Dolar 34,6438
%0.02
Euro 36,6612
%0.18
Altın 2.933,940
%-0.1
Bist-100 9.640,00
%-0.04

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Başbakan Yıldırım İzmir'deki Doğululara seslendi:  Bu sefer o mazeretiniz de yok!

Başbakan Yıldırım İzmir'deki Doğululara seslendi: Bu sefer o mazeretiniz de yok!

Başbakan Binali Yıldırım, İzmir'deki esnaf buluşmasından sonra yine aynı otelde bu kez de Doğu ve Güneydoğu derneklerinin temsilcileriyle bir araya geldi. Dernek temsilcileri ve dernek üyelerine hitap eden Başbakan Binali Yıldırım, bu ülkenin bütün renklerinin bir arada çok daha güzel olduğuna işaret ederek şunları kaydetti: "Hep bana Doğu, Güneydoğu'dan yeterince temsil yok diyordunuz. Bu sefer o mazeretiniz de kalktı, haberiniz olsun. Ceyda Bölünmez Çankırı, Mardin Milletvekili, İzmir Milletvekili Adayı Bitlisli Necip Nasır... Belediyede partimizin, İzmirliler'in bütün meselelerini takip eden Bilal Doğan, Adıyamanlı. Güçlü bir temsilimiz var" Başbakan Yıldırım İzmir'deki Doğululara seslendi

  • Ege Postası
  • 19.06.2018 - 17:22

Başbakan Binali Yıldırım, "Kürtlerin devleti bin yıldır Anadolu topraklarıdır. Kürtlerin de Türklerin de devleti burasıdır. Bu ay yıldızlı bayrağa rengini birlikte beraber verdik, hilali şehitlerimizin kanlarıyla süsledik. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlar, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlar dün de muvaffak olamadı, bundan sonra da olamayacak." dedi. 

Yıldırım, AK Parti İzmir İl Başkanlığı tarafından bir otelde düzenlenen "Doğu ve Güneydoğu Buluşması"nda, vatandaşların desteğiyle 16 yılda Türkiye'ye büyük hizmetlere imza attıklarını, önemli ilerlemeleri birlikte gerçekleştirdiklerini söyledi. Yıldırım, Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet sütunları üzerinde yükseltme sözü verdiklerini, bunun için gayret ettiklerini belirterek, ulaşımda, sağlıkta, tarımda, kültürde, turizmde devrim niteliğinde çalışmalar yaptıklarını söyledi.

24 Haziran'daki seçimlerin AK Parti iktidarındaki halk oylamaları dahil 13. seçim olacağını hatırlatan Yıldırım, bu süreçte vatandaşların kendilerini yalnız bırakmadığını ve desteğini artırarak bugünlere taşıdığını dile getirdi.

Türkiye'nin, 15 Temmuz'da büyük bir acı yaşamasına rağmen alçaklara ülkeyi teslim etmediğini belirten Yıldırım, bu süreçte "Balyoz", "Ergenekon", "367 icadı", "Gezi olayları" gibi bir çok sorunla karşı karşıya gelmelerine rağmen bu odaklarla mücadele ettiklerini vurguladı. 

Hükümet sistemi değişikliğinin 24 Haziran'da uygulanmaya konulacağını aktaran Yıldırım, "Tam demokrasiyi sandıkta sağlamış olacağız. Seçimin en önemli özelliği bu. İki kelime ile güçlü iktidar, sürekli istikrar." diye konuştu. 

"BİRLİĞİMİZ DAHA DA GÜÇLENECEK"

Yeni sistemde Meclisin güçleneceğine ve yargının hızlanacağına dikkati çeken Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Bu yeni seçimlerle Türkiye yeni bir döneme giriyor. Bu dönemde inşallah darbeleri, vesayeti ve muhtıraları konuşmayacağız. Ülkemizde ayrımcı, ayrılıkçı akımları konuşmayacağız. Birliğimiz, beraberliğimiz, kardeşliğimiz daha da güçlenmiş olacak. Türkiye her alanda gelişecek, itibarı yükselmeye devam edecek. Ülkemiz, AK Parti iktidarında 3 kat büyüdü. Altyapı bakımında dünyanın 9. ülkesi haline geldik. Altyapı dediğim, yollar, havaalanları, köprüler, tüneller, demiryolları, internet, iletişim. Bu alanlarda Türkiye 2002'de 39. sıradaydı, şimdi 9. sırada. Dünyanın en gelişmiş 9. ülkesi konumuna geldik. Bunu 15 yılda başardık. Sizlerin desteğiyle başardık, liderimiz Recep Tayyip Erdoğan ve onun arkadaşları olarak sizden aldığımız güçle başardık."

Yıldırım, dünyada son 10 yıldan beri büyük kriz bulunduğunu, 2008'de başlayan krizin devam ettiğini vurguladı. 

"DÜNYADA BÜYÜME REKORU KIRDIK"

Türkiye'nin üst üste yüzde 5,7 büyüdüğünün altını çizen Binali Yıldırım, "1924'ten 2002'ye kadar Türkiye'nin ortalama büyümesi yüzde 4,7. Bizim dönemde 5,7. Denebilir ki siz 1 puan fazla büyümüşsünüz. Eğer Türkiye 1924'ten AK Parti dönemine 2002'ye kadar yüzde 4,7 yerine 5,7 büyüseydi Fransa'dan sonra dünyanın 7. büyük ekonomisi olacaktı. İşte bu kadar fark ediyor. Darbeler, zayıf iktidarlar, vesayetler, dayatmalar yüzünden Türkiye zaman kaybetti, büyümesi, kalkınması gecikti." ifadelerini kullandı. 

Son 10 yılda dünyada yapılan 10 büyük projenin 6'sının Türkiye'de gerçekleştiğini anımsatan Yıldırım, sadece bunun bile Türkiye'nin nereden nereye geldiğini gösterdiğine işaret etti.

Geçen yıl yüzde 7,4 ile en gelişmiş 20 ülke içinde büyümede 1 numara olduklarını aktaran Yıldırım, "OECD'de İzlanda'dan sonra ikinciyiz, dünyada büyüme rekoru kırdık. Bu senenin ilk 4 ayında 7,4 büyümeyi tekrar başardık. Dün işsizlik rakamları açıklandı ve 1,6 puan geriledik. Mart ayı itibarıyla işsizliğimiz yüzde 10,1'e düştü. Bu verilere rağmen ekonomik kriz olacak söylentilerinin ortaya atılıyor. Bu propagandayı kasıtlı olarak yayıyorlar. Döviz kuru üzerinden bir takım spekülasyonlar yapmaya alışıyorlar. " değerlendirmesinde bulundu.

"ONLARIN KAYIĞINA BİNEN İÇERİDE DE TAŞERONLAR VAR" 

Başbakan Yıldırım, Türkiye ekonomisi dünyanın bir çok ekonomisinden daha güçlü olduğunu vurguladı.

Belirli odakların Türkiye'deki istikrarı bozmak için ellerinden geleni gayreti gösterdiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

"Onların kayığına binen içeride de taşeronları var, onları da biliyoruz. Yoksa seçime 1 ay kalmış, hiç hesapta, kitapta yokken değerlendirme kuruluşları toplanıyor, 'Türkiye'yi izlemeye aldık' diyorlar. Bununla da yetinmiyorlar, 'bankaların notunu düşürdük' diyorlar. Bizim bankalarımızın sermaye yeterlilik oranları dünyada en iyi konumda. Bütün bunların maksatlı ve manidar olduğunu biliyoruz. Amaç Recep Tayyip Erdoğan olmasın, kim olursa olsun. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan dişlerine göre biri değil. Onların işini zorlaştırıyor, bölgedeki planlarını, tezgahlarını bozuyor. Masum ve mazlum milletlerin uyanışına sebep oluyor. Onun için Recep Tayyip Erdoğan olmamalı, biz planlarımızı rahat icra etmemiz lazım."

Suriye ve Irak bölgesinde terör devleti kurmayı amaçladıklarını dile getiren Yılıdırım, bunu da Kürt vatandaşların kanı, canı üzerinden yapmanın gayretinde olduklarını söyledi. 

Kürtlerin bu emperyal emellerin desteğine ve inayetine ihtiyacının olmadığını ifade eden Yıldırım, "Kürtlerin o bölgede yapay devlete de ihtiyacı yok. Kürtlerin devleti bin yıldır Anadolu topraklarıdır. Kürtlerin de Türklerin de devleti burasıdır. Bu ay yıldızlı bayrağa rengini birlikte beraber verdik, hilali şehitlerimizin kanlarıyla süsledik. Bizi birbirimize düşürmeye çalışanlar, kardeşliğimizi bozmaya çalışanlar dün de muvaffak olamadı, bundan sonra da olamayacak." diye konuştu. 

BÖLGENİN GERİ KALMASININ SEBEBİ TERÖR ÖRGÜTÜDÜR

Siyasetin de kuralları olduğuna işaret eden Yıldırım, "Eğer üniter yapıyı hedef alıyorsanız, milletin birliğini, beraberliğini gözetmiyorsanız, etnik temelde ayrılıkçı bir siyaset çizgisi üzerindeyseniz bu bizim Anayasamıza da örfümüze, adetimize, devlet yapımıza da aykırı." ifadesini kullandı.

HDP'nin "7 Haziran seçimi" öncesi çok güzel söylemler ortaya koyduğunu belirten Başbakan Yıldırım, şöyle konuştu:

"HDP, 'ben Türkiye partisi olacağım', 'biz bütün milletimizi kucaklayacağız' dedi. Vatandaş da onu memnuniyetle karşıladı, iyi oy verdi, 81 milletvekili aldılar. Bir şanstı ama sonrası gelmedi. Hemen sonra gördük ki HDP, iradesi kendinde değil. Terör örgütünün emrinden kurtulma şansı yok, emirleri oradan alıyor. Hatırlayın, art arda açıklama yapıyorlardı, 'PKK sizi tükürükle boğar' diyordu. Eş başkanı diyordu ki 'PKK'lıların cenazesine gitmeseniz sizi cezalandırırım.' İnsanlar, hepimiz şaşırdık, büyük hayal kırıklığı yaşadık. 2 gencecik polisimiz görevinden çıkmış  evinde istirahat ederken kafalarına sıkıp şehit ettiler. Ondan sonra 'ne çözümü kardeşim'. Ondan sonra hendek, çukur olayları, isyana çağrılar. Büyük acılar yaşandı, büyük kayıplara uğradık. Şimdi onu telafi etmekle meşgulüz." 

Binali Yıldırım, bölgeye bugüne kadar en az 10 sefer gittiğini aktararak, "Şırnak, Cizre, İdil, Silopi, Nusaybin, Kızıltepe, Diyarbakır Sur, bütün bölgedeki maalesef o illerimiz, ilçelerimiz yerle bir oldu. Hepsini yaptık, şu anda 26 bin konut yaptık, hazır hale getirdik. Yapılan binalar, yıkılan binalar yerine geliyor ama yok olan canlar yerine gelmiyor." dedi.

"PKK KÜRTLERİN DE TÜRKLERİN DE SORUNU"

Birlik ve beraberliğin sağlam tutulması gerektiğini vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Yapmamız gereken, bölücü, ayrıştırıcı örgütleri aramızdan çıkarıp atmak. Kürtlerin PKK gibi bir sorunu var. Türklerin de PKK gibi bir sorunu var. PKK'nın asla Kürtlerle ilgili bir derdi olmadı. Bölgenin geri kalmasının sebebi terör örgütüdür. Oradaki acıların yaşanmasının asıl sebebi terör örgütüdür. O zaman yapmamız gereken o terör örgütünü milletle devlet arasından çıkarıp atmaktır. Bunu da yapıyoruz. Çok mesafe aldık. Hakkari'deydim,153 mera açıldı, kapalıydı. Herkes sürüleri, celepleri, malları, davarlar orada. Hayat normale döndü, insanlar tekrar özgüven kazandı. Teröre karşı Hakkari'de avaz avaz 'Kahrolsun PKK' diyen binlerce insana hitap ettim. Ben ay yıldızlı bayraklarını dalgalandıran binlerce insana hitap ettim. Bizim istediğimiz bu, çok şey istemiyoruz. Aradaki kayıp zamanları da kapatacağız." 

Türkiye'de 2002'de kişi başı milli gelirin 3 bin 200 dolar olduğunu,  şimdi 10 bin doların üzerine çıktığını anımsatan Yıldırım, "Hal böyleyken Güneydoğu'daki kişi başı milli gelir 750 doların altındaydı. Biz 15 yıldaki bu kalkınma açığını pozitif ayrımcılık yaparak, Doğu ve Güneydoğu'ya daha fazla kaynak aktararak yaptık. Doğu ve Güneydoğu'daki ortalama milli gelir 6 bin 500 doların üzerine çıktı." diye konuştu. 

Başbakan Yıldırım, bölgeye havaalanları, okullar yaptıklarını aktararak, şunları kaydetti:

"Şırnak, Cizre, Diyarbakır tanınmayacak hale geldi. Sürekli biz yapacağız onlar bozacak m? Buna tahammül edilir mi kardeşim. Buna ülkenin kaynağı yeter m? 104 belediye var, geçen gün Batman'daydım. O zaman da gitmiştim sokaklar pislikten geçilmiyordu, şimdi baktım pırıl pırıl. Havaalanı bölgenin en güzel havaalanı. Yüksekova'ya havalimanı yaparken neler çektik. 99 kere şantiyemizi bastılar. Makine yaktılar, işçileri, mühendisleri kaçırdılar. 3 sene geciktik. Onlar yaptıkça biz yılmadık yaptık, açtık. Orayı o kadar geliştirdi ki havaalanı Selahattin Demirtaş oranın milletvekiliydi. İlk önce de o uçakla geldi. 'Buraya havaalanı yapıyorlar, sizi bombalayacaklar, daha yakın olsun diye' dediler ama önce onlar kullandılar. Tıpkı Osmangazi Köprüsü'nü Yalova'dan İstanbul'a giderken Muharrem İnce'nin kullandığı gibi. Toplantıya geç kalacaktı, hem şikayet ediyor hem kullanıyor, kullansın. Biz bunu Konak tünelinde yaşamadık m? Ne zorluklar çıkardılar. Varsın  kullansın yahu, engel olmayın kardeşim. Bu milletin yürüyüşüne engel olmayın."  

Dinleyicilerden birinin "Türk-Kürt kardeş buna inanmayan kalleş" demesi üzerine Başbakan Yıldırım, "Aynen öyle" cevabını verdi.

GENÇLERİMİZİ DAĞDAN KURTARDIK

Dış politikada dostlukları artıracak, düşmanlıkları azaltacak adımları atıldığını, bu çerçevede Suriye'de faaliyetlerin bulunduğunu vurgulayan Yıldırım, "Fırat Kalkanı, Afrin var. Bunu bile istismar ettiler. 'Efendim gittiniz Kürtleri bombaladınız'. Asıl orada biz Kürtleri de Arapları da bu alçakların elinden kurtardık. PYD'nin, YPG'nin elinden kurtardık. Mallarına mülklerine konmuşlar, çocukları alıp terör saflarına götürmüşler. Nefes aldılar, rahat ettiler. Bakın o Afrin'den hiç Kilis'e, Hatay'a bomba var m? Amanos Dağları'nda terör var mı, elhamdülillah temizledik. Cerablus'tan, El Bab'tan... O bölgeye şimdi 250 bin Suriyeli kardeşimiz döndü, yerleşti. Çocuklar okula gidiyor, kendileri normal hayata döndü, işlerinde güçlerindeler." diye konuştu.

"GERİ DÖNECEK BU İNSANLAR"

Başbakan Yıldırım, kendilerine "Suriyeliler ne olacak" diye sorulduğunu aktararak, bunun haklı bir soru olduğunu, Suriyelileri 7 yıldan fazla süredir misafir ettiklerini dile getirdi.

"Misafir ev sahibinin kuzusudur." ifadesini kullanan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Yaramazlık yaparlarsa gereğini yaparız, buradan açık söylüyorum. Merhametli bir ülkeyiz, darda, zorda kalanlara yardım etmek bizim ecdadımızdan gelen bir hasletimiz. Ama kanunlar, kurallar, her şey onlar için de geçerli. Hiçbir ayrıcalıkları yok. Şimdi 250 bin kişi gitti. Orada işler düzene bindikçe geri dönecek bu insanlar. Gidecekler, yerleşecekler. Düşünün, bizim Avrupa'da, gurbette milyonlarca insanımız var değil mi ' Eninde sonunda dönüp geliyorlar. Niye, 'bülbülü altın kafese koymuşlar ille de vatanım' demiş.

Ben iki yıl İsveç'te kaldım. İhtisas için gitmiştim, İsveç gelişmiş bir ülke, her şeyi muntazam. Ama işim bittiği gün, aynı gün, bir gün sonra değil, aynı gün. Uçak yoktu atladım Danimarka'ya gittim, Danimarka'dan Romanya'ya, Romanya üzerinden memlekete geldim. İnsanın vatanı, evi gibi hiçbir yeri yok. Bu insanlar da ne kadar şartları zor olursa olsun mutlaka dönecekler. Biz de onların dönüşünü kolaylaştırmak için çalışıyoruz. Yani Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonunu hem kendi güvenliğimizi sağlamak için, sınırlardan sızmaları, terör faaliyetlerini durdurmak için, hem de buradaki Suriyeli kardeşlerimizin gidip orada yerleşmeleri için yaptık. Benzer faaliyetleri şimdi Münbiç'te ABD ile yapıyoruz. Daha fazlasını Kuzey Irak'ta yapıyoruz."

"TERÖRLE MÜCADELEDE YÖNTEM DEĞİŞİKLİĞİ" 

Başbakan Yıldırım terörle mücadelede bir yöntem değişikliğine gittiklerini ifade ederek, "Çok iyi de sonuç aldık. Savunma değil taarruz. Yurt içinde bitirdik. Elhamdülillah. Bitirdik derken kontrol altına aldık. Kalıntıları var mı, var. Mesela bugün Şırnak'ta el yapımı patlayıcıdan bir şehidimiz var İzmir Torbalı'dan. Yarın inşallah onu da ebediyete uğurlayacağız." ifadelerini kullandı.

Doğu ve Güneydoğu'da morallerin çok yüksek olduğunu, güzel bir ortam sağlandığını aktaran Binali Yıldırım, bu ortamı bozmaya çalışanlara fırsat verilmemesini istedi.

Başbakan Yıldırım geçmişten gelen, Türkiye'ye yakışmayan yanlışları, yasakları 15 yıl içerisinde ortadan kaldırdıklarına dikkati çekerek ayrımcılığa, red, inkar politikalarına son verdiklerini anlattı.

"Bu memleketin her evladı birinci sınıf" dediklerini bildiren Yıldırım, şu değerlendirmede bulundu:

"Etnik kimliğimizi biz seçmedik. Anamızın, babamızın Kürt mü Arap mı olduğuna biz karar vermedik. Peki niye bu ayrı? Saçlarımızın, tenimizin rengi farklı olsa da gözlerimizden akan yaşarın rengi hep aynı, bunu unutmayalım. Farklılıklarımız olabilir ama bizi yaratan Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kitabımız bir. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet içerisinde birlikte yaşamak bizim için en onurlu şeydir. Kürt kardeşlerimizin ana dilleri önündeki engelleri kaldırdık. Kamuda Kürtçe hizmetler, Kürtçe tercüman kullanmak... Hatta Kürtçe çağrı merkezi kuruldu. Anadilde siyasi propaganda serbestliği getirdik. İlk defa Milli Eğitim müfredatında Kürtçe seçmeli ders uygulaması getirdik. Çocuklarımızın ana dilde isimlerinin verilmesi yasaktı. Bunun önündeki engelleri kaldırdık. Yerleşim yerlerinin eski adları kullanılamıyordu, bu yasağı kaldırdık. Onları iade ettik. 24 saat yapan TRT Kürdi'yi kurduk. Bununla da yetinmedik. Daha bir çok sosyal medya, özel televizyonlar var. Kürtçe sinema, tiyatro oyunları serbestleşti. Bu engeller kalktı. Daha bir çok şey. Devlet tiyatroları bile şu anda Kürtçe oyunları sergiliyor. Üniversitelerimizde Kürt dili edebiyatı bölümleri açıldı. Cezaevindeki insanlara yakınlarıyla anadilde konuşma hakkı getirildi. Mahkemede ana dilde savunma hakkı getirildi. Bütün bunlar, kardeşliğin mayasını bu ülkenin ruhuna çalan AK Parti iktidarında oldu."

"DAĞDA ÖMÜRLERİ 3,5 YIL"

Başbakan Yıldırım, doğu-batı demeden kazanımları ülke genelinde adaletle paylaştıklarını vurgulayarak her zaman mazlumun, mağdurun yanında yer aldıklarını söyledi.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki gençleri dağdan kurtardıklarını ifade eden Yıldırım, "Bu sene dağa çıkış olmadı. Geçen sene çok azaldı. Kalem tutması gereken eller silah tutuyor. Dağda bunların ömrü 3,5 yıl. Ömrünün baharında o çocuklar yok olup gidiyor. Anaların gözyaşlarını dindirdik. Bu milletin tek bir evladının vazgeçilemez olduğunu gösterdik. Gençlerimizin kendi fikirleri, inançları, dilleri, kültürleri içinde bu ülkeye bir zenginlik kattığını biliyoruz. Her zaman bunu vurguladık." diye konuştu.

Sadece seçme yaşını değil, seçilme yaşını da 18'e AK Parti'nin indirdiğine dikkati çeken Yıldırım, "Eğer gençlerden korksaydık, gençlerimizden endişe etseydik, onları tehlike görseydik bunu yapmazdık." dedi.

Yıldırım, gençlerin apolitik olduğu, siyasetle, memleket meseleleriyle ilgilenmediğini söyleyenlerin bulunduğunu ifade ederek, bunun doğru olmadığını 15 Temmuz'da gördüklerini, meydanlara inenlerin yarısının, tankların önüne göğsünü gerenlerin gençler olduğunun altını çizdi.

Gençlere bu ülkeye erken yaşlardan itibaren hizmet etme fırsatı getirdiklerini belirten Yıldırım, "Bu değerli kazanımlarımızı gözümüzün içi gibi korumamız lazım. Bu ülkeyi hiçbir ayrılıkçı düşüncenin, hiçbir emperyal planın bir daha eski günlere döndürmesine izin vermememiz lazım. Bu büyük değişimi tamamlamak, ülkenin birliğini, beraberliğini, Türkiye'nin bekasını sağlamak 24 Haziran seçimleri ile mümkün. Bu önemli bir kavşak noktasıdır. Bu kavşakta Türkiye'nin hep birlikte şahlanması için sandığa gideceğiz." ifadelerini kullandı.

"İZMİR'DE GÜZEL BİR SONUCU ELDE EDECEĞİMİZE YÜREKTEN İNANIYORUM"

Başbakan Yıldırım, bu ülkenin bütün renklerinin bir arada çok daha güzel olduğuna işaret ederek şunları kaydetti:

"Hep bana Doğu, Güneydoğu'dan yeterince temsil yok diyordunuz. Bu sefer o mazeretiniz de kalktı, haberiniz olsun. Ceyda Bölünmez Çankırı, Mardin Milletvekili, İzmir Milletvekili Adayı... Bitlisli Necip Nasır... Belediyede partimizin, İzmirliler'in bütün meselelerini takip eden Bilal Doğan, Adıyamanlı. Güçlü bir temsilimiz var. Ben bütün vekillerimizi, kendimi de size emanet etmiş vaziyetteyim. İzmir'de sizlerin desteğiyle güzel bir sonucu elde edeceğimize yürekten inanıyorum."

Konuşmalar sonrası, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Başbakan Yıldırım'a çeşitli hediyeler verdi.

Başbakan Yıldırım'ın salona gelişi ve konuşmak için kürsüye çıktığı sırada Grup Tillo'nun Türkçe, Kürtçe, Arapça ve Zazaca olarak seslendirdiği "Ortağız Bir Namusa" şarkısı çalındı.

ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU

Başbakan Yıldırım, toplantısı sonrası Avrupa Birliği tarafından desteklenen SciChallenge adlı bilim yarışmasında, "Kanserden Değil Geç Kalmaktan Kork" adlı biyoloji projesi ile 28 ülkeden 438 projeyi geride bırakarak Avrupa birincisi olan Özel Ege Lisesi öğrencileri Leyla Almasoud ve Berna Akdeniz ile ailelerini kabul etti.

Başbakan Yıldırım, Almasoud ve Akdeniz'in başarılarının Türkiye'nin göğsünü kabarttığını söyledi.

Öğrencileri, öğretmenlerini ve aileleri başarılarından dolayı tebrik eden Başbakan Yıldırım, "Kanserden yılda 13 milyon dolayında kişi hayatını kaybediyor. Ama erken teşhis hayat kurtarıyor. Bu da yaptığınız işin çok anlamlı olduğunu ortaya koyuyor." dedi.

Görüşmenin ardından gazetecilere açıklama yapan Akdeniz ve Almasoud, Başbakan Yıldırım'la bir araya gelmekten mutluluk duyduklarını dile getirerek, Yıldırım'ın kendilerini kutladığını, kanserin günümüzde çok fazla can alan bir hastalık olduğuna dikkati çektiğini, bu nedenle de projelerinin çok önemli olduğunu söylediğini aktardı. 

İL BAŞKKANI AYDIN ŞENGÜL:  HAYAL EDİLEN BİRÇOK ŞEY GERÇEKLEŞTİ

AK Parti İzmir İl Başkanı Aydın Şengül, "Artık özgürlüklerin önü açıldı. Herkes kendini ifade edebiliyor, kendi dilinde konuşabiliyor, hayal edilen birçok şey bu süreç içerisinde gerçekleşti" dedi. 

Şengül, AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım'ın da katılımıyla bir otelde düzenlenen Doğu ve Güneydoğu Buluşmasında yaptığı konuşmada, Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşların kendi illerinde huzur, barış ve refah içerisinde yaşarken, devletin geçmişte yaptığı olumsuzluklardan dolayı PKK diye bir terör örgütünün ortaya çıktığını söyledi. 

PKK'nın süreç içerisinde devşirilip başka emperyal güçlerin esiri haline geldiğini ifade eden Şengül, bu durumun en çok Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlara huzursuzluk verdiğini ifade etti.  

Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşların huzur ve mutluluğu bulmak için büyük illere göç ettiğini dile getiren Şengül, bu vatandaşların daha iyi bir dünya yaşamak, kendi dilleri ve kendi kültürlerini yaşatmak istediğini belirtti. 

Şengül, şunları kaydetti:

"Nihayet 2002'de AK Parti iktidara geldi. Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımızla ilgili iktidara geldiğinde belki devrim niteliğinde olacak birçok çözüm üretti. Artık özgürlüklerin önü açıldı. Herkes kendini ifade edebiliyor, kendi dilinde konuşabiliyor, hayal edilen birçok şey bu süreç içerisinde gerçekleşti ama bir defa o terör örgütü büyümüştü ve başka emperyal güçlerin egemenliğine girmişti, bizim oradaki vatandaşlarımızı şöyle yönlendiriyorlardı; 'Biz barış ve huzur istiyoruz, biz demokrasi istiyoruz, onun için mücadele ediyoruz.' Hepinizin bildiği gibi geçmiş dönemde bir barış masası kuruldu, biz de barış istiyoruz, huzur istiyoruz ama o masa kurulduğunda anladık ki bunların barış ve huzurla hiçbir ilgisi yok. Öyle bir talepleri de yok. Bunu en iyi oradaki bizim halkımız gördü. 

Biz bu ülkeyi kurarken bu ülkede bağımsızlık mücadelesi verirken sadece Türkler olarak bu bağımsızlık mücadelesi vermedik. Hep beraber verdik. Bizim bayrağımızı oluşturan al renginin, kırmızı renginin sadece Türklerin kanının rengi değil. Kürtlerin de Lazların da var. Bizim vatanımızla kardeşlerimizle bir problemimiz yok. Bizim binlerce yıllık geleneğe dayanan ortak bir kültürümüz var, değerlerimiz var." (AA)

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.