Başkan Sandal'dan dobra dobra açıklama: U dönüşü yapmadım

EGEPOSTASI- Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal TR35 TV'de yayımlanan 8. Gün programında Gazeteci Mithat Umutoğulları'nın sorularını yanıtladı. 

"TÜRK SİYASETİNİN TIKANMIŞLIĞINA ÇARE"

CHP'nin 38. olağan kurultayını değerlendiren Serdar Sandal, "En coşkulu heyecanlı kurultaylardan biriydi. Türk siyasetinin tıkanmışlığına yeni bir çare oldu. Bu kadar demokratik, çoğulcu, heyecanlı ve eleştirilerin net yapıldığı bir kurultayın başka siyasi partide olması mümkün değil. Bunun 2 nedeni var, Kılıçdaroğlu'nun bilgeliği, zerafetiyle, devlet adamlığı, kişiliğiyle; Özgür Bey ise partimizin evladıdır, bugüne kadar eğilip bükülmemiş bir siyasetçi. Bu kurultay göstermelik değildi. Türkiye'de kendi genel başkanına rakip olup seçimi kazanınca evinde ziyaret eden bir anlayış hiçbir partide yok. Bu hem CHP'nin köklü geleneği hem de bir sonraki süreçte neler olabileceğinin en önemli göstergesi. Bunun üzerinden siyaset üreten arkadaşlarımız var. Siyasetin ne demek olduğunu bilmeyen insanların ufak söylemleri oldu. Ancak genel anlamıyla kurultay mükemmel bir şekilde sonuçlandı. Bizim üzerimize düşen nasıl Kılıçdaroğlu'nun talimatları bizim içim emir olduysa, yeni Genel Başkanımızın talimatları da emirdir. Kılıçdaroğlu'na gösterdiğimiz nezaketi Özel'e de göstereceğiz, çünkü biz partilyiz" dedi. 

"U DÖNÜŞÜ YAPMADIM"

Genel Başkanlık seçimlerinin 2 turunda da Kemal Kılıçdaroğlu'na oy verdiğini açıklayan Serdar Sandal, "Genel Başkanımızın şu ana kadar yaptığı açıklamaları pozitif. Biz var gücümüzle partimiz içim çalışacağız. Bu parti içindeki etnik meselelere ne Kemal Bey ne Özgür Bey dönüp bakar. Böyle bir ayrışma olmadığını delegelerde somut gördük. Bu sadece sığ siyasetin ürünü. Biz bu devletin kurucusu partiyiz. Bu partiyi yönetirken genetik kodlarımızı Çanakkale'den alıyoruz. Tabandaki bir çok arkadaşımız farklı değerlendirmeler yapabilirler, bu partinin anlayışını değiştirebilecek bir ölçekte değil. Biz zaten bu arkadaşlarımızı sahada görmedik. Ben Kemal Kılıçdaroğlu'nun 1. turda da 2. turda da destekledim. Bu benim siyaseten hakkım. Bunu farklı alanlara çekmek başka bir iş. Son gün tavır değiştirmek başka bir iş. Ben neden 2 turda da Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklediğimi soruyorlar. Ahde vefam var. Devlet adamlığına inandığım biri. Ben Genel Başkanın yanında duracağımı ilk gün söyledim. Ben mahalle seçimlerinde, ilçe kongresinde, il kongresinde Genel Başkanla siyaset yapacağımı söyledim. Vatandaşımdan yetki aldım ve Genel Başkana oy kullandım. İkinci turda kayıp olduğunu ben de egördüm ama ben vatandaştan aldığım yetkiyi bozmam, U dönüşü yapmam. Tavrımın arkasındayım. Kimsenin Serdar Sandal'ın partililiğini tartışmaya haddi yok. Benim siyasal tavrımın ne olduğunu herkes biliyor. Bunlar lafügüzaf. Ben bu tür küçük işlere dikkat edecek biri değilim" diye konuştu. 

"KENDİ İÇ DÜNYASINDA SİYASİ İKBAL PEŞİNDE OLANLAR..."

Başkan Serdar Sandal açıklamasının devamında, "Ben partinin belediye başkanıyım. Ben oyumu Genel Başkana vereceğimi Özgür Özel'e de söyledim. Biz ilçe seçimlerinde tarışıyoruz ancak sonra birlikte oturuyoruz. Siyaset yok etme sanatı değil. Kendi iç dünyalarında kendi siyasi ikballeri peşinde olan arkadaşların başka kaygıları olabilir. Bu kaygılara AKP'yi eleştirirken tanık olmalıyız. Sizi eleştirenler bir gün AKP'yi eleştirmemişler. Bu arkadaşlar Genel seçimlerde çalışmışlar mı? Bu arkadaşların tarlada izi var mı? Kendilerini ilgilendirmeyen parti içi demokratik bir yarışta bir tarafı yok sayarak siyaset yapacaklarını sanıyorlar ancak haddine değil. Kılıçdaroğlu'na gönül vermiş bir siyasetçi olarak söylüyorum; Özgür Bey'in Kılıçdaroğlu'na duygusu benim duygumdan çok güçlü... Biziz partimizdeki nezaket hangi partide var?  CHP'li olmaktan onur ve gurur duyuyorum" ifadelerine yer verdi. 

"YAKAMDAKİ 6 OKU ÇIKARMADIM"

Toplumsal muhalefete dikkat çeken Baaşkan Sandal, "Toplumsal muhalefet CHP dışındaki diğer siyasi partileri de içine alır. Bizim bazı arkadaşlarımız bunu bile anlayıp, parti içindeki hesaplaşmaya girişiyorlar. Siyaset dikleşmeden dik durma, korkmadan haykırma işidir. Bunu yaparken kendinize güveneceksiniz. Ben seçimlerde aday olmuş tüm arkadaşların meclis üyesi olmasını istedim. Bu arkadaşlarımızın kentle ilgili projeleri olduğuna inandım ve öncülük etmek istedim. Pişman değilim korkmadım. İlk 10'a 8 kadın yazan tek belediyeyiz. Daha önce MHP'de, AKP'de belediye başkan adayı olan arkadaşların da bizimle siyaset yapmasını istedik. O gün bir dayatma vardı, Serdar Sandal Alevi, Tuncelili gibi söylemler vardı. Ben doğduğum yeri, kimliğimi unutan bir adam değilim. Seçimi alamaz dediler. Belediyeye gittiğimde kapılar bize kapanırken, rakip parti adayı elinde tatlıyla personelleri gezdi. 20 gün kaldı ve biz 8 binlik farklı 30 bine çıkardık. Naiz Gürman, Gümüşpala, Çiçel, Çay mahallesi'nde parti ilk defa öne geçti. Biz işimizi adam gibi yapıyoruz. Siyasal duruşumuz ve kimliğimiz net. Ben yakamdaki 6 Ok'u çıkarmadım. Ben oradan aldığım siyasal kültürle insanlara hizmet götürüyorum" dedi. 

"DEPREMDE YERLE BİR OLAN KENTİ YENİDEN İNŞA" 

İzmir depremi sonrası yaşananları aktaran Başkan Serdar Sandal, "Bir belediye başkanı düşünün; bazen tek başına eşofmanıyla Bayraklı'nın 24 mahallesini dolaşıyor. Kentin temel meseleleriyle ilgili bir hayalimiz vardı. Deprem, pandemi bu hayallerşi bize ötelettirdi. Derpemde bir hilaye yazdık. Her depremzedemize 1+1 ev hediye ettik. Mevcut yasayla 120 m2 evler 100 m2'ye düşüyordu, K sınırlarıyla haklarını iade ettik. Yüzde 20 imar artışı yaptık. Depremzedelerin dertlerinin yardımcısı olduk. Bbiz 117 canımızı kaybettik, 20 bin insanımız sokaktaydı. 1 ayda çadır sürecini bitirdik. 500 konutu Büyükşehir, 400' yakın konutu da Bayraklı Belediyesi ayarladı. Hep haykırdık, depremzedenin kredi sorununu çözün dedik. Biz yerle bir olduk kenti yeniden inşa ediyoruz. Manavkuyu'ya gidin şantiye halinde. İzmir'in altyapısı sağlıklı ilçelerinden biriyiz. Yanımızda sadece Büyükşehir vardı. Bizim bütün taleplerimiz ötelendi. Biz afette kamunun vatandaşın derdini çözmesiyle ilgili yanlarında olduk. Karadeniz'deki selde devlet orayı afet bölgesş ilan etti, devletin asıl görevi budur. Elazığ'daki deprem sonrası afet bölgesi ilan edildi ve devlet vatandaşın derdini çözdü. Bayraklı'ya gelince kör, sağır ve dilsiz oldular. Bize gelen yardım 3 milyon Elazığ'a gelen yardım 560 milyon. Bize yapılan konut 5 bin, Elazığa'a 28 bin. Bizim rezev alanlarımız patır patır satılıyor. 25,'ye yakın konutu Gençlik ve Spor Bakanlığı'na sattılar. Biz eleştirince, 'gençlerin okumasını mı istiyorsunuz?' diye soruyorlar. Neden istemeleyim? 20 yıldır çözemediğiniz yurt sorunlarını depremzedeler üzerinden mi çözeceksiniz?" dedi. 

"KUTUPLAŞTIRAN DEĞİL KUCAKLAYAN" 

Yerel seçimler için iddialı açıklamalarda bulunan Sandal, "AK Partili arkadaşlarımıza söyledim, adayları kim olursa olsun ilgilenmiyoruz. Biz önümüzdeki seçimi yüzde 60'ın altında kapatmayız. Ben mahalleme girince pozitif bir sonuç almadan çıkmam. Herkesi tedirgin eden şu; Bayraklı'da bine yakın insan istifa edip bize geldi. Biz kutupalştırıcı değil kucaklayan bir siyaset yapıyoruz. Memlekete olan borcumuz ekseninde örgütlenen bir kitle var. Benim alnım ak, ben ahlakımdan, vicdanımdan eminim. Bu kentte kimse benim siyasetim üzerinden eleştiremez. Eleştirirse de haddini aşmış olur. Bizim duruşumuz, kilitlendiğimiz bir belediye başkanlığı değil. Belediye başkanlığı kolay bir görev değil...Riskleri olan, özgürlüğünüzü alan, dostlarınızla ilişkinizi sınırlayan bir iş. Siz kamunun vediği yetkiyi kamu adına kullanmak zorundasınız. Belediye Başkanının varlık gerekçesi hizmettir. Bize gelen eleştirileri yanıtlarken kızmadık. Pandemiyi, depremi, ekonomik krizi hiçbir bankadan kredi alamadan atlattık ve bu süreçte temel belediyecilik hizmetlerinden ödün vermedik. Ben aday olurken 12 madde sunmuştum. O 12 maddeyi teker teker yazıcam. Depreme, pandemiye, krize ve siyasal gerginliğe rağmen yazacağız" dedi. 

KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN KAZMA VURULUYOR

CHP'li belediyelerin iktidar tarafından cezalandırıldığını ileri süren Sandal, "İlk defa belediyelerin taşınmazlarına haciz konuyor. Kredi vermiyor, mal sattırmıyor. Çalışanın ücreti ödenmesin ve kente yatırım götürme diyor. Kısaca 'sen CHP'li olduğun için seni cezalandıracağım' diyor. Bilmedikleri bir şey var; biz gecemizi gündüzümüze katıp ne yapmamız gerekiyorsa yapıp kaynak oluşturuyoruz. Tasarruf kalemleriyle de işlerimizi yapıyoruz. Kentimizin meydanı yok onu yapmaya çalışıyoruz. Depremden sonra Halk Konut'u hayata geçirdik. Adalet Mahallesini yeniden yaptık. Yamanlar'ı yeniden yaptık. Aziz Bey döneminde başlayan dönüşüm için kooperatifler kuruldu ve firmalarla anlaşılıyor. Bu yılın sonunda teknik bir aksaklık olmazsa kazmayı vuracağız. Kentsel dönüşüme de başlayacağız" dedi. 

"HEM KILIÇDAROĞLU'NA HEM PARTİ'YE VEFA"

Türk siyasal tarihinde akıl almaz şeyler yaşıyoruz. Bir siyasal hareket düşünün kendisine oy vermeyen herkesi düşman gibi görüyor. Pandemi döneminde Kaymakamalıklar bizimle bağlantılarını kopardılar. Garip bir süreçten geçiyoruz. Yargıtay Anayasa Mahkemesi ile iligli bir şeyler söylüyor. Bu süreçte bu ülkeyi seven her arkadaşımın ahlakta, vicdanda birleşmesi gerekiyor. Siyasetle uğraşan arkadaşlarımız meclis üyeleri, belediye başkanlığı, vekillik gibi beklenti içerisinde olmaları pozitiftir ve dinamiklik gelir. Bunu yaparken nezaket içerisinde olmalıyız. Kendini projelerle doğru anlatmalıyız. Karşılıklı polemikleri üzerinden beslenerek bir yere gelinemez. Siyasette kavga eden adam bir yere gelemez. Siyasette kucaklayıcı olunmalı. Siyasette bugün kavga ettiklerinizle yarın dost olabilirsiniz. Bir belediye  başkanı olarak görevim kentime hizmet etmek ve partimizi bir daha iktidar yapmak. Üzerimize ne düşerse eksiksiz yerine getireceğiz. Biz bu koltuklara CHP sayesinde geldik. Kılıçdaroğlu'na nasıl vefam varsa aynı vefa partime var" dedi.