Büyükşehir ‘Yeşil İzmir’ için düğmeye bastı: Kır ve kent birleşiyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi, hazırlıkları tamamlanan ve İzmir’in doğayla uyumlu yol haritasının paylaşıldığı Yeşil İzmir toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, iklim kriziyle mücadele dikkat çekti. Eylem planında dört temel ilkeye vurgu yapan Başkan Soyer, metropol ile kır arasındaki bağı güçlendirerek dirençli kentler oluşturacaklarını söyledi.
- Ege Postası
- 19.03.2021 - 12:16
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediyesi, hazırlıkları tamamlanan ve İzmir’in doğayla uyumlu yol haritasının paylaşıldığı “İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı” ve “İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı”nı tanıtıldığı Yeşil İzmir toplantısını gerçekleştirdi.
Tarihi Havagazı Fabrikası’nda düzenlenen tanıtım toplantısına ev sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yanı sıra CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Mustafa Özuslu, Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan, Dikili Belediye Başkanı Adil Kırgöz, İZSU Genel Müdürü Aysel Özkan, CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, büyükşehir bürokratları ve oda başkanları katıldı.
“YAŞADIĞIMIZ DOĞAL AFETLERDEN ÇOK ŞEY ÖĞRENDİK”
Yaşanan afetlerin, dirençli kentler kuramının önemini gözler önüne serdiğini ifade eden Başkan Soyer, bunun için İzmir’in ekolojik çeşitliliğinden faydalanarak kırsal ile metropoli bir araya getirmek gerektiğini ifade etti ve “Yakın zaman öncesine kadar şehir ve doğa zihinlerimizde farklı görülüyordu. Şehir, hızlı, kabuğuna çekilmiş, evlerin, tiyatro ve sinemaların, fabrikalın oluştuğu bir alandı. Doğa ise uzak ve yabandı. Birçoğumuz için sadece belgesellerde yaşıyordu. Yaşadığımız iki büyük felaket pandemi ve iklim krizi insanın kendisi ve doğayla yüzleşmesini sapladı. Zihnimize bir tokat gibi çarparak yeryüzünde kendimiz diye bir şey olmayacağını hatırlattı. Yeryüzündeki her şey birbirimize narin bir döngüyle bağlıyız. Kısa ömürlerimizde yaptığımız her şey, birbirimize nasıl davrandığımız bizim dışımızdaki canlıların yaşamlarını şekillendiriyoruz. İzmir’de birçok doğal afet yaşadık ve bunlardan çok şey öğrendik. Ve dirençli kent olmanın yollarını araştırmaya başladık Bunun yolunun doğayla uyumlu bir yaşam sürmek olduğunu gördük. İzmir sıradışı ir coğrafya. Bu şehirde bizden çok daha eski İzmirliler, flamingolar ve binlerce farklı canlı türü yaşıyor. İzmir, makilikleri, doğal ormanları, denizi ve yüksek dağlarıyla Anadolu’nun ekosistem çeşitliliğinin neredeyse tamamını barındırıyor. Öte yandan İzmir Türkiye ekonomisinin kalbi. İzmir’ yüzlere yıllık limanı tarih boyunca Türkiye’nin dünyaya açılan kapısı olmuş. İzmir bir dünya şehri. Bugün burada sunduğumuz stratejin ana gayesi, İzmir’in ekolojisini ve ekonomisinin bir araya getirebilmek. Böylece İzmir’in doğal afetlere dirençli bir kent olmasını sağlamak. Ekoloji ve ekonomi arasındaki karşıtlığı oradan kaldırmak için geliştirdiğimiz bu stratejinin özü kırsalı ve kenti birbirine bağlamak. Böylelikle doğal afetlerin ve kentsel saçaklanmanın en ağır tahribatı verdiği kent ve kır geçiş hattını kaderine terk etmek yerine şehrin direncinin anahtarı haline getirmek. İzmir’i döngüsel şehir ilkeleriyle yönetmek. Şehircimizin doğayla uyumlu yaşam stratejisini hazırlarken Türkiye v dünyadaki tüm teori ve deneyimleri bir araya getirdik” dedi.
STRATEJİDE 4 TEMEL İLKE
İklim Eylem Planı ve Yeşil Şehir Eylem Planı’nı hazırlarken 4 temel adım belirlendiği söyleyen Başkan Soyer, planların üzerinde şekillendiği temelleri şu şekilde açıkladı; “Bunların ilki doğanın şehre nüfuz edebilmesi. Biz İzmir’de doğanın şehre nüfuzu için kapsamlı bir çalışma uyguluyoruz. Mesela egzotik bitki türleri yerine İzmir’in doğal florasını kullanıyoruz. Biz İzmir’in peyzajında İzmir’in az su isteyen bitki örtüsünü kullanarak o ekosistemi şehrin içine çekemeye başlayacağız. Bu şekilde şehir içindeki alanların da ekosistem görevi görmesini sağlıyoruz. Bu ilkeyle yapımına başladığımız Mavişehir’deki Flamingo Doğal parkı kuşları şehrin içinde görebilmemizi sağlayacak.
İkinci başlığımız da insanların doğaya nüfuzunu yönetmek. Yani şehrimizde yaşayan insanların kırsal alanlarla doğanın dengesini bozmadan erişimini sağlamak. İzmir’in çeperinde 35 tane Yaşayan Park kurma çalışmamız çalışmamız bunun en güzel örneklerinden biri. İzmir’de aynı zamanda çok özgün bir yaklaşımla kırsal havza uygulamasını hayata geçiriyoruz. Kırsal turizm, bu çalışmamızın en önemli parçalarından biri.
Üçüncü başlığımız İzmir’de döngüsel ekonomi çalışmalarımız. Kent ve kır arasındaki bağı kurmanın en önemli yollarından biri ekonomik bağlantısını güçlendirmek. Biz İzmir’de kuraklık ve yoksullukla mücadele ediyoruz. Son yıllarda küresel iklim krizi daha çok hissedilir oldu ve kuraklık meydana geldi. Öte yandan yoksulluk, pandemi ile birlikte çok daha derinleşti. İzmir Tarımı ile attığımız adımlar, bu iki sorunla mücadelede somut çözümler sunuyor ve Türkiye’de ilk defa döngüsel bir tarım ekonomisi inşa ediyor.
Döngüsel ekonominin diğer bir ayağında, katı atıklardan elektrik üreten sistemleri il genelinde yaygınlaştırıyoruz. Çöpü bir atık değil, ekonomik bir kaynak olarak değerlendiriyoruz.
Son uygulama başlığımız, İzmir’deki kırsal alan ile metropol alanı arasındaki kültürel bağlantıları güçlendirme hedefimiz. Şehir merkezinden kırsal alanlara uzanan beş İzMiras Rotası, bunun en önemli örneklerinden biri. Bu rotaları inşa ederek, şehir merkeziyle kırsal alanın kültürü arasında bağ kurmayı ve sosyal açıdan birbirinden kopuk farklı mahalleleri birbiriyle buluşturmayı hedefliyoruz. Şehir içerisinde yürüyüş ve dinlenme alanlarını çoğaltarak mahalle kültürümüzü yeniden tesis ediyoruz. Kenti, yeşil koridorlarla kesintisiz olarak kırsal alana bağlıyoruz.“
“KENDİMİZİ YENİDEN PLANLAMAK ZORUNDAYIZ”
Küresel iklim krizinin önümüzdeki yıllarda neden olacağı felaketlere karşı bugünden tedbir almanın önemine dikkat çeken Başkan Soyer, görev süresi boyunca hayata geçirilmesini planladığı stratejik planların temelinde bu hususun yattığını hatırlattı ve "Dünya Ekonomik Forumu 2021 Küresel Riskler Raporu’na göre, önümüzdeki on yılda insanlığın karşılaşacağı en büyük beş riskin dördü, iklim krizi ve doğayla ilgili. Dünyadaki bu gidişatı öngörerek İzmir’in doğayla uyumlu yaşamın örnek şehirlerinden biri olmasını, 2020-2024 stratejik planımızdaki yedi stratejik amaçtan biri olarak tarif ettik. Yeşil altyapıyı; tıpkı yol, kanalizasyon ve suya erişim gibi en temel vatandaşlık haklarından biri olarak tanımladık. Kuraklık, ne zaman ne kadar yağmurun yağıyla ilgili bir sorun değil sadece. On yılların sonucunda ortaya çıkan bir sorun. İklim krizinin, çok daha derin kökleri var. Bu nedenle bizim artık kendimizi yeniden planlamak zorundayız. Kıt su varlığının giderek azaldığı gerçeğiyle yüzleşerek, döngüsel bir ekonomi geliştirmek mecburiyetindeyiz. 2020 sonunda İzmir Büyükşehir Meclisi’nde onaylanan İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı ve“Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı çalışmalarını tamamladık. İklim Eylem Planı ile belediyemizin tarafı olduğu Başkanlar Sözleşmesi kapsamında ve AB'nin Paris İklim Anlaşması niyet beyanına uygun biçimde, İzmir’de 2030 yılına kadar sera gazını yüzde 40 azaltmayı hedefliyoruz. İzmir Yeşil Şehir Eylem Planı ise, gururla ifade etmeliyim ki Türkiye’de ilk defa İzmir için hazırlandı. Bu iki planın özeti mahiyetinde olan Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejimiz, İzmir’in bu alandaki tüm eylemlerini bütünleştiren bir ufuk tarif ediyor ve 25 yenilikçi proje örneği sunuyor. Bu projelerin çok daha fazlası, Yeşil Şehir Eylem Planı ve İklim Eylem Planı’mızda yer alıyor“ diye konuştu.
“ÜLKEMİZE İLHAM VERMESİNİ DİLİYORUM“
Başkan Soyer, tüm çalışmaların sonucuna 3 noktaya varmayı hedeflediklerini aktardı ve sözlerini şu şekilde sonlandırdı; Doğal afetlere dirençli bir şehir olmak, refahı artırmak ve adil paylaşımını sağlamak ve biyolojik çeşitliliği korumak. Dünyada hiçbir şey, kendiliğinden daha güzel bir hale gelmeyecek. Şayet dünyamız, ülkemiz ve şehirlerimiz daha iyi yönde değişecekse biz bunu dişimizle, tırnaklarımızla, tüm engellere rağmen koruduğumuz kararlı duruşumuzla başaracağız. Her şey önce hayal etmekle başlar. Doğayla uyumlu ve adil şehirlerin inşası ancak hayal edebilme gücünü koruyan ruhların birbirine kenetlenmesiyle mümkün. Burada yapmaya çalıştığımız da, tam böyle bir şey. Dünyanın yeni şehirlerini tasarlamak için yola çıkmak. Yol üzerinde, daha güzel bir dünya hayalini yaşayan ve yaşatan herkesle buluşarak çoğalmak ve tek yürek olmak. İzmir’de doğayla uyumlu bir yaşam sürmek için attığımız adımların İzmir’e ülkemize ilham vermesini diliyorum.“
Yorum Yazın