
Baykal İzmir'de gündemi değerlendirdi!
Karşıyaka Belediyesi tarafından yapılan KSK 100. Yıl Meydanı açılışı için İzmir’e gelen CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal basın toplantısı düzenledi. Baykal, Türkiye’nin kaygı verici bir kutuplaşmaya gittiğini bu yüzden yerel seçimlerin önemli bir dönemeç olduğunu ifade etti, “Tek umut kapısı milli iradenin kendisidir” dedi. İzmir’de adaylık doğrultusunda parti içi kırılmaların yaşandığının hatırlatılması üzerine Baykal, “Haksızlık yapıldığını düşünen arkadaşlar. Olur böyle işler olur böyle şeyler haydi hep beraber yürüyelim” dedi.
- Ege Postası
- 14.03.2014 - 19:40
TÜTÜNCÜOĞLU ENGİN VE KOCAOĞLU'NU BAYKAL'A ŞİKAYET ETTİ!HABER İÇİN TIKLAYINIZ
Baykal, Türkiye’nin kaygı verici bir kutuplaşmaya gittiğini bu yüzden yerel seçimlerin önemli bir dönemeç olduğunu ifade etti, “Tek umut kapısı milli iradenin kendisidir” dedi. Baykal, İzmir’deki adaylık sürecinde parti içi kırılmaların meydana geldiğinin sorulması üzerine, “Seçim dönemlerinde böyle tartışmalar eleştiriler şikayetler yaygın biçimde yaşanır. Önemli bir kısmı haklıda olabilir. Ancak o dönem bitti artık. . Haksızlık yapıldığını düşünen arkadaşlar. Olur böyle işler olur böyle şeyler haydi hep beraber yürüyelim” ifadelerini kullandı. İsminin son günlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçmesinin sorulması üzerine Baykal,” Değerli bir gazeteci arkadaşımızın adaylığı gündeme getirmesi, benim için onur vericidir. Toplumsal olaydır. Taleple nihai aşamaya gelecek bir konu değil” dedi. Deniz Baykal, CHP’nin cemaat ile yakınlaştığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını öne sürse de “Hayat bize birbirimize mecbur olduğumuzu öğretti sözleri dikkat çekti.
MİLLİ İRADE VURGUSU
Türkiye’nin bir süreden beri yüksek gerilim tuzağının içine çekildiğini öne süren Baykal, “ Her geçen gün kaygı verici bir ayrışmanın giderek kutuplaşmaya gittiğini görüyoruz. Bu sürecin bir an önce geride bırakılmasında fayda var. Gerilim tuzağından ülkenin kendisini kurtarması gerek. Ülkenin zaman zaman çeşitli dış faktörlerin tehditlerine maruz kalması doğaldır. Ancak bu dış tehditin ötesine geçti. Temel niteliği itibariyle tehdit ülkenin kendi içinden şekillendirilmiş ve zaman içinde hızla yükseltilmiş bugünkü halini almıştır. Türkiye buraya uzun süredir izlenen politikalar sonucu geldi. Ülkenin ayrıştırılması kutuplaştırılması bugünkü aşamalara bizi getirdi. Eğer müdahale edilmezse bu gidişin sonu iyi değil. Sokağın hareketlenmesinin ötesine geçtik. Sokakta kan akıyor. Bu hiçbir şekilde seyirci kalamayacağımız bir durum. Mutlaka birilerinin el koyması gerekTedirginlikleri siyaset adamı olarak bende yaşıyorum. 2005’te uyarmaya çalıştım böyle bir tehlikeye karşı. Normal bir dönem yaşıyormuşçasına süreç şekilleniyor. Bugünkü anlayış yapı içinde sürdürülmeye devam edilirse sonuçları bizi daha da üzecek noktada olacaktır.Mutlaka bir değişime ihtiyaç var. Değişeceğine yönelik şuana kadar olumlu bir gelişme göremedik. Kaygılandırmaya başlamamış demek ki değiştirmesi gerekenleri.Evlatlarımızın kaybına yönelik üzüntülerimizi bile ifade edebilir noktada değiliz. Bu süreci değiştirmek lazım. Büyük bir iddia artan bir hırsla ülkeyi bu noktaya getirecek söylemlerin suçlamaların değerlendirmelerin devam ediyor olması kabul edilebilir değil. Değişimin çıkış noktası yerel seçimler olmalıdır. Karmaşaya yüksek bir otoritenin müdahale etmesi gerek. Tek umut kapısı milli iradenin kendisidir. Çatışmanın aşılması gerektiğine inanması gerek. Yerel seçimlerde en yüksek demokratik otorite olarak milletimiz ülkeyi buraya getirmiş olan zihniyete dur demesi halinde taşlar yerine oturmaya başlar. Siyasi mücadeleyi anlıyorum ama insaf ediniz. Kendi kendimizden nefret ediyoruz. Birbirimize karşı düşmanlıkları tahrik etmeye çalışıyoruz. Vatandaşın siyasetten beklentilerine bu siyaset tablosunun cevap verme imkanına sahip değil. Bu ortamda temiz şeffaf bir yönetim anlayışı çıkmaz. Hepimiz bu toplumun parçasıyız. Birbirimizi ortadan kaldırmayacağız. Nifak tohumları ekenlere ve siyasi yarar bekleyenlere dur demesi gerek vatandaşın. Görev partililerin liderlerin ötesinde milletin kendisindedir. Tarihin kritik anlarından birisini yaşıyoruz. Milletimizden bir çıkış bir çözüm bekliyorum. Vatandaş bu gerilimi bu kamplaşmayı reddetmeli.Kişi parti seçimi olmanın ötesinde. Bu seçimler Türkiye’nin yıllardır sert bir kamplaşmaya ayrışmaya çatışmaya sürükleyen süreci durdurmaya yöneliktir. Bu çatışmayı aşabiliriz. Biz geçmişte bu çatışmanın içinde değildik. Sokulduk. Sokakta kan var.Bir an önce durdurun bunu…Türkiye’nin yumuşamaya ihtiyacı var. Bunu yapacakta milletin kendisidir”dedi.
“HAYAT BİZE BİRBİRİMİZE MECBUR OLDUĞUMUZU ÖĞRETTİ”
Deniz Baykal, CHP’nin cemaat ile yakınlaştığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını öne sürse de “Hayat bize birbirimize mecbur olduğumuzu öğretti sözleri dikkat çekti. Baykal, şunları söyledi:
“CHP sadece benim zamanında değil şu anda da inanıyorum bundan sonra da Atatürk ilkelerine değer veren demokratik laik bir anlayışı benimseyen bir partidir. Şikayet söyleminin önemli bir ağırlığı olacağını sanmıyorum. Seçim şartları içinde konjonktür siyaset ortamı güncel sıcak siyasetin yol açtığı çatışmalar siyasi partilere hareket olanakları sunar. Var olan ortamı değerlendirirler. CHP’nin bu anlayışına ülkenin ihtiyacı olduğuna Türkiye bugün yöneldi. Atatürk ve laiklik anlayışına bugün çok ihtiyaç var. ‘Laiklik Türkiye’nin temel şemsiyesiymiş bunu görüyoruz’ diyorlar. Hayat şartlar hepimize ayrı ayrı bunu gösterdi. Dünyaya bakın laiklik ne kadar önemli. Atatürk’ün bugün kimi rahatsız eden nesi va? Eskiden ‘benim ona ihtiyacım yok’ diye tavır takınırdı. Şimdi şartlar öyle gelişti ki ‘benim ona da buna da ihtiyacım var. Benim CHP’ye Atatürk’e ihtiyacım var’ demeye getirdi. Atilla İlhan’ın dediği gibi bizim birbirimize mecbur olduğumuzu hayat bize öğretiyor. Önemli olan bu dersi alacak mıyız almayacak mıyı? Yarın öyle şartlar olur ki hiç hoşlanmadığın insanlarla cephede omuz omuza mücadele edersin. Ezan da ortak değer, kimse dudak bükemez. Bayrağa da ihtiyaç var. Dine dayalı toplumsal düzen isteyen arkadaşım da bayrağı görünce heyecanlanıyor m? En laik de ezanı duyanca etkileniyor m? Niye ayrıştırmaya çalışıyoruz. Hepimiz birbirimize mecbur olduğunu anlıyoruz. Husumetlerin temelsiz olduğunu göreceğiz.”
OLUR BÖYLE ŞEYLER
‘İzmir’deki adaylık sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz'’ sorusuna Baykal şu sözlerle yanıt verdi; “Seçim dönemlerinde böyle tartışmalar eleştiriler şikayetler yaygın biçimde yaşanır. Önemli bir kısmı haklıda olabilir. Ancak o dönem bitti artık. Önümüzde Türkiye var. Yerel seçimler var. Tartışmaları geride bırakmamız gerektiğine inanıyorum. Görevlendirilmiş ve görevlendirilmemiş arkadaşlarımızın sorumluluklarının farkında olduğunu düşünüyorum. Haksızlık yapıldığını düşünen arkadaşlar. Olur böyle işler olur böyle şeyler haydi yürüyelim arkadaşlar. Herkes elindeki yetkiyi kullanıyor. Birileri kurban oluyor birileri yararlanıyor.Partimizin adayı kimse ona destek oluruz. Bazen öyle bir sonuç olur ki kazananı görürünce kaybettiğine üzülmezsin”
ONUR VERİCİ
İsminin son günlerde Cumhurbaşkanlığı adaylığı için geçmesinin sorulması üzerine Baykal, “Cumhurbaşkanlığı konusu ülkenin önündeki bir konu değil. Hepimiz yerel seçimlere yönelik görevlerimizi yapmaya çalışıyoruz. Seçimlerden sonra konu gündeme gelir. Siyasi partiler başta olmak üzere arayışlar gündeme gelecektir. Değerli bir gazeteci arkadaşımızın adaylığı gündeme getirmesi, benim için onur vericidir. Toplumsal olaydır. Taleple nihai aşamaya gelecek bir konu değil” dedi.
Yorum Yazın