Binlerce yıllık bağcılık kültürüyle urla konuşuldu
Urla Bağbozumu Şenlikleri’nin üçüncü günü Urla Bağcılık ve Şarapçılık konulu panel ile başladı.
- Ege Postası
- 17.08.2014 - 10:56
“URLA BAĞCILIK AÇISINDAN OLDUKÇA VERİMLİ”
Panelin açılış konuşmasını yapan Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, “ 8 bin yıllık bir geçmişe sahibiz. Biliyoruz ki topraklarımız çok verimli. Yüz yıllardır var olan bu verimli bağcılık köklerini hep birlikte yeşerteceğiz. Geleneksel Bağbozumu Etkinliği kapsamında gerçekleştirdiğimiz bu panel bizim için çok önemli. Burada olduğunuz için herkese ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi. Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli de “Yetiştiricilik olarak Urla iklimiyle bağcılık açısından oldukça elverişli. Tarih boyunca yakalanmış başarı boşuna değil. Üzüm üreticileri olarak sürdürülebilir metotları çevreye zarar vermeden, zehirlemeden üretmek gerekiyor” diye konuştu. Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr Nihat Aktan geçmişten günümüze fermantasyon aşamaları hakkında bilgiler verdi. Ayrıca Bornova Misketi üzümünün önemli olduğuna değinen Aktan “ Halk, iktidar olmadan şarapçılık olmaz” ifadelerini kullandı.
BİR ÜLKEDE ÜRETİLEN VE TÜKETİLEN ŞARAP BİRÇOK ŞEYİ ANLATIR
Ege Üniversitesi Gıda Mühendisliği Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr Hatice Kalkan Yıldırım şöyle konuştu: “ Şarap insanlığın en eski kültür ürünlerinden biridir. Kültür parametresidir. Toplumların ekonomik sosyal göstergelerini içerir. Bir ülkede üretilen ve tüketilen şarap bir çok şeyi anlatır. Şarabın sadece kültürel değil sağlık tarihçesi de var. Eski medeniyetlere dayanan şarabın büyük bir kısmı sudan oluşmakta ve mineraller bakımında da oldukça zengin bir içki. Sağlıklı şarap tüketimi için kadınlar bir ya da iki kadeh, erkekler için ise üç kadeh şarap tüketimi ölçülü olarak kabul ediliyor. Doz aşırı olursa vücudumuzda bulunan serbest radikalleri tutmak yerine yeni radikaller yaratıyor. Şarabın yararlarını sayamayacağımız kadar çok fakat yararlarından bazıları şöyle; yavaş yemek yeme alışkanlığı kazandırıyor, stresi koruma etkisi ile rahatlamayı sağlıyor, böbrek taşları oluşumu engelliyor, cildi güzelleştiriyor.”
URLA KARASI İLE MARKALAŞACAĞIZ
Eray Gürler ise yaptığı konuşmada “ Kaybolmaya yüz tutmuş Urla Karası üzümüne yapılan ve yapılacak olan yüksek kalitede şaraplar ileride bölgemizin markalaşması adına çok önemli rol oynayacaktır. Bağlar, yüksek kalitede üzümler, tarihi doku ve gastronomiyel alt yapıyı tamamladığımız anda bir dünya markası olmamak imkansız. Urla’nın önünde hiç bir engel görmüyorum Urlalılar’ın bu konuda cesaretli olmasını temenni ediyorum” sözlerine değindi. 17'nci seneye girdiğini söyleyen son panelist Can Ortabaş “ Bu hayali anlatabilmek için çok uğraştım. Topraklarımız zengin diyoruz fakat neye göre zenginli? Şarap fakir toprak sever. Fakir toprağın zengin bitkisidir. Binlerce yıldır burada şarap üretiliyormuş. Yeşili koruyarak ve katma değer yaratılarak buraların yaşaması gerekiyor. Urla Karası Akdeniz’in başka bir karasıyla belki de Türkiye’nin en büyük madalyalarından birini getirdi“ sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Yorum Yazın