Bakanlığın dönüşüm projesine: Meslek odalarından rant vetosu!
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Karabağlar ilçesinde başlatılan ve büyük tartışmalara yol açan kentsel dönüşüm projesine bölgedeki vatandaşların ardından meslek odalarından da veto geldi. Bakanlığın Cennetçeşme-Limontepe bölgesinde riskli alan ilan edilen toplam 101 hektarlık alanda başlattığı çalışmalara tepki gösteren TMMOB'a bağlı meslek örgütleri, çalışmalara rant gerekçesi ve bilimsellikten uzak olduğu sebebiyle karşı olduklarını açıklayarak, mağdur vatandaşlardan yana tavır koydu. Bakanlığın dönüşüm projesine
- Ege Postası
- 17.09.2015 - 15:08
Son olarak vatandaşlar ve belediyelerin imar planlarına itirazları ve yörede yaşayan halkın Bakanlar Kurulu tarafından alınan riskli alan kararına karşı açtıkları davalarla gündeme gelen dönüşüm projesine bit veto da meslek odalarından geldi. TMMOB'a bağlı toplam altı odanın imzası bulunan bildiriyi kamuoyuna aktaran Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer şunları dile getirdi:
2012 yılında ilan edilmiş, İzmir'in en büyük (540 hektarlık)“riskli alan”ının 101,4 hektarlık kısmına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından hazırlanarak 05.06.2015 tarihinde onaylanan1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planına, ayrıca riskli alan ilanından bu yana gerçekleşmekte olan tüm sürece, bilimsel planlama ilkeleri yok sayıldığı ve hukuka aykırı bir süreç olduğu için karşı çıkmaktayız.
Hazırlanan planın “riskli alan”ın bütününde ne tür etkilerinin olacağı plan kapsamında değerlendirilmemiş olup planın; üst ölçek plan kararlarına aykırı, parçacı, çevresinden kopuk, imar mevzuatına aykırı olarak ve bir an önce rant sağlanması amacı ile hazırlandığı açıktır. Yerel seçimler öncesinde alelacele alınan bir kararla “riskli alan” ilan edilen bu alanda, yaklaşık 3 yıldır halkın katılımı sağlanmadan yürütülen ve sadece kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm olduğu açık olan proje çalışmasına; çalışma kapsamında bu alanda yaşayan insanların talepleri yok sayıldığı için, onlara ne olacağı belli olmadığı için, en önemlisi insanların yaşam hakkını yok sayan ve can güvenliğini tehdit eden bir anlayışa sahip olduğu için, aşağıda imzası bulunan TMMOB'ye bağlı meslek odaları olarak karşı çıkıyor ve bu sebeple bahsi geçen planların iptal edilmesi için yargıya başvurmuş olduğumuzu belirtmek istiyoruz.
İmar Planları için hazırlanan Plan Açıklama Raporları yetersizdir ve özensiz hazırlanmıştır. Raporlarda plan öncesi yapılması gereken araştırma-değerlendirme çalışmalarının yapılıp yapılmadığına ilişkin doyurucu bir bilgi bulunmamakta, güncel olmayan veriler yer almakta ve yürürlükten kalkan planlardan yürürlükte imiş gibi bahsedilmektedir. Ayrıca kurum ve kuruluşlardan alınan görüşlerin büyük bir bölümünün sadece raporda yer almakta olduğu ve plan kararlarına yansıtılmadığı görülmektedir.
Hazırlanan imar planları, planlamaya esas onaylanan jeolojik-jeoteknik etüt raporuyla çelişmektedir. Rapora göre; planlama alanının kuzeyinde kalan bölge, Türkiye’deki en büyük heyelan alanlarından birisidir ve günümüzde aktivitesi halen devam etmektedir. Merkezi idarenin; yapılaşma dışı tutulması gereken alanları “yeşil alan” olarak düzenlemeyi tercih etmesi, bu alanları kullanacak olan insanların can güvenliğine verdiği önemi gözler önüne sermektedir. Yine bölgede yol imalatı sırasında yapılacak olan kazı işlemleri, heyelanın tetiklenmesine sebep olacak ve mevcut heyelan bölgesinin güneyinde yaşaması planlanan nüfusun can güvenliğini tehdit edecektir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da; kentsel dönüşümün amacı, afet riski taşıyan alanlarda yaşayanların can güvenliğini sağlamak ve sağlıklı çevrede yaşam hakkını korumak için dönüşüm faaliyetleri sürdürmek olarak açıklanmaktadır. Yani ‘riskli alan’ olarak belirlenmiş alanlarda plan, öncelikle afet riski altında olan sağlıksız yapılaşma koşullarında hayatını sürdüren vatandaşların can güvenliği için ve sağlıksız mekânsal çevrenin dönüşümü hedefiyle yapılmış olmalıdır. Ancak bu önceliğin bu plan kapsamında yer almadığı görülmektedir.
Kentsel dönüşüm projelerinin başarı düzeyini belirleyen en önemli etkenlerden biri planlama aşamasından itibaren halkın planlamaya katılımıdır. Merkezi ve yerel yönetim, meslek odaları, üniversiteler ve bölgede yaşayan yurttaşların sözünü söyleyeceği temel yaşam hakkının ön planda tutulduğu bir “dönüşüm modeli” oluşturulduğu takdirde, sağlıklı ve yaşanabilir mekânların oluşması sağlanabilecektir. Ancak plan kapsamında, “riskli alan”da yaşayanların ne şekilde, nereye taşınacağına ilişkin herhangi bir modelin tariflenmediği görülmektedir.
Onaylanan imar planlarının hem yukarıda açıklandığı gibi bir dönüşüm modeli tariflememesi, hem de riskli alanın sadece boş olan hiçbir nüfusun yaşamadığı kısmına ilişkin hazırlanmış olması; kentsel dönüşüm gerekçesi ile yapılan imar planlarının Bakanlık tarafından “boş olan alanları imara açmanın kolay ve hızlı bir yöntemi” olarak benimsendiğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Yukarıda sunulan gerekçeler dikkate alındığında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından Karabağlar ilçesinde yer alan 540 hektarlık “riskli alanın” 101,4 hektarına ilişkin hazırlanarak onaylanan imar planlarının; kamu yararı taşımadığı, bütüncül bir planlama yaklaşımı ile yapılmadığı, teknik altyapı ve sosyal donatı alanlarının yetersiz oluşturulduğu, bölgede yaşayan yurttaşlarımızın yaşanabilir mekânlarda yaşamasını sağlamak yerine kentin yeni çeper noktalarına doğru göç etmesine neden olacağı, kentlerimizde var olan problemleri çözmek yerine sorunları derinleştireceği, heyelan riskinin göz ardı edilmesi sebebi ile bölgede yaşayacak nüfusun can güvenliğini tehlikeye atan kararları içerdiği ve dolayısı ile planlama aracılığıyla yaşam alanlarımıza yönelik tehditleri arttıracağı açıktır.
Planlama alanının çevresi ile ilişkisi, işlevi, yapı yoğunluğu, ulaşım dolaşım sistemine etkileri, kent bütününe etkisi gibi unsurlar incelenmeden, kent bütünü planlama çalışmalarından kopuk olarak gerçekleştirilen böylesi bir parçacı uygulama, yürürlükteki mevzuata, kamu yararına, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırıdır.
TMMOB‘ye bağlı meslek odaları olarak temel yaşam hakkını ve doğayı yok sayan, bilim dışı, kamu düşmanı olan her türlü rant projesi ve popülist kentleşme uygulamalarına karşı mücadelemize devam edeceğiz."
Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi
Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi
Yorum Yazın