CHP Konak'tan bildiri açıklaması
CHP Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak partililer ile basın açıklaması yaparak, "Herkes tarafından kandırıldığını söyleyen iktidar, bizi aldatmaya ve kandırmaya kalkmasın. Biz bu süreçte sadece ülkenin bekasının selameti için sağduyulu davranmaya çalışıyoruz" dedi.
- Ege Postası
- 24.08.2016 - 14:33
Alsancak'taki Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde toplanan CHP Konak İlçe Başkanlığı yöneticileri ve partililer, "14 Yıldır ısrarla camiye, kışlaya, adliyeye, eğitme siyaset sokmayın demiştik" yazılı pankart açtı. Burada bir açıklama yapan CHP Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak, CHP'nin iyi niyetli yaklaşımının suiistimal edilmemesi gerektiğini belirterek, "Yaşananların ve ülkenin kaos durumunun sorumlusu 14 yıllık iktidar partisidir. Bu sorumluluğun farkında olmasını ve ona göre davranmasını bekliyoruz. Herkes tarafından kandırıldığını söyleyen iktidar, bizi aldatmaya ve kandırmaya kalkmasın. Biz bu süreçte sadece ülkenin bekasının selameti için sağduyulu davranmaya çalışıyoruz" dedi.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin "Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır" anlayışı ile davranıp, günlük menfaat ve çıkarları düşünmediğini, elini taşın altına koymaktan çekinmediğini belirten Başak, "Ancak 14 yıllık AKP iktidarının ülkeyi getirmiş olduğu durumu göz ardı eden, görmezden gelen bir noktada olmadığımızı da burada dile getirmek istiyorum. Sürecin hassaslığı hepimizin malumudur. Bu günlerde büyük fedakarlıkla kurduğuz laik cumhuriyete ve kazanımı olan demokrasimize her zamandan daha fazla sahip çıkma günüdür. Bugün bu basın açıklamasını yapma gereksinimi, sayın Genel Başkanımızın Taksim Cumhuriyet ve Demokrasi mitinginde dile getirdiği 12 maddelik Cumhuriyet ve Demokrasi bildirisini halka duyurmak ve bilgilendirmek amaçlıdır" diye konuştu.
Türkiye'de yaşayan herkese buradan seslenmek istediğini belirten Başak sözlerine söyle devam etti:
"Yaşanan bu sorunların tek sorumlusu sadece 14 yıllık AKP iktidarı değildir. Maalesef ülkenin adım adım bu noktaya geldiğini gördüğümüz halde göz göre göre, bir çok yanlış uygulama ve politikaya rağmen AKP'nin iktidarlarını sürdürmesi adına oy kullanıldığını da unutmamamız bunu da mutlaka irdeleyip anlamamız lazım. Yaşadığımız son olaylar oyumuzu kullanırken aldığımız sorumluluğun ne kadar ağır olduğunu bir kez daha tüm çıplaklığı ile göstermektedir. Oy verirken sorgulamak yargılamak araştırmak, hatalardan ders almak ve ona göre oy kullanmak zorundayız. Çünkü demokrasinin olmazsa olmazıdır sandıklar, bu mevcut iktidar sandıklardan çıkmıştır. Demokrasimizin devamlılığının ne kadar hayati bir mesele olduğunu çok acı tecrübe ettik. Biz her tür cuntaya, her tür darbeye, seçilmiş otoriterlere karşıyız, biz demokrasinin gereği halkın iradesine hukukun üstünlüğe sahip çıkan fikri hür vicdanı hür bireyleriz. Sandıkla gelenin sandıkla gitmesinden yanayız. Bu 14 yıllık süreçte ülkeyi getirdikleri durumu göz önünde bulundurduğumuzda bu iktidarı iktidardan alaşağı edecek 78 milyon Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşlardır. Bu yurttaşlarımıza sesleniyorum; 14 yıl sonucunda ülkenin gelmiş olduğu yer mayın tarlası, ülkenin gelmiş olduğu durum toplumsal bölünmüşlük, ayrıştırılmışlık noktasındadır. Dolayısıyla sadece iktidarı eleştirmenin doğru olmayacağını düşünüyorum Bu iktidarın 14 yıl boyunca iktidarda kalmasını sağlayacak seçimler yaşandı. İşte bu seçimlerde demokrasinin olmazsa olmazı dediğimiz sandıklarda bu kötü gidişe dur demesi gereken 78 milyon yurttaşımıza buradan bir kez daha sesleniyoruz… En az Cumhuriyet Halk Partisinin yaptığı gibi her yurttaş kendi eleştiri ve özeleştirisini bugün her zamankinden daha fazla yapmalıdır. Halkımız iktidarı uyarmamıştır. Ders vermemiştir. Dolayısıyla bu acıları çeken bu halkın da en az bu iktidar kadar sorumlu olduğunu düşünüyorum ve bu noktada herkesin şapkasını önüne koyup bir kez daha bir partili olarak değil, şu etnik köken, bu mezhep değil Türkiye Cumhuriyetinin yurttaşı olarak, bir bütün halinde bir millet olarak bir ulus olarak bir kez daha kendimizi sorgulamamız ve yargılamamız gerektiğini düşünüyorum. 14 yıldır kandırılanların bizi kandırmasına müsaade etmemeliyiz. Geleceğimizin ve çocuklarımızın umut dolu yarınları adına bu sorumluluğun hepimizin omuzlarında olduğunu bir kez daha hatırlatmayı bir borç biliyorum.
Mehmet Şakir Başak sözlerini Nazım Hikmet'in, "Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, - demeye de dilim varmıyor ama - kabahatin çoğu senin, canım kardeşim" dizeleriyle tamamladı.
Yorum Yazın