Başkan Yetişkin’den JES’lere ‘Soma’ göndermesi

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Geçtiğimiz kasım ayında Seferihisar’ın Orhanlı ve Yeniköy Mahalleleri’nde, Karen Elektrik A.Ş. firmasının faaliyetlerini yürüttüğü Jeotermal Enerji Santrali (JES) kurulumu İzmir gündeminde büyük bir etki yaratmıştı.

Köylüler ve Orhanlı Köyü Kültür Doğa Gençlik ve Spor Kulübü Derneği ise santral çalışmalarının zeytin ağaçlarına ve yaşam alanlarına zarar verecek olan proje için 2020 Eylül ayında verilen (ÇED) kapsam dışı kararının ve 2016 tarihli ÇED gerekli değildir kararının iptali için dava açmışlardı.

JES çalışmalarına ilişkin yargı süreci ve köylülerin JES’e karşı savaşları devam ederken bölgedeki çalışmalarla ilgili flaş bir gelişme yaşanmıştı. Küçük Menderes Enerji Petrol Jeotermal Maden Elektrik Üretim Mühendislik ve İnşaat A.Ş. tarafından İzmir ili, Seferihisar ve Menderes ilçeleri, Orhanlı ve Yeniköy Mahalleleri mevkide 37,5 MWe Jeotermal Enerji Santrali ve Yardımcı Kaynak (GES + RES) Tesisleri projesi için ÇED süreci başlatılmıştı.

Konuya ilişkin Egepostası’na konuşan Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, JES ve maden çalışmalarıyla doğanın katledildiğini ifade etti. Başkan Yetişkin, doğanın üzerindeki zenginliklere odaklanılması gerektiğini söyledi.

“HEMEN HEMEN HEPSİ YASALARIN ARKASINDAN DOLANMAK”

JES çalışmalarıyla halka saygısızlık edildiğini belirten Başkan Yetişkin, yasaların arkasından dolanıldığını ifade etti. Konunun takipçisi olacaklarını ve mücadeleye devam edeceklerini belirten Başkan Yetişkin, “Bilirkişi bölgeye gelerek bir rapor düzenledi. Onların düzenlediği rapora göre hareket ediyoruz. Ama biz bu işin peşini bırakmayacağız. Çünkü orada halka bir saygısızlık var. Halkı hiçe sayarak ‘ÇED raporu gerekli değildir’ şeklinde ‘Ben yaptım oldu’ şeklinde bir şeyler dönüyor. İnsanlar ne olduğu bilmedikleri için panik halindeler. Biz yasal olarak ne gerekiyorsa yapacağız. Bugüne kadar nasıl tüm canlıların ve toprağın hakkını aradıysak burada da sonuna kadar hakkımızı arayacağız. Onlar en doğrusunu yapana kadar devam edeceğiz. Biz JES’e karşı değiliz ama en doğrusu olması gerektiğine inanıyoruz.  Yapılan işlerin hemen hemen hepsi yasaların arkasından dolanmak. Biz bunu orkinosta da yaşadık, hala da yaşıyoruz. Mahkeme kararı olmasına rağmen onlar da bulundukları yeri terk etmiyorlar. JES’te de aynı durum var. Nasıl ki orkinosta bu duyarlılığı gösterip sonuna kadar gittiysek burada da JES’le ilgili ne yapılması gerekiyorsa köylünün yanındayız. Yasal hakkımızı sonuna kadar kullanacağız” dedi.

“DOĞA KATLİAMI YAPILIYOR”

Doğaya gereken önemin verilmediğinin altını çizen Başkan Yetişkin, toprağın üstündeki zenginlklere odaklanılması gerektiğini söyledi ve “Bir pandemi dönemi yaşıyoruz. Pandemi döneminde doğaya saygımız olması gerekirken tam tersini yapıyoruz. İnsanlar büyükşehirlerden kaçıyorlar. Herkes kendine özel bir yaşam tarzı istemeye başladı.  Ama biz doğayı katletmeye başladık. JES’lerle ya da Tire’deki mermer ocağı gibi şeylerle doğa katliamı yapılıyor. Bugünlerde tam tersine doğaya iki elle sarılmamız gerekiyor.  Toprağın altındaki rant bizi kurtarmaz üstündeki rant kurtarır. Biz tekrar doğaya dönersek ve doğanın üstündeki güzellikleri ortaya çıkarıp o güzelliklerden gelir elde etmeye başlarsak altındakinden daha fazla gelir elde ederiz. Orhanlı Köyü’nde ‘erkence zeytini’ denen bir zeytin var. Bu zeytin dünya kalite ödülü almış bir zeytin. Bunun gibi farkındalıklar yaratmamız gerekiyor. Doğanın üstündeki zenginlikleri ortaya çıkarıp onlarla yürürsek  çok daha faydalı olur” ifadelerini kullandı.

“ZENGİNLİKLERİ YERİN ALTINDA DEĞİL YERİN ÜSTÜNDE ARAMALIYIZ”

Maden ve santral çalışmalarıyla insanların zorunlu göçe yönetildiğini ve tarım faaliyetlerine darbe vurulduğunu ifade eden Başkan Yetişkin Soma örneği vererek şunları söyledi; “Biz bu çalışmalarla göçü de engellemiş oluruz. Mesela Soma’da 301 madencimiz öldü. Neden öldüler? O insanlar da daha önce çiftçilerdi. Ama geçinemeyince asgari ücretle o toprağın altına girmek zorunda kaldılar ve o toprağın altında öldüler. Bizler zenginlikleri yerin altında değil yerin üstünde aramalıyız. Toprağın üstündeki madenin daha güçlü bir maden olduğunu insanlara öğretmemiz gerekiyor.”