Başkan Gönenç manidar paylaşımına açıklık getirdi
Bergama Belediye Başkanı CHP'li Mehmet Gönenç, 1 Kasım sonuçları sonrası Facebook hesabından Nazım Hikmet’e ait ‘Dünyanın En Tuhaf Mahluku’ isimli şiiri paylaşınca hem destek ve hem eleştiriyle karşılaştı. Gönenç, gelen farklı tepkiler nedeniyle sosyal medyadan açıklama yaptı. Gönenç, “Nedense herkes "koyun" a takılmış, oysa ben daha çok "gocuklu celep" e yani bizi ; terörle,ekonomik istikrarın(!) bitmesiyle,koalisyonla yönetilmeyle(yani uzlaşı kültürü ile) korkutup hizaya getiren güce ve bizim o güce teslim oluşumuza dikkat çekmek istemiştim...” ifadelerini kullandı. Başkan Gönenç manidar paylaşımına açıklık getirdi
- Ege Postası
- 03.11.2015 - 13:42
O PAYLAŞIMA AÇIKLIK GETİRDİ
Gönenç paylaşımına gelen farklı yorumlar üzerine sosyal medyadan açıklama yaptı.
Gönenç şu ifadeleri kullandı;
“Sanırım bir açıklama yapma gereği doğdu ;
1 Kasım seçimleri sonrasında Nazım Hikmet'ten bir şiir paylaştım, şiirin adı "Dünyanın En Tuhaf Mahluku"... Bir çoğumuz için şaşırtıcı olan - hatta kazanan parti için bile- bir sonuçla bitti seçimler. Doğaldır ki kaybedenler bir sorgulama içinde neden ,niçin anlamaya çalışıyor.Bu süreçte özeleştiri ve eksik yada yanlış yapılanların sorgulanması kadar seçmen davranışlarına dönük tesbitleride yapılması kaçınılmaz.Nazım'ın şiiri ile benimde vurgulamak istediğim aslında ülkemiz insanının -belki de genel- davranış şekli.Bu ne demek anlatmaya çalışayım ;
Güç ve otoriteye karşı olan zaafı,gücü ve otoriteyi karşısına almak istememesi.Uzlaşma kültürü ve karşılıklı anlayış ( ki buna demokrasi de diyebiliriz) içinde çözümü "birlikte" aramak yerine "en güçlü" kimse işi ona havale etme eğilimi.Bu hemen hemen tüm siyasi partiler için de geçerli bir anlayış aslında , hepimiz "güçlü lider" arıyoruz.İlk başarısızlıkta lider sorgulanıyor.Yeni ama illa daha güçlüsünü masaya yumruğu vuranını arıyoruz.Ve bizdeki bu eğilim seçimle gelen liderleri giderek tiranlaştırıyor, bu egoyu bu mutlak ve tartışılmaz gücü biz veriyoruz belkide..ve sonra diktatörleşen yönetimlerden yakınıyoruz. İşte bu ve buna benzer onlarca cümle yerine Nazım'ın şiiri ile bir şeyleri anlatmaya çalıştım. Asıl vurgu yapmak istediğim "koyun"luk falan değil.Kendide seçimle gelmiş ve yaklaşık oniki yıldır aktif siyasetin içinde olan biri olarak seçmene koyun demeyecek kadar kafam çalışıyor çok şükür.Böyle düşünmem, düşünsem bile bunu ulu-orta yazacak kadar patavatsız değilim.Nedense herkes "koyun" a takılmış, oysa ben daha çok "gocuklu celep" e yani bizi ; terörle,ekonomik istikrarın(!) bitmesiyle,koalisyonla yönetilmeyle(yani uzlaşı kültürü ile) korkutup hizaya getiren güce ve bizim o güce teslim oluşumuza dikkat çekmek istemiştim...
Ama her şeye rağmen paylaşımımdan alınan gücenen kırılanlar olabilir.Onlardan elbette özür dilerim.Yorumlarda yapılan eleştirilere, sitemlere saygım var, olmak zorunda, yeterki belli sınırları aşmasın.Ancak "mal bulmuş mağribi" gibi bunu bir fırsat bilenlere diyeceğim yoktur. Secilmiş biriyim ama hayatım boyunca ne "gocuklu celep" olmaya özendim ne de onlara taptım.Saygılarımla..."
DELİCAN’DAN TEPKİ
Bergama'nın CHP'li Belediye Başkanı Mehmet Gönenç; 1 Kasım seçimlerinin ardından, sosyal medya alanlarında Usta şair Nazım Hikmet'in 'Akrep gibisin' şiirini paylaşarak; halkın düşünce özgürlüğü ve seçme hakkına, ötekileştirmenin ötesinde; 'aşağılayan' bir tepki gösterdiğini belirten AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı;
“Sayın Başkanın; 1 Kasım sandığından çıkan genel sonuçları ve ilçesinin seçim sonuçlarını hazmetmekte zorlandığını görüyoruz. Ancak kendisini sosyal demokrat olarak tanımlayan bir siyasetçinin halka, sadece kendi partisine oy vermediği için 'koyun ve akrep' benzetmesi yapmasını anlamakta da biz zorlanıyoruz. Koyun, güdülen, güdülmeye muhtaç, akrep ise kendisini sokarak öldüren bir hayvandır.
Bu durumda siyasi tercihini farklı bir partiden yana kullanan vatandaş güdülmeye muhtaç ya da kendisinin katili midi? Verdiği mesajda; halkın iradesini kabul etmeyen, aklını, sağduyusunu yok sayan ve düşünme becerisini hor gören bir yaklaşım vardır ve bu demokrasi ile asla bağdaşmadığı gibi, hakaret niteliğindedir.
Bir gazetenin seçim günü baskısındaki ‘Sandığa giderken beynini yanına al’ çağrısındaki gibi bu paylaşım da halka hakarettir. Oysa kendi Milletvekilleri Sayın Balbay'ın söylediği gibi “Demokrasilerde Halka kızılmaz”. İnsanlar birbiriyle aynı düşünceye sahip olmayabilir, aynı tercihte birleşmeyebilir, aynı dili konuşmayabilir ve hatta aynı inanca sahip olmayabilirler. Birbirinden farklı düşüncelerin bir arada yaşayabilmesi zemini ve karşılıklı saygının temini demokrasinin gereğidir.
Bir fikre; bir duruşa elbette katılmayabilirsiniz, karşı çıkabilirsiniz; ama bu o fikri ve sahibini aşağılayarak değil; daha üstün bir fikir ya da duruş üreterek olmalıdır!
Görünen şudur ki; Sayın Başkanın halkı siyasi tercihleri nedeniyle 'hor' görmesi, 'ayrıştırması' hatta daha da ileri giderek; halka 'akıl yoksunu' muamelesi yapması milli iradeye saygısızlık ve halkın tercihlerini hazmedememektir.
Kendi partisine oy vermeyenlere yönelik bu çıkışını; biraz da Bergama'da bizimle aralarındaki makasın daralmasından doğan endişesine bağlıyor; bir belediye başkanı olarak en azından 2019 yılına kadar da tüm halka eşit hizmet götürmesini umuyorum .”
Yorum Yazın