Bayraklılı kadınlar ayakta:'Eline, beline, diline sahip çık'
Son bir yıl içerisinde kadınlara yönelik şiddet vakalarında ve cinayetlerdeki artışa bir tepki de Bayraklı Belediyesi’nin kadın çalışanlarından geldi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü öncesinde DİSK Genel-İş önderliğinde örgütlenen belediye çalışanları, hükümeti kınayarak kadınlara hayatın her alanında eşit haklar istedi. 'Eline beline diline sahip çık'
- Ege Postası
- 02.03.2016 - 14:52
“KADINA ŞİDDET”TE ACI TABLO
Bayraklı Belediyesi’nin kadın çalışanları adına ortak basın açıklamasını okuyan DİSK Genel-İş Sendikası 6 No’lu Şube Başkanı Emine Yılmaz şunları dile getirdi: “ Bedenlerimize, kimliğimize, emeğimize, yaşam alanlarımıza karşı açılmış bir savaşın içinde bu yıl 8 Mart’ı karşılıyoruz. AKP Hükümeti'nin yürütmüş olduğu erkek egemen politikalar ile sarmalanmış hayatlarımızda, savaşın, şiddetin, sömürünün, ayrımcılığın ve eşitsizliğin en ağır hallerini yaşıyoruz bugünlerde. Savaşlardan en çok biz kadınlar etkilenirken, her gün taciz ve tecavüze uğruyor, köle gibi alınıp satılıyor, yoksulluk ile boğuşuyor, erken yaşta evlendiriliyor, işyerlerinde ayrımcılık ve eşitsizliğe maruz kalıyoruz. Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimize yönelik bu saldırılar sistematik olarak artarken, kadın cinayetleri de katliam boyutuna ulaşmış durumdadır. Erkekler tarafından 2015 yılında en az 278 kadın öldürüldü, 133 kadın ve kız çocuğu tecavüze uğradı, 202 kadın fuhuşa zorlandı, 368 kadını yaralandı, 208 kadın ise tacize uğradı. Ne yazık ki katledilen kadınların sayısından bile bihaber olan AKP Hükümeti, kadına yönelik şiddetin “algıda seçicilik" olarak algılıyor, "kadınların gece 3'te dışarıda ne işi var" gibi söylemler kullanarak, kadınların hayatlarını, erkek şiddetiyle yeniden ve yeniden üretilmesine neden oluyor. Bu suçları işleyen erkekler için de cezai yaptırımlar en aza indiriyor. Öyle ki, taciz suçunu işleyen bir erkeğin mahkemede saygılı duruşu bile cezasında indirim uygulanmasına yol açıyor.”
“KADIN SADECE BÖREK YAPAN DEĞİLDİR”
Mevcut hükümetin izlediği politikalar nedeniyle toplumda en çok mağdur olan kesimin kadınlar olduğunu belirten Yılmaz, “Sadece kadın bedeni üzerinden gitmeyen bu muhafazakar politikalar, kadın emeğinin de değersizleştirilmesine neden oluyor. Kadının toplumdaki rolünü sadece ‘börek’ yapmasıyla ilişkilendiren ‘bakanlar’, kadınların üç çocuk doğurmaları için kısmi süreli çalışma koşulları getirerek kadını yeniden eve mahkum etmek istiyorlar. 2016 yılında yapılan düzenleme ile çocukların mecburi ilköğretim çağına gelene kadar ebeveynlerden birine kısmi süreli çalışma imkanı verilirken, bu ücretsiz bir hak olarak tanımlanmıştır. Oysa ki dünyada ebeveyn izni ücretli bir hak olarak tanınmaktadır. Yine müjde olarak sunulan doğum sonrası kısmi süreli çalışma hakkı da bir aldatmacadır. Kadınların süt izni kaldırılmış yerine çocuk sayısına göre kısmi süreli çalışma hakkı getirilmiştir. Tüm bu düzenlemeler, kadınların istihdamını artırma gerekçesi ile sunulmuş, ancak gerçekçi değildir. Çünkü çocuk bakımı için kısmi süreli izin kullanan kadının, geriye kalan yarım günlük sürede çocuk bakım hizmetinin kim tarafından ve nasıl sağlanacağı belirsizdir” dedi.
“KÖLE OLMAYACAĞIZ”
TBMM’de devam eden yeni istihdam düzenlemelerinin kadını eve kapatacak, yanlış ve plansız değişiklikler içerdiğini de aktaran DİSK Genel-İş Sendikası 6 No’lu Şube Başkanı Yılmaz, “Şu an gündemde olan özel istihdam büroları ve uzaktan çalışmaya ilişkin yasa tasarısı ile de kadınların daha esnek ve güvencesiz çalışmasına fırsat yaratılmaktadır. Özellikle ev hizmetlerinde çalışan kadın işçiler, uzaktan fason üretimi yapan kadınların ya da doğum yapan ve kısmi süreli çalışan kadınların yerine yine güvencesiz koşullarda esnek çalıştırılabilecekleri bir kadın istihdamı yaratılmak istenmektedir. Adına “müjde” denen bu kölelik yasalarının kadınlara daha fazla yoksulluk, daha fazla şiddet, daha fazla geleceksizlik getireceğini biliyoruz. Bu nedenle 8 Mart’ı yaratan kadınların, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü bize armağan eden kadınların yolunda yürüyerek, bütün bu saldırılara karşı örgütlü mücadelemizi yükselteceğiz. Dünyanın yarısını oluşturan bizler evde, sokakta, okulda, işte hayatın her alanında toplumsal yaşamda bizleri yok saymaya çalışan zihniyete karşı direnmeye devam edeceğiz. Yaşam, Eşitlik, barış ve özgürlük için isyan, direniş ve dayanışma ile hayatı hep birlikte örgütleyeceğiz. Erkek hegemonyasına, savaşa, yoksulluğa, militarizme, şiddete ve ayrımcılığa karşı hayatın her alanında kadın mücadelesini omuz omuza yükselterek başka bir dünya, başka bir toplum talebimizi yüksek sesle haykırarak dayanışma içerisinde olacağız” şeklinde konuştu.
Yorum Yazın