‘Bu işin arkasından pis kokular geliyor’

TÜRKİYE'YE YÖNELİK: (ABD'deki Reza Sarraf davasına eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın da dahil edildiği iddiaları) Bu gerçekten çok çok ilginç bir konu. Şu anda bunu hukuki bir mantık içinde yorumlamak mümkün değil. Eski Ekonomi Bakanımıza yönelik atılan bu adımı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bir adım olarak değerlendiriyorum. Zira burada şahsına yönelik bir iddiayı ortaya koyabilmiş değiller. Neymi? İran'la ilgili yaptırımları delmiş. Biz, Türkiye olarak İran'a bir yaptırım uygulama kararı almadık ki. Bizim İran'la ikili ilişkilerimiz, hassas ilişkilerimiz var. İran'dan doğalgazımızın, petrolün belli bir kısmını alıyoruz. Bu ekonomik ilişkileri yürüten bakanımız kim, Ekonomi Bakanı. Ekonomi Bakanı hükümetin attığı bu adımı ne yapacaktır. Uygulayanlardan bir tanesi olacaktır. Dolayısıyla atılan bu adımlar tamamen siyasidir. ABD bir defa bu konuyu, -tabii bu gidişimizde orada da inşallah görüşme fırsatı buluruz- gözden geçirmesi lazım. Bu işlerin arkasından çok pis kokular geliyor. Sarraf olayı da öyledir. Halkbankımız'ın Genel Müdür muavini Hakan Bey'le ilgili konu da öyledir.

 ABD YÖNETİMİNİN ACZİ: Yaptığım son ziyarette Washington'da büyükelçiliğimiz önünde PKK terör örgütü mensuplarının bize adeta saldırıyor gibi bir hava içine girip, ABD güvenlik güçlerinin orada kalkıp da herhangi bir tedbir almaması onları oradan derdest etmemesi de bu pis kokunun bir ifadesidir. Olayla ilgili korumalarım hakkında soruşturma açtılar. Hatta orada olmayan korumalarım hakkında eşimin iki tane koruması, bayan, onlarla ilgili de aynı şeyi yaptılar. Bu ABD yönetiminin düşmüş olduğu aczi gösteriyor. Büyük bir devlet olabilirsin ama adil devlet olmak başka bir şey. Sıkıntı burada onun için de adil bir devlet olmak hukuk sisteminin adil işlemesinden geçer. Eğer hukuk sistemi adil işlemiyorsa bu sıkıntılar sürekli olarak işte o pis kokuları da getirir.

BİRBİRİNE DÜŞTÜLER: (Türkiye'nin üyelik sürecine ilişkin AB ülkelerinden gelen farklı açıklamalar) 15 yıldır bizi bu tür açıklamalarla oyaladılar. Terör örgütlerinin önde gelenlerine Batı ülkelerinde de kampanya yapmalarına müsaade etti. Fakat bize karşı olmuşuz davranışları oldu. Şu anda da kendi içlerinde bir birine girdiler. Yatıyorlar kalkıyorlar AK Parti, Türkiye, Erdoğan...
 HAYIRLI OLSUN: (Almanya'da seçim afişlerinde Erdoğan'ın fotoğraflarını ve açıklamalarınının kullanılması) ADD isminde bir parti kuruldu. Bu partiyi kuranlar da ağırlıklı zannediyorum soydaşlarımız. Portremiz bir güç katacaksa, hayırlı olsun.

TANRIKULU SEN KİMDEN YANASIN'

Ana muhalefet partisinin temsilcisi (CHP'li vekil Sezgin Tanrıkulu) çıkıp SİHA'larla ilgili eleştiri yapıyor. Neymiş sivilleri vurmuş. Nerde o siville? SİHA'lar teröristleri vuruyor. Silahlı kuvvetlerimiz, güvenlik güçlerimiz terör örgütleri ile bu mücadelesini sürdürecektir. Bunu CHP'nin temsilcileri durduramaz. Ben beklerdim ki CHP'nin gene başkanı çıksın 'Ey Tanrıkulu sen kimden yanası? Teröristlerden yana mısın yoksa bu ülkenin güvenlik güçlerinden yana mısın''... Biz silahlı İHA'larımızı yaptık. Terör örgütü kaçacak delik arıyor. Böyle bir dönemin içinde bu beyler ölen teröristleri savunur hala geldi. Siz CHP'siniz onlar HDP. Tek farkınız bu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, AK Parti İstanbul İl Başkanı Selim Temurci ile bazı ilgililer uğurladı. Erdoğan'a gezisinde Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü eşlik ediyor.