lira destek sağladık. Katma değer odaklı yatırımlara Ar-Ge'den seri üretime uçtan uca destek sunduğumuz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında; rüzgar türbinlerinde kullanılan bağlantı ekipmanlarının, ileri döküm teknolojisi kullanılarak yerli ve milli imkanlarla üretilmesini sağlayan bir projeyi destekleyerek 425 milyon lira yatırımın önünü açtık."
'20 BİNDEN FAZLA KİŞİYİ İSTİHDAM EDİYOR'
"Teknoparklarımız bünyesinde rüzgar enerjisi alanında çalışan 59 teknoloji girişimine ve yine bu alanda projeler yürüten 28 Ar-Ge merkezine sağladığımız bütüncül destekler; yenilikçi teknolojilerin yerli imkanlarla geliştirilmesine olanak sağlıyor" diyen Bakan Kacır, "2002'de üretilen ilk yerli kanatla serüveni başlayan Türkiye rüzgar enerjisi sanayisi, oluşturduğumuz güçlü Ar-Ge ve üretim altyapısı neticesinde; kule, kanat ve jeneratör gibi türbin ana aksamlarını yerli olarak imal etme kabiliyeti elde etti. Yıllık 2,5 milyar avro ciroya ulaşan sektörümüz, bugün 20 binden fazla kişiyi doğrudan istihdam ediyor. 50'den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor" dedi.
İzmir'in güçlü lojistik bağlantıları, planlı sanayi alanları, yetkin insan kaynağı ve yüksek rüzgar enerjisi potansiyeliyle rüzgar sanayisindeki yatırımlar için ideal bir merkez olduğunu dile getiren Bakan Kacır, “3 ayrı üretim tesisinde, yüzde 100 yerli sermayeye sahip olan Ateş Wind Power, bu kümede başarıyla üretim gerçekleştirerek sektöre öncülük eden firmalarımız arasında yer alıyor. İzmir'de üretilen 500'üncü jeneratörün teslimatıyla, firmamızın başarılı yolculuğunda önemli bir eşiği geride bırakmasını kutluyoruz" açıklamalarında bulundu. Bakan Kacır, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile birlikte Çandarlı Limanı'nı Türkiye'ye kazandıracaklarını da dile getirdi.
İzmir Valisi Süleyman Elban ise İzmir'in rüzgar enerjisinin başkenti olduğunu belirtip, "Ülkemiz muhtemelen çok kısa bir zaman içerisinde Çin'den sonra rüzgar teknolojisi konusunda önde gelen ülkelerden birisi haline gelecek" dedi.
Ateş Wind Power Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Güldoğan da "Bugün için 3 farklı kampüste bulunan 5 fabrikamız, grup şirketlerimiz ile 1300 çalışanımız ve paydaşlarımızla birlikte büyüme, üretim, istihdam ve ihracat şeklinde çizilen sanayi rotamızda yürüyeceğimize olan inancımızın altını çizmek isterim" diye konuştu.
Konuşmaların ardından fabrikayı gezen Bakan Kacır, teslim edilen 500'üncü jeneratöre imzasını attı.
AK PARTİ GENÇLİK KOLLARI 7’NCİ OLAĞAN İL KONGRESİ’NE KATILDI
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, İzmir programı kapsamında AK Parti Gençlik Kolları 7’nci Olağan İl Kongresi’ne katıldı. Kongreye Kacır’ın yanı sıra, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, İl Gençlik Kolları Başkanı Recep Tayyip Taslak, İl Kadın Kolları Başkanı Emel Dalkıran ve teşkilat mensupları katıldı. Ayrıca Gençlik Kolları Genel Başkanı Eyyüp Kadir İnan'ın önümüzdeki hafta kongrede Genel Başkanlığı görevini devredeceği Yusuf İbiş de katılım sağladı. Kongrede konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Tam bağımsız Türkiye'nin lideri, Türkiye yüzyılını inşa eden Recep Tayyip Erdoğan'ın partisiyiz. 22 yılda Türkiye'yi baştan başa eserler ve hizmetler kazandıran, asırlık eserlerle Türkiye'nin, Türk milletinin tarihine, kaderine damgasını vuran iktidar partisiyiz. Enerjiden ulaştırmaya, eğitimden sağlığa, sanayiden teknolojiye Türkiye'nin dört bir yanında iz bırakan, Türkiye'yi dünyayla yarışan bir ülke haline getiren AK Parti, ak gençliğin partisiyiz. Türk milletini, Cumhuriyetimizin kuruluşundaki tam bağımsızlık mayası hedefi doğrultusunda, Türkiye Yüzyılı’na taşıyan, savunma sanayiinde Türkiye'nin bağımsızlığını tahkim edecek adımlar atan, Türkiye'yi dünya lideri haline getiren, Türkiye'yi kara araçlarından deniz platformlarına, hava araçlarından uydu sistemlerine, savunma sanayiinin tüm unsurlarıyla geleceğe taşıyan biziz” dedi.
‘DÜNYANIN MASUMLARI BİZDEN YANADIR’
“Dünyanın masumları bizden yanadır” diyen Bakan Kacır, “Onların duası Türk milletine yeter. Onların duası Recep Tayyip Erdoğan'a yeter. 20’nci yüzyılda iki cihan harbi yaşanırken uçaklar üreten, helikopterler üreten bir ülke değildik. Dünyada binlerce uçak, helikopter üretildi. Türkiye bunların hiçbirinin üreticisi değildi. Aslında olabilirdi. Vecihi Hürkuş diye bir ismimiz vardı. Bir istiklal kahramanı, bu ülkede 90 sene önce uçaklar üretti. Ürettiği uçakları uçurmasına izin vermediler. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden 3 kez takdirname almış bir kahramandan söz ediyoruz. Ürettiği uçakları uçurmadılar. ‘Uçaklarının sertifikası yok’ dediler. Sertifika alayım dediğinde, ‘Bu defa uçaklara sertifika düzenleyecek bir müessesemiz bulunmuyor’ cevabı aldı. Nuri Demirağ ismimiz var. Biz geçen yıl İzmir'de gümbür gümbür bir Teknofest düzenledik. Ama bizden 60 yıl önce de bu ülkede, bu topraklarda Nuri Demirağ tarafından Teknofestler düzenlenmiştir. Türkiye'de ürettiği yerli uçakları Türk milletiyle buluşturmuştu. Pilotlar yetişsin, mühendisler, teknisyenler yetişsin havacılık yarışına dahil olsun istedi. Ama Nuri Demirağ’ın uçak siparişlerini iptal ettiler. ‘Siz almayacaksanız dünyaya satayım’ dedi. Bu defa da ihracatına engel koydular” diye konuştu.
‘KİMSE BİZİM ELİMİZE SU BİLE DÖKEMEZ’
Türkiye’de 1941’de Ankara Etimesgut'ta bir uçak fabrikası kurulduğunu söyleyen Bakan Kacır, “9 sene bu fabrika üretim yaptı. 1949’da iktidarda CHP vardı. Bu fabrika kapatıldı. Türkiye'ye Marshall yardımları geldi. Marshall yardımlarının Türkiye'ye girmesinden bir yıl sonra Ankara'da uçak fabrikası kapatıldı. Türkiye, Amerika'nın yardımlarıyla kalkınacakmış diye. Yardımı yapan o yardımla ne yapılacağını da söylüyor. ‘Uçak fabrikası kapatılacak. Türkiye uçak üretmeyecek. Türkiye ancak basit tarım makineleri üreten bir ülke olacak’ dedi. 1949’da bu ülkenin Başkent’inde bir uçak fabrikası kapatıldı. Türkiye buralardan geldi. Devrim otomobili yolda bırakıldı. Şimdi devrin otomobilini Recep Tayyip Erdoğan sayesinde Türk milleti yollara çıkardı. Havacılıkta iddiamız yoktu. Ama 2000’li yıllarda bir sağlam irade geldi. Bu ülkenin neye ihtiyacı varsa bu milletin öz evlatlarıyla, onların alın teriyle, akın teriyle yapacağız dedi. Bayraktar’la, Akıncı’yla, Anka'yla, Aksungur'la, Hürkuş'la, Hürjet'le, Atak'la, Gökbey'le, Kayahan'la, Kızılelma'yla Türk milleti gökyüzüne imzasını attı. Türk milletinin evlatlarının başkalarından geri kalır bir yanı yokmuş. Türkiye'yi hayalleriyle buluşturan parti biziz. Türkiye'de petrol vardı da biz mi içtik diyorlardı? Gabar'da terörü temizledik. Şimdi günde 71 bin varil petrol üretiyoruz. Bütün çevremizdeki ülkelerde ya petrol var ya doğal gaz. Ne için bizde yok diye hep merak ediyorduk. Karadeniz'de gazı bulan çıkaran yine biziz. 1950’lilerde bu ülkede nükleer santral projesi çizilmeye başlandı. Ama AK Parti iktidara gelene kadar çivi bile çakılamadı. Dünyada 400’den fazla nükleer santral var. Bizden önce bir tane bile yapılmadı. Şimdi Türkiye'yi nükleer enerji santraline eriştiren yine biziz. Kimse bizim elimize su bile dökemez. Biz eser siyasetinin, hizmet siyasetinin, proje siyasetinin partisiyiz. Daha yapacak çok işimiz var” ifadesine yer verdi.
‘BU MİLLETİ DÜNYA LİDERİ YAPACAĞIZ’
“Biz adaletin partisiyiz” diyen Bakan Kacır, “Biz Türkiye'de kimin hakkı yenmişse ona hakkını yeniden teslim eden partiyiz. Eğitimi ücretsiz hale biz getirdik. Seçilme yaşını 2017’de 18’e yine biz indirdik. Üniversitede hakkı yenen, çalışma haklarından mahrum bırakılan, başörtülü kardeşlerimize haklarını teslim etmek bizim iktidarlarımıza nasip oldu. Önlerine engeller olan imam hatiplilere hakkını teslim etmek bize nasip oldu. Bu ülkede azınlıkların haklarını teslim etmek yine bize nasip oldu. Ayasofya'yı yeniden açmak Recep Tayyip Erdoğan'a nasip oldu. Daha yapacak çok işimiz var. Biz, bizim kapımızı çalana sırt dönmedik. Biz Suriye'nin mazlumlarına, evimizi, şehirlerimizi, soframızı açtık. Kimin ne dediğine bakmadık. Bizim davamız insanlık davasıdır dedik. Recep Tayyip Erdoğan'a 2023 seçimlerinden önce ‘Suriyelileri geri göndereceğiz demezsen bu seçimi kazanamazsın’ dediler. Recep Tayyip Erdoğan, ‘Asla, biz Türk milletiyiz. Biz mazlumu kapı dışarı etmeyiz. Türk milleti basiretlidir, feraset sahibidir. Türk milleti ensar ruhuyla sonuna kadar yanımızda duracaktır’ dedi. Hakikaten Türk milleti cumhuriyetçinin yanında durdu. Bu beceriksizlere bu acemilere aldırmadı, kulak asmadı. Evlatlarının geleceğini onlara teslim etmedi. Nihayetinde yeniden 2023 yılında Cumhurbaşkanımızı devlet başkanlığı makamına getirdi. Biz bu millete Boraltan Köprüsü utancını yaşatmadık. Onu yaşatanlar düşünsün. Biz Suriye'nin mazlumlarını Sednaya hapishanelerinin ölüm çukurlarına terk etmedik. Böyle bir utançla milletimizi baş başa bırakmadık. Daha yapacak çok işimiz var. Türkiye'nin kalplerini kucaklayacağız. İki devre birlikte şahitlik ediyoruz. Türkiye'yi her alanda, dünyada lider yapmak adına 2053’e, 2071’e yürüyoruz. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde savunma sanayiinde nasıl başarmışsak, uzay teknolojilerinde adımızı nasıl gökyüzüne ufkun ötesine yazdırmışsak her alanda bu milleti dünya lideri yapacağız” dedi.
‘BU SAYEDE YAPTIĞINIZ HER İŞ GÜZEL OLUR’
Kongrede konuşan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, "Bu kongreye gelince, tam 17 yıl önceye gittim. 3 Şubat 2008 yılında Kemalpaşa'da görevi devraldım. Nasıl heyecanlandım ve güzel geçsin diye geceleri uyumadıysam şu anda AK Parti'de Tanıtım Medya Başkanı olarak her faaliyette aynı heyecanı hissediyorum. Sizler şu organizasyonda heyecan hissediyor ve geceleri organizasyon güzel geçsin diye gözünüze uyku girmiyorsa siyasete aşıksınızdır. Bu sayede yaptığınız her iş güzel olur” dedi.
‘İZMİR AK PARTİ İLE ÖZDEŞLEŞTİ’
“İzmir bizim şehrimiz, bu şehrin sokakları bizim çalışmalarımıza şahitlik etti” diyen AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, “İzmir AK Parti ile özdeşleşti. Kimse bizim bu şehirle aramıza giremez. Bizimle İzmir arasına girmek isteyenlerin İzmir ile ciddi problemleri var. Kendi genel başkanları itiraf ediyor keşke İzmir'de ara seçim yapabilsek diye. Siz kendinizi ne zannediyorsunuz? İzmirlilerin iradesini ayaklar altına almayı aklınızdan sakın geçirmeyin. Özgür Özel, sen İzmir vekilleriyle helalleş. CHP İzmir'in itibarını düşünmüyor. Ancak AK kadrolarımız varken, Recep Tayyip Erdoğan varken İzmir yalnız değil” dedi.
‘TÜRKİYE, GENEL SEÇİMLERDE YETİŞMİŞ VE EN DİNAMİK CUMHURBAŞKANIMIZI BİR KERE DAHA SEÇECEK’
Gençlere çok iş düştüğünü söyleyen AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, “Türkiye'nin 25 milyon genci var. Bu ne Avrupa'da ne de başka ülkelerde var. Önümüzdeki süreçte dünyanın en önemli kutuplarından birisi Türkiye olacak. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi dünyada kartlar yenden dağıtılıyor. Dünyanın en önemli küresel ülkelerinden birisi Türkiye olacak. Türkiye genel seçimlerde yetişmiş ve en dinamik Cumhurbaşkanımızı bir kere daha seçecek. Burada en çok görev gençlere düşüyor. Gençlerimizin vereceği istikamet geleceği belirleyecek" ifadelerine yer verdi.
‘DAVAMIZI YARINLARA TAŞIYACAKSINIZ’
AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ise “Sizler bu davanın yılmaz gençleri olarak en güzel şekilde davamızı yarınlara taşıyacaksınız. Geleceğin teminatı sizsiniz. Bizler siz varsanız varız. Ben gençlik kollarında olamadım. Ancak gençlik kollarından gelen kıymetli vekilimle yol arkadaşlığı yapmaktan onur duyuyorum” dedi.
‘İZMİR AK GENÇLİK YETİŞTİRMENİN ÖRNEK OLDUĞU YERDİR’
AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkan adayı Yusuf İbiş, “İzmir gençlik kollarının ayrı yeri oldu. İzmir her zaman bizim ikinci memleketimiz oldu. Ankara bize dar geldi İzmir’in sokaklarında çok güzel çalışmalara imza attık. İlk siyasi etkinliğime İzmir’de katıldım. Biz gittiğimiz her ilde ak gençliğin il ve Türkiye siyasetine kattıklarını anlatıyorum. İzmir’de bunu detaylı anlatmamıza gerek yok. İzmir ak gençlik yetiştirmenin örnek olduğu yerdir” sözlerine yer verdi.
Görevi devreden AK Partili Recep Tayyip Taslak, “Gençliğimin ilk yollarını Cumhurbaşkanımız gibi dünya liderinin siyasetini denk getiren rabbime şükrediyorum. Onun yolundan ilerlemeye çalışan genç bir kardeşiniz olarak şükrediyorum, onun öğrencisi olmaktan gurur duyuyorum” dedi. (DHA)
Yorum Yazın