Başkan Soyer: İzmir'deki rakamları bilmiyorum
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, katıldığı televizyon programında önemli açıklamalarda bulundu. Soyer, “Kentteki koranavirüs ile ilgili rakamları bilmiyoruz. Bu süreç şeffaf şekilde paylaşılmalı.Bizim bu konuda bilgi sahibi olmamız lazım. Ki daha sağlam destek olalım, ne yazık ki bunları bilmiyoruz. Gün sonunda bakanımızın açıkladıklarıyla bilgi sahibi oluyoruz” dedi. Öte yandan Soyer CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanının yayınladığı virüsle mücadele ortak deklarasyonda yer alan ve hafta içini de kapsayan sokağa çıkma yasağı çağrısını yineledi.
- Ege Postası
- 16.04.2020 - 16:51
EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, FOX TV’de yayınlanan bir programa video konferans yöntemiyle bağlanarak önemli açıklamalarda bulundu.
Başkan Soyer, CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanının yayınladığı virüsle mücadele ortak deklarasyonunda yer alan hafta içini de kapsayan sokağa çıkma yasağı çağrısını yineledi.
GEÇEN HAFTAYA GÖRE YOĞUN BİR HAFTA İÇİ TRAFİĞİ VAR
İzmir'deki vaka sayıları ile ilgili soruya Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, “Bilgilerin adresi ben değil. İl sağlık müdürlüğüne ve valiliğe sormak lazım. Onun dışında bir bilgi almıyoruz. Bu süreç şeffaf şekilde paylaşılmalı.Bizim bu konuda bilgi sahibi olmamız lazım. Ki daha sağlam destek olalım, ne yazık ki bunları bilmiyoruz. Gün sonunda bakanımızın açıkladıklarıyla bilgi sahibi oluyoruz. Sokağa çıkma yasağı ile birlikte insanların evlerine kapanma hissinden sonra ertesi gün sokaklara akın ettiler. Geçen haftaya göre çok daha yoğun bir trafik var. Sanki her şey bitti. Bu çok sakıncalı. Hiç doğru değil. Yayılımın hızının en arttığı dönemdeyiz. Böyle memur gibi hafta sonu daha az evde kalınsın ki hastalık bulaşmasın. Virüs hafta içi fazla bulaşmaz gibi bir yola gidiliyor. Bunu sağlıklı bulmuyorum. Kesinlikle sokağa çıkma yasağı olmalı. Bu başka türlü yayılım hızı gerilemedi. Kontrollü karantina, tecrit denebilir. Tanımlama anasıl olursa olsun sıkı koşulların uygulanması lazım. Ne kadar temizlik, dezenfeksiyon yaparsanız yapın sonuçta hayat devam ettikçe yayımlı hızını engelleyemiyorsunuz. Tek yolu var dışarı çıkmamak” dedi.
SALGINLA MÜCADELENİN İKİ YOLU VAR
Soyer, “Bu tür insanların yoğun olduğu yerlerde tedbir almak çok zor. Çare arayışına girdik. Pazarları tek günden daha fazla güne yaydık. Bunun da yetmediği gördük. Seyyar Pazar ile çözüm bulduk. Bunu organize bir şekilde gerçekleştiriyoruz. 20-30 araçlarla bir semtin sokaklarına giriyoruz. Daha önce hazırlanmış paketlenmiş ürünler kontrollü şekilde vatandaşın eli değmeden servis yapılıyor. Fiyat denetimini de yapıyoruz. Patates, soğanın fiyatını belirliyoruz. Araçlarımız Pazar mantığını aslında evine getiriyoruz. Evde kal Pazar kapınıza gelecek diyoruz. Bütün perspektifimiz değişti. Belediyecilik adına bildiğimiz her şeyi bırakıp kriz belediyeciliğine geçtik. Belediye olarak iyi bir dayanışma kampanyası başlattık. Gücü olanla ihtiyacı olanı buluşturduk. Halkın Bakkalı diye bir uygulama ile iki farklı tür paket hazırlardık. Gücü olanlar bu paketlerden sipariş veriyor. Müthiş bir dayanışma ruhu gelişmeye başladı. Salgınla mücadelenin iki yolu var. Tek merkezden çok ketum bir anlayışı ile yasakların uygulandığı bir model. Bir değire ile halkın dayanışmasının sağlandığı bir yönetim biçim. Biz bunu tercih ediyoruz. İzmir hepimizin. Salgın bittiğinde ciddi bir krizle karılaşacağız. O döneme hazırlık olmamız lazım. Ciddi işten çıkarmalar var. Günü birlik insanlar ekmeğini kazanamıyorlar. Başarının yolu el ele vermekten geçiyor. Birbirimize ihtiyacımız olduğunu daha iyi anlamamız lazım” dedi.
"O TELAŞLA BÜYÜK ZARARLAR VEREBİLİYORLAR"
65 yaş ve üstü vatandaşları tek tek aradıklarını vurgulayan Soyer, “İhtiyaçlarını, hal hatırlarını sorduk. O veri tabanı üzerinden yol almaya başladık. Zabıta arkadaşlarımız farklı hizmetleri görüyorlar. Evinden çıkamayanlar için doğrudan evine ulaşıyoruz. Yeni bir uygulama başlattık. 250 dakika konuşma paketi ulaştırıyoruz. Onların üzerlerine titriyoruz. Uzun zamandır yalnız yaşıyorlar. Biz de onlara bunu unutturacak ne gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyoruz. Kitap, gazete dağıtıyoruz. Bütçemizi, her şeyimizi bu salgına göre planlamaya başladık. 16 milyonluk bir ödemeyi içeriyor bu yardım. 40 bin aileye 400’er lira yardım yaptık. Sağlıkçıların iyi hizmet üretebilmesi için hayatlarını kolaylaştıracak her şeyi yapıyoruz. Oteller, yurtlar kiraladık. Tıbbı malzemeleri ulaştırıyoruz. Krizden en çok etkilenen vatandaşlara hizmet getirmeye çalışıyoruz. Yoksulluk sınırının altına olan çok sayıda vatandaşımız var. Onlara ulaşmamız gerekiyor. İzmir’in duyarlı vatandaşları onlarla buluşturuyoruz. Vatandaşlarımız eksiklerini son dakikaya bırakmasınlar. O telaşla büyük zararlar verebiliyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi her türlü hizmeti vermeye vakıftır. Kimse endişe etmesin. Biz vatandaşımızın emrindeyiz” dedi.
Yorum Yazın