CHP Buca aday adayı İmam sessizliğini bozdu
İmam: ‘Vefa, benim için hayatımın ve yaşadığım kimliğimin ilk prensibidir. Ancak vefalı olmak, İzmir’de efsane olarak anılan Rahmetli Ahmet Piriştina’nın adını yaşatmaksa; bu bir ilçenin kaderiyle oynamak asla olmamalıdır.’
- Ege Postası
- 20.02.2014 - 11:52
BUCA’DAKİ ADAY TERCİHİ BİZİ KAYGILANDIRDI
Türkiye üç seçimi üst üste yaşayacak. Yerel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimler. Bu üç seçimde kendi içlerinde birbirlerinden bağımsız görünse de, bir birini tamamlayan neo-liberal gericiliğin kurumsallaştırılacağı, yoksulluğun, yoksunluğun, baskı ve şiddetin olağanlaştırılacağı ve hayata geçirileceği bir süreçtir. Böylesi bir süreçte yapılacak yerel seçimler sadece yerel seçim olarak değerlendirilemez. Genel siyasal ekonomik ve sosyal politikaların alternatifsiz uygulamaya sokulacağı böylesi bir süreçte CHP, gerçek bir sol seçeneği ortaya çıkararak örgütlenmelidir. 17 Aralık yolsuzluk operasyonları süreci sonrası yeni siyasal mühendisliklerle, neo-liberal gerici alternatiflerin egemenler tarafından şekillendirildiği gördüğümüz süreçte. CHP’de Yerel Yönetim Seçimleri nedeniyle partimizin aday belirleme sürecindeki yaklaşımı ve Buca tercihi bizleri kaygılandırmıştır.
ALTI OKU GURURLA TAŞIDIK
Biz bu kentin aydınlık geleceği için bir araya gelen birbirinden değerli Cumhuriyet Halk Partiliyiz. On aydır mahalle mahalle, kahve kahve toplantılar yaptık. Çeşitli etkinlikler düzenledik. Yurttaşlarımızın elini sıkıp önerilerini dinledik projelerimizi anlattık. Buca’da, düğününden-cenazesine, pazarından kahvesine, okulundan hastanesine hep yanında olduğumuz Bucalının mutlu geleceği adına 7/24 çalıştık. Hayallerimizi gerçekleştirmek nasıl Belediye Başkanlığı yapılacağını sergilemek için Belediye başkan aday adayı olarak bir yolculuğa çıktık. Yolun engebeli halini, sabır gerektiren zorluklarını biliyorduk elbette Partimizin yerel yönetim politikalarını yeni başarılarla taçlandırmak adına bir hedef koyduk. Ülkemizin yarınları için tek umut olarak gördüğümüz Cumhuriyet Halk Partimizin ALTI OK’unu sadece yakamızda değil, kurduğumuz seçim bürolarında, bastırdığımız broşürde, dolaştığımız evlerde ve caddelerde ziyaretlerimizde ONURLA TAŞIDIK…
Tıpkı bundan sonra taşımaya devam edeceğimiz gibi.
Bu onuru taşımanın bir emeğe dayandığını, sadakatin vazgeçilmezliğini, vefanın olmazsa olmaz olduğunu idrak ederek; ekip arkadaşlarımla hep aynı amaca ulaşma gayretinde olduk:
Bizler sadece iktidarla yetinecek bir araya gelen insanlar değiliz. Mutlaka çok önemli isler yapacaktık. İnsana, doğaya saygılı bir kent yaratacaktık. Halkın her aşamada yönetime katılacağı bir süreç yaşatacaktık. Buca halkı buna çok istekli. Yeter ki uygun kanallar açılsaydı. Bucalı'ya ilçenin sorunlarını ve çözüm yollarını sorun. Aldığınız yanıt sizi de tatmin edecek. Çünkü Bucalılar genlerine işlemiş biçimde kendileri ve etrafında olup bitenle ilgileniyor, o meseleler hakkında söz söyleyip eyleme geçebiliyorlar. Yaratmak istediğimiz anlayış geleneksel kafa ile sadece yönetilecek bir topluluk isteyenlerin hoşlanmadığı bir durum.
GENEL BAŞKAN’A ÇOK GÜVENMİŞTİK
Bizler 2010 referandum seçiminde, 2011 Genel Seçimlerinde çalışarak partimizin sorun tespitlerini ve de çözüm önermelerini ortaya koymuştuk. Umutla inançla ve kararlılıkla yaptığımız çalışmalarda başta Genel Başkanımız ve kadrolarına çok güvenmiştik.
Ancak Aday belirlemede karar vericiler, irade koyamayarak kamuoyu ve bizlere verdikleri aday belirleme yöntemini uygulayamayarak tek adama teslim olmakla partinin adayı olarak açıklanan arkadaşımızla birlikte, Buca’da sorunlar yaşamamızın da kapısını aralaması bakımından bizleri tedirgin etmiştir. Genel Merkez tarafından aylardır aday belirleme kriterleri yok sayılarak İzmir’de bir yapının dayatmasıyla aday belirleme süreciyle bizler incitildik, yanıltıldık,aldatıldık ve gelecek endişesi taşımaya başladık.
Parti içersin de arkadaşlarımızla birlikte sürekli mücadelenin içerisinde olduk cesaretlendirildik. Uzun yıllardır hiçbir çıkar gözetmeksizin sadece toplumsal kaygılar nedeniyle verilen mücadelede büyük bir emek var ve bu emek yok sayıldı yaratılan umutlar söndürüldü. Adalet isteyenlerin ellerine imkan verildiğinde nasıl adaletsiz davrandıkları emeğe saygı göstermedikleri yaptıkları tutum ve davranışları göstermiştir.
2004’TE YAŞADIĞIMIZ TECRÜBE
Vefa, benim için hayatımın ve yaşadığım kimliğimin ilk prensibidir. Ancak vefalı olmak, İzmir’de efsane olarak anılan Rahmetli Ahmet Piriştina’nın adını yaşatmaksa; bu bir ilçenin kaderiyle oynamak asla olmamalıdır.
Doğum yeri, babasının doğum yeri; partimizce açıklanacak bir aday için o ilçeyle kurulan tek organik bağ olacaksa, bu hem partimize hem de çocuklarımızın geleceğine yazık etmektir.
Bu tercih, Bucalının geleceğine de vefasızlık olarak sorgulanmalıdır.
ÇÜNKÜ bizleri kaygılandıran, benim için 2004 yılında yaşadığım tecrübeyle sabittir.
Şimdi sene 2014… Bizim “kader seçimleri” dediğimiz, hele 17 Aralık sürecinden sonra “sandık çözer” dediğimiz arınma süreci olacak Mart 2014 YEREL SEÇİMİ, tercihler anlamında sıkıntılı bir dönemin adı haline gelmiştir. Sıkıntı, partimizin “vefa damarı”nın, bir ilçenin geleceğini rantçı-tepeden inmeci belediyecilik örneklerine sahip AKP iktidarına terk etme riskinin belirginleşmesi adına BUCA’da kabarmasıdır!... Biz partimizin olduğu kadar çocuklarımızın, torunlarımızın, öğrencilerimizin, kadınlarımızın, gençlerimizin kazanmasını; Buca’nın yeni bir karanlık döneme teslim olmamasını istiyoruz. Bugün Bucanın tarihini değiştirenler kendi gelecek tarihlerini değiştirdiklerinin farkında değiller. Kentimizin gelecek projesi olarak gördüğümüz Yerel seçimler yolculuğunda bana destek ve güç veren YOL ARKADAŞLARIMA sonsuz teşekkürlerimi sunar, sağlık mutluluk ve başarılar dilerim.
Yorum Yazın