Başkan Tugay'dan TV35'te çarpıcı açıklamalar
TV 35’e konuk olan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, 9 aylık görev süresini değerlendirdi. Hafta sonu yapılacak kongrede seçilecek ilçe başkanının demokratik ve güçlü bir yönetim de oluşturmasını dilediğini kaydeden Başkan Cemil Tugay, “Kim olursa olsun ilçe başkanı ama kongreden sonra oluşacak yönetim gerçekten demokratik olsun" dedi. Öte yandan Tugay, Çarşı projesi, Karşıyaka Stadı, Mavişehir'deki deniz taşması ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunurken, "Bizler ön seçimle çarşaf listelerle seçim yapması gereken bir partiyiz. CHP’ye yakışan şey budur. Böyle olursa çok daha geniş tabana hitap ederiz. Seçilenlerde çok daha liyakatli olur" dedi. Ön seçim, çarşaf liste, kongre ve Karşıyaka Stadı...
- Ege Postası
- 16.01.2020 - 13:57
EGEPOSTASI-Kent ve Siyaset programında TV35 Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Umutoğulları’nın sorduğu soruları yanıtlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Karşıyaka çarşısının düzenlenme çalışmalarından hafta sonu gerçekleşecek ilçe kongresine kadar birçok konuda mesajlarını verdi.
Karşıyaka Stadı’nın yapılması için kendileriyle ilgili bir sıkıntı olmadığını vurgulayan Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Şu anda belediyede bekleyen bir sorun yok. Stadın yapımını engelleyen hukuki bir dava da yok. Artık stadın ihalesine çıkılması için hukuki hiçbir engel yok. Bizden destek istenirse yerine getirmeye hazırız. Otoparkla ilgili karar için desteğimiz gerekti. Üç beş gün içinde kararı çıkarttık. Bizden başka bir şey de istenmedi. Gecikmeden TOKİ ihaleye çıkacak olursa ve bu ihaleyi iyi bir firma alır, güzel bir proje ile stat inşaatı başlatırsa en mutlu olacak insanlardan biri ben olurum. Emek harcayan insanlara da teşekkür ederim. Çünkü Karşıyaka’da bir stada ihtiyaç var. Yalı’daki ayrılmış alanın taraftarlarımız çok istiyor. Şehrin genel görüntüsünü bozmayacak, sakil durmayacak bir proje olmasını diliyorum. Bizim söz hakkımız yok. Böyle olursa minnettar olurum” dedi.
İlçe başkanı kim olursa olsun…
Hafta sonu yapılacak kongrede seçilecek ilçe başkanının demokratik ve güçlü bir yönetim de oluşturmasını dilediğini kaydeden Başkan Cemil Tugay, “Kim olursa olsun ilçe başkanı ama kongreden sonra oluşacak yönetim gerçekten demokratik olsun, lafta değil. Karşıyaka’da ciddi bir huzursuzluk zaten yok. Cumartesi yapılacak kongrede de herkesin birbirine sevgiyle, saygıyla yaklaşmasını diliyorum. Oluşacak ilçe yönetiminin arkasında hepimizin duracağına inanıyorum. Ben kim seçilirse seçilsin şimdiden bu arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. Kim seçilirse sonuna kadar yanında ve arkasındayız. Birlik ve bütünlük içinde iktidar olacağımız yolu görmeyi diliyorum” mesajını verdi.
PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:
Bu anlayış doğru değil. Bunu onaylamam mümkün değil. Belediye başkanlığı görevi kentin her türlü sorunuyla ilgilenme sorumluluğu veriyor insana. Her şeye yetişemeyiz tabi. Ama bir yerde bir sorun yaşanırken bu beni ilgilendirmez demek değil belediye başkanlığı. Büyükşehirin işi, şu devlet kurumunun işi diyemem. Enteresan bir duygu bu. Kemal Baysak anlatmıştı bana. İnsanda derin bir sorumluluk duygusu uyandırıyıro. Kendinizi yaşanan sıkıntının dışında göremiyorsunuz. Beni ilgilendirmez diyebileceğiniz bir durum değil başkanlık.
Yaşanan sel felaketi değil deniz taşmasıydı ve..
Mavişehir’de yaşanan ise bir sel felaketi değildi. Bir deniz taşmasıydı. Deniz oldukça yükseldi ve sadece Karşıyaka’da değil, Akdeniz ve Ege’ye kıyısı olan tüm kentlerde su taşmaları yaşandı. Karşıyaka’da denizin bu kadar yükseldiğini ilk kez gördüm. Daha önce hiç su basması, deniz taşması olmayan pek çok yerde bu sorun yaşanmış. Fethiye’de de su yükselmiş ve su basmış. Tüm Akdeniz havzasında aynı anda olan yoğun yağıştı bunun nedeni. Bizim de Mavişehir’de kıyıya yapılmış olan o seti zorlayan, aralardan sızan ve yıkan türde bir deniz taşması yaşandı. Daha önceden kurulmuş olan drenaj sistemi bunu boşaltmaya yetmedi. Herhangi bir arıza yoktu. Bu sistemi kuran aslında TOKİ. Mavişehir ve bölgesinin altyapısını yapma sorumluluğu TOKİ ve Emlak Bankası’nda. Daha önce Emlak Bankası ile bir protokol yapılmış. Oranın tüm alt ve üst yapısının planlanması bu kurumda iken Emlak Bankası tasfiye oluyor ve bu alan toki’ye devrediliyor. Şu anda mevcut olan drenaj sistemini yapmak için İZSU, TOKİ ile protokol yapmak zorunda kalıyor. Çünkü onların izni olmadan yapamıyorsunuz. Aslında belediye ben yapmıyorum, bunun sorumlusu TOKİ de diyebilir. Ama tabi ki biz halkın belediyesi olduğumuz için kendimiz müdahale etmeye çalıştık. Böyle bir durum olmasına rağmen, Karşıyaka Belediyesi’nin alt yapı ve kıyıya set yapma zorunluluğu olmamasına rağmen, Mavişehir Mahallesi bizim mahallemiz, onlar bu sorunu yaşarken duyarsız kalamazdık ve müdahale ettik. Seti güçlendirdik. İçeriye dolan suyun drenaji için tüm imkanlarımızı seferber ettik. İZSU da oradaydı. Sistemler aksamadan çalıştı. Bornova, Bayraklı, Menemen, Çiğli’den de destek istedim. Ve aslında oldukça büyük bir felaketi bir buçuk gün gibi kısa bir sürede çözdük. Şu anda set güçlendirildi. Yeni taşmaya karşı önlem alındı. Ancak kalıcı çözüm için büyükşehir yetkililerimiz planlamasını yapıyor.
Asıl sorumlu TOKİ ve Emlak Bankası ancak…
Tüm bunlar yaşanırken eleştiri olmak normal. Mağduriyet yaşayan vatandaşlarımız haklı olarak öncelikle en yakın gördükleri kurum olan belediyeyi suçlar. Eleştirilerini saygıyla karşıladık o yüzden. Yardımcı olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Ama üzüntü duyduğumuz doğal bir felaket. Bununla ilgili siyaset yapacaksak insaflı olmamız lazım. Burada mağdur olan insanlar var her şeyden önce. Onların duyguları üzerinden istismara girişilmez. Geçmiş olsun demeden, orada gerçekten sabaha kadar görev yapan çalışanlar oldu. Onların da eline sağlık demeden eleştiriye başlamayın. Aslında sorumlusu ne büyükşehir ne Karşıyaka Belediyesi. Sorumluluk TOKİ ve Emlak Bankası’nın.
Muhalif meclis üyelerini de toplayıp bilgilendireceğim
Beni arayıp da herhangi bir konuda bilgi istediği olmadı. Mecliste soru önergeleri yoluyla sordukları oldu. Bazılarını cevapladık. Mecliste sorulması doğru olmayan soruları ise kabul etmedik. Bizim bilgi saklama, gizli saklı işler yapma niyetimiz yok. Olmasına gerek de yok. İletişimle ilgili eksiklerimiz var. AK Partili, MHP’li muhalif olan meclis üyelerimizi de zaman zaman toplayıp bilgilendirmemiz gerekiyor diye düşünüyorum. Diğer siyasi parti ilçe başkan ve yönetim kurullarını toplayıp bilgilendirmeliyiz. İletişimle ilgili eksiğimiz var. Bunu hata olarak kabul ediyorum. Bu hatamı telafi etmek için planlı hareket etmeye çalışıyorum. Ama kendi belediye içindeki bürokrasi ile uyumu bile yeni oturtuyoruz. Gecikmediniz mi denebilir. Ama ben de bir insanım. Neyle karşılaşacağımı bilmediğim bir kurumda, ki bu kurumda 2 bin 600’ü aşkın çalışanı olan büyük bir kurum, göreve başladım. Eksikleri daha iyi görüp hızla düzeltecek duruma geldim. Önümüzdeki dönem için iyi bir planlama yapmak önemli. Burada eksiğimiz olduğunu düşünmüyorum.
Çalışanların hak arayışını destekliyorum ama…
Çalışanların, işçilerin her türlü hak arayışını destekliyorum ben. Bunu çok önemsiyorum. Bizim CHP olarak hayal ettiğimiz ülkenin yapısında sendikal hakların sonuna kadar korunması ve sendikal mücadelenin asla hor görülmemesi anlayışımız var. Eylem kararı alındığını duyduğum zaman buna tepki göstermedim. Olumsuz ya da ters tepki göstermedim. Sonuçta sendikanın kendinde bununla ilgili bulduğu gerekçe de itiraz etmeyeceğim bir kısım var. İtiraz edeceğim bir kısım da var. İtiraz etmeyeceğim kısım şu, çalışanların da direkt sorumlu olmadığı benim de sorumlu olmadığım ama çalışanların mağduriyetine neden olan Kent A.Ş’nin ikramiyeleriyle ilgili konuşuyorum, insanlar bununla ilgili çözüm istiyorlar. Buna itirazım yok, sorumlusu ben olmasam da. 3 yıla yakındır süren bir problem. Bizim daha hızlı çözmemiz talep edilebilir. Buna itiraz etmem. İtiraz ettiğim nokta, bu talebin ötesine taşan bir eleştiri olması. Bu eleştirinin sendikalar arası mücadele çerçevesinde yapılıyor olması. Buna itirazım var sadece. Çünkü bizim için çalışanlarımız eşittir, hangi sendikadan olursa olsun. Aynı emeği harcayan insanlar aynı haklara sahip olmalı.
Sendikaları gözümüz gibi korumalıyız
Uzun yıllardır ülkemizde işçilerin sendikal hakları tırpanlanıyor. Hak arayışlarının önüne geçiliyor. Bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılıyor. Bu işin rotası bozuldu gibi geliyor bana. Sendika ve işveren tarafında da. İki tarafta da doğrular biraz kaybedildi, karmaşa yaşanıyor gibi. Sağlıklı çalışan işveren ilişkisi yok gibi. Sendika ve işveren ilişkisi diyelim. Burada karşılıklı bir güvensizlik ve güç ortamı olabiliyor. Yasalar ve devlet çalışanların ve sendikalaşmanın aleyhinde davranıyor zaten. Ben birey olarak doğru bulmuyorum. CHP olarak biz sendikal h akların güçlendirilmesi, asgari ücretlerin yükseltilmesi, vergi yükünün gelir oranında belirlenmesi gibi ilkelere dayalı siyaset yapıyoruz. İşverenler çalışanlara anlayış göstersin diyerek çözemeyiz konuyu. Sendikal hakların güçlenmesi lazım. Çalışma şartları, yan faydaların tekrar gözden geçirilmesi lazım. Sendika başkanlarıyla da konuştum. Çalışanların kurumlarında idari olarak da söz sahibi olacağı sistemler üzerinde konuşmalıyız. İşçi sağlığı, ve ortamların yeterliliğiyle ilgili durumları da sorgulamalıyız yani olay sadece maaş değil. Tüm bunları sağlıklı zemine oturtmak için doğru bir işveren sendika ilişkisi gerekiyor. Sendikaları gözümüz gibi korumalıyız.
Sendika ve bizim aramızda daha sağlıklı ilişki olmalı
İyi bir sendikal yapılanma gerçekten işini iyi yapan bir sendika, (sendikaların da birçok eksikliği var tabi). Çalışanlarımızın tutumunun kurumlarına sahip çıkan, benim başkan olarak pozisyonumda ne kadar sorumlu olduğumu bilen, ona göre tavrını belirleyen, adil ve doğru tutum gösteren insanlar olduğunu görüyorum. Onlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Sendikal mücadele verenlerin çoğunun da hak mücadelesi için mücadele ettiğini görüyorum. Uygulamada bazı hatalar var, bunlar iletişim eksikliğinden kaynaklı diye düşünüyorum. Sendika ve bizim aramızda daha sağlıklı ilişki olması gerekiyor. Bu eylem bunu bize gösterdi.
Stat yapılırsa minnettar olurum
Toplantıdan haberim yoktu. Ben de basından öğrendim. Görüşme sanırım. İl başkanları toplantısında galiba AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli statla ilgili bir şeyler söylemiş. Bunlar olumlu gelişmeler. Ben kulübün hükümetle yakın ilişki içinde olmasını, onları bu yolla hızlandırmasını söyledim. Benim katkım gerekirse ben de sizinle gelmeye hazırım dedim. Bu yolda saraya gitmek dahil, Cumhurbaşkanının sarayına gitmek dahil, gitmeye hazırım dedim. Onlar da teşekkür ettiler. Ama şu andaki süreçle ilgili bilgim yok. Şu anda belediyede bekleyen bir sorun yok. Stadın yapımını engelleyen hukuki bir dava da yok. Artık stadın ihalesine çıkılması için hukuki hiçbir engel yok. Bizden destek istenirse yerine getirmeye hazırız. Otoparkla ilgili karar için desteğimiz gerekti. Üç beş gün içinde kararı çıkarttık. Bizden başka bir şey de istenmedi. Gecikmeden TOKİ ihaleye çıkacak olursa ve bu ihaleyi iyi bir firma alır, güzel bir proje ile stat inşaatı başlatırsa en mutlu olacak insanlardan biri ben olurum. Emek harcayan insanlara da teşekkür ederim. Çünkü Karşıyaka’da bir stada ihtiyaç var. Yalı’daki ayrılmış alanın taraftarlarımız çok istiyor. Şehrin genel görüntüsünü bozmayacak, sakil durmayacak bir proje olmasını diliyorum. Bizim söz hakkımız yok. Böyle olursa minnettar olurum.
Karşıyaka Stadı’ha hiçbir şekilde itirazım yok
Belediyeler geçmiş dönemde karşı çıkmış. Hukuki süreçler yaşanmış. Taraftarımızın ve halkımızın hassasiyeti, stat daha önce oradaydı, şimdi de orda olsun, bunun manevi anlamda önemi var diyorlar. Ben buna sonuna kadar saygılıyım. Hiçbir şekilde itirazım yok. Şehrin planıyla ilgili endişesi olan insanların itirazını biliyorum. Onların itirazlarını da anlayışla karşılıyorum ama bu kentin bir kimliği, ruhu var. Bu alan daha önce orada stat olması itibariyle manevi değere sahip. Orada olması en doğrusu gibi görünüyor. Yapılacak projenin mimarisi, yerleşimi önemli. Küçük bir alan olduğu için büyük stat yapılmaya kalkılmamalı. Sığmayacak bir alana öyle bir proje yapmamak gerekiyor. Burada itiraz olan kurum ya da kişi biz olmayacağız. Bir an önce bitmesi için yardımcı olmak konusunda kararlıyım ben.
Arena’yı zaten kulüp kullanıyor ve…
Arena’nın KSK spor kulübüne aitmiş gibi kullanıldığını hatırlatmak isterim. Kulübün talebine karşılık yapmadığımız hiçbir şey yok. Kulüp orayı istediği zaman istediği şekilde kullanıyor. Kulübün kullanımında olmayan bir fitness center var, bir de misafirhane gibi bir bölüm var, ki zaman zaman orayı kullanıyorlar, bunu dışında her yerini kullanıyorlar Arena’nın. Hatta geçen yıllarda konserler için kiraya veriliyordu, onu da kaldırdık tamamen. Şu anda sadece kulüp kullanıyor. Kendilerini rahat hissetsinler diye vermek istedim ama arkadaşlarımız buna karşı çıktılar. Buranın ciddi masrafı var dediler, elektriğinden güvenliğine kadar. Bu masrafı kulüp karşılayamaz dediler. Kulübe yük olur dediler. Bu yılın başında epey bir masraf ettik salona, tadilatı için. Bir soru atıyor zaman zaman AK Parti ilçe başkanı. Bu bağışları nereye harcadı diye. O salonda yapılan tadilatın masrafın tamamı belediye sporun bütçesinden karşılandı. Bu bütçe bu iş için kullanıldı. Kulübün ve takımın istediği değişiklikler yapıldı. Soyunma odaları, buz banyoları gibi. Başkanlık odasını koça verdim. Yeni alanlar oluşturulması için inşaatlar yaptık. Kantinleri yeniledik, tuvaletlerin hepsi gözden geçirildi. Salonun tamamı temizlendi. Kalem kalem gösterebilirim yapılan masrafları. Bunlar yıpranıyor zamanla. Kulüp zaten sıkıntıda, yük olmak istemeyiz. Kulübe gelir getirecek bir durum varsa, şu anda gelir getirecek gibi görünmüyor ama, muhtemelen böyle bir adım atacağız.
Çarşı ve iskele arası meydan olarak düzenlenecek
Karşıyaka Çarşı'nın bitimiyle iskele arasındaki yolun yeraltına alınması ve meydan olarak düzenlenmesini büyükşehir yapacak. Tunç Başkanımız bu projeyi gerçekleştirmekte kararlı. Benden çok onun istediği bir proje bu. Biraz inşaat döneminin sıkıntılı olabileceğini söyledim kendisine. O da buna karşılık günde üç vardiya, 24 saat çalışarak da olsa bunu yapacağız diye bir irade koydu ortaya. Tunç Başkan orada böyle bir kalıcı eser yapmak istiyor. Biz de onun verdiği her kararda yanındayız tabi. Karşıyaka Çarşısı’nın iç bölümünün, ana caddesi ve yan sokaklarının düzenlenmesiyle ilgili DEÜ ile yaptığımız protokolle, üniversitenin analiz çalışması şu anda devam ediyor. Bize önerecekleri şeyler olacak. Bir çarşı projesi yarışması da düzenleyeceğiz. Sonuçlanmasını bekliyoruz. Biz de Çarşı'da bu esnada belli sokakları ve altyapılarını yeniliyoruz. ESHOT, tiyatro sokaklarını yaptık. Bu sokaklar projenin sonuçlanmasını bekleyemeyeceğimiz ivedilikte sorunlar olduğu için başladık. Beraberinde çarşı sokakları yenilenmiş olacak. DEÜ’nün projesini bekliyoruz. Çarşıyı çekici, alışveriş için insanların gelmekten keyif alacağı bir yere dönüştürmek istiyoruz.
Daha kaliteli bir çarşı düzenlemesi olacak
Temizliğin, düzenin tam olduğu, ışıklandırma ve güvenliğin tam olduğu bir ortama dönüşsün istiyoruz çarşının. Aynı zamanda albenisi olsun. Sokak sanatçıları olabilir. Ama anarşik şekilde olmamalı. Bir turist gözüyle bakın, gelip de gezmek istenecek şekilde olmalı. Özel ve keyifli yerlere dönüşmeli. Mimari, altyapı, estetik açısından sokak aktiviteleriyle daha çekici hale getirecek şekilde yöneteceğiz. Çarşı esnafını da bu konuda bilinçlendirmeye çalışıyoruz. Bu kargaşa, gürültünün sona ermesi lazım. Motorsiklet girişini durduracağız. Aşama aşama yapacağız. Tabelalarla ilgili, binaların dış cepheleriyle ilgili düzenlemeler olacak. Gerçekten kaliteli bir çarşı düzenlemesi olacak.
Meclis toplantılarının biri halkın içinde olacak
Belediye meclis toplantılarının sadece ana binada yapılması halinde kendi içine kapalı belediye görüntüsü verdiğini düşünüyorum. Bunu değiştirmek istiyorum. Kış dönemi olmasa halkın içinde de meclis yapacağız. Her ay iki meclis yapıyoruz. Bu iki meclisin ilkini ana binada yapalım, ikincisini mutlaka bir başka kentin başka bir yerinde yapalım. Çarşı, Pazar yeri, bir kültür merkezi vesaire olabilir. Halkın içinde olmak insanların yanlarına gitmek istiyoruz.
Karşıyaka ile gurur duyuyorum
Biz kente on binlerce ağaç dikiyoruz. Bunlar on yıl sonra kenti inanılmaz yeşil dokulu bir kente dönüştürecek. Atıklarımızı azaltalım. Bu tür şeyler halkın katkısı olmadan başarılmaz. Karşıyaka insanı gerçekten duyarlı ama onlar da kendilerine lider arıyorlar. Belediyenin önder olmasını istiyorlar. O görevimizi yerine getireceğiz. Kültür sanat aktivitelerinde de Karşıyaka çok güçlü bir kent. Bununla çok gurur duyuyorum. Senfoni orkestrası olan tek ilçe belediyesi Karşıyaka Türkiye’de. Cumhuriyet, yeni yıl konserleri yapıyor. 13 Şubat’ta sevgililer günü, kentin meydanlarında konserler verdiler. Yoruldular ama coşkulu bir dinleyiciye ulaştılar. Bunların hepsi kendiliğinden çok olan bir kent. Böyle bir kentte ne yaparsak kaliteli yaparız. Benim hayalim kentin beş bin on bin kişilik yirmi bin kişilik toplulukların olduğu konserler ve faaliyetlerle devam etmek. Biz bir Avrupa kentiyiz aslında. Türkiye’de daha Avrupalı bir kent yok. Daha önceden Levanten kültürü varmış, üzerine göçmen kültürü gelip yerleşmiş. Hitap ettiğimiz kitle kaliteli olunca sıradan şeyler yaparsak mahcup oluruz. Mevcut tesislerimizin dönüşümü bu yönde olacak, daha kaliteli yerlere dönüştüreceğiz. Eski Karşıyaka evlerini kiralama ya da tahsis talebiyle almaya çalışıyoruz. Bunları müzelere, anı evlerine dönüştürmek istiyoruz. Yıllardır boş olan istasyon binası için DDY’den özel ricada bulunduk. Burayı kütüphane yapalım, müze yapalım, küçük kafeterya yapalım diye. Ama bize vermediler, hala boş duruyor orası. Hala ümitle bekliyorum ama maalesef bize vermediler.
Ön seçim ve çarşaf listelerle seçim yapmalıyız
Şu anda müdahil olmamı gerektirecek bir durum görmüyorum. Bizim burada yıllardır partiye hizmet eden örgütümüz var. Mahalle mahalle her birinin ayrı yapılanması var. Bunlara saygılı olacak delege yapısı olsun. Kimse delege ağalığına soyunmasın dedik. Buna arkadaşlarımız mavi liste adını verdiler. Bunun için çalıştılar. Bu arkadaşlarımızla konuşmalarımızda ricam şu oldu, dedim ki, kim olursa olsun ilçe başkanı ama kongreden sonra oluşacak yönetim gerçekten demokratik olsun, lafta değil. Mahalle temsilcisi seçimini yaparken artık atama ile değil sandık koyun öyle yapın. Yıllarca bu örgüt bunun acısını çekti. Falan falan arkadaşlar mahalle temsilcisi, sonra olmadı onlar değişti şu şu arkadaşlar temsilci. Bu anlayış uzun yıllardır devam ediyor ve çok rahatsız edici. Onun dışında şunu samimiyetle savunmak lazım artık,. Bizler ön seçimle çarşaf listelerle seçim yapması gereken bir partiyiz. CHP’ye yakışan şey budur. Böyle olursa çok daha geniş tabana hitap ederiz. Seçtiğimiz insanlar da çok daha liyakatli olur.
Güçlü bir ilçe başkanı ve yönetimine ihtiyacımız var
Bu seçimde blok listelerle gitti. Ama bir dahaki mahalle seçimlerinde umuyorum ki çarşaf listelerle gidilecek ve kimse gruplar halinde değil de kişilerle seçilecek. Ben bu süreçte bu partinin bir mensubu olarak mümkün olan en güçlü ilçe yönetiminin çıkmasını diliyorum ve bunun olacağına da inanıyorum. Öyle bir güçlü yönetim olsun ki, partinin her kademesine güç versin. Belediye başkanına, il yönetimine, genel merkeze güç versin. Bizim güçlü bir ilçe başkanına ve güçlü bir ilçe yönetimine ihtiyacımız var. Artık bu iş kişilerin yarışı değil. Gerçekten bizi, hepimizi en güçlü şekilde temsil edecek şekilde çalışmalı. Ben bunun tarafındayım.
Partinin zarar görmemesi lazım
Ben bağımsız bir belediye başkanı değilim. CHP’li bir belediye başkanım. Eleştirilerde hedef ben olsam da buradan sağlanmaya çalışılan şey kamuoyunda CHP algısının zayıflatılması. O nedenle ben kendimi korurum. Ama partinin zarar görmemesi, incinmemesi lazım. Bir hatamız var, benim hatam da olabilir, kendi içimizdeki mekanizmalarla hareket etmeliyiz. Böyle bakarsak biz o zaman yoldaş, kardeş, arkadaş oluruz ve bu mücadelede mesafe alırız. Yani yürekten bu şekilde hepimiz inanıyoruz. 2023 yılında ya da erken seçimde CHP adayı Cumhurbaşkanı olacak bu ülkede. Onun atadığı bir hükümetle bu ülke yönetilecek. Bu konudaki inancımız tam. O kadroların yetişmesi ve ortaya çıkması için tüm örgütlere ve genel merkeze sorumluluk düşüyor. Herkes bu sorumluluğun farkında olmalı. Nede? Çünkü gerçekten çok ciddi işsizlik, yoksulluk, çevre sorunları, ekonomik sorunlarla karşı karşıyayız. Halkın devlete olan güveni ciddi azalmış durumda. CHP’nin bu yükün altından kalkacağına inanıyorum. Benim üstlendiğim görev belediye başkanlığı. Belediye başkanı olarak yaptığım her şeyin sorumluluğunu alırım. Birisinin beni korumasına ihtiyacım yok. Ama siyaset sadece bu değil. Biz aynı zamanda yerel yönetimler üzerinde yapacağımız çalışmalarla, siyasi çalışmalarla halka öyle güven vermeliyiz ki, önümüzdeki genel seçimde herkes inanarak bize oy versin ve bizi iktidar yapsın. O yola girdiğimize inanıyorum.
Kim seçilirse sonuna kadar yanında ve arkasındayız
Karşıyaka’da ciddi bir huzursuzluk zaten yok. Cumartesi yapılacak kongrede de herkesin birbirine sevgiyle, saygıyla yaklaşmasını diliyorum. Oluşacak ilçe yönetiminin arkasında hepimizin duracağına inanıyorum. Ben kim seçilirse seçilsin şimdiden bu arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, başarılar diliyorum. Kim seçilirse sonuna kadar yanında ve arkasındayız. Birlik ve bütünlük içinde iktidar olacağımız yolu görmeyi diliyorum.
Hükümetle uyumu yakalayamıyoruz
Büyükşehir belediye başkanımız yüzde yüz haklı. Merkezi hükümet tarafından gizli kapaklı da olsa engelleniyoruz. Bu konudaki serzenişimizin gerçeklere dayalı olduğunun bilinmesi lazım. Yine de biz kavga etmek değil uyum içinde çalışmak için uğraşıyoruz. Bu ülke bizim, vatan bizim. Devletimizin ne emri varsa yerine getirmeye hazırız ama halkın sorunlarını çözmek önemli. Bu amaçla birlikte çalışmalıyız. Ama hükümetle uyumu yakalayamıyoruz. Özellikle büyükşehir belediyeler yaşıyor.
Yorum Yazın