Başkan Selvitopu’ndan Meclis’e dönüşüm dersi!

YUSUF TOMRUK/EGEPOSTASI - İzmir’de 6 saat 20 dakika süren bütçe maratonunda AK Partili Hakan Yıldız’ın konuşmasında ‘Kadifekele’deki dönüşümde yanlış yaptık. İnsanları yaşadığı yerden ettik. Bizim de sorumluluğumuz var’ demesi sonrası söz alan o dönem Kadifekale Kentsel dönüşümünü yöneten Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Başkan Soyer’in deyimiyle ‘ders niteliğinde’ açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın İzmir’de yaptığı ‘Bu binalar İzmir’e yakşımıyor’ açıklamalarına da atıfta bulunan Selvitopu “Çevreyolundan giderken Sayın Cumhurbaşkını’da bir değerlendirme yapmıştı ‘Bu binalar İzmir’e yakışmıyor’ diye. İlk projemiz 2 yıl önce kabul edilseydi, o binaların hepsi kalkmış olacaktı. Kente girenler de düzenli bir dokuyu orada göreceklerdi” dedi. Selvitopu hükümetin kentsel döşünüm politikaların sert bir dille eleştirerek “Yerel yönetimlerin dönüşümden sorumlu’ olmalı mesajı verdi.

‘KADİFEKALE ÖYLE HAFİFE ALINACAK PROJE DEĞİLDİR’

‘Kentsel dönüşümle ilgili birkaç düşüncemi belirtmek istiyorum’ diyerek söz alan Başkan Selvitopu “ İzmir’de en büyük kentsel dönüşüm alanları Karabağlar’da. Bakanlığın ilan ettiği 650 hektarlık bir alan ve Uzundere’deki 32 hektar dönüşümü devam eden bir alan var. Türkiye’de 5393 sayılı yasanın 73. Maddesi, 6306 sayalı yasaya göre kentsel dönüşüm yürütülmektedir. İzmir’de Kentsel Dönüşüm Daire Başkanlığı Kurulduğu tarihte, sadece 5393 sayılı yasa yürürlükteydi. İzmir’de 2010 yılında daire başkanlığı kurulmuştur, geçen süre 9 yıldır. Bu 9 yıllık sürede de İzmir Büyükşehir Belediyesi bir çok projede yoğun çalışmalar yapmıştır. Kentsel dönüşümde Türkiye’de pek çok uygulama vardır. Ama dikkatli bakıldığında en derli topluları İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılmıştır. Birde Kadifekale öyle hafife alınacak bir proje değildir. Türkiye’de başka bir örneği de yoktur. Böyle bir projeyle de kentte hem heyelana maruz 1870 bina tehlikeden kurtarılmış hem de 400 bin metrekare yeşil alan kazanmıştır. Onu tamamlayacak diğer proje Ballıkuyu Kentsel Dönüşüm projesidir ki, direk Kadifekale’yle ilintilidir. Akabinde de Büyükşehir Belediyesi’nin kamulaştırma çalışmalarını sürdürdüğü Antik Tiyatro alanı vardır. Bu projeler bittiğinde Kadifekale’nin silüeti bambaşka bir hale bürünecektir. Şöyle bir cümle kullanıldı “Uzun yıllar kenti yönetenlerin kente yatırım yapmadığı şeklindeki değerlendirme çok eksiktir. Bilgi eksikliğidir. Bunları bilmeden böyle değerlendirme yapmak iyi değildir” dedi.

ERDOĞAN’A ‘BU BİNALAR İZMİR’E YAKIŞMIYOR’ GÖNDERMESİ!

Kentsel dönüşüm iki yasayla yapılır. İzmir’in 7 bölgesindeki tekliflerden biri de Cennetçeşmedir. 48 hektardır. 2 yıl bakanlıkta bekletildi. 2 yıl sonra 6303 sayılı yasa kapsamına alındı. Bunlar hepsi bilinen gerçeklerdir. Bunlar değerlendirirken bunları görmezsek yanlış yaparız. Kentsel dönüşümün siyaseti olmaz. Kenti geleceğe taşımak zorundayız. Daha düzenli ve güçlü kentler bırakmalıyız. Bu değerlendirmeleri yaparken merkezi hükümetin eksiklikleri göz ardı edemeyiz. çevreyolundan giderken Sayın Cumhurbaşkanı da bir değerlendirme yapmıştı “Bu binalar İzmir’e yakışmıyor diye.’ İlk projemiz 2 yıl önce kabul edilseydi,  o binaların hepsi kalkmış olacaktı. Kente girenler de düzenli bir dokuyu orada göreceklerdi” dedi.

‘BÜYÜKŞEHİR’E BÖYLE BİR HAKSIZLIK YAPILDI’

Türkiye’de bir de bunların öncesi 775 sayılı yasa var. Islah, tasfiye ve önleme bölgeleri var. Bunula ilgilide bir çok çalışma gerçekleştirilmiştir. Kadifekale bir tasfiye bölgesidir. Orada TOKİ ile bir protokol yapıldı. O protokole göre TOKİ konutları yapıp 1860 kişiye kamulaştırılan alanların tapusunun verilmesi karşılığında, konutları belediyeye teslim edecekti. Ama TOKİ ne yapt? Gitti oraya kendi ekspertizlerini gönderdiler. Buranın değeri sıfırdır dedi. Sonra Büyükşehir Belediyesi yaklaşık 2 bin konutu satın almak zorunda kaldı. Eğer kente katkı koyacaksanız bunları daha doğru değerlendirmeniz gerekir. Büyükşehir’e böyle bir haksızlık yapıldı bunlar belgesi olan gerçekler” dedi.

‘BEN BÖYLE BİR BARIŞ İSTEMİYORUM’

Bir arkadaşımız  şunu diyor “İmar barışıyla bunlara göz yuman yerel yöneticiler de affedildi’. Hayretler içinde kaldım. Ben yerel yöneticilik yapıyorum. Ben böyle bir barış istemiyorum. Sonuçlarına da katlandık. Biz kentleri imar barışı yapmadan düzeltmeye çalışıyoruz. Barış çıkarılabilir. Ama bir daha bu hataları yapmamak kaydıyla çıkarabilirsiniz. Şimdi gene ucu açık. Türkiye’de ne zaman tekrardan bir imar affı çıkacak ve ucu nereye gidecek belirsizlikler sürüyor. Şimdi bize neyi örnek gösteriyorlar Kuzey Ankara Projesi. Kaç yılında çıktı bu kanun 2004. Kaç yılındayız 2019. Kaç yıl geçmiş 15 yıl. Tamamen bitti mi proje, bitmedi. Havalimanından İzmir’e dönerken gözlemliyoruz hala bitmeyen inşaatlar var. Orada devletin bütün olanakları kullanıyor. Keşke bu olanakları İzmir’deki yerel yönetimlerde kullanabilseler. Yapılmayacak projeler değil bizim projelerimiz. TOKİ kentsel dönüşümü yapacak bir kurum değil. Kuruluş amacında da bu yok. 6303 sayılı yasanın değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yerel yönetimler sadece idare tanımının içinde var. Böyle bir yaklaşımı doğru bulmuyoruz. Yerel yönetimler dönüşümden sorumlu olmalı. Tabi ki bakanlık denetimini yapacak. Merkezi hükümetin olmaması düşünülemez, ama yerel yönetimlerinin olmaması hiç düşünülemez.

’10 DÖNÜM YERİMİZ VARDI, PERİŞAN EDİLDİ’

‘6303 sayılı yasanın tek çalışan yönü parsel bazlı alan yenilemedir” diyen Selvitopu “İzmir’de Alan bazlı yenileme yapılamıyor. Benim bölgemde 540 hektarlık alan var. Sağlıklı proje üretilemiyor. Karabağlar’da devlet yapıyor 1650 konut yapılıyor. 101 hektarlık boş alan planlandı. Bakanlı kamulaştırdı. Bazı vatandaşların yeri kamulaştırıldı, bazıları kamulaştırılmadı. Anlamakta zorluk çekiyorum. Planları yapıldı imara açıldı. TOKİ hala devrede yok. İller Bankası ihaleye çıktı. Kat karşılığı ihaleye verdi. Yüklenici inşaatı yapamadı, inşaatlar durdu. Biz de dava açtık, parselasyon planları iptal edildi. Bu işin içinde yerel yönetimler olmadığı sürece bu sonuçlar kaçınılmazdır. Biz niye dava açtık. 10 dönüm yerimiz vardı. Perişan edildi. Ben bir yerel yönetimim her şeye ihtiyacımız var. Görüşümüz bile alınmadı. Katkı koyamadık. Esas olması gereken binalı yerlerdeki dönüşümdür. Bunu sağlıklı olarak yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Uzundere’den sadece fazladan daire alanları ödemeye ilişkin sıkıntıları var. Ama onun dışında şikayet yok. Aynı olay Kadifekale’de oldu. Kuzey Ankara Projesi’nde de Sulukule Projesi’nde de orada oturanlar artık oralarda değiller. Şimdi Suriyeliler almış. Ama alanların gerçek sahipleri orada yoklar. Bizin anlayışımızda alanın gerçek sahipleri proje öncesi ve sonrası oradalar. Bu konuyu dikkatle tartışmak gerekir. Bu kent hepimizin, geleceğe daha iyi taşımak istiyoruz. Görev süremiz sınırlıdır. İyi değerlendirmek gerekir. İlçe belediyeler olarak her zaman katkı koymaya hazırız. Her türlü desteğe hazırız”