Büyükşehir binası yıkımı yargıya taşınıyor!

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- 30 Ekim 2020’de meydana gelen 6.9 şiddetindeki depremde hafif ve orta dereceli hasar gören İzmir Büyükşehir Belediyesi Ana Hizmet Binasının yıkım kararı kentte tartışmalara neden olmuştu.

TMMOB’ye bağlı odalarla İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni karşı karşıya getirmişti. TMMOB’ye bağlı odalar, binanın tarihi değerleri de gözetilerek yıkılmaması güçlendirilmesi önerisinde bulunurken diğer yandan Soyer, “2022 yılının başında binayı yıkacağız” demişti.

1982 yılından bu yana kullanılan simge yapının yıkım işi ihalesinin tamamlanmasını ardından geçtiğimiz hafta yıkım işlemlerine başlanmıştı.  

Yıkımın başlamasının ardından bugün TMMOB’ye bağlı Mimarlar Odası İzmir Şubesi simge yapının yıkımına ilişkin basın açıklaması düzenledi.

KAHRAMAN: RAPOR ‘GÜÇLENDİRİLEMEZ DEMİYOR

Daha önce yıkım konusuna birçok kez dikkat çektiklerini ifade ederek konuşmasına başlayan İzmir Mimarlar Odası Başkanı İlker Kahraman, bina için hazırlana raporun içeriğine dikkat çekti ve “Bu konuyla ilgili 6 defa basın açıklaması yaptık. Bu 7. Biz unutmadık ve unutmayacağız. Bunun çok yanlış bir karar olduğunu düşünüyoruz. Biz yerinde geziler ve incelemeler yaptık. Aslında sürece hakim olduğumuzdan eminiz. Yapının da korunması gereken bir kültür varlığı olduğunu hala düşünüyoruz. Her ne kadar kurul aksi yönde karar vermiş olsa da. Bu yapı, kent belliğinden ve İzmir’den alınıyor. Bir rapor hazırlandı. Bu rapor mecliste oy birliğiyle geçti. Raporda güçlendirme kelimesi 309 kez geçiyor. Yani rapor, ‘Bu yapı güçlendirilemez’ demiyor. Rapor kamuoyunda tartışıldığı gibi bina yıkılsın ya da güçlendirilemez gibi yargılar vermiyor. Rapor, güçlendirmenin  mümkün olduğunu söylüyor” dedi.

“DANIŞMA KURULU KARARINA DA UYULMADI”

Kahraman karar alınırken Büyükşehir tarafından oluşturulan Danışma Kurulu kararına da uyulmadığını belirtti ve “Biz en önemi kentsel kamusal alan olarak gördüğümüz Konak Meydanı için koruma varlığı için kabul edilmesi adına bir başvuruda bulunduk ancak reddedildi. Biz konuyu yargıya taşıyoruz. Bu kentin simge yapılarından birisi Biz de kültür mirası olduğunu söyleyip yıkılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Bu konuda en doğru kara mimarlar odasından çıkar. İBB, biz bir danışma kurulu oluşturacağız dedi ama bu kurulda mimarlar odasından hiç kimse yer almıyor. Danışma Kurulu aslında yapının korunması yönünde görüş belirttiler. Danışma Kurulu’nun kararı yıkıma yönelik olmamasına rağmen belediyemiz yıkılması için karara vardı. Biz güçlendirerek yeniden kullanılabileceğini söyledik. Bunun için de bir yarışma açtık” diye konuştu.

“BASMANE ÇUKURU’NA BENZEYEN BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYA KALACAĞIZ”

Binanın kent açısından yerel yönetimlerin de mimari bir simgesi olduğunu ifade eden Kahraman, ayrıca yıkım sonrasında alanın nasıl değerlendirileceğine ilişkin de belirsizlikler olduğunun altını çizdi ve “Bu bina ortadan kalktığında sadece merkezi hükümete ait binalar İzmir’i temsil edecek. Yerel yönetime ait sadece İZSU binası olacak. Biz bunun altını çizmek istiyoruz ve yeterince farkında varılmadığını düşünüyoruz. Binanın yıkımı başlandı. Ne yapılacak? Kimse bilmiyor. Ne yapılacağını bilmeden neden yapıyoruz? Bu bize çok anlamsız geliyor. Şöyle bir durum da var. Siz bu binayı yıktıktan sonra yerine yenisini yapabilecek misiniz? Bu binanın olduğu alanda 5 binacık var. 4 tanesi az hasarlı, biri ise orta hasarlı. Bu bina İzmir’deki tek az-orta hasarlı bina. Biz az hasarlı olan binayı yıkıyor Bu ne demek? İzmirli binan az hasarlı olsa da yık. Çünkü sallanıyor. Bak biz yıkıyoruz demek. Belki Büyükşehir’in parası vardır ama vatandaşın yok. Bu binanın altında pek çok kazık temeller var. 3 metrelik temel var. Onun altında kazıklar var. Onlar da çok uzun mesafeler alıyor. Siz bu kazıkları çıkarmadan yeni bina yapamazsınız. Çıkarmak isterseniz büyük meşakkat. Siz buraya yapılacak yeni binanın maliyetini çıkardınız mı? Göreceksiniz Basmane Çukuruna benzer bir tabloyla karşı karşıya kalacağız. Bizim bildiğimiz belediye yıkmaz yapar. Ama burada tersini görüyoruz. Eğer Büyükşehir buradaki kazıkların çıkarmanın maliyetini hesapladıysa bize de söylesin. Çünkü güçlendirme çok maliyetli diyorlardı. Peki bunun maliyeti ne? Ayrıca Kemeraltı... Büyükşehir belediyesi binası Kemeraltı’na destek veriyordu. Bina yıkıldığında Kemeraltı da olumsuz etkilenecek. Ayrıca yeni bina nereye yapılacak? Bunlar öngörüldü mü? Biz bunları sorup cevaplarını istiyoruz” ifadelerini kullandı.

YILDIRIM: YIKILAN DEMOKRASİ KÜLTÜRÜDÜR

Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Bakan Yardımcısı Uğur Yıldırım ise şunları söyledi; “Biz yıkım kararının altından sosyal medyadan 5 soru sorduk ve hiçbirine yanıt verilmedi. Siz az hasarlı binanın yıkımına nasıl karar verdiniz? Buradaki korunmak istenen hem büyükşehir hizmet binası hem de İzmir’in demokrasi kültürü. Bu konuda mimarlar odası ve bir meslek grubu yok sayıldı. Aslında kendi kurduğu danışma kurulunun kararına dahi uymayan bir belediye görüyoruz. Yıkılan demokrasi kültürüdür.”

KAHRAMAN: YIKIMDAN SONRA KIYI KENAR KANUNUNA TABİİ OLACAK

Binanın “ısrarlı yıkım kararının” perde arkasında ne yattığı sorusunu da yanıtlayan Kahraman, “Biz çözemedik. O nedenle bize çok ilginç geliyor. Neden olduğunu anlamış değiliz. Bu çok özel bir binadır. Güçlendirilme örnekleri var. Bunu etrafında bir sürü bina var. Bun binalar da aynı zeminde ve aynı durumdalar. Yıkıyorsak hepsini yıkalım” dedi.

Yıkım konusunda ısrarın arkasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kente bir belediye hizmet binası bırakma isteğinin yatıp yatmadığı konusunda da değerlendirme yapan Kahraman, “Yatamaz. Buradan kıyı kenar çizgisi geçiyor. Burada izin alıp bir bina yapabilmeniz için buraya eski bina kadar büyük bir bina yapamaz. Çünkü kıyı kenar kanununa tabi olacak. Biz de bilemiyoruz neler yapılmak isteniyor. Eleye eleye biz de bulacağız” diye konuştu.

KAHRAMAN: TMSF İNSAFA GELİR DİYE YAPILIYORSA…

Yıkım kararının arkasında Büyükşehir’in Basmane Çukuru’nu alma planlarının yatıp yatmadığı sorusunu da yanıtlayan Kahraman, “Nasıl bir karar uygulanacak bilmiyoruz. Burası yıkıldığında TMSF insafa gelip ‘Burayı yıktınız bari Basmane Çukuru’nu verelim’ diyerek insafa geleceğini düşünüyorlarsa bu olmaz. Burası aslında kamusal bir alan ve fuarın parçası olarak düşünülmeli. Bu söylendi. Buraya yapılmak istenen projelerin büyüklüklerini ve şehre getirecekleri yükü söylüyoruz. Eper bu yıkım o proje için yapılıyorsa yapılmasın”