Bir yanda yasa, bir yanda insanlık dramı
30 Mart yerel seçimlerinin tamamlanması ile birlikte yürürlüğe giren Bütünşehir Yasası birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Seçimlerin tamamlanması ile birlikte tüzel kişiliği sona eren İl Özel İdaresi’ne ait mal varlıklarının paylaşımı ile ilgili kriz devam ederken, kuruma bağlı çalışan taşeron işçiler de işsiz kalmanın şokunu yaşadı ve “Bütünşehir mağduruyuz” diyerek yaşadıkları duruma isyan etti.
- Ege Postası
- 31.03.2014 - 14:32
“BU MU DEMOKRAS? BU MU HUKUK'”
Sabah saatlerinde Konak’ta bulunan İzmir Valiliği önünde toplanan ve sloganlar atmaya başlayan 300’e yakın taşeron personeli, 31 Mart itibarı ile işsiz kaldıklarını dile getirerek, İzmir Valisi Mustafa Toprak, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve kapanan İl Özel İdaresi Başkanı Serdar Değirmenci’ye çağrıda bulundu. Bütünşehir mağduru olduklarını dile getiren grup adına açıklama yapan Mehmet Dinler, “Bizi kapının önüne koydular, birileri elimizden tutsun” diyerek işçilerinin mağduriyetine kulak verilmesini istedi ve şöyle konuştu; “İl Özel İdaresi’nde bugün, yarın derken sorunumuz çözülmedi ve bugün itibarı ile işimizden, ekmeğimizden olduk. Neden emeğimize saygı gösterilmedi ve neden yüzüstü bırakıldı? Eğer biz bir suç işlediysek, bize bunu söylesinler bilelim ve ona göre bizi uzaklaştırsınlar. Bize hiçbir şey açıklanmadan haydi güle güle dediler. Türkiye’de böyle mi demokrasi va? Hakkımızı aramak için gerekirse gece gündüz burada yatacağız. Onların arasındaki tartışmalar bizi ilgilendirmiyor, biz ekmeğimizin peşindeyiz. Bizi oyalayarak bugüne kadar getirdiler.”
“HIRSIZ MI OLALIM'”
350 çalışan adına yaptığı konuşmanın devamında kurumlar arası anlaşmazlığa kurban gittiklerini de vurgulayan Dinler, “Biz 350 kişiyiz, ailelerimizle birlikte binlerce kişiyiz. Bu kadar kişi perişan oldu. Çocuğunu okutan var, kirasını ödeyemeyen var, kredi çekip ev alan arkadaşlarımız var. Biz sadece hakkımızı arıyoruz. Yetkili makamlarına kendi arasında problem varsa, bunu kendi aralarında halletsinler, bize de çözüm getirsinler. Yapmazlarsa, gece gündüz burada yatıp hakkımızı arayacağız. Biz işsizlik maaşı bile alamıyoruz. Böyle bir sistem olur m? Bari önceden bizi oyalamayın, bizler de iş arayalım. Zora gelince “Ben yokum” dediler. Bu ülkede demokrasi var diyorla? Hangi demokrasiden bahsediyorla? Gerekirse açlık grevine gideceğiz. Artık İl Özel İdaresi diye bir kurum yok. Peki biz çoluk çocuğumuzla kime gidelim, nereye gideli? Belediye bizi istemiyor. Valilik kanun yok diyor. Ne yapalım, çalalım m? Hırsız mı olalı? Biz onlar gibi becerikli değiliz. İlla buraya ayakkabı kutuları ile gelip boy gösterisi mi yapalı? Biz çare istiyoruz. Yazıktır, günahtır…” şeklinde konuştu.
“İSTER VALİLİK, İSTER BELEDİYE”
Dinler son olarak şunları kaydetti; “Herkes bize kapılarını kapattı. Bizi kahreden yüzükoyun bırakılmamız ve gidin başınızın çaresine bakın denmesidir. İster Valilik, ister Belediye, buna bir çözüm bulunsun. Belediye AK Parti’liyiz diye bizi almıyor, Valilik de CHP’liyiz diye bizi almıyor. Bu nasıl i? Aramızda gençler de var. Bu çocukların geleceği ne olaca? Bu memlekette arkası sağlam olan kendini kurtarıyor. Ben İl Özel İdare’de yıllarca emek veriyorum. Aramızda en yeni arkadaşımız 3 senedir burada çalışıyordu. Diğer yandan, buranın daimi personeli olan yeni arkadaşlar bile başka kuruma gidiyor. Ortada bir çifte standart var. Belediye ve mahkeme arasındaki anlaşmazlık bizi ilgilendirmez. Biz ekmeğimizin peşindeyiz.”
Yorum Yazın