Bergamalı ceviz üreticisinden tarımın ayağa kalkması için reçete
İzmir'in Bergama ilçesinde ceviz hasadı başladı. Artan maliyetlerden şikayet eden Bergamalı ceviz üreticisi Abdullah Saka, “Şu anda mazot 25 lira, gübre ise 600 liraya kadar dayanıyor. Bu ağaçlar yıl boyunca en az 4 kez sulanıyor. Sondajdaki sulamanın bedeli, bir saati 70 lira… Tarım girdi maliyetlerinin düşürülmesini, tarımsal kredi faizlerinin düşürülmesini, üretici birliklerinin tekrar kurulmasını, bu arada Tarım Bakanlığı’ndan ithalatın durdurulmasını talep ediyoruz. Bunları yaptıkları takdirde Türkiye'de tarım ayağa kalkar” dedi.
- Ege Postası
- 15.09.2022 - 14:42
Bergama’daki Bakırçay Ovası’nda ceviz yetiştiren Abdullah Saka, ekonomik kriz nedeniyle yaşadıkları sorunları ANKA Haber Ajansı’na anlattı. Saka, şunları söyledi:
"BİZİM CEVİZİMİZİN DEĞERİNDE SATILMASI GEREKİYOR"
"Şu anda mazot 25 lira, gübre ise 600 liraya kadar dayanıyor. Bu ağaçlar yıl boyunca en az 4 kez sulanıyor. Sondajdaki sulamanın bedeli, bir saati 70 lira. Ben, bu araziyi sulayacağım, süreceğim, gübre atacağım ve ürün olduğu zaman toplayacağım. İşçi ücretleri de haliyle pahalı. Buna göre bizim cevizimizin değerinde satılması gerekiyor. Bizim burada cevizimizin fiyatı öyle bir olmalı ki tarlada biz bunları en az 15 lira, 20 liradan satmamız gerekir, maliyetlerimizi kurtarabilmemiz açısından. Tarım alanlarından 3 milyon 400 bin hektar alan ekilemez oldu. 3 milyon insan, tarımdaki istihdamdan çekildi. Bu, ülkede işsizliğin artışına sebep oldu. Atatürk'ün dediği gibi köylü milletin efendisidir. Yani çiftçi ekecek, dikecek; tarım ekonominin temeli olacak.
"EN BÜYÜK MALİYETLERDEN BİRİ MAZOT"
En büyük maliyetlerden biri mazot. Geçtiğimiz sene içerisinde mazot 7 lira iken ‘İçerisindeki ÖTV, KDV kaldırılsın’ diyorduk. Geldiğimiz noktada şu anda mazot 25 lira. Bu üretim maliyeti ile bu traktörler bu tarlayı en az 7 kez, 8 kez sürmek zorunda. Bu tarlaya gübre atmak zorundasın. Ama hayvansal gübre, ama suni gübre. Suni gübre şu anda 600 liraya kadar geldi. Tarlayı sürüyorsun, sürdüğün yerde suluyorsun ve bu sulamanın maliyeti 70 lira, saati. Bunların hepsi bir üretim maliyetidir. Gübre, ilaç, yem, tohum… Sürekli tarlanın maliyetleri oluyor. İşçi ücretleri… Onlar da haklılar, bedenleriyle çalışıyorlar fakat emeklerinin karşılığını alamıyorlar. Fakat üreten insan da burada para kazanamıyor. Tarım girdi maliyetlerinin düşürülmesini, tarımsal kredi faizlerinin düşürülmesini, üretici birliklerinin tekrar kurulmasını, bu arada Tarım Bakanlığı’ndan ithalatın durdurulmasını talep ediyoruz. Bunları yaptıkları takdirde Türkiye'de tarım ayağa kalkar ve biz, 452 milyar dolar borcun altındayken tarımsal maliyetlere, ithalata para ödemeyiz. Tarım Bakanlığı ve hükümet bunları yapmak durumundadır."
Tarlada çalışanlardan Hatice Kaynaş ise "Ben, önceden işe gelmek ve gitmek için 25 lira para ödüyordum. Şimdi ise 60 lirayı buldu; Soma ile Sarıcalar köyünün arası. Marketlere gidiyoruz, süt olmuş 10 lira, yoğurt olmuş 20 lira. 500 liraya bir iki parça bir şey alıyorsun. Hayat bu kadar pahalı" dedi.
Yorum Yazın