Bilal Erdoğan’ın İzmir zirvesine CHP'den çifte tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın İzmir’de İHL müdürleriyle yaptığı toplantı ve Vali Mustafa Toprak’ın katılımına CHP İzmir Milletvekilleri Aytun Çıray ve Mustafa Balbay sert tepki geldi. Çıray, “Benim muhatabım vali değildir. İçişleri bakanlığıdır, siyasilerdir. Bu valiyi görevden almayan siyasi irade suçludur. Siyasi irade görevini kötüye kullanan bir devlet memurunu korumaktadır” dedi. Balbay, ise, "Cumhurbaşkanının oğlunun böyle bir paralel devlet kurmaya girişmesi, akla Osmanlı tarihindeki padişahlarla başına buyruk şehzadeler arasındaki kötü olayları getiriyor" dedi. Bilal Erdoğan’ın İzmir zirvesine
- Ege Postası
- 30.04.2015 - 12:46
Toplantıya İzmir Valisi Mustafa Toprak, AK Parti İzmir Milletvekili Hamza Dağ, AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, AK Parti İzmir İl Başkan Yardımcıları Emrun Sulayıcı, Hasan Ali Karaman, AK Parti 2'nci bölge SKM sorumlusu Adnan Yılmaz'ın yanı sıra imam hatip çıkışlı işadamları da katıldı.
Balçova’daki zirveye muhalefet cephesinden çifte tepki geldi. CHP İzmir Milletvekilleri Mustaf Balbay ve Aytun Çıray İzmir Valisi Mustafa Toprak ekseninde hükümeti topa tuttu!
BABASI GİBİ İZMİR’DEN DERSİNİ ALACAK
İl binasında basın toplantısı düzenleyen Çıray, “Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın ‘27 Şubat 2008 tarihinden sonra muhtelif gerçek ve tüzel kişilerce yapılan yurtiçi bağış ve yardımlar 29 milyon 666 bin 533 TL, yurtdışı bağış ve yardımlar 99 milyon 999 bin 990 Amerikan Doları’dır’ diyerek yolsuzluklarını resmen ilân ettiği TÜRGEV’in (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) Başkanı Bilâl Erdoğan dün İzmir’deydi. Başta İzmir Valisi olmak üzere devletin Milli Eğitim bürokratları ile toplantı yaptı. Bürokratlara AKP Paralel Devleti’nin Başbakan’ı gibi sözde Milli Eğitim politikaları konusunda nasihatlerde bulundu. Ama asıl amacının 7 Haziran seçimlerini devletin bürokrasisini kullanarak yönlendirmek ve eğitim politikaları ile İzmirli çocukları radikal değişime tabi tutmak olduğu çok açıktır. Ancak Türkiye 7 Haziran seçimlerinden sonra CHP’nin iktidara gelmesi ile birlikte yeniden bir anayasal bir hukuk devleti olacaktır. CHP iktidara geldiğinde anda insanlık tarihinin en büyük yolsuzluğunun sanığı olacak olan Bilâl Erdoğan’ın bağımsız bir mahkeme önüne çıkması kaçınılmaz olacaktır. İşte böyle bir figür olan havuz müteahhitlerinin beslediği bir vakfın başkanı Bilal Erdoğan, başta İzmir Valisi olmak üzere eğitim bürokrasi ile gizli bir toplantı düzenlemiştir. Bu tam anlamıyla bir rezalettir, skandaldır. Esasen babasının ahlaki ve siyasi suiistimallerinin en acınası kurbanı olan Bilal Erdoğan, neredeyse istisnasız bütün zorbalık rejimlerinde muktedir çocuklarının düştüğü yanılgıya düşmüştür. Bilal Erdoğan da babası gibi İzmir’den dersini alacak” diye konuştu.
BU ÜLKEYİ BABASININ MALI ZANNEDİYOR
Çıray, Bilal Erdoğan bu ülkeyi babasının malı zannettiğinin de vurgusunu yaparken, “Var olan zorbalık iktidarının her ne pahasına olursa olsun bitmeyeceğini düşünüyor. Ne yazık ki İzmir Valisi Toprak ve Milli Eğitim Müdürü de aynı yanılgıya düşmüşler ve paralel AKP devletinin bürokratları gibi davranmışlardır. Sonuç olarak ortaya devlet yönetimine ve kurallarına tamamen aykırı, suç teşkil eden pespaye bir manzara ortaya çıkmıştır. Bilal Erdoğan’ın daha önce başka illerle de benzerlerini düzenlediği bu toplantının İzmir özelinde farklı bir anlam taşıdığını düşünüyorum. Bu toplantı gerek amacı, gerekse düzenleniş biçimiyle seçim öncesinde İzmirlilere yönelik yeni bir meydan okumadır. İzmir’in çağa, dünyaya, Batı medeniyetinin bir parçası olmayı esas alan kolektif ideallerini ve kimliğini yerle bir etmenin eğitimdeki koşullarını hazırlamayı amaçlayan bir saldırıdır” dedi.
BİLAL ERDOĞAN’IN MEYDAN OKUYUŞU VIZ GELİR!
İzmir’in nefretini her fırsatta ortaya koyan Baba Erdoğan’a tam on iki yıldır direnmiş ve ayakta kalmış medeni insanların şehri olduğunu ifade eden Çıray, “Aslında hiçbir babanın yapmayacağı şekilde kendisini kirli işlere bulaştıran bir babanın oğlu olmanın başlı başına talihsizlik olduğunun farkında olmayan Bilal Erdoğan’ın meydan okuyuşu İzmirlilere vız gelir tırıs gider. Ancak bu toplantı ile ilgili olarak sessiz kalan ve AKP paralel devletinin elemanına yetki devrinde bulunan İçişleri Bakanı ve Milli Eğitim Bakanı da soracağımız hesaptan paylarını alacaklardır. Bunu da 8 Haziran’da Bilal Erdoğan’ın dahi anlayabileceği açıklıkla göstereceğiz” diye konuştu.
SEÇİM MANİPÜLASYONUDUR
Bilal Erdoğan’ın İzmir’e gelişini seçim manipülasyonu olarak değerlendiren Çıray, “Son zamanlarda AKP yaptırdığı anketlerde CHP’nin yükselişte olması ve aradaki farkın 3 puana düşmesi nedeniyle panik yaşıyor. Bunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ve Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarında görüyoruz. Öyle anlaşılıyor ki Bilal Erdoğan vakfı aracılığıyla sözde hukuki bir kılıf uydurularak milli eğitimdeki bürokratlar kullanılarak AKP’ye oy devşirilmeye çalışılacak. İzmir’e has özelliklerinin dışında Türkiye’nin başka yerlerinde de yapıldı. Bunlar daima seçim manipülasyonudur. AKP iktidardan gitmenin telaşı içindedir” ifadelerini kullandı.
ÇIRAY'DAN 1 MAYIS'TA PROVOKASYON UYARISI
Çıray, “AKP 1 Mayıs’ın Taksim’de yapılmasını yasaklayarak bilerek ve isteyerek provokatif bir zemin hazırlıyor. Buna argoda gel gel yapmak denir” teweeti hakkında da konuştu.
Çıray, “Şimdi 1 Mayıs'ı insanımız Taksim'de kutlamak istiyor, daha önce bu hükümet tarafından Taksim'de kutlanmasına izin verilmiş ve demokratik açılım gibi sunulmuştur. Şimdi ne oldu da Taksim'de işçilerin eylemi engelleniyor. Binlerce polisin orada olacağı, tahrik edilircesine açıklanıyor ve çatışma ortamının psikolojik zemini hazırlanıyor. Emin olmadığım hiçbir şeyi açıklamam. Güvendiğim bir kaynaktan gelen bilgiye göre 1 Mayıs’ta provokasyon yapılacak. Şimdi de dikkat çekmek istiyorum. Gittikçe oyları düşen hükümet rakip gördüğü siyasi partileri terörle ilişkilendirmek onları kavgacı göstermek için 1 Mayıs ve Haziran’da provokasyona hazırlanıyor. O gösterilere katılmak isteyen halkımızı uyarıyorum. Bu oyuna gelmeyin ve seçim öncesi bozun. Bir kere daha bu milletin bu oyunları yutmayacağını gösterin. Bu tarihlerde Türkiye’nin önüne DHKP-C’nin tekrar çıkma ihtimali vardır. Suriye’de olduğu gibi… O tweeti atarak yurttaşlarımızı uyarmak istedim. İnsanları korkutarak toplantılardan uzaklaştırmak niyetimiz yok” ifadelerini kullandı.
VALİ’Yİ GÖREVDEN ALMAYANLAR SUÇLUDUR
Çıray önceki dönemlerde TBMM’de vali Toprak’ın görevden alınması gerektiğini söylediğini ifade ederken, “Benim muhatabım vali değildir. İç işleri bakanlığıdır, siyasilerdir. Bu valiyi görevden almayan siyasi irade suçludur. Siyasi irade görevini kötüye kullanan bir devlet memurunu korumaktadır” dedi.
Çıray ayrıca seçimlere ilişkin de şunları söyledi: Seçimlerin siyasi meşruiyeti basın özgürlüğünden geçer. Toplum yeteri kadar bilgilenmezse milli irade sandığa sağlıklı yansımaz. Milli irade üzerine ipotek koyan bu anlayışla hesaplaşacağız. 8 Haziran sabahında Türkiye başka bir iktidara uyanacak. CHP sandık başlarında sonuna kadar görevini yapacak. Milletçe alkışladığımız gibi milletçe sandık başlarından torbalar teslim edilene kadar ayrılmamalıyız. Sandık bizim namusumuzdur. Askeri darbelerin bile bir hukuku vardı. Türkiye hukuksuz kaldı. Kimse adaletten emin değil. Eskiden darbelerden korkan bu millet bir sabah tutuklanmaktan korkar hale geldi. Milli irade bunu 7 Haziran’da sonlandıracak.
BALBAY DA TEPKİ GÖSTERDİ
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV) Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan'ın İzmir'de dün Balçova Kaya Termal Otel'de İzmir Valisi Mustafa Toprak, AK Parti il yöneticileri, imam hatip lisesi müdürleri ve imam hatip çıkışlı işadamlarıyla toplantı yapması ve okul müdürlerinden inançlı nesil yetiştirmek için daha kaliteli bir eğitim istemesine tepki gösterdi. Balbay, Bilal Erdoğan'ın paralel devlet kurduğunu öne sürerek şöyle konuştu:
"Bilal Erdoğan paralel devlet kuruyor. Kurduğu vakıfla, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı'na seçenek oluşturan Bilal Erdoğan, şimdi imam hatiplere köklü bir şekilde müdahale etmiş durumda. Erdoğan için valililer özel kalem müdürü, bakanlar da ona bağlı müsteşar gibi çalışıyor. Yargıdan polise kadar her alanda 'paralel yapı var' diyerek bütün devlet kurumlarını terörize eden AKP zihniyeti, yeni bir paralel yapı kuruyor. Yıllarca cemaatle iç içeydiler. Şimdi karşı karşıyalar. Cumhurbaşkanının oğlunun böyle bir paralel devlet kurmaya girişmesi, akla Osmanlı tarihindeki padişahlarla başına buyruk şehzadeler arasındaki kötü olayları getiriyor. Ne olursa olsun Türkiye böyle bir yönetimi hak etmiyor. Bu tür arayışların ömrü 7 Haziran'a kadardır."
Yorum Yazın