Dolar 34,5769
%0.1
Euro 36,3031
%0.82
Altın 2.971,510
%-1.13
Bist-100 9.621,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Başkan Kocaoğlu neden aday olduğunu anlattı

Başkan Kocaoğlu neden aday olduğunu anlattı

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, adaylık açıklamasını yapmasının ardından Tarihi Asansör binasında basın toplantısı düzenledi. Başkan Kocaoğlu toplantıda adaylık sürecini anlattı. Başkan Kocaoğlu neden aday olduğunu anlattı

  • Ege Postası
  • 20.01.2019 - 11:56

HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, adaylık açıklamasını yapmasının ardından Tarihi Asansör binasında bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Başkan Aziz Kocaoğlu, neden aday olduğunu ve süreci tek tek anlattı.

KONUŞMASININ SATIR BAŞLARI...

ÖNCE YATIRIMLARI ANLATTI

2018 yılında ESHOT ve İZSU 2.5 milyar liralık fiili yatırım yaptı. 2004  e 2008 döneminde 5 yılda toplam 2.5 milyar liralık yatırım yapabilmiştik. Dört buçuk milyar lira yatırım yapabilmiş idik ikinci beş yılda. Üçüncü beş yılda, 2014-2009 döneminde 10 milyar liranın üstünde. 17 milyar 600 milyon lira toplam yatırım. Katlanarak büyümeyi yakaladık. Bunu ekonomik durumun düzeltilmesi vesaireyi zaten biliyorsunuz. Şu anda devam eden büyük projelerimiz var. Bunların başında opera binası geliyor. Çalışmalar hızla devam ediyor. Narlıdere Metrosu bunun yanında hızlı şekilde ilerliyor. Halk arasında uçan yol olarak bilinen 7,5 km’lik ana artelin hem 2.5 kilometrelik tünel ve 2.2 km’lik de viyadük çalışmaları hızlı şekilde devam ediyor. O da İzmir’in kuzeyden yaptığımız bulvar ile güneyden yapacağımız Homeros Bulvarı ana artelleri rahatlatacak.

Kırsal kalkınmaya verdiğimiz destek devam ediyor. 1.78 milyon lira fiili destek vermişiz bugüne kadar kırsala. Kentsel dönüşüm bizim modelimizle hızlı şekilde devam ediyor, edecek. Burada genel bir bizden kaynaklanmayan genel bir sıkıntı var. Bu sıkıntıda konut arz talebindeki ekonomik durumdan kaynaklanan talep düşüşünün ihale sürecini uzatabileceği. Ekonomi hareketlendiğinde, konut stokları dengelendiğinde bu model İzmir’in konut ihtiyacını karşılayacak, İzmir çarpık yapılardan kurtulacak. En güzel örneğini Uzundere’de gerçekleştirdik. Orada inşaatımız devam ediyor zaten. İki etap daha ihaleye hazır. Narlıdere Metrosu bittiğinde bu oran daha da artacak. Daha da önemlisi seyahat edilen kilometrenin büyük çoğunluğunun raylı sistemle gerçekleştirilmiş olması. Bugün 205 milyon yolcuyu yani yüzde 40’ını raylı sistemle taşıdık. Vapurlarımızda yine bugün 16 milyon çıtasını geçtik. Yeni iskelelerimizi açıyoruz. Aliağa’dan Bergama’ya uzanacak İZBAN’da DDY ile mutabıkız.biz de alt ve üst geçit ihalelerine çıkacağız. Altyapısı DDY tarafından yapılıyor. Buca Metrosu şu anda Bakanlıkta onay bekliyor. Buca-Üçyol arası için önümüzdeki sene çalışmalarına başlanacak. Dünyadaki finans sistemleri bu süreçleri kısaltabilir de uzatabilir de. Karşıyaka’dan Çiğli’ye tramvayı uzatmayı planlıyoruz. Bunun da projeleri hazırlandı. Ankara’ya bakanlıklara gönderildi. Bunun da çalışmalarına başlayacağız.

ZEYBEKÇİ İKİ AYDIR SAHADA ANCAK BİZDE…

Çok konuşulan sahte seçmen konusu var. Bu partilerin ve YSK’nın takip etmesi gereken bir meseledir. Adaylık açıklaması 2014’e göre geç kaldı ve kalmadı diye bir konu gündeme getiriliyor. Geç kalıp kalmamak tarih olarak değerlendirilecek bir şey değil. 2014’ü hatırlarsınız, sayın Cumhurbaşkanımız Binali Yıldırım’ın elini kaldırdıktan sonra il binasına gidip dosyamı vermiştim. Biz aday olmadığımızı 1 Ekim tarihinde açıkladık. 27 Kasım’da sayın Nihat Zeybekçi’nin adaylığı kesinleşti. Bugün iki aya yakın bir süredir Nihat Bey sahada. Ama bizde daha ilçe başkanları ve büyükşehir başkanı belli değil. Bu bir avantaj. Geç erken meselesi buna göre değerlendirilmeli.

ADAYLA BERABER YÜRÜRÜZ DİYE DÜŞÜNMÜŞTÜM..

1 Ekim’den bu tarafa süreci izliyorum. Sorumlulukla izliyorum. Bir müddet sahada veda ziyaretlerine başlamıştım. Sonra onu da durdurmanın uygun olduğunu düşündüm ve beyanat vermemeye başladım. Bu süreci böyle aday belli olduktan sonra adayla beraber yürürüz diye düşünmüştüm.

BÜTÜN FELSEFELERİN ÖZÜNDE HADDİNİ VE KENDİNİ BİLMEK VARDIR

Ben hiçbir zaman kişilere yönelik iş yapmadım, kişilerle uğraşmadım. Böyle bir lüksüm de kişiliğim de yok. 2014’te de aday yapılmayacaktı ama mağduriyet söz konusu olduğu için aday yapılmazsa mağdur olacağı için aday yapıldı diye bir söylenti var. Bir de dün bir köşe yazarı genel başkanlığı düşündüğümüz konusunda bir köşe yazısı yazmış. Ben ailem 1887 yılından beri dördüncü kuşağım, yerel yöneticilik yapıyoruz. Dedem kurucu belediye başkanı. Babam belediye başkanı. Ben de nasip oldu İzmir’de belediye başkanlığı yaptım. Bütün felsefelerin, inançların, deneyimlerin özünde kendini ve haddini bilmek vardır.

KİŞİLİĞİM YATKIN OLMADIĞI İÇİN NE GENEL SİYASET NE…

Benim hiçbir zaman kişiliğim yatkın olmadığı için ne genel siyaset, milletvekili olmaya ne de boyumdan büyük genel başkanlık gibi bir konuyu hiçbir zaman aklımdan geçirmedim. 15 yılın sonunda aday olmamaya, bayrağı başka arkadaşımızın alıp ileriye götürmesi gerektiğine inandığım için bu kararı 1 Ekim’de verdim. Ve partim 6 ay kala pozisyon alsın diye karar verdim.

3.5 YILDA ÖĞRENDİĞİMİ 70 SENEDE ÖĞRENMEDİĞİMİN FARKINA VARDIM

71 yaşımı sürüyorum. 3.5 yılda öğrendiğimi 70 senede öğrenmediğimin farkına varmış durumdayım. Çok şey öğrendim. Neden tekrar aday adayı oldu? Siyasete girmek kolay ancak çıkmak maalesef ve maalesef kolay değil. Niye aday oldum tekrar'

BENİM İZMİR’E BORCUM VAR

Benim İzmir’e borcum var. 15 sene İzmir’de büyükşehir belediye başkanlığı yaptım. En uzun süre, üst üste 3 kez seçim kazanma onurunu hemşehrilerim yaşattı. Çocuklarım, torunlarım bu kentte yaşıyor. Borcumu yerine getirdim. Başka bir yani bu kadar problem yaşanmasaydı aday olmayacağımızı açıklamıştık, ve bu devam edecekti. Ancak İzmirliye olan sorumluluğumdan dolayı, birinci neden budur, tekrar aday adayı olma kararı vermek zorunda kaldım. İki; partime sorumluluğumdan dolayı. Partimin en fazla oy aldığı en büyük ilinde büyükşehiri belki alabiliriz ama ilçelerde büyük sıkıntı yaşayacağımız atmosferini gördüğüm için aday adayı oldum. En önemlisi de ben bu kentte yaşayacağım, herşeyim bu kentte.. bu kentte herhangi bir başarısızlık, olumsuzluk olursa bunun faturası bana çıkacaktır. Sen 5 yıl daha aday olsaydın, elini taşın altına koysaydın böyle olmayacaktı diye bu kenti bugünkü halimle yaşayamayacağımı hissettim. Bu söylemin ağırlığı altında ezileceğimi hissettim. 71 yaşından sonra bu kenti terk etmek niyetim olmadığına göre, elimi taşın altına koymam gerektiğini düşündüm. Bütün mesele budur. Hiçbir kişiyle,kurumla, kuruluşla uzaktan yakından alakam yoktur.

GENEL BAŞKANLA ARAMIZDA ÖNEMLİ BİR SEVGİ, SAYGI BAĞI VARDIR

Sayın genel başkanımızla başkan olduğum günden bu tarafa, bir önceki genel başkanımız Deniz Baykal ile de beraber, hep beraber genel başkanlarla birebir görüşerek süreci götürdüm. Her türlü konuyu konuşuyoruz. Aramızda çok önemli bir sevgi, saygı bağı vardır. Bunu da buradan ifade etmek istiyorum. Takdir genel merkezin ve ilgili kurumlarındır. Biz fedakarlık yapmak gerektiğini duyduğumuz için bu adaylığa talip olduk. Görev yapma bilinciyle, sorumluluk bilinciyle talip olduk. Takdir yukarısınındır.

BAĞIMIZ ADAY OLACAK GİBİ SÖZLER LAF-I GÜZAFTIR

Bağımsız aday olacak gibi sözler lafı güzaftır. Biz buradayız. Hiçbir yerde hiçbir şekilde aday olmayız. Partimizde de kendimiz adaymışız gibi çalışacağımızı buradan ifade etmek istiyorum.

SORU-CEVAP KISMINA GEÇİLDİ.

ZORUNLU OLDUĞUM İÇİN ADAY OLDUM

Zorunlu olduğum için aday oldum. AK Parti’nin adayı iki aydır sahada çalışıyor. Bizim adayımız ortalıkta yok. Bu kadar.

BENİM ANKARA İLE HİÇ İŞİM OLMAZ

Kesinlikle bakın.. Genel siyasetle alakam yok. Olmaz da. Öyle bir yaradılışım, kişiliğim yok. Bu parti içindeki muhalefet, yani partide değişim gerektiği konusu, o 3 cümleyi defalarca okursanız, onun kiminle ilgili olduğu, sayın genel başkanın liderliğinde partide değişim gerekiyor diyorum. O ayrı bir konu. Benim Ankara ile hiç işim olmaz. Ben bu kentte yaşayacağım. O dükkana kapalıyım. Yani orası kapalı. Sayın Zeybekçi’ye geldiğimiz zaman; şöyle bir şey var, Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlardan yav burada şu oda, şu şey hepsi CHP çizgisinde.

KİMSEYE GİDİP DAVA AÇ DEMEM, GİZLİ KAPAKLI İŞ YAPMAM

Aziz Kocaoğlu bu davayı açmıyorsa, odaya açtırıyor gibi bir söylem söz konusu. Ben bugüne kadar, imar konularında da kendim dava açtım. Kimseye gidip de dava aç demem, gizli kapalı iş yapmam. Dava açacaksam açarım. Körfez geçişine karşı olduğumu defalar defası kereler keresi ilan ettim. Öncelik sıralamasına da girmedim. Çünkü bana kimse sormadı. Desteklediğimi ifade ettim. Onun için kendisi karşı çıkmıyor ama şu oda dava açıyor, bunlar, bizim odalarımız, meslek odalarımız, en çok da bana dava açıyor. Ne yapacağız şimd? Onlar kendi mesleki değerleri açısından, bizim projelerimizi, planlarımızı uygun görmüyor. Kazanırsak devam ediyor. Yanlışlar varsa düzeltip yolumuza devam ediyoruz. Bizim kimseye, iki tane oğlum var, gelin yanımda durun destek olun demem. Kimseyi çağırmam. Benim böyle bir şeyim yok. Odanın bir kişiliği yok, oda başkanlarının yönetim kurulu üyeleri benim sözümle mi hareket edece? Bunu bu şekilde konuşmak meslek odasına ciddi bir rencidedir.

PİŞMANLIĞIM YOK, PARTİNİN PROJE VE SİYASET MUTFAĞI YOK

Pişmanlığım yok. Partinin mutfağı olmadığını, siyaset üretmediğini söyledim. Zaten öyle olsaydı ben de aday adayı olmazdım. Partinin proje, siyaset mutfağı yoktur. Ben bu konuyu televizyonda konuşmadan önce hem Deniz Baykal ile hem de Kemal Kılıçdaroğlu ile mutfak meselesini defalar defası konuştum. Bunu yapmamız gerekiyor, yapmazsak olmuyor diye bu eleştiriyi getirdim.

GENEL BAŞKAN İLE KONUŞURKEN BU KARARI VERMEK DURUMUNDA KALDIM

Benim kişilerle ilgim yok. Genel gidişatı değerlendiriyorum. Genel gidişatın bana verdiği sorumlulukla aday adayı olmaya karar verdim. Aday adayı olmam konusunda da sayın genel başkan ile konuşurken bu kararı vermek durumunda kaldım. Müsaadenizle ben aday adayı olmak istiyorum dedim. Orada karar aldım. Satranç gibidir. Siz bir hamle yaparsınız, karşınızdaki bir hamle yapar.   Bu kadar kısa ve net.

KİMSEYLE İLGİLİ BİRŞEY SÖYLEMEM SÖZKONUSU DEĞİL

İzmir’in sokağını, dinamiklerini, nerede ne olduğunu, kimin nasıl iş yaptığını, ne yaptığını herhalde en iyi bilen kişiyim. Bunu sorgularsak, o ayrı bir tartışma konusudur. Konuyu bilirim. Kimseyle ilgili bir şey söylemem söz konusu değil. Çok başarılı belediye başkanlarımız var.

MİLLETVEKİLİNİN OLMASINA KÖKTEN KARŞIYIM

Milletvekilinin olmasına kökten karşıyım. Niye karşıyı? 6 ay önce seçim oldu. Eğer belediye başkanlığını düşünüyorsan niye milletvekili olsu? Milletvekilliğini cebime koyayım, Ankara’ya gideyim, ayarlayabilirsem belediye başkanı olarak döneyim. Milletvekilliği bir basamak mıdı? Sayın genel başkan da bunu düşünüyor. İzmir gibi bir yere İzmir’den milletvekili ol, kazanma şansı yüksek olan bir yere de başkan ol. O zaman milletvekili koltuğunu niye doldurdun'

ÜÇ TANE GEREKÇEM VAR

İzmir, parti, ve bu kentte onurlu yaşamak. Üç tane gerekçem var. İzmir’in geleceği, partinin geleceği, benim huzur içinde yaşamam bu kentte. Tekrar aday adayı olmaya iten üç tane faktör var.

ÖYLE BİRŞEY SÖZKONUSU DEĞİL, SOYER İLE ON YILDIR BİRLİKTE ÇALIŞIYORUZ

Öyle bir şey söz konusu değil. Tuncay Özkan İzmir milletvekili. Soyer ile de on yıldır birlikte çalışıyoruz. Kişilerle hiçbir işim olmadı, olmaz da. Gerekçelerimi söyledim. İzmir, CHP ve benim bu kentte onurla yaşamak isteğimdir.

YEREL SEÇİMLERİN SÜRÜKLEYİCİSİ BELEDİYE BAŞKANLARIDIR

2014 yerel seçimleriyle ilgili de özel düşüncelerim var. İlgili kurumlar, partiler ve ilçe ve il seçim kurulları, YSK bununla ilgilenecektir. Anayasa’nın belirgin hükmüdür. O konuya girmek istemiyorum ama yerel seçimler genel seçimlerden farklıdır. Yerel seçimlerin sürükleyicisi belediye başkanları ve meclis üyeleridir. Bunu kimsenin aklından çıkarmaması gerekiyor. Milletvekili belirlenir gibi belediye başkanlığı belirlenemez. Başkanlık bir icra makamıdır. Çok farklı özellikler ister.

HERKESİ MİLLETVEKİLİ YAPABİLİRSİNİZ ANCAK HERKESİ BELEDİYE BAŞKANI YAPAMAZSINIZ

Benden başkası belediye başkanlığı yapamaz deseydim 1 Ekim’de zaten açıklamazdım aday olmayacağımı. Emekli bir vatandaş olarak da bu sorulara cevap verebilmek için aday adayı olduğumu söylüyorum. Bu gayet net ve anlaşılabilir. Yeteneği olan herkes belediye başkanlığı yapabilir, okulu yoktur ama herkesi milletvekili yapabilirsiniz ama herkesi belediye başkanı yapamazsınız. Halkta karşılığının olması, bilgi birikiminin olması gerekir. Ben 2004 senesinde meclis tarafından emanetçi seçildim. Beş sene emanetçi belediye başkanıydım, sonra toparlayınca, 2007’nin yarısından sonra ha Aziz yapıyor denmeye başladı. Tekrar başkan olacağım desem herkes bana gülerdi, o günleri hatırlayın. Ekonomiyi toparladık, şeyi toparladık, ondan sonra yaptığımız hamleyle 2009 sürecine geldik. Herkes çalışır, yapar, korkunç saygım var. Ama İzmir daha önemli. Ülkenin geleceği açısından önemli. Ben de bu kentte göğsümü gere gere nasıl yaşadıysam, kendi isteğiyle bırakıp, bırakmasaydın laflarına muhatap olmamak için aday adayı oldum.

İZBAN AKŞAMA SABAHA ÇÖZÜLÜR

İZBAN akşama sabaha çözülür. Sendika ile mutabık kalındı. DDY ile de mutabık kalındı. Arkadaşlar iyi bir çalışma yaptı. Sendika da bu konuda metrodan sonra olumlu bir pozisyona geldi. Halloldu sayılır. 

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.