Bakan Kurum’dan Büyükşehir’e rest: İzmir’i beceriksizliğe terk etmeyeceğiz
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, kentsel dönüşüm ve sürdürülebilir kentlerin inşa edilmesi noktasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni eleştirdi. 30 Ekim 2020 depremi sonrasında ortaya konulan projeler üzerinden örnek veren Bakan Kurum, Büyükşehir’in deprem sonrasındaki “dönüşüm” çalışmalarında ‘beceriksizlik’ mesajı verdi ve “İzmir’imizi asla liyakatsizliğin, belirsizliğin, iş bilmezliğin insafına terk etmedik, terk etmeyeceğiz” dedi.
- Ege Postası
- 20.01.2023 - 17:17
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, MÜSİAD İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu’nun MÜSİAD İzmir Şubesi ev sahipliğinde düzenlediği “Türkiye Yüzyılında Şehirleri Fark Et, İnşa Et” temalı istişare toplantısında konuştu.
İklim değişikliği, kuraklık ve çarpık kentleşme gibi konulara vurgu yapan Bakan Kurum, sürdürülebilir kentler vurgusu yaptı.
Ülke genelinde sağlıklı ve dirençli kentler için hayata geçirilen projeler hakkında da bilgi veren Bakan Kurum, 30 Ekim 2020 depremi sonrasında ortaya konulan projeler üzerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne de dönüşüm resti çekti.
“ESKİ ŞEHİRCİLİK POLİTİKALARI İHTİYAÇLARA CEVAP VERMİYORDU”
Küresel iklim krizi ve çözümü için sürdürülebilirliğin önemine vurgu yapan Bakan Kurum, “Dünyamız her geçen gün, her geçen dakika; hızlı bir şekilde değişiyor, dönüşüyor. Özellikle son yıllarda karşılaştığımız iklim krizi, küresel sorunlar ve ekonomik buhranlar; bizlere benimsediğimiz genel geçer kavramların değişmesi gerektiğinin sinyalini veriyor. Tam da bu eşikte karşımıza çözüm olarak ‘sürdürülebilirlik’ kavramı çıkıyor. Çözüm sürdürülebilir düşüncede, sürdürülebilir müzakerede, sürdürülebilir eylemdedir. 21. yüzyılda, gelişen teknolojiyle birlikte kentlerin, doğal afetlere ve krizlere karşı dirençli olarak planlanması da sürdürülebilirlik tartışmalarında ilk sıralarda yer almaktadır. Artık al-kullan- at anlayışından al-kullan-dönüştür anlayışına bütün sektörlerde geçmek zorundayız. 2000’li yılların başına kadar ülkemizde uygulanan şehircilik politikaları, maalesef dönemin ihtiyaçlarına cevap veremeyen, vatandaşlarımızın sıkıntılarına çözüm bulamayan kırılgan, klasik bir şehircilik politikasıydı. Artık bu anlayışı yaşadığımız doğal afetler, salgın hastalıklar ve diğer tüm krizler karşısında dirençli olacak, adaptasyon sağlayacak ve kriz yönetecek bir politika ile değiştirmek zorunda olduğumuzu herkes gördü” dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR KENTLER İÇİN 5 BAŞLIK
AK Parti’nin sürdürülebilir kentler anlayışını 5 başlıkta özetleyen Bakan Kurum, “Bizler 20 yılda 100 yıllık işler yaptık. AK Parti’mizin iktidara gelmesiyle birlikte medeniyetimizin işaret ettiği şehirlerdeki sürdürülebilirlik anlayışını 5 temel prensiple hayata geçirdik Bir… İnsanın şerefli bir varlık olması bilinciyle insanı ve insanın çağın gereklerine uygun ihtiyaçlarını çalışmalarımızın merkezine aldık. İki… Sürdürülebilir bir çevre için; doğamızın, çevremizin ve şehirlerimizin bizlere emanet olduğu bilinciyle; 'yeşil' ve 'mavi' dokumuza daima sahip çıktık. Üç… Kaynakların herkes için erişilebilir olmasının yanı sıra etkin ve verimli kullanılmalarını sağladık. Dört… Her türlü afetten, sosyal ve ekonomik risklerden arındırılmış, güvenli, sağlıklı, nitelikli ve sosyal donatı merkezli yeni yaşam alanları kurduk. Beş… Tarihi dokumuzu ve kültürel varlıklarımızı koruduk, yaşattık ve gelecek nesillere aktardık. Millet bahçelerimizin ve korunan alan sayımızı artırmaya gayret gösterdik. Bizim bir şehir hayalimiz var. Komşuluk ve mahalle kültürüne sımsıkı bağlı bir şehir. Sosyal, ekonomik ve mekânsal eşitsizliklerin olmadığı bir şehir. Dayanışmanın, kardeşliğin en güzel şekilde yaşandığı bir şehir. Hizmetlerin herkes için erişilebilir kılındığı, kültürün ve sanatın en özgür düzeyde yaşandığı, insan için çözüm üreten yenilikçi bir şehir tasavvur ediyoruz, istiyoruz ve MÜSİAD’taki siz değerli kardeşlerimizle birlikte “Muhteşem Türk Şehirleri” için çalışıyoruz” diye konuştu.
“İZMİR’DE 57 BİN KONUT VE İŞYERİ DÖNÜŞTÜ”
AK Parti iktidarında topyekun bir dönüşüm çalışması başlatıldığının altını çizen Bakan Kurum, İzmir verilerini de paylaştı ve “Biz 20 yıldır belirli bir planlaması olmayan, kontrolsüzce büyüyen, sürdürülemez ve dirençsiz şehirleri; geleceğe ulaşabilen, esnek, dayanıklı ve sürdürülebilir şehirlere dönüştürüyoruz. Bu anlamda ülkemizin dört bir yanında, 81 ilimizin tamamında, sürdürülebilir kentsel dönüşümü; hızlı, yerinde ve gönüllü ilkeleriyle yürütüyoruz. Çünkü depreme hazırlık, kentsel dönüşüm terörle mücadele kadar önemlidir. Adeta milli güvenlik, milli egemenlik meselesidir. Bu anlamda kentsel dönüşümü; afet riskli yapıların dönüşümü, tarihi kent merkezlerinin ihyası, eski sanayi alanlarının dönüşümü, bölge ve şehir otoparklarının inşası ve tarım köy projelerinden müteşekkil 5 temel çalışma alanı olarak değerlendiriyoruz. 2012 yılında başlayan ‘Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm’ anlayışıyla deprem riski taşıyan binaların yerine sağlıklı ve güvenli yapılar inşa ediyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar tüm Türkiye’de, tam 3 milyon 200 bin konutumuzu yeniledik. İzmir’imizde de riskli yapı olarak tespit ettiğimiz 57 bin 109 konut ve iş yerinin dönüşümünü gerçekleştirdik” ifadelerini kullandı.
“KÖYDEN KENTE GÖÇÜ TERSİNE HIZLANDIRIYORUZ”
“Yeşil dönüşüm” vurgusu da yapan Bakan Kurum, “Kentsel dönüşümde, çevresel sürdürülebilirlik doğrultusunda bütün çalışmalarımızı 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma devrimine uygun olarak sürdürüyoruz. Bu kapsamda inşa ettiğimiz bütün yapıları iklime duyarlı, enerji verimli, kendi kendine yeten, tamamen Sıfır Atık ve yeşil bina konseptine uygun şekilde yapıyoruz. İnşa edildiği yıllarda, şehrin dışında yer alan sanayi alanlarımız, şehirlerin genişlemesiyle beraber merkezde kaldı. Bu da trafik yoğunluğundan sağlık sorunlarına, görüntü kirliliğinden fiziksel kirliliğe kadar çok çeşitli problemlere sebep oluyordu. Esnafımızın ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelen sanayi alanlarımızı kentlerimizin dışına taşıyoruz. Bu kapsamda şehirlerimizin ekonomisini, yatırım potansiyelini güçlendirecek 10 bin sanayi dükkânımızı Sanayide Yeşil Dönüşüm anlayışıyla 81 şehrimizde inşa ediyoruz. Yine dönüşüm kapsamında şehirlerimize on binlerce araçlık otoparklar kazandırıyoruz. Bu otoparkları da özellikle şehir merkezlerine en yakın yerlerde inşa ediyor, şehir merkezlerindeki trafiği rahatlatıyoruz. Şu anda mevcut dönüşüm alanlarında olabilecek en yüksek sayıda, on binlerce araçlık otopark üretimine devam ediyoruz. Bunun yanı sıra yöresel dokuya uygun tarım köy projelerimizi 81 ilimizin kırsal bölgelerinde yaygınlaştırıyoruz. Şu anda sahada, toplam 7 bin yeni köy evimizi tamamladık, kalanlarını da inşa ediyoruz. Biz bu şekilde köye göçü sağlayacağız. Bu yol ile köye dönüşü yani tersine göçü hızlandırıyor, hem büyükşehirlerin yükünü azaltıyor hem de kırsalda ekonomiyi canlandırıyoruz” dedi.
BAYRAKLI’YA DEVASA MİLLET BAHÇESİ
30 Ekim 2020 depremini ve sonrasında merkezi iktidar tarafından hayata geçirilen projeleri de hatırlatan Bakan Kurum, yerinde dönüşüm çağrısı yaparken Millet Bahçesi müjdesi verdi ve şunları söyledi; “Tüm afetlerde devletimiz büyük bir başarı gösterdi. Nerede bir afet olsa biz oradaydık. Bilhassa son 4-5 yılda milletimizi yasa boğan çok büyük afetlerle karşı karşıya kaldık. İzmir’imizde de depremin ardından şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için İzmir’de tarihinin en büyük kentsel dönüşüm sürecini yürütüyoruz. İzmir depremi sonrasında hiçbir vatandaşımızı açta açıkta bırakmadık. Devlet ve millet seferberliğiyle hareket ettik, yaraları hep birlikte sardık. Afetzede kardeşlerimize ‘En kısa zamanda size konutlarınızı yapıp teslim edeceğiz’ dedik. 1 yıl içerisinde ilk konutların teslimine başladık. 5 bin 61 konut inşa ediyoruz. İlk konutlarımızın teslim törenini Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gerçekleştirdik. Bugüne kadar 4 bin 604 konutun yapımını tamamladık, kalan 457 konutun yapımında ise artık sona yaklaştık. Nisan ayında tamamını teslim edeceğiz. Tabi TOKİ’mizle hayata geçirdiğimiz bir diğer önemli projemiz de Millet Bahçelerimiz. İzmir'de toplam büyüklüğü 563 bin metrekare olan dört millet bahçesi projemiz var. Bergama millet bahçemizin yapımına devam ediyoruz. Yine Kiraz ve Konak millet bahçelerimizin projelendirme çalışmalarına devam ediyoruz. En kısa zamanda ihalesini de bakanlığımız eliyle yürüteceğiz. Buradan bir de müjdeyi vermek istiyorum. Bayraklı'da 360 bin metrekare büyüklüğündeki millet bahçemizin projelerini hazırladık, Şubat ayında bakanlığımız ilk ihalesini yapacak. İzmirli kardeşlerimizle birlikte ilk fidanlarıyla buluşturacağız.”
“CHP’NİN ÇÖP-ÇUKUR ANLAYIŞINI BERTARAF EDECEĞİZ”
İzmir’de dönüşümde merkezi iktidarın ağırlığının artacağı mesajını veren Bakan Kurum, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne gönderme yaptı ve “Biz iyi günde de kötü günde de vatandaşlarımızın yanındayız. İşte İzmir’imizdeyiz. İzmir’imizi asla liyakatsizliğin, belirsizliğin, iş bilmezliğin, beceriksizliğin insafına terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Neden terk etmeyeceğiz biliyor musunuz? Bugün Barış Sitesindeki yeni evine misafir olduğumuz Hatice teyzemizin gözlerinde İzmir’in geleceğini gördüm, umudu gördüm. Depremde en büyük acının yaşandığı Rıza Bey Apartmanını ziyaret ettim. Orada da çocuklarımızın gözünde İzmir’in istikbalini gördüm, umudu gördüm, İzmir’e dair beklentiyi gördüm. Biz artık her zamankinden daha kararlıyız. İnşallah; istiklalin şehrini kültürel ve tarihi dokusuna uygun, iklime uyumlu ve sürdürülebilir akıllı şehir uygulamalarıyla istikbalin de şehri yapacağız! Bunu hep birlikte yapacağız. Bakanlığımız, milletvekillerimiz ve iş insanlarımızla yapacağız. Bunun için, Hatice teyzemizin umutları için, Rıza Bey Apartmanındaki yavrularımız için var gücümüzle çalışacağız. Eylül ayında Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut projesini hayata geçirdik. İlk etapta 250 bin sosyal konut, 1 milyon konut amaçlı arsa, 10 bin işyerini milletimize kazandıracağız. Projemiz kapsamında İzmir’imize toplam 12 bin 400 konut inşa ediyoruz. 25 bin konutluk arsamızı, 700 bereketli dükkânımızı İzmirli kardeşlerimize armağan ediyoruz. İzmir’imizin kura çekimini 6-13 Şubat arasında gerçekleştireceğiz. Hem kentsel dönüşüm hem de yeni üreteceğimiz sosyal konutların ardından, İzmir’imizde afetlere karşı dirençsiz tek bir sağlıksız yapı, tek bir çöküntü alanı kalmayıncaya kadar, çöp kokusunu giderene dek… Çöp, çukur anlayışı diyoruz biliyorsunuz biz CHP zihniyetine. Önümüzdeki seçimlerde İzmir inşallah çöp-çukur anlayışını bertaraf edecek ve Sayın Cumhurbaşkanımıza tarihinin en yüksek oyunu verecek. Bizler bu konuda çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın