CHP İzmir'den Büyük Seçim Zirvesi!
Cumhuriyet Halk Partisi(CHP) yerel seçim ve cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını ve bundan sonra izlenecek yol haritasını İzmir’de düzenlenen konferansla masaya yatırdı.CHP İzmir İl Başkanlığı'nın düzenlediği konferansta CHP Genel Başkan Yardımcıları Sencer Ayata, Selin Sayek Böke ve Burhan Şenatalar önemli tespitler yaptı.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu,CHP`nin sloganı: “Dev Çınar Yeni Filiz” üzerinden parti içi mesajlar verdi.Konferansın açılış ve kapanış konuşmasına imza atan İl Başkanı Ali Engin, İzmir'de başarılı olduklarını ifade etti.
- Ege Postası
- 10.10.2014 - 11:26
ENGİN: İZMİR’DE ÖNEMLİ BİR BAŞARI ELDE ETTİK
Üç oturumda gerçekleştirilen konferansın açılış konuşmasını yapan CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin yaptığı konuşmada, yerel seçim sürecine değindi. Engin, “Bu toplantı ‘Biz nerede hata yaptık'’ toplantısı değildir. Biz yerel seçimlerin ardından toplantılarda, parti içi toplantılarda bu eksikleri tartışıyoruz. Burada akademisyenler var. Sadece CHP’nin eksikleri üzerinden değerlendirme yapmak yanlış olur. CHP olarak İzmir’de yerel ve genel seçim geçirdik. 30 ilçemizin 22 ilçesini CHP’li başkanlar kazandı. Urla ve Konak’ta kadın belediye başkanlarımız ve genç kadromuz var. Tecrübeli bir Büyükşehir Belediye başkanlığı liderliğinde yürüyen ilçe belediye başkanları ve deneyimli bir il yönetimi var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yükün büyük bölümünü CHP aldı. İzmir’de önemli bir başarı elde ettik. İzmir, Türkiye’nin birçok yerinden gelen insanların barış içinde yaşadığı, Cumhuriyet ve Atatürk’e sahip çıktıkları, inançların bir arada bulunduğu bir kent. İyi ki burada yaşıyoruz” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, bir siyasi parti seçmen davranışındaki değişimleri ne kadar iyi anlarsa seçmenin taleplerini ne kadar iyi değerlendirirse siyasi hedefine ulaşması o ölçüde başarılı olacağını anlattı.
“OY KAZANMAK ASLANIN AĞZINDA”
Sosyoloji Profesörü olan Ayata, 2000’li yıllarda siyasi arenaya dört siyasi partinin yerleştiğini, AK Parti ve CHP’nin oylarının toplamının yüzde 70’in altına düşmediğini belirterek, MHP ve HDP oylarının da sağlam bir temele oturmaya başladığına dikkat çekti. Seçmenin en az yüzde 15’inin ‘bana parti fark etmez. Söylemlere bakarım ona göre karar veririm’ dediğini, yüzde 30’un da ‘ben bu partiye oy veririm ama başka parti kurulsa giderim’ yaklaşımı sergilediğini anlattı.
“EĞİTİM ARTTIKÇA CHP OYLARI ARTIYOR”
Sosyolog Ayata, şöyle konuştu:
“Bundan sonra oy kazanmak aslanın ağzında. Her seçimde partiye bağlılık artıyor. Büyük hayale kapılmamak lazım. Bu da yarışın ne kadar rekabete dayalı olduğunu gösteriyor. Partilerin siyasi söylemleri örgütlerin çalışması önemli ama mademki oylarını değiştirebileceğini söyleyen bu kadar küçük bir kitleden söz ediyoruz. O zaman bu kitleyi çok ayrıntılı olarak tanımlamamız gerekiyor. Lise mezunları arasında AKP yüzde 40, CHP yüzde 34. Üniversite mezunları arasında AKP yüzde 30, CHP yüzde 40’ın üzerinde, AKP ilkokul ve altında yüzde 65- 70 seviyesinde. CHP oylarının yüzde 60’ını lise ve üniversite mezunlarından alıyor. Eğitim arttıkça CHP oyları artıyor. Biz zaten eğitimli kesimden oy alıyoruz. Son seçimlerde lise ve üniversite mezunları yüzde 32 idi. Önümüzdeki seçimde lise ve üniversite mezunu seçmen yüzde 40’ın üzerine çıkacak.”
“EĞİTİMLİ VE ÇALIŞAN KADIN CHP’YE OY VERİYOR”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Ayata, CHP’nin eğitimli ve çalışan kadınlardan, sosyoekonomik gelir düzeyi yüksek kesimden ve kentte 20 yılı aşkın süredir oturanlardan oy aldığını dile getirerek, şöyle konuştu:
“AKP kadınlarda kuvvetli. Çok yüksek kadın oyu var. Hangi kadınlar bunlar, eğitim düzeyi düşük işgücü piyasasına katılmayan kesim. Kadın çalışınca işgücü piyasasına katılınca birince parti CHP oluyor. Genç kuşakta iki kadından biri lise mezunu. Buna dikkat etmeliyiz. Kentte kalma süresi 20 yılı düşünce kentlileşme oranı oyları değiştiriyor. Kentte daha uzun süre kalanlar arasında CHP oyları artıyor. Bir ilçede sosyoekonomik gelir düzeyi yükselttikçe CHP oyları artıyor. Bize ‘sahil partisi’ diyorlar. Seçmenlerin yüzde 33’ü Marmara Bölgesi yaşıyor. Ege’de yüzde 13, Akdeniz’de yüzde 12. ‘Biz kıyılar partiyi olduk eğitimliler partisi olduk’ diyoruz. Bunlar bizim önemli ölçüde değerlendirme hatası yapmamıza neden oluyor. Çünkü nüfus kıyılarda yaşıyor.”
“SAĞI İYİ YORUMLAMALIYIZ”
Prof. Dr. Ayata, CHP’nin sağa kaydığı yönündeki eleştirilere de değinerek, din ve milliyetçilik değerlerine vurgu yapıyor. Ayata, “AKP dindarlık, milliyetçilik ve muhafazakarlık. AKP merkezden sağdan oy alıyor. Partide çok konuşulan sağa kayma konusu var. Bu sağa kaymayı çok iyi değerlendirmeliyiz. Sağ konusunu nasıl yorumlayacağız. Merkez sağ büyürken solun dışında kalan bir de merkez var. Sağı bir bütün olarak ele almamamız gerekir. Din ve milliyetçilik iki ana öğe. Sağın içinde milliyetçilik ve din ayrışıyor. Yaşam tarzı, değerler, giyim kuşam, cumhuriyete bağlılık konusunda milliyetçi sağ, dinci sağdan uzaklaşıyor. Manisa’ya gidin görün. Milliyetçi sağ daha genç, daha eğitimli. Bu kesim daha çok MHP’li. Bu kesimler üzerinde ayrıca durmak lazım. Merkez sağ oylar konusu var. 2002 yılı öncesinde merkez sağ partilere oy vermiş seçmenler. Bu seçmen dağıldı. CHP yüzde 5 oy aldı o kesimden. Eskiden merkez sağa oy verenler bugün koyu AKP’li oldu” dedi.
“BEYAZ YAKALILAR BİR HAZİNE”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayata, beyaz yakalıların sayısının hızla arttığını, bu kesimin CHP’ye ilgi duyduğunu, bu hazinenin iyi değerlendirilmesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti:
“Bizim partimizde deniyor ki ‘yüzde 40 oy oranını Ecevit yakaladı. Dağlara taşlara yazıldı’. O dönemin üzerine yapılan çalışmalar açıkça şunu gösteriyor. CHP gücünü o yükselen toplumsal gruplara dayandırdığı için oyları yükseliyor. Sendikalı işçi kesimi, çiftçi kesimi, üniversiteli sol eğitimli gençler. Günümüzde hangi toplum kesimleri yükseliyor. Yakın zaman kadar nüfusun ezici çoğunluğunu oluşturan esnaf, sanatkar ve çiftçi kesimi yüzde 30’a inmiş durumda. AKP’nin kalesi bunlar. Çalışanların üçte ikisi ücretli emek. CHP düzensiz çalışan kesimden düşük oy alıyor. Ücretli emek kategorisi içinde en hızlı büyüyen kesim beyaz yakalılar. Türkiye’de 700 bin öğretmen var. 300 bin atanamayan öğretmen var. 300 bin sözleşmeli öğretmen var. Beyaz yakalıların ilgisi CHP’ye. Oy oranımız yüzde 40’ı geçiyor beyaz yakalılar arasında. Beyaz yakalılar toplumun en hızlı büyüyen kesimi. CHP üzerine oturduğu bu hazinenin değerini çok iyi bilmeli. Tuzu kuruların partisi değiliz.”
“KALKINMACI PARTİ OLMALIYIZ”
Prof. Dr. Ayata, CHP’nin oylarını artırabilmesi için kalkınmacı olması gerektiğini belirterek, “CHP’nin en yüksek oya çıkması için nasıl bir farklılık olması gerekiyor. Tek bir konu eğer öyle olursa AKP’nin yaklaşık yüzde 15- 20’si ve MHP’nin tam yarısı CHP’ye oy verir. Nedir bu koşul. CHP’nin kalkınmacı parti olması. Eğitim, genç kadınlar, sosyoekonomik bakımdan gelişmiş ilçeler bunLarın hepsi CHP’nin kalkınmacı parti olmada önünü açıyor” dedi.
“BAŞARI VATANDAŞIN İKTİDARIN DEĞİL”
CHP Genel Başkan Yardımcısı iktisat doçenti Selin Sayek Böke, Hükümetin 2007 yılından bu yana ekonomi politikasının olmadığını öne sürerek, Orta Vadeli Programın masal olduğunu söyledi. Böke, 2002- 2006 yılları arasındaki büyümedeki artışın iktidarın başarısına değil vatandaşın vergisini düzenli ödemesine bağlı olduğunu ileri sürdü. Böke, şunları söyledi:
“Ekonomi daha iyi gidiyor başarı da buradan geliyor’ deniyor. Bunun büyük bir kısmı yanlış. Büyüme oranıyla AKP oy oranı arasında doğru orantı var. Geçen hafta Orta Vadeli Program (OVP) açıklandı. Tamamen masal, geleceğe dair temenniler. İktidarda olan bir partinin sadece iyi niyet sunması kabul edilebilir bir şey değil. 2007 yılından bu yana iyi niyet ve temenninin önüne geçmeyen bir politika var. 1990- 2000 yılına büyüme ortalama 3.4 . 2002-2006 yılda yüzde 7.2 büyümüş Türkiye. Benzeri ülkeler de yüzde 6.9 büyümüş. 2007-2013 döneminde büyüme yüzde 3.5. Bu dönem bize benzeyen ülkeler yavaşlamamış. Bize benzeyen ülkeler küresel kriz lanetini mucizeye çevirmişler ve yüzde 6 büyümüşler. 2002- 2006 yılında başarı var ama burada vergisini veren özverili bireyler var. Ekonomi programının içinde hesap verilebilir bir dizi reform sözü vardı. Şu anda yol haritası yok. OVP diye bize masal anlatılıyor. AKP’nin önemli başarılarından birinin ekonomi olduğu hala konuşuluyor. Çünkü 2002 yılında büyük bir krizin ardından geldi. Büyüme onların başarısı oldu. Siz, biz ödedik ama uygulayanın başarısı oldu. Daha önce gidilemeyen okula, hastaneye gitmeye imkan veren bir dizi politika uygulandı. Ama bu arada teknolojinin ve dünyanın da geliştiği göz ardı edildi.”
“UMUT VAAT EDEN BİR KALKINMA HAMLESİ YARATMALIYIZ”
CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke, CHP’nin Türkiye’nin geleceğe dair beklentilerine ortak olması gerektiğini şu anda ciddi bir ortak olamadığını dile getirerek, şunları söyledi:
“ Biz başarının ve başarısızlığın nereden geldiğini anlatamamışız. Son 10 yılı daha iyi anlatmalıyız ki başarıya başarı diyen eleştiren ama olumsuzlukta boğulmayan bir anlatım içinde olmalıyız. Geleceğe dair beklentilere ortak olmalıyız. Şu anda ciddi bir ortak değiliz. Umut vaat eden bir kalkınma hamlesi yaratmalıyız. Merkez Bankası bağımsız olmalı. Düzenleyen denetleyen kamudan gırtlaya basan kamuya geçtik. Öze sektörü boğan değil denetleyen düzenleyen piyasaya ekonomisine dayanan bir kamu yaratmalıyız. Yapısal reform yapmamız gerekiyor. İnsanların iş bulma umudu yok. İstihdam yaratan üretim yok. Kanal İstanbul’lara değil istihdam yaratacak bilgi ekonomisine dayalı üretime ihtiyaç var. Tasarrufların yatırıma dönüşmesi ve becerilerimizin artması gerekiyor. Türkiye’nin geleceği olan sorunların çözüleceği bir hukuki yapısı olduğuna biz ikna değiliz ama bunu yapacağımıza ikna etmeliyiz. Yatırımcı becerikli işgücü ister. Ben iki çocuk annesiyim. Çocuklarım becerilerini geliştirici ödev yapmıyorlar. Bilgi toplumu oluşturmaya yönelik düzenleme yapılmalı. İnsanlar çalışmak istemeli. Çalışmak istetmeyecek bir dizi sosyal yardım var. Muhtaçlığı ortadan kaldırmalıyız.”
“KADININ ÇALIŞMASI GEREK”
Böke, büyüyen Türkiye için kadının çalışması gerektiğini şart koşarak, “Üç kadından biri çalışmak istiyor ama üçü de çalışıyor. Kadınlar evde de çalışıyorlar. Bizim evde çalıştığı için alternatif düşünmeyen ama aslında isteyebilecek olan kadının önündeki engeli kaldırmamız gerekiyor. Büyüyen Türkiye için kadınların çalışabilir olması gerekiyor. Kadınlar çok önemli. Yaygın kreş eğitimi. Şu anda kreşler yarım gün. Çalışmak isteyen kadın çocuğunu güvenle bıraksın” dedi.
TOSUN: İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ
Panelde Ege Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tanju Tosun, yerel seçim ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini değerlendirdi. Tosun, “Yerel seçim öncesindeki yolsuzluk sorunu iyi değerlendirilemedi. Seçim sonuçları bunu gösteriyor. Türkiye’nin kıyı illerinden Anadolu’ya gittikçe varlık gösteremeyen bir CHP var. Kimileri de bunu ‘sahillerin partisi’ olarak nitelendiriyor. Türkiye’de yerleşik seçmenin büyük bölümü kıyı ve Batı’da toplanıyor. Bu durum iyi yönetildiğinde avantaj olarak görünüyor. Yerel ve genel seçimleri arasında radikal bir kırılma yaşanmadı. MHP oyu arttırıyor. İzmir’de bu durum belirgin şekilde ortaya çıktı. CHP, 2009 yılında kendisine verilen kırsaldaki milliyetçi kırsal oyu niye tutamıyor. Bunun araştırılması gerekiyor. 2014 oyunun üzerine çıkması için bunu yapması lazım. AKP 2014 ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde milliyetçi kesimden oy aldı. Ama doyma noktasına geldi. Ya kırılacak ya da diğer partilere kayacaktır” dedi.
KALAYCIOĞLU: ESKİ PARLAK GÜNLERİ YOK
Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlu, AK Parti’nin 2015 genel seçimlerinde yüzde 40’ları göremeyeceğini öne sürerek, “Ekonomi gelişmeler iyi gitmiyor, Türkiye’nin diğer sorunları da yığılıyor. Eski parlak günleri yok” dedi.
SARI: EYLÜL’DE SEÇİM YAPILSAYDI…
Konsensus Aratırma Genel Müdürü Murat Sarı, Eylül 2014’te yapılan anketin sonuçlarını açıkladı. Sarı, "Eylül’de seçim olsa AKP’nin 49, CHP’nin 25, MHP’nin 14 oy alacağını, Cumharbaşkanlığı seçiminde Selahattin Demirtaş’ın İzmir’de CHP oylarının yüzde 10’unu CHP’den aldığını söyledi. AK Parti seçmeninin yüzde 86’sının Ahmet Davutoğlu’nun performansından, CHP seçmeninin yüzde 52’si Kemal Kılıçdaroğlu’nun performansından, MHP seçmeninin yüzde 47’si Devlet Bahçeli’nin performansından memnun olduğunu anlattı. CHP tabanına artık liderinin çok fazla tartışılmaması gerektiği anlatılmalı"dedi.
TEKELİ: COŞKU ÜRETEMEZSENİZ SEÇİM KAZANAMAZSINIZ
Sosyolog-Şehir ve Bölge Plancısı Prof. Dr. İlhan Tekeli Türkiye’de adalet mekanizmasının, demokrasinin çöktüğünü ifade etti, " Olumsuz anlamda bir çok konu var ülkede.Bu alanlardaki başarısızlıktan halkın haberi var ama oy gelmiyor.Türkiye'deki olumsuzlukların herhangi bir iki tanesi bile başka bir ülkede iktidarın düşmesi için yeterli güçlü gerekçelerdir. Karşımızda olan temel soru bütün başarısızlık niye bir oya dönüşmüyor. Algı operasyonu yapılıyor korku operasyonu var. Yeni bir demokrasi kültürüne ihtiyaç var.Bir arada yaşam kültürünü temel alan, monolotik yapılara karşı çıkan insanları içine katan bir demokrasi kültürünü ve bunun getirdiği heyecanları canlandırabilirseniz sonuç almak mümkün olabilir Siyasette güven önemli. Vatandaşın size güvenmesi lazım. İki olanak var. Bu düşünceyi parti içi yönetimde göstermeniz gerek. Bunu gösteremezseniz söyledikleriniz havada kalır. İktidar olmayı seçim kazanmaya bağlamayın. Muhalefetteyken de iktidar olmayı bilmek gerek. Coşku üretemezseniz seçim kazanmazsınız. Coşku üretmeniz için kendinizi coşkulu olmanız gerek. Coşku bulaşıcıdır. Coşkunuz varsa iktidar olma isteğiniz anlam kazanır" ifadelerini kullandı.
KÜÇÜKŞAHİN: CHP AK PARTİ’DEN DAHA İYİ KADROLARA SAHİP
Gazeteci-yazar Şükrü Küçükşahin, “CHP’nin temel sorununun yönetebilirlik kapasitesini topluma ikna edici olarak gösteremediğini düşünüyorum.CHP kaliteli bir seçmen kitlesine sahip. Ancak bu kitlenin kenetlenmemesi büyük bir sorun. Bu yönetebilirlikten kaynaklanıyor. CHP AK Parti’den çok daha iyi kadrolara sahip. CHP niye kazanma hedefli bir yarışa giremiyor.’ İktidara geleceğiz, yeneceğiz’ diye ikna olmak gerekiyor. CHP’ye her zaman söylüyorum AKP’nin versiyonu olmayın.Korunması gereken liderdir. Liderin korunması bilinmeli. AK Parti liderleri öyle gaflar yapıyorlar ki ancak çevresindekiler müthiş bir savunma mekanizması yapıyorlar. CHP’liler omuzlarındaki büyük sorumluluğun farkında olmalı.CHP’li olmak bu dönemde önemli bir görev. CHP’lilerin önce kendileriyle dayanışması gerekiyor. Küçücük bir cevher gördüğünüz kişileri yıldızlaştırınız. Belediye başkanları bu anlamda önemli. Evde çıkan paraları tabi ki kullanacaksınız ancak kullanılan dil yüzde 50 seçmeni olan bir partiye yönelik olmalı. Buradan da oy alacaksınız.Bunları nasıl kazanırız diye düşünerek bir dil oluşturulmalı Bu noktada Genel Başkanın dili önemli.CHP’nin vitrinindeki herkes siyasi düşünmek ve konuşmak zorunda" dedi.
Toplantının son bölümünde genel bir değerlendirme yapıldı.
ŞENATALAR:YENİLENMEYE İHTİYACIMIZ VAR
CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Burhan Şenatalar,konferansın keyifli ve yararlı geçtiğini ifade etti.Parti içi mesajlar verdiği konuşmasında Şenatalar şunları söyledi;
“AKP 2002’den 2014’e kadar başarılı bir şekilde geldi. ‘İktidarlar yıpranır, bunlar yıpranmalı ama alternatif yok, CHP yetersiz onun için yıpranmadılar’ diyenler oldu. İktidarlar mutlaka yıpranır diye bir kural yok.Dünya’da örnekleri var.İktidar zaman geçtikçe şansı yaver giderse demokrasi kurumlarının zayıf olduğu ülkelerde hegemonyasını kurar. Karşı karşıya olduğumuz durum bu. Bence tarih ve Türkiye’nin iç dinamikleri bizim önümüze önemli bir görev ve olanak koydu. İlk defan ülkede özgürlüğün demokrasinin sahibi olacak durumdayız. Parti içi demokrasiyi ihmal ettiğimiz dönemler oldu. Gediğimiz noktada yenilenme ihtiyacı önümüzde durmaktadır. Yeni CHP deyince rahatsız olan arkadaşlarımız var bende kullanmamaya dikkat ediyorum. Yenilenme ihtiyacımız var. Bunu net bir şekilde söylüyorum. Rotayı çizdik ama yavaş ilerliyoruz. 2015 seçimi CHP için fırsat. Otoriter baskıcı rejime doğru gitmemek için önemli bir seçim var önümüzde.Hedefleri Erdoğan’ı tek adam yapmak. Bizim oynayacağımız bir rol var. Bu rol Hukuk devletinin demokrasinin bayrağını elimize almak ve yürümektir .Rolü ya hakkıyla oynayacağız ya da torunlarımıza hesap veremeyeceğiz. Artılarımızı yükseltelim.Önümüzde özgürlük demokrasi sosyal adalet toplumsal barış bunları gerçekleştirecek bir parti olma şansımız var. Şimdi öyleyiz diyemiyorum. Beni heyecanlandıran coşkulandıran vizyon budur. Dayanışmamız arttıralım. Birbirimize güven verelim ki toluma da verelim. AKP’nin karşısında gerçek ve tek alternatif biziz. İnanmalıyız ve başarmalıyız”
KOCAOĞLU’NDAN ‘YENİ FİLİZ’ MESAJI
Konuşmasında CHP`nin sloganı: “Dev Çınar Yeni Filiz” üzerinden parti içi mesajlar veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “CHP kendini yenilemeseydi bugün farklı konumda olurdu ya da olmayacaktı. Çınar dev ama filiz vermek zorunda. Çınar filiz verdiği müddetçe yenilenecek, çağa ayak uyduracak değişimi yakalayıp bunun lideri olacak. Demokrasiyi insan haklarını belirleyecek. Yeni filizin hedefinin yol haritasının en kısa zamanda belirlenmesi gerek. Çeşitli konularda araştırmalar yaparak aklı ve bilimi kullanarak sağlam bir yol haritası belirlemeliyiz. Çağın sosyal demokrasisinin yakalanması gerek. Dev Çınarın sağlıklı filizler vermesi gerekiyor” dedi.
“AKP devleti ele geçirmiştir. CHP devlet partisi değildir” diyen Kocaoğlu, “ CHP milleti korumak, milletin refahını yükseltmek ve devletin değerlerini korumak zorundadır.Ben CHP’nin bunları başaracağına inanıyorum. Partide milletvekilliği için belediye başkanlığı için kimsenin paçasından çekme lüksü yok. İktidar partisinin belediye başkanıyım demenin nasip olmasını istiyorum” ifadeleri kullandı.
GENEL İKTİDARA YERELDEN YÜRÜLÜNÜR
İktidara giden yolun yerelden geçtiğini ifade eden Kocaoğlu, “ Uzun yıllardır muhalefette kalmış bir partinin dürüstlüğünü adalet dağıtmasını eşit yaklaşımını insanını sevmesini örnek olarak yerel yönetimler gösterir. Yerel yönetimlerin başarısıyla genel iktidara yürülünür. 99 seçimlerde İzmir’de Piriştina’nın aldığı sosyal demokrat bayrağını biz taşıyoruz. Daha çok uzun süre CHP İzmir’de iktidar olacaktır Güçlenerek iktidar olacaktır. Hedef budur. İzmir’de yerel yönetimlerle halk birlikte yürüyor. Tabi ki Atatürkçüyüz, katılımcı demokrasiden yanayız, laikiz…Bunları söylememize gerek yok. Bu bizim kimliğimiz. Katılımcı demokrasiyi uygulayacağız. Kenti böyle yöneteceğiz. Bunu göstermek zorundayız. Yerel yönetimlerdeki başarımızın sırrı katılımcı olmamız, herkese sormamız ve akılla bilimi kullanmamız.Yürüdüğümüz yolda büyük başarılar elde ettik. 2011 yılında Türkiye üçüncüsüyüz. 2013 yılında ayın belediye başkanı seçildim. Bugün dünyada 2 bin metropol içinde yılın belediye başkanı değerlendirmesinde ilk 25’teyiz.Türkiye’de en borçlu üçüncü belediyeden en güçlü kamu kurumu haline geldik. Ama özkaynaktan kullanarak ama uzun vadeli projelerle bu noktaya geldik. İzmirli CHP’nin kara kaşına kara gözüne oy vermiyor. Emeğe gayrete başarıya dürüstlüğe onurlu durmaya destek veriyor” dedi.
Kocaoğlu İzmir’deki başarıda kadınların büyük pay sahibi olduğunu ifade etti, “ İzmir’de kadınlar olmasaydı biz başaramazdık. Dağ taş dere tepe çalıştılar. Eğer İzmir’in kadınları sosyal hayata girmese meydanda olmasa zaten İzmir bugünkü İzmir olmazdı. Bu söylediklerim iltifat değil. Söylediklerim tespit” diye konuştu.
KAPANIŞ ENGİN’DEN
CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin konferansın kapanış konuşmasında şu mesajları verdi; “ Hepimizin hedefi partimizin iktidarı olması gerek.Amaç parti içi hesaplaşmaksa bu çocuklarımıza karşı büyük bir vebal olur. Aday yapılmadı diye başka partiye gitmemek erek. Yeni müttefiklere ihtiyaç var. Aynı kaygıları taşıyanlarla hukuka inana demokrasiye inanan Cumhuriyetin değerlerine inanan yeni yol arkadaşlara ihtiyacımız var. Gençlerle ilgili yapısal sorunlar var.Yeni bir siyaset kültürüne ihtiyaç var. Gençlerin yenilenmeye ayak uydurduğunu görüyorum. Gençlerden iyi oy aldığımız bilimsel verilerle ortaya koyuldu.Umutlu olmamız için önemli bir veri. Başörtüsünü sorgulayarak oy alamayız. Empati kurmamız gerek. Komşularımızla daha yakın olmamız gerek Alışveriş yaptığımız manavın giysisine diline inancına saygı duymamız gerek. İzmir bunu yaptığı için başarılı. Belediye başkanlarımızın da rolü büyük bu konuda. Sanayiciler Manisa’ya Uşak’a kaçıyor. Zorla her yeri eşit hale getirmeye çalışıyor iktidar. Bu anayasaya aykırı. Devletin teşvikiyle bunu yapıyorlar. İzmir gibi dünya şehri olacak yeri kurutuyorlar.”
Yorum Yazın