Başkan Soyer'den Kurultay'da çok beğenilen konuşma: Umut biziz
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer 37. Olağan Kurultay'da yaptığı konuşmada " Birbirimiz için adalet tüm ezilenler için adalet, doğa için adalet, bu ülkeyi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak adaletle buluşturacak en büyük güç biziz. Umut biziz… Bizden daha büyük daha organize bir güç yok. Onun için korkmayacağız, sinmeyeceğiz, omuz omuza duracağız.
- Ege Postası
- 25.07.2020 - 15:12
EGEPOSTASI- Geçtiğimiz salı gününden bu yana 37. Olağan Kurultay'a çalışmaları için Ankara'da bulunan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer delgeler tarafından çok beğenilen bir konuşma yaptı. Sosyal demokrasi tanımı ve vurgusu yapan Soyer, 'İktidar yerelden geçer' ve 'bu ülkeyi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak adaletle buluşturacak en büyük güç biziz. Umut biziz… Bizden daha büyük daha organize bir güç yok" diye konuştu.
Cumhuriyet Halk Partimizin 37. Olağan Kurultayı‘ndaki konuşmam Kayıttan - Canlı https://t.co/J5TjXm6h0N
— Tunç Soyer (@tuncsoyer) July 25, 2020
İşte Başkan Soyer'in beğeni toplayan konuşmasının tamamı:
"Sayın divan, değerli yol arkadaşlarım. Partimizin 37. Kurultayı’nda aranızda bulunmaktan büyük gurur duyduğumu belirtmek istiyorum. Belki de tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar sosyal demokrasiye ihtiyacımız var. Gelir düzeyi en düşük olan yüzde 10’ ile en yüksek 10’u ile farkın 13 kat olduğu, bu yüzden gelir dağılımındaki adaletsizlikte, Avrupa birincisi ve dünya beşincisi olan bir ülkeyiz. Sosyal demokrasi yaşanan eşitsizlikleri, adaletsizlikleri, demokratik yöntem ve uygulamalarla en aza indirecek çağdaş yegane yaklaşımıdır. İnsanlığın bir arada yaşam formülü olarak binlerce yıl önce damıtarak yarattığı bu ideoloji. Bugün yürütülen kimlik siyasetiyle ayrıştırılan kardeşlerimizi birleştirici, barışçı ve getirdiği çözümlerle adil, eşit bir düzenin formülüdür. Sosyal demokrasi insanlığın diktatörlük ve savaşlar sonucu ortaya koyduğu bir yaşam mücadelesidir. İnsanlığın en büyük inovasyonudur. Tarihsel birikimiyle gelecekte de belirleyici bir rol oynayacaktır. Sosyal demokrasinin hayatlarını iyileştirecek en kesin çözüm olduğunu bilmeyen geniş kitlelere sosyal demokrasiyi ve erdemlerini anlatmak ve inandırmak. Sosyal demokrasinin erdemlerini anlatmak biz yerel yönetcilerin görevidir. Doğanın savunulması kent düzeyinde yerelde yürütülmedikçe, daha da derinleşecektir.
İKTİDARIN YOLU YERELDEN GEÇER
İktidarın yolu yerelden geçer. Bunun için hayalini kurduğumu ülkeyi önce kendi kentimizde kurmayı hayal etmeliyiz. İzmir’deki en büyük hayalimiz, bu şehrin kalkınma mücadelesini büyütmek, refahı arttırmak ve eşit dağılımını sağlamaktır. İzmir’i dünyayla birleştirirken yerel potansiyelini doğru yöneten bir ekosistem kurmak. İzmir’in ekonomisini canlandırmak için kamu kaynakları, yalnızca bir hammadde rezervi olarak görülen doğa hiç değil. Biz ekonomik kalkınma modelimizin merkezine yaratıcı düşünceyi koyduk. Geleceğin rüzgarı artık hantal ve büyük yatırımlar değil. Yenilikçi fikirlerden yanayız. Geçlerimizin yeni fikirlerin temelini atacağı bir şehir iklimi kurmaya gayret ediyoruz. Sabırla titizlikle ve emin adımlarla…
Yaşmanın nabzı sokaklarda tarlalarda, caddeler ve meydanlarda atıyor. Bir hekim nasıl ki bunu anlamak için hastasının nabzını tutuyorsa, biz yerel yöneticilerde kentimizi anlamamız için yaşamın nabzını tutmak zorundayız. İcraatlarnızın ritim duygusunu toplumumuzun nabzıyla uyum içinde seyretmesi gerekiyor.
Değerli yol arkadaşlarım bugün mücadele etmek zorunda kaldığımız sorunların hiç birini hiç birimiz hak etmiyoruz. Şu an kişi başı milli gelirimiz 9 bin dolarlarda. 1990’larda 4-5 bin dolar seviyesindeyken 30 yılda sadece 3-4 bin dolara artarak bu seviyeye geldi. Bizden çok düşük gelir düzeyine sahip doğu bloğu ülkeleri 20 bin dolarlara geldi. Güney Kore 31 bin 700 dolara. İskandinav ülkeleri 60 bin dolarlara çıktı. Bu ülkeler topraklarından altın ya da petrol bulmadılar. Ya da biz büyük kuraklıklar taşıyarak bu duruma mahkum kalmadık. Artık dış güçlerin etkisini de bir tarafa bırakmak mecburiyetindeyiz. Bilmeliyiz ki sadece kötü yönetildik. Kişi başı 9 bin dolar milli geliri hiç birimiz hak etmiyoruz. Kadınlar öldürülmeyi hak etmiyor. İşçiler emek sömürüsünü, iş cinayetlerini hak etmiyor. Doğa yakılıp yıkılmayı ve talanı hak etmiyor. Çocuklar şiddeti, düşünceler cezalandırılmayı, kültürler ezilmeyi hak etmiyor. Çok iyi biliyorum ki insanın kendi kendine yaptığı bu zulüm asla kader değil. Şiddet kader değil, yoksulluk alın yazısı değil. Bunların hiç birinin olmadığı bir memleket inşaa etmekse pekala mümkün bunun başarmanın harcı ise adalet…
Birbirimiz için adalet tüm ezilenler için adalet, doğa için adalet, bu ülkeyi karanlıklardan aydınlığa çıkaracak adaletle buluşturacak en büyük güç biziz. Umut biziz… Bizden daha büyük daha organize bir güç yok. Onun için korkmayacağız, sinmeyeceğiz, omuz omuza duracağız. Hem atalarımızın adına layık olmak, hem de Türkiye’nin yaratıcı kuşaklarına, akıllı gençlerine pırıl pırıl çocuklarına nefes alacakları bir pınar, bir kaynak olmak için daha çok çalışacağız. Sayın Genel Başkanımızın dediği gibi Batı dediğimiz coğrafyaya da sorumluluklarını ve yükümlülüklerini anımsatan alçak gönüllü dayanışmacı bir uygarlık inşaa etmeye başlayacağız. Bu sisli puslu günler geçecek. Bu güzelim ülkeyi bahara çıkaracak aklımız, fikrimiz ve vicdanımızla başka bir Türkiye kuracak olan bizleriz. Dünyadaki bütün güzellikleri iyimserler yaratmıştır. Bugün bizimle bir arada bulanan ve ülkenin güzelliklerini yaratacak olan tüm yol arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Sosyal demokrasi bayrağını ülkenin tüm kentlerine taşıma yolculuğunda zihnimiz, yüreğimiz ve yolumuz açık olsun. Geçmişten bugüne bu davaya gönül veren, emek veren ve ömürlerini veren tüm yöneticilerin aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum. Bu aydınlık vizyonun takipçisi, önderleri olan sizlere en içten dileklerimle saygılarımı sunuyorum."
Yorum Yazın