Başbakan Binali Yıldırım: '58 bin 611 kişi görevden alındı'
Başbakan Binali Yıldırım, CNN Türk Televizyonu’nda Hande Fırat’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Yıldırım'dan önemli açıklamalar
- Ege Postası
- 03.08.2016 - 00:01
Yıldırım, “Gerek dün ölücü terör örgütü tarafından hain tuzaklamayla hayatını kaybeden 7 polis şehidimize Allah’tan rahmet diliyorum ve 15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde hayatını kaybeden şehitlerimizi anıyorum. Türkiye zor bir ülke. Tarih boyunca birçok medeniyetlerin hedefi olmuş ülke. Dolayısıyla yaşadığımız ülkenin dinamik bir coğrafyada yer aldığını biliyoruz. O yüzden başkalarının bir tehdidi varsa, bizim on tehdidimiz var” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bugün yaptığı 2 saatlik görüşmeye ilişkin olarak ise, “Tabii ki KHK bugüne kadar 3 tane çıktı, bundan sonra da çıkacak. Yani önümüzdeki günlerde yeni bir KHK yayınlanacak. Onunla ilgili hazırlık çalışmaları devam ediyor. Dahil edilecek konuların ne olacağı konusunda uzmanlar, bakan arkadaşlarımız çalışıyorlar. Zannediyorum birkaç gün içinde toparlanmış olacak” dedi.
Beştepe'de sürpriz görüşme
Doğu ve Güneydoğu’daki terör olayları ve Yüksek Askeri Şura kapsamında yapılan değişimlerin de Erdoğan ile yaptığı görüşmede ele alındığına işaret eden Yıldırım, “Bu hafta sonu gelmeden herkes görev yerine başlamış olacak ve operasyonlarda bir güvenlik zafiyeti olmasın diye bu tedbirleri aldık. Bunların detaylarını görüştük. Yarın Cumhurbaşkanımız Genelkurmay’a bir geçmiş olsun ziyaretinde bulunacak” diye konuştu.
“Keşke kendileri gelseydi, parti başkanları gelse orada vatandaşa hitap etselerdi”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Yenikapı mitingine katılmayacağını hatırlatan Yıldırım, “Keşke kendileri gelseydi, parti başkanları gelse orada vatandaşa hitap etselerdi, çok daha güzel birlik, beraberlik görüntüsü olurdu. En azından temsilci göndermeleri, o da bir anlamda birliğe beraberliğe verdikleri önemi gösterir” şeklinde konuştu.
“Genel anlamda da istihbaratla ilgili sorunlarımızın olduğu da ortada, bu bir sır değil”
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) yeni yapısı için çalışmaların yapıldığını anlatan Başbakan Yıldırım, “Burada istihbarat ile ilgili bir dağınıklık olduğu söz konusu. Emniyetin, jandarmanın, MİT’in istihbaratı var. Dolayısıyla bütün bunlar olurken genel anlamda da istihbaratla ilgili sorunlarımızın olduğu da ortada. Bu bir sır değil. Son 15 Temmuz olayında da bunu net olarak gördük. İstihbarat bir ülkenin güvenliği için olmazsa olmaz öneme sahip iştir. Bilgiye sahip olmazsanız başınıza gelecek olaylara tedbir alamazsınız. Bizim 15 Temmuz’da yaşadığımızın izahı budur. Bu istihbarat vakitlice elde olabilseydi bu mesele belki de bu noktaya gelmeyebilirdi. Yapacağımız istihbarat yeniden yapılanması, iç ve dış tehditleri aynı derece ele alacak ve onlara yönelik etkin operasyonel tedbirler, olayları önleme, istihbarata karşı koyma tedbirleri birçok tedbiri içerecek modern gelişmiş ülkelerin sahip oldukları istihbarat altyapısı. Önemli olan buradaki koordinasyonsuzluğu ortadan kaldırıp, görev tanımlarını net olarak yaparak istihbaratın içeride ve dışarıda sağlıklı işlemesini sağlamak” şeklinde konuştu.
TİB kapatılacak
TİB’in de kapatılacağını anlatan Yıldırım, “TİB üzerinde FETÖ yoğun yapılaşma yaptı. Yerine bir kuruluş gelmeyecek. TİB de istihbarat kuruluşlarına destek veren yapıydı. Bu yapı yeni kurulacak istihbarat içinde yerini almış olacak. TİB’İn kayıtları ile ilgili süregelen davalar var, bunlarla ilgili araştırmalar yapıldı. Bir kısmına erişildi, bir kısmına erişilemedi. Kapatılınca da orada kurumsal hafıza yok olmayacak. Herhangi bir hukuki delil ihtiyacı olduğunda oradan karşılanacak” dedi.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu konuda çok seçenekli çalışılıyor. Bazı ülkelerde iç istihbarat, dış istihbarat ayrı. Çok değişik örnekler var. Bir ülkenin, ki diğerine aynen uyacak diye bir kural yok. Biz, mevcut bugüne kadarki birikimimizi yok sayamayız. İyi örnekleri devam ettirip, sağlıklı bir yapıyı kurmamız lazım. Dinleyeni kim dinleyece? Görevini yapanların bu görev alanı dışına çıktı mı çıkmadı mı, zaman zaman bunların denetimi yapılacak, gerekli işlemler tesis edilecek. TİB’de de bir anlamda geçmişte yapılan odur. Güven yine esas olacak ama kontrolü de elden bırakmamak lazım.”
“MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması gündemimizde olan bir şey”
“Öteden beri (TİB) burayla ilgili çok iddialar ortaya atılmıştı” diyen Yıldırım, “İstihbaratla ilgili yeniden yapılanma gündeme gelince bunlar gündeme geldi. MİT’in Cumhurbaşkanlığı'na bağlanması da gündemimizde olan bir şey, üzerinde çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
“Bir binbaşı MİT’e geliyor ve 15 Temmuz’un istihbaratını veriyor"
MİT’e 15 Temmuz günü ulaşan istihbaratın hatırlatılması üzerine Yıldırım, “Bir binbaşı MİT’e geliyor ve 15 Temmuz’un istihbaratını veriyor. MİT Başkanından dinlediğim bilgileri söylüyorum. Genelkurmay Başkanı Hakan Bey'i çağırıyor. Bir iki saat bir ada oluyorlar ve o ara Genelkurmay Başkanı sağa sola talimatlar gönderiyor. Ben bunu MİT Başkanına sordum, yani bu nasıl olur dedim. Başbakanın haberi yok, Cumhurbaşkanının haberi yok. Genelkurmay Başkanının haberi olabilir ama aynı zamanda Başbakana da verebilirsiniz. MİT’e neden haber vermediniz diye sordum, bunun cevabı verilemedi” diye konuştu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
“Bu bir kriz, büyük bir felaket, arkasından sen görevini yaptın, yapmadın, sen az yaptın gibi bir münakaşa o krizin doğurduğu sonuçların bertaraf edilmesine katkı sağlamaz. Aksine moral değerleri dibe vurur ve başka krizle yüz yüze gelebilirsiniz. Şu an önceliğimiz kişilerin neyi yapıp yapmadıklarından ziyade bu işle ilgili defetmemiz. Bu darbeye dolaylı destek veren kuruluşlar var. Üniversitelerde, sağlık kuruluşlarında var, her yerde var bunlar. Bütün bunlar üzerinde yoğun çalışma içindeyiz.”
Yaverlerin ihanetinin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, “Bunun arkasında ne var, ya bu işi küçümsedik, yahut da açıkçası bu örgüt o kadar kendisini saklayabiliyor ki ne kadar dikkat ederseniz edin en yakınınızdaki fark edemiyorsunuz. Cumhurbaşkanımızın yaveri, yanımızda çalışanlar. Böyle kapalı yapılar, şeffaf olmayan yapılarla mücadele zordur. Yani, karanlıkta ıslık çalmak gibi bir şey. Çünkü, elinizde bir sürü bilgi kirliliği var. Neresinden bakarsak bakalım bu olay çok büyük tahribat yaptı. En başta ordumuza yaptı. Ordu içindeki alt rütbedekiler kapsamlı bir darbe teşebbüsünde bulundu. Siviller üzerine ateş ettiler. Bu görüntüleri benim torunum, binlerce çocuk bu görüntüleri gördü. Torunum sordu, ben açıklayamadım, laf boğazıma düğümlendi ama şimdi açıklıyorum. Bunlar en ağır şekilde cezalandırılacak. Hiçbir şey yanlarına kar kalmayacak. Adaletle davranacağız, intikam duygusu ve merhametle hareket etmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
“Yanlış tespit yapılmış olabilir, bu konudaki itirazları değerlendireceğiz” diyen Yıldırım, “Yanlış olduğunu ispat ederek hareket edeceğiz. Getir gitsin öyle yok. Baştan şunu yapmak mecburiyetindeyiz, biz bir ölçü koyduk, ölçüler belli. Doğrudan teması olan, devam eden, 17-25 Aralık’tan sonra destek sağlayan bütün bu insanların hepsi zanlı olarak toplanıyor. Daha sonra bu işle benim alakam yok diyenler, itirazlarını yaptıkları zaman bunları gözden geçireceğiz. İkna edici bir delil ortaya çıkarsa o zaman bu diğer zanlılardan ayrılacak. Bizim haklıyla haksızı birbirinden ayırt etmemiz lazım” dedi.
“58 bin 611 kişi görevden alındı”
Görevden almalarla ilgili son rakamlara değinen Yıldırım, “58 bin 611 kişi açığa alındı. Görevden çıkarılan, ihraç edilen sayısı 3 bin 499. Bunun da ağırlıklı olarak subaylar, astsubaylar, rütbeli rütbesiz” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, 2010 KPSS'nin iptaline ilişkin konuşarak, “86 bin kişi memuriyete girdi. Burada bir yargı kararı var. Bunlar memuriyete girmiş. Ya bir yasa düzenleyeceğiz ya da mahkeme kararını uygulayacağız. Bunların sınavlarını incelemek lazım” şeklinde konuştu.
Öğretmen ihtiyacının da olduğunu anlatan Yıldırım, 15 bin öğretmenin alımı konusunda Bakanlar Kurulu’nda bir kararın alındığını ifade etti. Yıldırım, okulların açılacağı tarihin ertelenmeyeceğini ve okulların zamanında açılacağını söyled.
“Neticede bakarız ederiz, uygulamada eksik varsa değerlendirmeleri ele alırız”
Kanun Hükmünde Kararnameler için getirilen eleştirilerin hatırlatılması üzerine Başbakan Yıldırım, “Bütün bu eleştirileri saygıyla karşılıyoruz, gerekirse burada düzeltmeler de yapılabilir, nihayet yapılan bir kanundur. Neticede bakarız ederiz, uygulamada eksik varsa değerlendirmeleri ele alırız. Yapılan işte silahlı kuvvetler zaafiyete uğramamıştır, asli görevlerde daha etkin çalışmasına zemin hazırlanmıştır. Milli Savunma Bakanı kuvvet komutanlarının üstünde gözüküyor ama kuvvet komutanlarına bir şey yaptıramıyor. Kendi yaşadığım bir şeyi söyleyeyim, ben o gece Eskişehir’i arıyorum, uçaklar halkın üzerine bomba atıyorlar bir şey yapın, efendim işte şöyle böyle. Yapacağınız iş bir yerden uçak kaldıracaksınız, insanları öldürenlerin üzerine de siz gideceksiniz. Buna rağmen bu sefer diyorlar ki uçaklarımız yüklü değil. Yüklü hale getirilmesi için 2 saate ihtiyaç var, bir sürü mazeret. Yazılı emir verin. Ya kardeşim gecenin yarısında adamlar çatır çatır insanları öldürüyor ne yazılı emr? Kardeşim bu telefon bak, yazılı emirdir dedik, ondan sonra yaptırtabildik” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı ve Başbakanın kuvvet komutanlarından bilgi alabileceği hükmünün çıkartılan KHK’da yer almasına ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, “Ülke bir krizdeyse, darbe tehdidiyle karşı karşıysa, 15 Temmuz’da oldu mu, CHP, MHP, bir gün sonra darbenin kınanmasında HDP de aynı görüşte birleştik. Öyle bu her gün canım sıkıldı, şuradaki komutana emir vereyim, uçakları bir dolandırsın şeklinde emir verilecek bir şey değil. İhtiyaç halinde, milli iradeye yönelik, meşru hükümeti yok etmeye yönelik herhangi bir girişimi önlemeye yönelik bir tedbirdir. Bundan rahatsız olacak olan varsa, kafasında darbe yapma fikri olanlar rahatsız olabilir” dedi.
“Sistem konusunda CHP ile AK Parti ayrı düşünüyor”
CHP ile AK Parti arasında başkanlık sistemi konusundaki görüş farklılığına ilişkin olarak Başbakan Yıldırım, “O bir sistemle ilgili temel bir ayrılıktır. Sistem konusunda CHP ile AK Parti ayrı düşünüyor. Onlar parlamenter sistem devam etsin, AK Parti de başkanlık sistemi diyor. Şu da olabilir, her iki sistem de halka sorulabilir. Millete sorarız, millet hangisini tercih ediyorsa. Yeter ki millete soracak noktaya getirelim. Yöntem, Meclis’e teklif şeklinde gelecek, Meclis’te oylanacak. 330’un üzerinde kabul olursa referanduma gidiyor, vatandaş ya kabul ediyor ya da reddediyor” diye konuştu.
Anayasa çalışmaları
Anayasa çalışmalarında daha önce başlatılan sürecin devam edeceğini belirten Yıldırım, ona devam etmekle birlikte daha az maddeyi içeren bir değişiklik konusunda da partilerle birlikte çalışma kararı aldıklarını söyledi. Yıldırım, “Şöyle bir takvimimiz olabilir, biz genel başkanlarla dün bir görüşme yaptık. Bu görüşmenin amacı, bir OHAL sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu, kafalarda sualler varsa cevaplandırmak. Çok güzel, verimli görüşme yaptık her iki parti başkanıyla. Burada onlar bu son KHK ile ilgili endişelerini dile getirdiler, biz de bunları dikkatlice not ettik. Gereken düzeltme ihtiyacı varsa, bunu her zaman yapabiliriz dedik. Ayrıca, o görüşmede büyük anayasa uzlaşmasını beklemeden, daha önce başlattığımız bir süreç var, 60 maddeye geldi. Ona devam etmekle birlikte, daha az maddeyi içeren bir değişiklik konusunda da birlikte çalışma kararı aldık. 60 madde, o çalışma devam edecek. Sonunda bir noktaya gelecekler. Onu beklemeden, daha küçük bir paket, hepsini ortaya koyacağız, bunlar içinde ortak istediklerimiz hangisi onları tespit edeceğiz. Diyeceğiz ki bunu Meclis’te kabul edelim” şeklinde konuştu.
“Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri Yargıtay’ın kaldırılması, yargı birliğinin sağlanması bunda sanıyorum bütün partilerin mutabakatı var” diyen Yıldırım, “Buna benzer, devlet memuru konusunun, tanımının daha da anlaşılır hale gelmesi yönünde bir teklifimiz var. Genelkurmay Başkanlığı’nın Cumhurbaşkanlığı'na bağlanmasını arzu ederiz. Amaç, partilerin ortak paydada birleşeceği maddeleri gündeme getireceğiz” açıklamasında bulundu.
Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti:
“Ben gerek CHP, gerek MHP genel başkanlarının da bu konuda samimi olduklarını düşünüyorum. Birçok konuyu konuşarak çözebiliriz, bu ülke hepimizin. Bu milletin güvenliği hepimizin konusu, o yüzden paylaşacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum. Türkiye, bölücü bir terör tehdidiyle karşı karşıya. Yine partilerimiz, hedeflerimiz ayrı, vaatlerimiz, programlarımız ayrı olabilir, bunlarda bir beis yok ama tüm bunlara rağmen bu fedakarlığı ülkemiz için yapmamız lazım. Hele hele bu hain darbe teşebbüsü ile başlayan süreçte zannediyorum vatandaşlarımız çok mutlu. Cumhurbaşkanımız bu konuda büyük nezaket gösterdi. Sağolsun parti başkanları da bu davete icabet ettik, bunlar Türkiye’nin vatandaşlarımızın özlediği tablolar. Bu şu demek değildir, biz zaten her şeyde ortak olsaydık farklı partiler olmazdık. Konu memleket meselesi olunca gerisi teferruat olması lazım.”
“Ben de muhalefet partilerine yönelik davalarımı çektim”
Başbakan Yıldırım, “Ben de muhalefet partilerine yönelik davalarımı çektim. Çok sayıda var, hepsini çektim. Genel olarak 3 lidere yönelik değil, birçok yazar, gazeteci, onlara yönelik. Bin 500 davam varmış. Bizim topluma örnek olmamız lazım. Maalesef siyasetçi olmanın da ağır bedeli var. Herkes hakareti hak sanıyor ve maalesef yapıyorlar. Yoksa bu davalar kendi kendimizi tatmin etmek için açtığımız davalar değil. Size verilen sorumluluğun itibarını korumak mecburiyetindesiniz. Ümit ederim, bundan sonra dava açacak düzeyde bir olayla karşı karşıya gelmeyiz” ifadelerini kullandı.
657 Sayılı Kanun'un değişmediğini, temel teşkil eden anayasa hükmünde değişiklik yapılacağını anlatan Yıldırım, anayasaya uygun kanunun yapılabileceğini işaret etti.
30 Ağustos törenleri
Başbakan Yıldırım, 30 Ağustos törenleriyle ilgili olarak, “Bizim hükümet olarak 30 Ağustos törenleri konusunda aldığımız bir karar henüz yok. Bunu oturup konuşacağız. Bir olay yaşadık diye 30 Ağustos’u yok sayamayız. Bugüne kadar yapıldığı şeklin dışında bir uygulama henüz kararlaştırılmış değil” açıklamasında bulundu.
15 Temmuz askeri darbe girişimi sonrasındaki geçiş döneminde her ihtimalin göz önünde bulundurulması gerektiğine dikkati çeken Yıldırım, “Şunu bilmemiz lazım, bu millet büyük bir millet. Aziz Türk milleti dünya demokrasi tarihine adını yazdırmıştır. 79 milyon vatandaşımızın her birinin alnından öpüyorum. Bu darbeyi bastıran gerçek kahraman aziz Türk milletidir. Onların inancı, gücü, tankın gücünü yenmiştir. Bu, açık tartışmasız bir zaferdir. Darbe lafını duyup şapkasını alıp kaçanlar dönemi geride kalmış, yerine darbe yapanların şapka çıkardığı büyük bir millet gelmiştir. Bu darbenin özeti budur. Millet başkomutana güvendi. Siz şahsınız büyük iş gördünüz. Bu darbenin seyrini değiştirecek olayları beraber yaşadık. Hatırlayın burayı da bastılar” ifadelerini kullandı.
Kendisine yönelik bir tehdidin olup olmadığının sorulması üzerine Yıldırım, “Bunların hepsi olabilir. Bu tip ihbarlarla bizi hedeflerimizden, hizmetlerimizden alıkoymaya, bizi bir kenara çekilmeye zorlamaya güçleri yetmez. Biz tedbirimizi alacağız. Olabileceğimiz kadar halkımızla olmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
“Bugün buluşma, kucaklaşma günüdür ve bu demokrasi nöbetlerine gevşeklik göstermeyelim”
FETÖ mensuplarının 14 Ağustos’u işaret eden paylaşımlarda bulunmasına ilişkin değerlendirmede bulunan Yıldırım, “Bu bir tehdittir. Bu hedef göstermektir. Dolayısıyla işlediği suçların haddi hesabı yok. Bu da üstüne ilave oldu. İstediği kadar tarih versin, bizim de verecek cevabımız var. 15 Temmuz’da kendilerine çok güvendiler. Onların hesap edemediği bir şey oldu, bu büyük millet cevabını verdi. Bu ve buna benzer tehditler önemsizdir demeyeceğiz, bunlara dikkat ediyoruz, tedbirlerimizi alıyoruz. Bu illa tekrar silahlı darbe girişimi şeklinde olması gerekmiyor. O ülkede karışıklık çıkarmak suretiyle yarım kalan emellerini gerçekleştirmek isteyebilirler. Vatandaşlarımızdan şunu istirham ediyorum, birbirinizin farklılıklarını görmeyin, bugün buluşma, kucaklaşma günüdür ve bu demokrasi nöbetlerine gevşeklik göstermeyelim. 7’sinde büyük bir miting var. Orada bu artık zirveye çıkmış olacak” açıklamasında bulundu.
“Oluşturulacak araştırma komisyonu 15 Temmuz’u araştıracak”
Bütün partilerin karar verdikleri Meclis araştırması kararının Meclis’te kabul gördüğünü hatırlatan Yıldırım, oluşturulacak araştırma komisyonunun 15 Temmuz’u araştıracağını ifade etti.
Yıldırım, “OHAL kararına dayalı olarak çıkan KHK’lar Meclis’e gönderildi. Bundan sonrası Meclis’in işi. OHAL süresini uzatma gibi bir düşüncemiz yok” dedi.
Fethullah Gülen için acil tutukluluk talebi
Başbakan Yıldırım, Adalet Bakanlığı’nın FETÖ lideri Fethullah Gülen için acil tutukluluk talebinde bulunmasına ilişkin, “Kaçmasına karşı veya herhangi bir şekilde başına bir iş gelmesin, delil karartması olmasın diye böyle bir talebimiz var. Ümit ederim ABD yetkilileri bunu hassasiyetle dikkate alırlar” diye konuştu.
ABD Genelkurmay Başkanının Türkiye’deki temaslarına ilişkin açıklamada bulunan Yıldırım, “Başbakanlık darbeyi anlatan bir belgesel yapmış, uçakların bomba atmasını gösteren çok etkileyici, bir o kadar da insanı sinirlendiren filmi gösterdik, diyecek hiçbir şey yok. Sadece dediği şu, büyük millet dedi Türk milleti. Bunu ancak bu millet yapar dedi ve bunun bir terör olayı olduğunu net bir şekilde ifade etti. (ABD’li bazı komutanların yaptığı açıklamalar) Bu konu gündeme gelmedi ” dedi.
“Ağustos ayında (ABD'li) üst düzey yetkilinin Türkiye’ye gelme durumu var”
Başbakan Yıldırım, bazı ülkeler tarafından 15 Temmuz askeri darbesine ilişkin yapılan açıklamaların sorulması üzerine, “Biz bu darbenin Fethullah Gülen tarafından planlandığını biliyoruz. Bu konuda tartışmalar devam ediyor. Bunun bir üst aklı mutlaka var. Üst akılı henüz bilmiyoruz, kişi midir, kurum mudu? ABD üzerindeki soru işaretlerinin kalkması için altın fırsat nedi? Darbenin görünen ismi bellidir. Ağustos ayında üst düzey yetkilinin Türkiye’ye gelme durumu var” diye konuştu.
'HDP'nin karar vermesi lazım'
HDP’nin tutumuna değinen Yıldırım, “(HDP’nin genel tutumu) Böyle bir talep yok. Onlardan talep geldi, o talebi değerlendirdik. HDP’nin bir şeye karar vermesi lazım. Bölücü terör örgütü ile ilişkilerine karar vermesi lazım. Terör örgütü ile bağları kesip, ben PKK ve arkasındaki diğer terör örgütlerini lanetliyorum, bu terör örgütüyle hiçbir alakam yok. (Demirtaş’ın açıklamaları) Yeni bir dönemden kastı nedir bilmiyorum ama onlar tarafından yeni bir dönem yok. Terör örgütünü yerin en dibine gömmeden konuşacak bir şey yok. PKK terör örgütünün Kürtler gibi bir sorunu yok. Bu sorundan vatandaşlarımızı kurtarmak da boynumuzun borcudur” dedi.
'Almanya'nın işini karıştıracak bir şey mi''
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’daki mitinge telekonferansla katılmasına izin verilmemesine ilişkin konuşan Yıldırım, “Bizim burada olunca kişi hak ve özgürlükleri, basın özgürlüğü, söylemedikleri büyük büyük laflar kalmıyor. Cumhurbaşkanımızın oradaki mitingde hitap etmesi Almanya’nın içini karıştıracak bir şey m? Oradaki insanlar darbeye karşı kendi gönülleriyle bir araya gelip, darbeyi kınayan, lanetleyen bir toplantı yapıyorlar. Oraya gelen vatandaşlarımızın o kadar çeşitliliği var ki, CHP’liler, MHP’liler, STK’lar var, orada ideoloji yok” diye konuştu.
Memurların izinlerinin sorulması üzerine Yıldırım, “Durumu bir daha değerlendireceğiz, bunu en kısa zamanda. Bu konudaki beklentiyi karşılıksız bırakmayız” dedi.
“Bedelli askerlik gündemimizde yok”
Yıldırım, bedelli askerliğin Türkiye’nin gündeminde olmadığını da ifade etti. Devlet malına verilen zaralar, kullanılan silahların her yönüyle hesabının sorulacağını söyleyen Yıldırım, vatandaşların darbenin bastırılmasına en büyük katkıyı sağladığını dile getirdi.(İHA)
Yorum Yazın