Birol Soylu’dan İZBAN artı para uygulaması çıkışı

HAZIRLAYAN: HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-İZBAN’daki artı para uygulamasının haksız kazanca  ve İzmirlilerin büyük çoğunluğunun tepkisine neden olduğunu belirten Birol Soylu, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni uygulama hakkındaki memnuniyeti yapacağı bir anketle ölçebileceğini söyledi.

İZBAN’DA HAKSIZ BİR KAZANÇ SÖZKONUSU, BİR ANKET YAPIN ALLAH AŞKINA!

Soylu, “İzban’da haksız bir kazanç söz konusu. Daha iyisini istiyoruz. Fakirin fukaranın 10 lira zulmünden kurtulmasını istiyoruz. Bunu saldırı olarak kabul etmeyin. Benim söylemim değil. İnin sokağa, yüzbinlerin söylemi. Bir anket yapın Allah aşkına. İZBAN’a binen bütün yolculara, ben olsam, imkanın var büyükşehir belediyesi,  bir anket kağıdı dağıt. Birer de kalem dağıt üstünde Aziz Kocaoğlu yazsın. Bir de onları al anket formlarıyla. İzmirliyi adam yerine koyup ne dediğini okuyun. Ben yaptım oldu. Ya olur!” dedi.

BIRAKTIĞINIZ PARA YA DA BORÇLA DEĞİL ESERLERLE ANILACAKSINIZ. BORÇLANIN AZİZ BEY, ONDAN KORKMAYIN!

“Ankara’da otoparklar bir lira oldu. Aziz beye soruyor AK Parti, bizde de 90 dakika var, onlarda da o yok. 90 dakikayı alkışlıyoruz ama bir liralık otopark da çok doğru. Belediyeler para basma yeri değil, finans kurumu değil. Borcunun olmadığı için gurur duyuyor Aziz Bey. Biz de gurur duyuyoruz. Ne güzel borcumuz yok. Ama inşallah Aziz Beyin bu belediyeyi katrilyonlarca borca sokacağı günleri bekliyoruz hasretle. Borç yap Aziz bey korkma. Bıraktığınız borçla, parayla anılmayacaksınız. Yaptığınız eserlerle anılacaksınız Aziz Bey.  Borçlanın Aziz Bey. Ondan korkmayın” diye seslenen Birol Soylu, İZBAN turnikelerinde çok sayıda insanın iş ya da başka gerekçelerle kartındaki parayı geri almayı unuttuğunu ve bunun haksız bir kazanca neden olduğunu anlattı.

AZİZ BEYİN DÜRÜSTLÜĞÜNÜ KİMSE TARTIŞMIYOR AMA KURUMUN DÜRÜSTLÜĞÜ DE ÖNEMLİ

Soylu, vatandaşların yaşadığı sorunları şöyle örnekledi: “Az önce bir dinleyicimizi aradı dedi ki, ‘Ben Bursa’dan geliyorum. Bir günlük işim vardı, bir kere binmek zorunda idim. Altı liraya kart aldım, on lira da ödedim gittim’. Ee. Sonuç' O altı lira iade edilmiyor kart olarak. Sonrasında çıkıştaki kart olayında, insanlar işten geliyor, yorgun argın ya da sabah hararetle işe yetişmeye çalışıyor arkadaş. Herkesin kafasında bir dünya problem. Yoklukla, yoksullukla, işle aşla, işverenle eviyle çoluğuyla çocuğuyla bir dünya insan bir dünya sorunla uğraşıyor. Unutan insanlar oluyor. Unutunca ne oluyor biliyor musunu? Para köy sandığına gidiyor. Aziz Abi’nin sandığına gidiyor. Tamam şahsına gitmiyor. Aziz Bey’in dürüstlüğünü kimse tartışmıyor.  Ama kurumun dürüstlüğü de önemli. Kurumsal olarak kötü niyet olmamakla birlikte kötü sonuçlar olduğunu düşünüyorum. Girdiğin turnikeden basmadığın için. Turnike var. Kart basıp giriyorsun. Çıkışta aynı turnikeden basıp paranı alamıyorsun. Kart iade bankoları arıyorsun çıkışta. Çıkışta kafan işe gitse unutup gidiyorsun. Yanımda çalışanlardan biri bugün dedi, unuttum, para gitti dedi. Unutup da gidenlerin sayısı bir hayli fazla. Bu düzenlemeyi bir hale yola koymak lazım.”

İŞTE PROGRAMIN SATIR BAŞLARI:

Ankara Belediyesini yürekten kutluyorum bu uygulamasından sonra. İzban konusunda çok telefon aldık.

Ankara’da otoparklar bir lira oldu. Aziz beye soruyor AK Parti, bizde de 90 dakika var, onlarda da o yok. 90 dakikayı alkışlıyoruz ama bir liralık otopark da çok doğru. Belediyeler para basma yeri değil, finans kurumu değil. Borcunun olmadığı için gurur duyuyor Aziz Bey. Biz de gurur duyuyoruz. Ne güzel borcumuz yok. Ama inşallah inşallah Aziz Beyin bu belediyeyi katrilyonlarca borca sokacağı günleri bekliyoruz hasretle. Borç yap Aziz bey korkma. Bıraktığınız borçla, parayla anılmayacaksınız. Yaptığınız eserlerle anılacaksınız Aziz Bey.  Bıraktığınız borçlarla değil yaptığınız eserlerle anılacaksınız. Borçlanın Aziz Bey. Ondan korkmayın.

İZELMAN’ın otopark görevlileri var her sokakta. Bunun iyi ve kötü yanı var. O sokaklarda belediye personeli bu işi yaptığı için değnekçiler yok. Bu iyi yanı. Ama kötü yanı n? Darphane. 5 dakika bırakıyorsun 8 lira. Kayseri’ye gittim. Arabamı nereye park ettiysem para ödemedim. Bir tane de değnekçi görmedim. Demek ki belediye orada sistemi kurmuş. En azından ücreti düşürün, 2 lira 5 lira yapın. Belli bir barem konulur. Sokaklarda da otopark anarşisi yaşanmaz.

İzban’da haksız bir kazanç söz konusu. Az önce bir dinleyicimizi aradı dedi ki, ‘Ben Bursa’dan geliyorum. Bir günlük işim vardı, bir kere binmek zorunda idim. Altı liraya kart aldım, on lira da ödedim gittim’. Ee. Sonuç' O altı lira iade edilmiyor kart olarak. Sonrasında çıkıştaki kart olayında, insanlar işten geliyor, yorgun argın ya da sabah hararetle işe yetişmeye çalışıyor arkadaş. Herkesin kafasında bir dünya problem. Yoklukla, yoksullukla, işle aşla, işverenle eviyle çoluğuyla çocuğuyla bir dünya insan bir dünya sorunla uğraşıyor. Unutan insanlar oluyor. Unutunca ne oluyor biliyor musunu? Para köy sandığına gidiyor. Aziz Abi’nin sandığına gidiyor. Tamam şahsına gitmiyor. Aziz Bey’in dürüstlüğünü kimse tartışmıyor.  Ama kurumun dürüstlüğü de önemli. Kurumsal olarak kötü niyet olmamakla birlikte kötü sonuçlar olduğunu düşünüyorum. Girdiğin turnikeden basmadığın için. Turnike var. Kart basıp giriyorsun. Çıkışta aynı turnikeden basıp paranı alamıyorsun. Kart iade bankoları arıyorsun çıkışta. Çıkışta kafan işe gitse unutup gidiyorsun. Yanımda çalışanlardan biri bugün dedi, unuttum, para gitti dedi. Unutup da gidenlerin sayısı bir hayli fazla. Bu düzenlemeyi bir hale yola koymak lazım.

Bazı şeyler var kangren. Aziz Bey haklısın. Bir çöp sorununu çözemedik. Yedi düvel çözdü çözemedik. Kimse istemiyor bu çöpü. E ne yapacağız abi eve mi götüreceği? Sen  devletsin, kamunun buradaki gücüsün. İnsanları ikna etmen lazım, oraya kuracağın tesisin. Allah aşkına Harmandalı’ya gelin, yazın kokudan durulmuyor. Kangren olmuş sorunlar var. Yapılmakta olan güzel şeyler var. Büyük yatırımlar var yapılmakta olan.

Hiçbir belediye döneminde bu kadar büyük yatırım yapılmadı deniyor. Bırakın da olsun, 3. Dönem. Çağımız teknolojisinde olmaması anormal. Uçan yolu Bornova’ya bağlayacaklar. İlk alkışlayan benim. Kim ki İzmir için bu ülke için taş üstüne taş koyuyorsa ona şükranlarımızı sunmak isteriz. Biz sizi eserlerinizle anmak isteriz bıraktığınız paralarla, A A A kredi notları ile değil. Bunların hepsini unutacak insanlar. Güzel şeyleri unutmayacaklar. Ölümlü dünya. Bugün varız yarın yokuz. İnsanları ölümsüzleştiren eserleridir. Neden Mimar Sinan ölmüyo? Kanuniler, Fatihler. Bırakın onu İskender ölmüyor Romalılar’dan bu yana. Yaptığı eserlerden dolayı. Aşık Veysel neden ölümsü? Bıraktığı eserlerle. Pir Sultanlar, Yunuslar. Kah bir deyiştir, türküdür, şiirdir kah ki yaptığın hizmet noktasındaki güzelliklerdir. Umarım uyarılarımız dikkate alınır. Eleştirilmeyi sevmiyoruz. Hep alkışlayacağız. Alkışlayacağımız konuda alkışlıyoruz, eleştirdiğimiz konuda eleştireceğiz.

Daha iyisini istiyoruz. Fakirin fukaranın İZBAN 10 lira zulmünden kurtulmasını istiyoruz. Bunu saldırı olarak kabul etmeyin. Benim söylemim değil. İnin sokağa, yüzbinlerin söylemi. Bir anket yapın Allah aşkına. İZBAN’a binen bütün yolculara, ben olsam, imkanın var büyükşehir belediyesi,  bir anket kağıdı dağıt. Birer de kalem dağıt üstünde Aziz Kocaoğlu yazsın. Bir de onları al anket formlarıyla. İzmirliyi adam yerine koyup ne dediğini okuyun. Ben yaptım oldu. Ya olur!

Parti içi tartışmaları bir kenara bırakalım artık. Tüzük Kurultayı bitti. Belediyeler ayrı siyaset ayrı. Siyaset farklı bir şeydir. Söyleyeceklerimizi korkusuzca söylüyoruz burada. Artık öyle günlerdeyiz ki parti içi sorunların, silelim demiyorum, görmeyelim demiyorum, askıya alalım. Çünkü yarın bir gün ülkede seçimin de olmayacağı dönemlerin olmasıyla karşı karşıyayız. Ha bire hocaların verdiği vaazları tartışıyoruz. Bir gündem yaratıyor birileri. Hepimiz arkasından koşturuyoruz. Gündemi biz belirlediğimiz zaman bir şeyler değişecek. Birilerinin tayin ettiği gündemin arkasından koşmak değil muhalefet. Muhalefet her şeye hayır demek değildir. Az önce yaptığımız gibi Ankara Belediyesi’nin otopark uygulamasına güzel dedik. Parti içi tartışmalar askıya alınmalı. Tüzük Kurultayı’nda hoş şeyler yaşanmadı. Oradaki kargaşanın resmi nasıl servis edili? Bu nasıl partililik, parti disiplin? Tartışmalar olacak tabi. Doğruyu bulmak için. Parti de bir kurumdur. Bu kuruma zarar vermemek gerekir. Yüzde beş ile genel başkan adayı çıkacak. Kimi maddeler reddedildi. Demokrasi eyvallah olacak. Ama tartışmalar artık geride kalmalı. Tartışmaları geride bırakın diyor genel başkan da.

Genel başkan mevcut belediye başkanlarının yaptıklarıyla ilgili çetele tutuyorum dedi. Bana göre bu çetele, genel başkanın kara kaplı defterinin içinde yazılı olan şeyler, halkı için siyaset yapanlar, bir de şahsı için siyaset yapanlar diye siyasileri ikiye ayırması lazım. Halkı için ve kendisi için belediyecilik yapanlar diye ayırmış olması gerekiyor diye umut ediyorum. Bir sataşma değil bu. Birilerinin halk, malk, vatan millet umurunda değil. Arkadaşlar kefenin cebi yok. Bu dünya gelip geçici. Mezarlıklar rahmetli belediye başkanlarıyla dolu. Arkanızdan güzel eserlerinizle, yaptıklarınızla anılın. Sevgiyle saygıyla anılın. Bu söylem benim dikkatimi çekti. Çetele tutuyor. Ey belediye başkanları bir yılınız kaldı. Eksi olan karnelerinizi artıya çevirmek için güzel bir fırsat. Genel başkan güzel kopya vermiş. Dört yıl kendin için yaptın kalan bir yıl halkın için yap. Adını halkçı başkan yapınca halkçı başkan olmuyorsun. Bırak senin adını halk koysun. Bir çok belediye başkanının lakabı var. Kiminin adı asfalt. Biliyorsunuz. Bir parça oturdukları koltukta partiye vefa borçları varsa, sana kim destek verdi kardeşim, partiyi desteklediler, kimse partiden ve örgütten büyük değildir. Aynada ne görüyorsunuz bilmiyorum ama dışarıdan hiç hoş görünmüyor. Kendinize dev aynasında bakmayın. Normal aynalar daha ucuz hatta. Yoksa ben yollarım.

Halkı için gerçekten güzel şeyler yapan belediye başkanlarımız var. Onları tenzih ediyorum. Üzerine alınanlara söylüyorum. Ey üzerine alınan belediye başkaları, son bir yıl. Bu bir yılı kendiniz, partiniz, kentiniz adına, partinize olan vefa ve sizi oraya oturtanlara vefanız var ise iyi değerlendirin.

Her fırsatta her yerde yöneticiler bırakın. Bu ittifak tuzağını insanlara iyi anlatmak lazım. Öyle çifte standartlar var ki. Mühürsüz pusula da serbest. Mührü istediğin yere vur, oy bizde. Öbür tarafta taştı mı oy geçersiz denilecek. Sandık görevlileri talepte bulunursa emniyet geliyordu. Şimdi bir vatandaş alo dediğinde gidiliyor. İzmir’in hangi mahallesinde PKK müdahale etti. Rizikolu bölge varsa orası için karar ver. Burası hassas bölgelerdir dersin gerektiği şekilde davranırsın. Benim askerim, hakimim, yargıcım, doktorum, öğretmenim bunların hepsinin görevi ülkeye hizmet etmektir. Bir partiye hizmet edersen öbür tarafta sorarlar. Ne diyeyim kardeşim'