Başkan Yücel’den Boğaziçi çıkışı: Rektörün koltuğu ülkenin geleceğinden kıymetli olamaz
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Boğaziçi Üniversitesi'nde atamayla gelen rektöre karşı başlayan ve öğrencilere uygulanan orantısız şiddetle birlikte ülke çapında bir harekete dönüşmeye başlayan Boğaziçi eylemlerine ilişkin açıklama yaptı. Ülkenin özgür ve demokratik gençlere ihtiyacı olduğunu belirten Başkan Yücel, kutuplaştırma siyasetini bir kenara bırakılması gerektiğini ifade etti ve “Bir rektörün koltuğu ve bir iktidarın inadı üniversite gençliğinin ve ülkenin geleceğinden daha kıymetli olamaz” dedi.
- Ege Postası
- 04.02.2021 - 13:34
EGEPOSTASI- Türkiye haftalardır, atanarak gelen “kayyım” rektöre karşı seslerini duyurmaya çalışan Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin direnişini konuşuyor.
Seçimle gelecek rektör talebiyle protestolar yapan öğrencilere polis tarafından uygulanan orantısız şiddet ve gençleri “hedef” gösteren bazı söylemler, öğrencilerin mağduriyetini ve direnişini kentin sınırları dışına çıkararak ülke genelinde “tepeden inme” uygulamalara karşı eylemler zincirine evriltti.
Birkaç gündür Boğaziçi öğrencilerine destek vermek için İzmir’de basın açıklaması düzenlemek isteyen öğrencilere polis ve çevik kuvvet tarafından uygulanan orantısız şiddet ise direnişi İzmir’in de birincil gündem lerinden biri yaptı.
CHP İzmir İl Başkanı, Boğaziçi’nde yaşanan olaylar ailişkin bir açıklama yaptı. Başkan Yücel, yaptığı açıklamada, atamayla gelen rektörün ülkenin polisiyle öğrencileri karşı karşıya getirdiğini ve kutuplaşma yarattığını ifade etti ve özgür yarınlar için özgür düşünebilen gençlere ihtiyacımız olduğunu belirtti.
Başkan Yücel, yaptığı açıklamada şunları söyledi; “Türkiye’nin seçkin bilim yuvası Boğaziçi’nde okuyan da özgür ve demokratik bir Türkiye için onlara destek veren tüm üniversite öğrencileri de bizim çocuklarımız. Bu ülkenin kalkınması, özgürleşmesi ve huzuru için tüm çocuklarımıza ihtiyacımız var. Boğaziçi Üniversitesi, özgür ve çağdaş bireylerin yetiştiği, haklarını bilen ve arayan, dayatmalara boyun eğmeyen, liyakatsizliğe geçit vermeyen bir kültüre sahip. Bugün bu kültüre yakışmayacak ve kendilerine dayatılan bir atamaya karşı, onurlu bir direnişleri var. Şimdi bu dayatmanın, bu ülkenin pırıl pırıl gençleriyle, devletin polisini karşı karşıya getirdiğini görme vaktidir. Bunun ülkedeki kutuplaşmayı ve ayrışmayı derinleştirdiğini görme zamanıdır. Kimsenin ‘Ben ne dersem o olacak’ diye direterek polisi orantısız kuvvet kullanmaya sevk etmeye, üniversite öğrencilerimize teröriste, sapıklara ve kadın katillerine uygulanmayan muameleyi uygulatmaya hakkı yoktur. Bu gençlerin mücadelesi Türkiye’nin daha özgür, daha adaletli bir ülke olması ve üniversitelerin bilim yuvası olarak kalması içindir. Ülkesini seven ve geleceğini düşünen herkesin bu sese kulak vermesi ve bu gençlerimize sahip çıkması gerekir. Bir rektörün koltuğu ve bir iktidarın inadı üniversite gençliğinin ve ülkenin geleceğinden daha kıymetli olamaz.”
Yorum Yazın