Bakırçay termik santral istemiyor: 'Kepçelerin önüne yatarız'
Bergama sınırlarında olan ve Çandarlı Beldesi'ne yakın bir alana kurulması planlanan Termik Santral ile ilgili Panel ve bilgilendirme toplantısı Çandarlı Düğün Salonu’nda yapıldı. Panelde tüm katılımcıların yanlış bulduğu santral için Bergama Belediye Başkan Mehmet Gönenç "Gerekirse kepçelerin önüne yatarız" dedi. Bakırçay termik santral istemiyor:
- Ege Postası
- 18.10.2015 - 13:58
Bakırçay İnisiyatifi (Dikili, Bergama, Foça, Aliağa, Şakran, Çandarlı Çevre Platformları) tarafından düzenlenen, toplantıya, Bergama Belediyesi Başkanı Mehmet Gönenç, Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun, Dikili eski Belediye Başkanı Osman Özgüven, Dikili Belediyesi Meclis Üyeleri Adil Kırgöz, Hüsniye Yıldırım, Gazi Akıncı, Ahmet Canseven, EGEÇEP, FOÇEP, köy muhtarları, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çevreciler katıldı.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nden Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, Dr. İnci Köseoğlu ve Kimya Mühendisi Sema Ay’ın konuşmacı olarak katıldığı panelde termik santrallerinin doğaya ve insan sağlığına olumsuz etkileri konuşuldu. Panel öncesi ev sahibi olarak kısa bir konuşma yapan Dikili Belediye Başkanı Mustafa Tosun; “15 gün önce termik santral çalışması duyumu aldım. Çandarlı, Dikili, Aliağa, Bu tür enerji üretimlerinin hiçbir yerinde olmamalı.” dedi.
GEREKİRSE KEPÇELERİN ÖNÜNE YATARIZ
Daha sonra slâyt gösterisi eşliğinde yapılacak olan Termik Santral ile ilgili bilgi veren Bergama Belediye Başkanı Mehmet Gönenç; “Santralin yeri yaşam alanlarına çok yakın mesafede yer alması çok ciddi sorunlar doğuracaktır. Burada deniz yaşamı olumsuz etkilenecek. 1 milyon 600 bin ton ithal kömür kullanılacak. 280 bin ton cüruf çıkacak bu santralden. Atıklar Bergama’da Kestel Barajının 750 metre yakınında depolanacak. Bu işlem yapılırsa hem Çandarlı bölgesi hem Dikili bölgesi zarar görecek. Tarım alanlarının ve doğanın dengesini altüst edecek. Kim yaparsa yapsın insanlar zehirlenecek. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bergama belediyesi olarak yürümek gerekirse yürürüz. Gerekirse kepçelerin önüne yatarız” dedi.
UNESCO SÜRECİNİ ETKİLEYEBİLİR
Santral atıkların depolanması planlanan yerin tarihi Akropol’e oldukça yakın olduğunu belirten Başkan Gönenç, santralin UNESCO süreci konusunda da sıkıntılar yaratabileceğini söyledi. Gönenç; “Termik santrallerin etkileri konusunda Çevre Bakanlığı’nın sayfasına girdiğinizde, ‘santralin kurulduğu bölgelerde asit yağmurunun yalnızca canlılar için değil, taş yapıtlar ve eski sanat eserleri içinde önemli bir tehlike oluşturmaktadır’ ibaresi yer alıyor. Her şeyin bu kadar açıkça ifade edildiği bir ortamda olumlu sonuçlardan bahsetmek çok zor” dedi.
BÖYLE BİR YATIRIM HOVARDALIKTIR
Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Enver Yaser Küçükgül, enerjinin ihtiyaç olduğunu ama insan ve doğanın daha önemli olduğunu dile getirdi. Küçükgül; “Dünyanın pek çok yerinde termik santral gördüm. Önemli olan çevre koruma sistemlerinin işletilmesidir. 60 yaşına geldim Türkiye’de böyle bir şey görmedim. Türkiye’de bütün kaynaklar ithal, bunun da ülkeye olan maliyeti çok. Santralin kullanımı açısından ekosistemle olan ilişkisi, 1000 megavat olan santralin kullandığı su 70 bin metreküp, bu da 350 bin kişinin suyu demek. Türkiye su fakiri bir ülke. Böyle bir yatırım hovardalıktır. Bu su yüksek sıcaklıkta olacağı için daha fazla su gerek, deniz varsa, akarsu varsa var. Bu suyu denize verirseniz suyu yaklaşık 10 derece arttırır. Bu suyu verirseniz kimyasal atık kadar tehlikelidir. Deniz canlılarına zararı çoktur. Bu bir uyduruk ÇED raporudur. Türkiye’de yüzde 99.95 oranında ÇED raporları kabul ediliyor. ÇED’in hiçbir anlamı yoktur burada. Belediye başkanının bile haberi olmuyorsa onun kara bir mizaha konu olması gerek.” dedi.
Dr. İnci Köseoğlu ise; “Çevremiz tamamen kuşatılmış durumda. Çandarlı’ya yapılacak bir termik santral, sağlık sorunlarını arttıracaktır. Herkesin kansere yakalanma olasılığı daha da artacaktır.” dedi. Kimya Mühendisi Sema Ay'da konuşmasında, “Yalnızca bireysel olarak bir santrale değil, tümüne karşı olmak gerek.” dedi.
İZMİR SAHİPSİZ DEĞİL
Foça Çevre Kültür Platformu Bahadır Doğutürk, “İzmir’in kuzey aksında kirli bir oyun oynanıyor. Avrupa'nın çöplüğü Türkiye'ye, Türkiye'nin de Aliağa'ya geliyor. İzmir'in sahipsiz olmadığını göstermemiz gerek” ifadelerinde bulundu.
DAHA ÖNCE YAPTIRMADIK
EGEÇEP üyesi Avukat Berrin Esin Kaya; “Sizin göstereceğiniz karşı duruş çok önemli. Biz EGEÇEP’te hukuk komisyonu olarak sizinle bildiklerimizi paylaşacağız, yanınızda olacağız. İzmir’in termik santralleri yeni değil, 1989’dan bu yana başlıyor. Türkiye ekolojik hareketine de öncülük ediyor. Daha önce yaptırmadık. Şimdi de karşı bir duruşla bu termik santrali yaptırmayacağız. ÇED yönetmelikleri halk ve hukuk yararına değil, sermayenin yararına yapılıyor. Çevre, halk, doğa yararına olana dek mücadeleme etmeliyiz. Örgütlü halkı kimse yenemez” şeklinde konuştu.
HALK HUKUKÇULARIN ARKASINDA OLMALI
Gazeteci Özer Akdemir ise, “Hepimiz heyecanlandık. Bu son zamanlarda en kitlesel toplantılardan birisi. Türkiye’nin ekolojik mücadelesini bu topraklardan öğrendi herkes. Hukukçulara en önemli destek halktan gelecek. Halk hukukçuların arkasında olmazsa istenildiği kadar haklı olsunlar, olumsuz kararlar çıkıyor. Bu topraklarda termik santral yapılmayacak, yaptırmamalıyız” dedi.
Yorum Yazın