Başkan Tugay açıkladı: 2.5 ayda 1.5 milyar borç ödedik!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, göreve geldiğinden bu yana geçen ilk 3 ayı anlattı. Tugay, İzmir’in çok uzun zamandır beklediği hizmeti göstereceğimize inanıyorum. 2.5 ayda 1.5 milyar liralık borç ödedik. ‘Yeni nesil bir belediyecilik yapacağız demiştim. Bu yeni nesil belediyeciliğin ne olduğunu burada göstermek üzere çalışıyorum" dedi.
- Ege Postası
- 07.07.2024 - 12:23
- Güncelleme: 07.07.2024 - 18:25
31 Mart 2024 Yerel Seçimleri'nde yüzde 48.97'lik bir oy alarak seçilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, seçilmesinin ardından geçen ilk 3 ayı anlattı. Başkan Tugay; memur eylemlerinden, ulaşım projelerine kadar birçok soruya yanıt verdi.
‘Çok sürpriz yıldız gibi yeni yöneticilerimiz olacak’ diyen Tugay ekledi: “İzmir’in çok uzun zamandır beklediği hizmeti göstereceğimize inanıyorum. 2.5 ayda 1.5 milyar liralık borç ödedik. ‘Yeni nesil bir belediyecilik yapacağız demiştim. Bu yeni nesil belediyeciliğin ne olduğunu burada göstermek üzere çalışıyorum.”
‘NEGATİFTEN POZİTİFE DÖNDÜK’
İlk 3 ay geride kaldı. Önemli bir kısım aslında. Kadroları tanımanız, değiştirmeniz, bazı birimlerde değiştirme süreciniz oldu. Nasıl değerlendiriyorsunuz geride bıraktığınız üç ayı?
-Yoğun ve biraz zaman zaman krize dönüşen problemleri yönettiğimiz bir dönem oldu. Kendimizi sıkıntıya girmiş hissetmedik. Belediye bütçe disiplini açısından çok hızlı ve düzenli yaşıyor. 2.5 ayda 1.5 milyar liralık borç ödedik.
Bunu nasıl yaptınız?
-Çalışarak yaptık. Tabi basit bir mantık. Belediyenin giderleri var, gelirleri var. Giderleri azaltıp gelirleri artıracak işler yapıyorsunuz. Bu şekilde oluyor. Her gider azaltmada gelir artırma da oluyormuş. Gelir gider dengesiyle ilgili bir şey. Sonuçta negatiften pozitife döndük. İzmir Büyükşehir Belediyesi büyük bir kurum. Güzel bir kurum. Bir sürü insanın çalıştığı bir kurum. Kökleri olan bir kurum. Daha yeni kurulmuş bir şirket değil ve önemli bir kültürün üzerinde oturuyoruz. Burada verimliliği sağlayabildiğiniz sürece, etkinliği sağlayabildiğiniz sürece o zaman her şey düzelebiliyor. Yani büyük yapıların düzelmeleri de hızlı olabiliyor. Küçük yapılarda küçük problemler büyük oluyor. Büyük yapılarda problemler küçük kalıyor. Neticede yapısal sorunlarımız var. Ben şöyle söyleyeyim; dedim ki ‘Yeni nesil bir belediyecilik yapacağız. Bu yeni nesil belediyeciliğin ne olduğunu burada göstermek üzere çalışıyorum. Burada dinamik bir çalışma, kapsayıcı bir çalışma, geniş vadeli bir vizyon var. Daralmış alanlarda sıkışıp boğulan bir yönetim anlayışından bahsetmiyorum. Şehrimizde ne yapmışız, problem nedir onu görebilmek önemli. Ben bunu çok net görerek bu göreve gelen bir insanım.
Bu şehrin problemleri belli hep zaten aslında değil mi?
-Çocukluğumdan beri bu şehirde yaşayan, geçmişten bugüne burada neler olduğunu bilen, bugünün sorunlarını da yaşayarak bilen ve aynı zamanda beş yıldır da şehrin en büyük metropol ilçelerinden birinde belediye başkanlığı yaparken genel gündemi çok iyi takip etmiş, sorunları bilen bir belediyeciliği öğrendik. İzmir’i zaten biliyoruz. Arkadaşlarımız çok başarılı, becerikli, gerçekten nitelikli insanlar ve yeni bazı nitelikli insanlar da kazanıyoruz, kazanmaya devam ediyoruz. Çok sürpriz yıldız gibi yöneticilerimiz olacak.
‘GÜZEL BİR DÖNEM OLACAK’
Dışarıdan yeni transfer mi olacak? İçeride kadro değişiklikleri devam edecek mi?
-Genel Sekreter Yardımcımız Prof. Dr. Pınar Okyay öyle bir insan mesela. Bir halk sağlığı profesörü. Türkiye’deki Halk Sağlığı Uzmanları Derneği'nin başkanıydı uzun zaman. Sağlık Bakanlığı'nın danışma kurulunda olan hocalardan biriydi. Pek çok konuda birikimi vardır, yazardır, çok entelektüel ve çok yapıcıdır. Onun gibi bir sürü arkadaşımız var. Yine Genel Sekreter Yardımcımız Zeki Yıldırım, İzmir Planlama Ajansı Başkanı Koray Velibeyoğlu, İZDOĞA Yönetim Kurulu Başkanı Onur Eryüce, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan. İnşallah güzel bir dönem olacak. Biz hepimiz maddi sebeplerle değil, manevi inançlarımızla, görevimize duyduğumuz sevgiyle, idealimiz olan düşüncelerimizle bu görevlerdeyiz. Ve biz uyum içerisinde çalışacak bir kurumuz. Bunun sonunda da başarı gelir. Çünkü ülke büyük riskler altında şu anda; ekonomik kriz, dış politika, deprem gibi bazı afetler, felaketler… Bunlar hızımızı kesmezse İzmir’e çok uzun zamandır beklediği hizmeti göstereceğimize inanıyorum.
Geldiğinizden bu yana birtakım krizler de oldu….
-Aksilikler üst üste geldi. Belki şanssızlıktan, yürüyen merdivenlerde sorun oldu. Yangınlar derken patlama oldu. Ben problem olduğu zaman ‘Ya olur böyle şeyler’ ya da ‘Kaderdir’ deyip geçmiyorum Neden olduğunu araştırıyoruz, sorumlusunu buluyoruz. Bir daha bunun tekrar etmemesi için de gereken önlemi alıyoruz. Kamuoyunda sürekli sıcak tutmaya çalışmıyoruz ama biz arka planda önlemlerimizi alıyoruz. Hatayı yapan kişiyi, kurumu, grubu her neyse bulup gereğini yapıyoruz. Ve yerine mutlaka daha iyi bir şey koyuyoruz. O yüzden bunlar bir süre sonra tekrar etmeyecek inanıyorum ben.
‘YASANIN KOYDUĞU BİR SINIR VAR’
İzmir Büyükşehir Belediyesi memur eylemleri devam ediyor. Uzlaşma nasıl sağlanır?
-Ben ne kadar verebiliyorsak vermeye hazırım. Verebiliyorsak derken kastım maddi miktar değil. Yasanın bize koyduğu bir sınır var. O sınırı aşamıyoruz. Yani burada benim seçeneğim yok. Yasanın bize tanıdığı şu kadar parayı verebilirsiniz dediği miktarın en zirvesinden zaten vermeye hazırız. Bunu teklif ediyoruz. Ama diyorlar ki ‘Hayır yasayı boş verin. Yasanın üzerine çıkın. Yani dinlemeyin yasayı. Kanunu uygulamayın’ diyorlar bize. Maalesef geçmiş dönemde bu olay yasanın dışına çıkmış. Şimdi oradan kapı açılınca arkadaşlar diyorlar ki ‘Aynı şekilde devam edin.’ Ve bunu diyen de bir grup sendikacı aslında. Çünkü memurlarımızın çoğunun bunun anladığına eminim. Zaten öyle bir durumla karşı karşıyayız ki; memurlara sosyal dengi tazminatı hakkını tanıyan, yasayı uygulayan çok az kurum var. Çoğu yer hiç vermiyor zaten, sıfır. Memurlar sadece çıplak maaşını alıyor. Sosyal denge tazminatı almıyor. Hiçbir okulda hiçbir öğretmen almıyor. Hiçbir hastanede hiçbir hemşire, doktor, sağlık personeli almıyor. Hiçbir emniyet görevlisi almıyor. Hiçbir devlet görevlisi almıyor. Aklınıza gelecek bütün devlet kurumlarının hiçbirinde hiçbiri almıyor? Çünkü kimse vermek zorunda değil. Bu Cumhuriyet Halk Partili belediyelerin genellikle bir kısmında verilen bir şey. Ama onlarda da İzmir dışında yasal sınırın üzerine çıkan yok. İzmir'de var bu durum. Yani sendika diyor ki ‘Bu affediliyor, bir şey olmaz’ ama ya bir şey olursa? Kim bunu karşılayacak? Çünkü toplamda yüz milyonlarca lira paradan bahsediyoruz yıllık ve Sayıştay'ın çok sert eleştirisi var. Soruşturma açacağız belediye başkanı hakkında diye son denetimde yazmış. Buna rağmen durmazsak eğer kaçınılmaz bir şekilde ben kendimi mahkemede yargıcın önünde bulacağım. O yüzden yapamıyoruz. Yoksa para değil konu. Memur maaşı zammını yüzde 20’ye yakın bir rakam olarak belirlediler. Bu kesinlikle yetersiz. Keşke sendika bizim sosyal denge tazminatıyla uğraşacağına bu memur zammıyla ilgili itiraz etse. Ben duymadım daha şu ana kadar tek bir kelime. Bunu kader gibi kabul ediyorlar. Bize herhalde itiraz etmesi kolay geliyor. Sosyal denge tazminatına yoğunlaşıyorlar. ‘Bu enflasyon ortamında bu rakam gerçek rakam değil’ demiyor kimse. Bu parayı da belediye verecek bu arada. Memur maaşı da belediyenin bütçesinden çıkıyor. Onu yüzde 20 yapacaklarına yüzde 40 yapsınlar. Zaten sosyal denge tazminatıyla ilgili bir ihtiyaç kalmaz. Ama bununla ilgili tek kelime etmiyor sendika. Bu da işin biraz siyasallaştığını gösteriyor.
‘50 YIL SONRASINI HESAPLIYORUZ’
İzmir’in bekleyen öncelikleri de var. Bunlardan biri de hep konuştuğumuz depremle ilgili alınması gereken önlemler... Ulaşım ve trafik sorunu da var...
-Buca Otogar arasındaki tüneli hızlıca bitirelim diye son hız çalışmaları sürdürüyoruz. Ödemeleri yapıldı. Firmayla konuştuk. ‘En hızlı şekilde bitirmeniz için ne gerekiyorsa yapalım’ dedim. Onlar da hakikaten bugüne kadar hiç çalışmadıkları kadar hızlı çalışıyorlar. Mümkün olan en kısa sürede bitecek. Bir kere bu Yeşildere, Mürselpaşa, Halkapınar, Ankara asfaltı üzerindeki yoğunluğu azaltacak. Çünkü Bornova tarafına giden trafiğin bir kısmı oradan akacak. İkincisi bu geometrisi son sürat yapılıyor. Kavşak çalışmalarında da Zafer Payzın Kavşağı, Halkapınar Kavşağı, Mürselpaşa Kavşağı ve Mürselpaşa Alt Geçidi ile Ege Mahallesi'nde derenin üzerinden bir geçiş var. Bunların projeleri hazır. Dünya Bankası'ndan kredi bekleniyor. Neticede yıl sonuna doğru başlayacağına inandığım işler. Ve bunlar yapıldığı zaman bir süre biraz orada inşaat halinde olacak ama sonra birdenbire İzmir'in trafiğinde çok güzel bir altyapı olacak. Aynı anda alternatif yol projelerinde de çalışıyoruz. Bazı bağlantı yolları üzerine çalışıyoruz; Karşıyaka'da var, Karabağlar'da var. Trafiğin yoğun olduğu yerler, Bayraklı’nın içinde de var. Onları da yapacağız. Biz uzun vadede de iyi olsun istiyoruz. Onun için Ulaşım Master Planı çalışmasını başlatıyoruz. Koordinasyon kurulumuz var, onlarla hazırlığını yapıyoruz şu anda. Yani deniz ulaşımı dahil, raylı sistemler dahil, bu bisiklet ve yürüme yolları dahil, genel olarak bütün ulaşım yollarının hepsini 25 yıl, 50 yıl sonrasını da hesaplayarak yeniden planlıyoruz. Gereğini yapacağız. Kentte bisiklet yollarının yapılmasını destekliyoruz ve bununla ilgili yeni projeler geliştireceğiz. Ama bunlar tabii mevcut bölgeyi, mevcut düzeni bozacak işler olmayacak.
EXPO 2027’DE
EXPO ile ilgili de çok sıcak bir gelişme oldu…
-EXPO’yu 1 sene erteledik. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğini üstlendiği EXPO’nun 2027’de yapılması için yetkili organizasyon AIPH (Uluslararası Bahçe Bitkileri Üreticileri Birliği) ile görüş birliğine varıldı. Önümüzdeki ay AIPH heyetiyle bir kez daha bir araya geleceğiz ve bu görüşmede organizasyonun nerede ve nasıl düzenlemeler ile yapılacağı konusunun da netlik kazanacak. (Banu Şen / Posta)
Yorum Yazın