Bakan Yıldırım son noktayı koydu
TAEK, fabrikanın nükleer tesis ya da radyasyon tesisi olmadığı belirterek, “Dolayısıyla fabrika, 2690 sayılı TAEK Kanunu çerçevesinde TAEK’in lisansına, denetimine ve yaptırımlarına tabi değildir” dedi. Kent gündemindeki çöp sorununa da değinen Bakan Yıldırım, " Vahşi depolama ile çöp sorunun önüne geçilemez.“ Çöp bertaraf tesisleri ile ilgili sistemler çok gelişti. Yapılacak iş çok basit. Başka yer aramaya lüzum yok. Çöp tesisi aynı yere yani Harmandalı'ya gelecek" dedi.
- Ege Postası
- 07.12.2012 - 15:03
İzmir’in Gaziemir İlçesi’nde 1940 yılında Aslan Avcı tarafından kurulan döküm fabrikası, 70 yıl boyunca külçe kurşun imal etti. Bunun için de ömrünü tamamlamış akü ve hurda kurşun kullanıldı. 70 dönümlük arazi üzerindeki fabrika kurulurken çevresi boş olan, ancak geçen yıllar boyunca çevresi konutlarla dolan fabrika, iki yıl önce Torbalı’ya taşındı. Ancak terk ettiği topraklardan dumanlar yükseldi.
Kurşun üretimiyle oluşan radyoaktif atıkların, fabrika arazisine gömüldüğü için zehir saçtığı haberleri büyük yankı buldu. Atıklardan dumanlar yükselmesi, yıllar önce bu alanda radyasyon tehlikesi olduğu yolundaki raporlara rağmen önlem alınmadığının ortaya çıkması, İzmir’de korku yarattı.
Çevrede oturanlar, hayvanların öldüğü, çocukların hastalandığı, geniz yakan bir kokunun çevreye yayıldığı şikayetleri üzerine, TAEK Afet ve Acil Durum Müdahale Ekibi bölgeye gelip ölçümler yaptı. TAEK, 5 Aralık tarihli ilk raporunda, “Fabrikada ölçülen radyasyon değerleri insan sağlığı için bir tehdit oluşturmamaktadır” dedi.
TAEK, 7 Aralık tarihli ikinci bir açıklamayı yine resmi web sitesinden yaptı. TAEK raporunda, kurşun fabrikasının 2010 yılı Ekim ayında faaliyetine son verdiğini belirterek, “Söz konusu tesisin nükleer tesis ya da radyasyon tesisi olmadığı gibi bünyesinde de radyoaktif kaynak kullanılarak faaliyette bulunulmamaktadır. Dolayısıyla Aslan Avcı Döküm Sanayi A.Ş faaliyetleri açısından 2690 sayılı TAEK Kanunu çerçevesinde TAEK’in lisansına, denetimine ve yaptırımlarına tabi değildir. İlaveten firmanın üretim faaliyetlerinde kullandığı hammaddeler ile üretmiş olduğu mamül maddeler nükleer ya da radyoaktif maddeler olmayıp, bu tür malzemelerin ithali, ihracı ve ticareti ile ilgili hususlar TAEK’in görev ve yetkisi çerçevesinde değildir” dedi.
BEŞ YIL ÖNCE RADYOSYON VE RADYOAKTİVİTE BULAŞIĞI BULUNDU
TAEK, raporunda, 16 Nisan 2007 tarihinde tesisten çıkan cüruf atığında radyoaktivite bulaşığı tespit ettiğini, yapılan analiz sonucu bunun Europium-152 izotopu olduğunun anlaşıldığı belirterek, bu sorunun çözümü için cürufun bulunduğu depolama sahasında ölçüm yapıldığı radyasyon oranının 300 mikron/saat’i bulduğu, bölgenin güvenlik altına alınarak, giriş çıkışın engellendiği sahanın tel örgüyle çevrildiğini anlattı.
TAEK, cürufların tamamının Atık Pil ve Akümülatörlerin Kontrolü Yönetmeliği’ne göre İzmit’te kurulu İZAYDAŞ tesislerinde bertaraf edilmek üzere gönderildiğini, fabrikada radyasyondan korunma kullarına ilişkin ayrıntılı bilgi verdiğini bildirdi. Fabrikada 2008 yılı Mayıs ayından itibaren her ay düzenli olarak ölçüm yapıldığı, cürufta radyasyonun tespit edildiği, aynı yılın Ağustos ayında 73 bin 450 kilogram radyoaktif cüruf malzemenin incelendiği, kuyulardan su numunesi alındığı suya radyoaktif bulaşmanın olmadığının tespit edildiğini dile getirildi. 2008 yılının Ekim ayında firma, geçici depolama yeri ve karantina sahası inşa etti, kapalı istif sahasına personel ve insan geçişinin önlenmesi amacıyla ikinci bir tel örgü çekti.
TAEK, eksikliklerini gideren firmaya Temmuz 2009’da radyasyon ölçüm sistemi uygunluk belgesi verdi. Şikayet üzerine 11-13 Temmuz 2012 tarihlerinde de inceleme yapıldı ve mevcut durumda değişiklik olmadığı görüldü. Son olarak geçen hafta şikayetler üzerine fabrika alanına bir kez daha gelen uzmanlar ölçümler yaptı. Atıkların toprağa gömüldüğü fabrika bahçesindeki yüzey ölçümünde radyasyon normal değerlerde çıktı, ancak toprak altı araştırma yapılmadı. Fabrikada açık alanda yığılı cüruf üzerindeki ölçümde ise radyasyon 15-30 olması gereken değerler 200 mikronsaat değerlerine kadar çıktı.
İZMİR’DE KURUMLAR SESSİZLİĞİNİ KORUYOR
TAEK raporunda konuyla ilgili tüm kurumları, İzmir Valiliği, Çevre ve Orman İl müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi, Gaziemir Belediyesi ve Gaziemir Kaymakamlığı’nı yapılan tüm çalışmalardan haberdar ettiğini anlattı. İzmir’de ülke gündemine oturan kurşun fabrikasıyla ilgili olarak tüm kurumlar sessizliğini koruyor. TAEK’in raporunu bekleyen kurumlar, iki raporun ardından da harekete geçmedi. Gaziemir Kaymakamlığı yetkinin kendilerinde olmadığını öne sürerken, İzmir Valiliği ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nden de bir çalışma haberi gelmedi.
BAKAN YILDIRIM: İZMİRLERİN İÇİ RAHAT OLSUN
ULAŞTIRMA, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İzmir’in Gaziemir İlçesi’nde radyasyon sızıntısı nedeniyle gündeme gelen kurşun fabrikasında radyoaktif değil kimyasal atık olduğunu, arsanın temizlenip sahiplerine teslim edileceğini belirterek, 'İzmir’in Çernobili’ yönündeki haberlerin 'herkes için sağlık’ temasıyla aday olunan EXPO 2020 sürecine zarar vereceğini, bunu İzmir’in aleyhine kullanabileceklerini söyledi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, partisinin Torbalı İlçe Başkanlığı’nı ziyaret etti. Yıldırım, İzmir’in Gaziemir İlçesi’nde 70 yıl üretim yaptıktan sonra atıklarını toprağa gömen kurşun fabrikasındaki radyasyon sızıntısıyla ilgili olarak alınacak önlemleri soran basın mensuplarına, “Radyoaktif değil kimyasal atık” dedi. Bakan Yıldırım, 'İzmir’de Çernobil’ başlıklı haberlerin EXP0 2020’ye 'herkes için sağlık’ temasıyla aday olan İzmir’e zarar vereceğini öne sürerek, şöyle konuştu:
“Radyasyon cep telefonlarında, televizyonlarda var. Saç kurutma makinasından alıyorsunuz. Burada radyasyonla ilgili sorun yok. Burada, aküler, atıklar, kurşunlar çıkarılıyor. Yüzde 90 depolanıyor. Orada zamanla toprakla karışarak kimyasal reaksiyona giriyor. Bir nükleer atık, bir radyasyon atığı değil, kimyasal bir atık. Orada her ihtimale karşı TAEK tedbirini almış, orayı izole etmiş. Gerekli girişimi başlattık. Burada iddia ortaya atarken onun doğruluğu, yanlışlığı ötesinde denizcilikte, bilişimde, sanayide, ticarette ciddi bir atılım içine girmiş İzmir’in bir Çernobil tehdidi ile algılanması İzmir’e yapılacak en büyük zarardır. Bunu EXPO sürecinde aleyhimize kullanırlar. Ben anlatılanlardan Atom Enerjisi Başkanlığı’nın raporundan tatmin oldum. Bunu da İzmirliler’le paylaşıyorum. O arsa değerlendirilecekse orayı temizleyip onun da bedelini ödeyip hak sahiplerine teslim edeceğiz. İzmir’de Valilik işin içinde süreci baştan beri takip ediyor. Atıklardan dolayı Çevre İl Müdürlüğü ceza kesmiş. Sanki bu fabrika birdenbire ortaya çıkmış, durup dururken nükleer patlama olmuş, büyük bir felaket olmuş gibi sunuldu. Böyle bir şey yok. İzmir’e hiç yakışmayacak bir şey. İzmir’in algısı hakkında böyle bir sorumsuzluğu çağrıştıran ifadelerden kaçınılması lazım. Basın mensuplarının, İzmirlilerin gönlü rahat olsun. Olay kontrolümüz altındadır.”
“BAŞKA YER ARAMAYA LÜZUM YOK”
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, kentte tartışma konusu olan katı atık berataraf tesisi ve yeri hakkında açıklamalarda bulundu.Vahşi depolama ile çöp sorunun önüne geçilemeyeceğini belirten Bakan Yıldırım, “ Bugünkü çöplüğün olduğu yer gibi 5 tane daha yeriniz olsa 10 senede bu yerler de dolar. İzmir’in her yeri çöple dolup, taşar” dedi. Katı atık bertaraf tesislerindeki teknolojilere dikkat çeken Bakan Yıldırım, “ Çöp bertaraf tesisleri ile ilgili sistemler çok gelişti. İzmir gibi bir şehirde 200 dönüm arazi içinde çöpü alıyorlar. Yakmadan her türlü işlemi yaparak, çöpten enerji elde ediyorlar. Bu enerji İzmir'in tüm elektrik ihtiyacının yüzde altısına denk geliyor. Yapılacak iş çok basit. Başka yer aramaya lüzum yok. Çöp aynı yere yani Harmandalı'ya gelecek. Hiçbir maliyeti de olmadan tesisi kuracaklar, 49 yıl işletecekler. Arsanın kira bedelinii de verecekler ve böylece bu meseleyi İzmir'in gündeminden çıkartmış olacaksınız” dedi.
“BAKİR ALANLARIN ÇÖP DEPOSU OLMASI DOĞRU DEĞİL”
Büyükşehir Belediyesi’nin tesis için yeni istikamet olarak belirlediği Yamanlar içinde görüşlerini açıklayan Bakan Yıldırım, “ İzmir’i ve İzmirlileri çöple meşgul etmemek lazım. ‘Yok efendim Torbalı, Bornova mı olsun, Yamanlar mı olsun'’ Milletin huzuru bozmaya gerek yok! Çöpü uzağa götürelim. Bu konuda da belediye ne gibi desteğe ihtiyaç duyuyorsa İzmir’in tüm meselelerinde olduğu gibi biz hazırız. Ama hiçbir şekilde İzmir’in bakir alanlarının tekrar bir çöp deposunu haline getirilmesi doğru değil” diye konuştu. (DHA)
Yorum Yazın