CHP İzmir'de Alaattin Yüksel'e 'Özel' konuk!
CHP Grup Başkanvekili Özel, Urla Belediye Başkanı Uyar ve Urla İlçe Başkanı Ahmet Yalaz, İl Başkanı Yüksel’i ziyaret etti. Özel ziyarette Özel Urla Villaları, Balıklıova ve et fiyatları konusunda önemli açıklamalar yaptı. CHP Grup Başkanvekili, İzmir İl Başkanı Yüksel'i ziyaret etti
- Ege Postası
- 12.02.2016 - 16:41
İl Başkanı Yüksel, AK Parti İl Başkanı Bülent Delican’ın ardından CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’i ağırladı. Grup Başkanvekili Özel’e CHP PM Üyesi Mustafa Moroğlu da eşlik ederken ziyaret Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ve Urla İlçe Başkanı Ahmet Bahri Yalaz il başkanlığı ziyaretiyle çakışınca Yüksel başkanları da Özel ile birlikte ağırladı.
Toplantıda basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel, Urla villaları, Balıklıova’daki yıkım ve ülke gündeminin önemli maddesi et fiyatları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Ziyaretle ilgili konuşan Özel, “Aileden biri ev taşıdığında ev tebrikine en son kardeşler gider bizim durumumuz da böyle oldu. Alaattin Yüksel hem Manisa’da olması hem siyasete niyetlendiğim ilk günlerde beni yüreklendiren ve siyasi büyüklerimizle tanıştıran kişi olması sebebiyle, siyasette deyim yerindeyse önümü açan kişilerden biridir. İzmir'de il başkanlığı için adı geçtiğinde çok heyecanlanmıştım. Manisa'da 1970'lerde gençlik kolları başkanlığından tanınan Alaattin Yüksel'in İzmir'de il başkanı olduğu duyulunca 35 sene aradan sonra biz Manisalılar Alaattin beyin oğlu mu torunumu acaba diye sevindik. Başkanın en önemli özelliği her yaşta genç ve dinamik bir siyaset izliyor. Biz CHP içinde onunla yaptığımız her sohbette zihnimizin açıldığını hissediyoruz. Hem genç, hem özgürlükçü ve Türkiye'yi kucaklayabilen bakış açısı bizi her zaman doğru yönlendirdi. Mustafa Moroğlu'da PM'de bizi temsil etmesinden keyif aldığımız bir büyüğümüz…” ifadelerini kullandı.
‘NASIL YÖNETECEKSİNİZ'’ SORUSUNUN CEVABI İZMİR!
AK Parti’nin geçen dönem topla tüfekle üstlerine geldiklerini söyleyen Özel, “İzmir kendine yapılan haksız hukuksuz saldırılara süreç boyunca çizgisini, üslubunu bozmadan hukuka adalete inanarak mücadele verdi. CHP iktidar namzedi bir parti olarak bu ülkenin kurtuluşunda, kuruluşunda, 1970'lerde devrimlerle övünebilir. ama ‘güncel olarak nasıl yöneteceksiniz’ sorusuna cevabı İzmir'deki pırıl pırıl belediyelerimiz örnek bir hizmetle cevap veriyor. Bir hizmetin yapılması kadar görünür kılınmasının de önemli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda İl Başkanı Alaattin Yüksel en önemli güvencemiz. İzmir'deki belediyelerimizle, belediye bizde olsun olmasın tüm örgütlerimizle gurur duyuyoruz. Çıtanın İzmir'in kendisi tarafından yükseltilmesini de memnuniyetle takip ediyoruz” dedi.
ÖRGÜT-BELEDİYE BERABER ÇALIŞIYORUZ
Sibel Uyar da, il başkanlığına yaptığı bu ziyarette böyle bir tesadüfün olmasından duydukları mutluluğu ifade ederek, “CHP'li bir Belediye başkanı olarak örgüt ve belediye ile beraber iyi çalışmalar yapmaya çalışıyoruz. Hayırlı olsun” diye konuştu.
SİYASETTE GENÇLEŞMEYE ÖNEM VERİYORUZ
CHP İl Başkanı Yüksel ise Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar ve CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in yaptığı ziyaret için teşekkür ederken, “Grup Başkanvekilimiz Ege’den, Manisa topraklarından yetişen parlak bir siyasetçi. Bu topraklar iyi siyasetçi yetiştiriyor. Her zaman Türkiye’nin kaderinde etkili oluyorlar. Biz de kongreleri, kurultayı yaptık. Kurultayda, Parti Meclisi'nde İzmir olarak önemli bir temsil gücüne eriştik. MYK'da genel başkanımız, grup sözcümüz İzmir milletvekili. Genel sekreterimiz İzmirli. Güçlü temsil ediliyoruz. Partinin 3 grup başkan vekilinden biri olan Özgür Özel de Manisalı. Hemşehrim, dostum, arkadaşım. Siyasette gençleşmeye önem veriyoruz. Parlamentoda çalışırken yine Özgür Özel'lerin genç siyasetçiler takımı vardı. Geritokrasi sorununu masaya yatırıyorlar. Bu önemli. Ama sadece gençlik yetmiyor, bilmek de gerekiyor. Özgür bey bu iki değeri de taşıdığı için başarılı oluyor. Bu açıdan Türkiye'nin geleceğinde Özgür Özel'in çok önemli bir yerde olacağına inanıyorum. Bugün de önemli bir koltukta yer alıyor, partinin Türkiye'de önemli iktidar alternatifine dönüşmesinde en önemli pozisyonlardan birinde bulunuyor. İzmir olarak sağ olsun yerel yönetimlerimiz kaldıraç olacaktır, referans olacaktır. CHP'nin Türkiye'yi nasıl yöneteceği sorusunun yanıtı olacaktır. Bu açıdan yerel yönetimlerimiz, belediyelerimiz bunun bilincinde çalışıyorlar” ifadelerini kullandı.
YIKIM İÇİN ÇALIŞMALAR SÜRECEK
Basın mensuplarının Balıklıova'da yapılan yıkımlar konusunda Genel Merkez’in tavrını sorması üzerine ilk olarak İl Başkanı Alaattin Yüksel açıklama yaptı. Yüksel, daha önce Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar, İlçe Başkanı Ahmet Bahri Yalaz, YDK Üyesi Şehrazat Mercan ve Konak Belediye Başkanı Avukat Sema Pekdaş’ın katılımıyla toplantı yaptıklarını dile getirdi.
Yıkımlarla ilgili değerlendirme yaptıklarını söyleyen Yüksel, “Burada yıkılan 72 çadır-konut arası bir şeyi değerlendirdik. Orayı 98 senesinde muhtar, plajın üzerinde 4 kişiye çadır kurmaları için kiralıyor sonra bu zamana kadar sayı 72'ye çıkıyor. Çadır ya da karavan için izin verilen bu yere karavanı üzerine ev, çatı yapılmış, tam bir gecekonduya dönüşmüş. Bunu, o toplantıda yıkım kararının çok önceden çıktığını, Danıştay'a itiraz ettiklerini, temyize götürdüklerini ve Danıştay’ın reddedildiğini evraklarla gördük. Buna rağmen orada ilçe başkanımıza "Biz bu halk için siyaset yapıyoruz. Hukuki kararlar geçerli, doğru olabilir ama halka karşı bir sorumluluğumuz var. ‘Sen Urla ilçe başkanı olarak siyaseten ne diyorsun. Oradaki insanlar o yörenin insanları mıdı? Onların kış kıyamette yıkılması halinde görecekleri zarar nedi? Sokakta mı kalacakla? Böyle şeyler varsa siyaseten karşı çıkalım’ dedim. Oda oradaki durumu incelediğini köylülerle bu yapıların bir ilişkisi olmadığını, Balıklıovalı köylülerinin şikayetçi oluklarını, yazın oradan denize girmelerini engellediğini bu yüzden halkın bu yıkım doğrultusunda talebi olduğunu söyledi. Yıkım aşamasında da başkanımız yerinde incelemelerde bulundu. Orada 5 hanede yaşayan insanların mağdur olabileceğini görünce ev kiraladı, kiralarını ödüyor. Onların taşınmasına yardımcı oldu. Sokakta kalan kimse yok. Bu yıkım kumsalın üzerinde yapılmış barakaların yıkımıdır, başka bir şey de değildir. O toplantının aslında villalar ve RES şeklinde 3 konusu vardı. Ben RES için daha çok ilgi rica ediyorum. Biz yenilenebilir enerjiyi destekleyen bir politika izliyoruz. Ama bunun uygun yerde yapılması koşuluyla. Ormanın içine yapıp genç çam ormanını talan etmek doğa katliamıdır. Yerinde inceledik. Kararımızı hemen verdik ve ertesi gün yıkım alanına gittik ve kesimleri durdurduk. Makinalar biz gidince alandan çıktı. Orman talanı devam edecek gibi görünüyor. Villalar konusunda ise orada bulunan YDK Üyemiz Baro Çevre Komisyonu Üyemiz Şehrazat Mercan, Çevre Şehircilik Müdürlüğü’ne bir dava açmıştı. Kazanılmış bir dava bu. Yıkım kararı var. Ancak hala gerekçeli karar mahkeme tarafından yazılmadı. Avukatın eline geçtiğinde bu doğrultuda yazı yazılacak. Gereğinin yapılması için, yıkım için aşamalar sürdürülecek” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özel ise konuyla ilgili olarak, “Barakaların yıkımı gündeme geldiğinde, Urla Villaları’yla ilişkilendirerek bu alan iktidar tarafından bir istismar alanı haline getirildi. Genel merkez olarak bu konunun enine boyuna araştırılacağının, hukuka aykırılığının olmayacağının sözünü vermiştik. Ortak akıl vicdan, karar önemli. Bir çalışma yapıldı. Bir yandan da halktan da iki yönlü telefonlar geldi. Süzüldüğünde ortaya çıkan meselenin aslında muhtarın gelir elde etmek üzere çadır yeri kiralaması sonrası fiili işgale, baraka denilecek yapılara dönüştüğünü gördük. Oradan kaldırılması için kamu görevi var. Sona ermiş mahkeme kararının hukuka tam uygun bir karar olduğunu gördük. Bir yandan da kamu ve halkın menfaati için, Balıklıovalıların bu işgalin sona ermesi, oralarda sosyal alanların çıkması için genel bir talepleri olduğunu gördük. Yerel yönetimlerden sorumlu bir önceki Genel Başkan Yardımcımız Veli Ağbaba ve yeni göreve gelen Seyit Torun bu konuyu yakından takip ettiler. Bir belediye başkanının örgütü ve halkıyla koordineli krizi nasıl yöneteceğine ve vicdanların nasıl rahatlayacağına iyi bir örnek oldu. Bu örneğin takip edilmesini ümit ederiz” diye konuştu.
BELEDİYEMİZ ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPACAK
Urla Villaları’nın sorulması üzerine de konuşan Özel, “Kamuoyunda Urla villaları olarak bilinen, Sayın Cumhurbaşkanının da iki evinin olduğu, buraya zaman zaman kendisinin de geldiği ama son zamanlarda oradaki hukuki haksızlığın ortaya çıkmasıyla el ayak çektiği bu villalarda benzer bir hukuka uymayı, şeffaflığı Şehircilik İl Müdürlüğü'nden de bekliyoruz.
Orada da bütün hukuki yollar tükendi ve yıkım kararı verildi. Burada yapılması gereken iş bakanlığın tebligatı sonrası yıkım yapılması… Bununla ilgili valilikten bir ödenek yollanıyor. Geçmişte de ihale açılmıştı oradaki yıkım ihalesini kimseye göstermeden yapmayı başaran o günkü kaymakamın bugün iktidar partisi tarafından vali olarak ödüllendirdiğini biliyoruz. Yargı kararına uyulmasını bekliyoruz. Gerekçeli kararın taraflara verilmesi lazım, gecikme manidardır, takip ediyoruz. Yıkım konusunda ödenek tahsisi yapılacak ama bu kez Urla Belediye Başkanımız yıkacak kimseyi bulamama ihtimaline karşı belediye bu yıkımın yerine gelmesi adına ilgili il müdürlüğüne yardımda bulunacağını bildirdi. Belediyemiz kamuya ait olan bu alandaki işgalin kalkması için üzerine düşeni yapacak” dedi.
İKTİDAR PARTİSİ’NİN ÇARESİZLİĞİNİN GÖSTERGESİDİR
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in geçtiğimiz günlerde açıkladığı et fiyatlarıyla ilgili durumun sorulması üzerine Özel, “Aslında bu konuda bizim söyleyecek çok sözümüz var. 24. dönemde Tarım hayvancılık bakanlığı bütçesinde hayvancılık alanına yapılan yanlışları sık sık dile getirdik. Bunun eninde sonunda et fiyatlarında artışa yol açtığını, yurt dışından et ithalatıyla ilgili verilen kararların soruna pansuman ve tedbir olduğunu, ayrıca Türkiye'de hayvancılığın beline bir darbe olduğunu, esas meselenin doğru bir hükümet planıyla, hayvancılığın özellikle küçük üreticinin desteklenmesi ve Türkiye'de bu konuda atılması gereken adımların siyasi değil, bilimsel ve vicdani adımlar olması gerektiğini söylemiştik. Bu eleştirilerimize karşı iktidar partisi sürekli duyarsız kaldı. Et fiyatlarındaki astronomik artış üzüntü verici. Bunun sadece ekonomik bir başarısızlık olarak görmememiz lazım. Bugün Türkiye uzun süredir emeklilere verilen 100 lira zammı konuşuyor. Bu zammı alamayan emekli sandığı emeklilerinin isyanını konuşuyor. Alanlar ‘100 lira denmişti 83 lira yattı hesabını konuşuyor.’ Türkiye'de asgari ücretin 1300 TL yapılması ile ilgili CHP'nin önemli gayretinin altını çizelim. Kaşıkla verirken kepçeyle alan bir devlet sistemi var. Her alanda yapılan zamlar ortada. Kontrolden çıkmış olan et fiyatları var. Sayın başbakanın ‘ey CHP’ diyerek ülkenin 2. Cumhurbaşkanı'nın önemli bir diplomatik ve siyasi başarıyla Türkiye'yi 2. dünya savaşının dışında tutarken ordunun harp stoğu olarak ihtiyaç duyacağı et ve buğdayı sağlarken, o günkü karne uygulamalarını 2010'lu yıllardan eleştiri konusu yaparken, bugün et fiyatlarına Narh getirildiğinin ve doğu bloku ülkelerinde geçmiş dönemlerde yaşanan ve bugünkü iktidarın siyasi akrabalarının tartışma ve istismar alanı yaptığı böyle bir uygulama iktidar partisinin çaresizliğinin göstergesidir. Teknik olarak bu konuda deneyimli arkadaşlarımız yaptıkları çalışmalarla böyle bir denetimin piyasaya uygun olmadığını ortaya koyuyor. Geçtiğimiz dönemde benzer uygulamalara yeltenildiği her alanda kaçakçılığın ve kayıt dışılığın halk sağlığını tehdit eden, kaçak kesimleri ve diğer taraftan tağşişat denilen o fiyata söylenen ürünü satmak için ürün içeriğine konacak bir takım maddelerle halk sağlığının tehdit edildiği ve tüketicinin kandırıldığı tehlikeli bir uygulamadır. Devlet tarafından yapılması gereken besiciliğe, küçük ölçekte yok olmaya yüz tutan işletmelere doğrudan devlet desteği vermektir. Bu konuda hızlı bir şekilde toplumun tüm kesimlerinin katkılarının alınarak konuya kalıcı bir çözüm üretmek en doğrusudur. yoksa öyle Saraydan buyurmakla et fiyatları dondurulmuyor. Et fiyatını donduracağım demekle donsaydı desteklerdik. Ama bugün Türkiye'yi getirdikleri durum buna imkan tanımıyor. Ortaya çıkan bu durumdan doğrudan Bugünkü hükümet, iktidar partisi ve geçmiş dönemde iktidar olan şimdiki Cumhurbaşkanı sorumludur” ifadelerini kullandı.
BAKAN İTİRAF ETTİ
Yüksel ise dün İzmir’de açılan tarım fuarıyla ilgili olarak açılışta Tarım Komisyonu Üyesi Orjan Sarıbal’ın et fiyatları konusunda hükümetin ne yapması gerektiği ile bilgi aktaracağı fakat bakandan başka hiçbir milletvekilinin konuşmasına izin verilmediğini söyledi. Yüksel, “Dün bakan kendisinden başka milletvekiline konuşma yasağı getirmemiş olsaydı, kırmızı et konusunda devletin ne yapması gerektiğini anlatacaklardı. Eskiden bir CHP'li bir AKP'li vekil konuşurdu. Dün Bakanın yaptığı açıklamalarda etin fiyatı gizlidir. Siz 13 yıldır uyguladığını politikalarla bakanın da ağzından tarım arazilerini betonlaştırdık itirafını duydunuz. Uygulanan tarım politikalarıyla samanı ithal eder hale getirdiyseniz burada uyguladığınız hayvancılık politikalarıyla hayvan sayısını yarı yarıya indirdiyseniz kırmızı etin fiyatının bugün bu olması normal. Kasaplar 26 liraya alıp 28 liraya satıyorsa Oradan kalkıp "Kasap sen vurgun yapma" diye bağırmak yerine dönüp kendilerine bağırmaları gerekiyor” diye konuştu.
KOCAOĞLU’NA GİTTİLER
İl Başkanlığı’ndaki ziyaret sonrası heyete İl Başkanı Yüksel de katıldı ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu ziyaret için il binasından ayrıldılar.
Yorum Yazın