Dolar 35,8440
%0.2
Euro 37,2194
%-0.26
Altın 3.228,840
%0.41
Bist-100 10.004,00
%-0.77

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP Lideri Özel törende Pehlivan’ı hedef aldı: 'Samimiyetini Menemenlilere bırakıyorum'

CHP Lideri Özel törende Pehlivan’ı hedef aldı: 'Samimiyetini Menemenlilere bırakıyorum'

Menemen’de Cumhuriyet karşıtları tarafından 94 yıl önce bugün katledilen devrim şehitleri Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Bey bir kez daha anıldı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ı hedef alarak,” Menemen’in belediye başkanı aynı türbeyi ziyaret etti. Sonra da kalktı geldi törene katıldı. Menemen halkı adına bu çelengi bıraktı. O görüntüde bulunan birinin samimiyetini Menemenlilere bırakıyorum. Ama bu hepimize ders olsun.” dedi.

  • Ege Postası
  • 23.12.2024 - 12:48
  • Güncelleme: 23.12.2024 - 17:52

ŞİLAN KOCADAĞ/EGEPOSTASI- Menemen’de 23 Aralık 1930'da Cumhuriyet karşıtları tarafından katledilen devrim şehitleri Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki Bey bir kez daha anıldı. 

Resmî törenin ardından CHP’nin düzenlediği alternatif tören Menemen İZBAN durağından ‘Demokrasi ve Laiklik Yürüyüşü’ ile başladı. Kortej “Türkiye laiktir laik kalacak”, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganlarıyla yürüdü. Yürüyüş, Yıldıztepe’de bulunan Kubilay Anıtı önünde sona erdi.

Alternatif programa CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yanı sıra CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, CHP İzmir Milletvekili Ümit Özlale, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, Atatürkçü Düşünce Derneği Gençlik Kolları Genel Başkanı Nihat Arda Mercan ve ilçe belediye başkanları ile birlikte CHP İzmir örgütü katıldı.

BOZKURT: "KILIÇ, LAİK CUMHURİYETİ YOK ETMEK İSTEYENLERE ÇEKİLİYOR"

Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, “Aradan 94 yıl geçti şimdi şeyh ve derviş bozuntularını televizyonlarda ve siyasi parti kimlikleriyle meydanlarda görüyoruz. 100 yıldır bu Cumhuriyeti önce engellemeye sonra tırnak içinde din devletine dönüştürerek parçalamaya ve Ortadoğu devletine dönüştürmeye çalışıyorlar. Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyenlere yapılanlarla Kubilay’a yapılanlar arasında bizim gözümüzde hiçbir fark yoktur. 3-5 yobaz Kubilay’ın kafasını keserken şimdi Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyenlerin geleceğini karartmak istiyorlar. Kılıçlar kime çekildi diyenlere sesleniyorum: Birileri laik Cumhuriyet’i yok etmek istiyor, bütün kılıçlar onlara çekiliyor” dedi.

ADD’DEN PEHLİVAN’A TEPKİ

Atatürkçü Düşünce Derneği Gençlik Kolları Genel Başkanı Nihat Arda Mercan, “Menemen Belediye Başkanlığı koltuğunda oturan bir zat Esad Erbili’nin mezarının ziyaret ediyor. Ama bilmedikleri bir şey var. Menemen’de de Türkiye’nin dört bir yanında da sizlerden hesap soracak binlerce Kubilay ve Mustafa Kemal Atatürk askeri vardır” dedi.

"TÜRKİYE ŞEYHLER, MÜRİTLER VE DERVİŞLER ÜLKESİ OLAMAZ"

‘Menemen’de şeyhler, müritler, karanlığa teslim olan zihniyetler, Cumhuriyet’in onların gölgesine mahkûm olmayacağını bilmiyorlardı’ diyen CHP Gençlik Kolları Genel Başkanı Cem Aydın, “Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, müritler ve dervişler ülkesi olamaz. 100 yıl geçse de olamaz. Akıllarında böyle bir şey olan varsa uyarıyoruz: Cumhuriyet’in ışığı ve ateşi, Atatürk devrimleri, Mustafa Kemal’in askerleri burada. Menemen’deki karanlık zihniyet günümüzde de ziyaret etmiş olacak ki teğmenlerimizi ordudan atmaya çalıştılar. Ama bilsinler ki Mustafa Kemal’in askerlerini susturamazlar” diye konuştu.

"DEVRİMLERE CEPHE ALMIŞLAR"

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay konuşmasında,”Ulusumuzun bağımsızlık yolundaki zaferi sonrasında saltanatın yıkılışı ve hilafetin kaldırılışı ile Türkiye’nin çağdaşlaşma yolunda aldığı mesafe ve uyguladığı yurttaşların eşitliği politikası, önceden imtiyaz ve nüfuz sahibi olan bazı kesimlerin imtiyazlarını ve nüfuzlarını kaybetmelerine sebep olmuştur. Sahip olduğu imtiyazları kaybeden bazı şeyhler ve aşiret reisleri, Cumhuriyet rejimine ve devrimlere cephe almışlardır. 

"HEDEFLERİ CUMHURİYETİ YIKMAK"

İsyancılar, doğrudan rejimi hedef almışlar, hedefleri Cumhuriyet rejimini yıkmak ve kaybettikleri imtiyazları geri kazanmak olmuştur. 

Cumhuriyet kolay kurulmadı değerli yurttaşlarım. Ve kurulduğundan beri de az badireler atlatmadı. Cumhuriyetimizi hedef alan sembol olaylardan birisidir 23 aralık1930’da Derviş Mehmet ve bir grup gericininMenemen’de gerçekleştirdikleri kalkışma. Ne yazık ki bu olayda öğretmen yedek Subay Mustafa Fehmi Kubilay, Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki hiç birimizin vicdanınca kabul edilemeyecek bir şekilde vahşice katledilmişlerdir. Hem cumhuriyetimize karşı sembol bir kalkışma olması hem de kahraman asker ve bekçilerimizin şehit edilmeleri nedeniyle Kubilay olayı üzerinden yıllar geçse de nesiller boyu toplum hafızasından silinmeyecek niteliktedir.  

"HEPİMİZE DÜŞEN CUMHURİYETİ KORUMAK"

Her 23 aralık günü, bu elim olayı hatırlarken, şehitlerimizi saygıyla yad etmenin yanında hepimize düşen cumhuriyetimizi korumak ve ilelebet yaşatmak için görevlerimizi bir kez daha hatırlamaktır.

Türk ordusunun yiğit ve cesur neferi, öğretmen yedek subay Mustafa Fehmi Kubilayile Bekçi Hasan ve Bekçi Şevki’nin bir gerici ayaklanma sırasında şehit edilişlerinin 94. Yılında aziz hatıraları önünde bir kez daha eğiliyoruz. Yiğit Cumhuriyet şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun” dedi. 

ÖZEL: "BİRİLERİNE KAYGI VERMEK ÜZERE BURADAYIZ"

Törende konuşmasını yapmak üzere kürsüye çıkan CHP Genel Başkanı Özgür Özel şunları söyledi:

"Devrim şehidimiz Asteğmen Mustafa Fehmi Kubilay, bekçi Hasan ve bekçi Şevki'yi anmak üzere bir Bir daha buradayız. Yıldıztepe'deyiz. Şehitlerimizin anısına sahip çıkmak için burada bir araya gelen yüreklerinde vatan, millet, bayrak ve Atatürk sevgisi taşıyan Menemenimizin ve İzmirimizin güzel insanlarına ayrı ayrı selamlıyorum. 

Bugün burada birbirimize omuz vermek umut vermek üzere buradayız. Ve birilerine de kaygı vermek üzere buradayız. Genç Cumhuriyetin kahramanlarından öğretmen Kubilay ve iki silah arkadaşı tam doksan dört yıl önce bugün gericiler tarafından katledildi. Kubilay Asteğmen olarak 1930 yılında Menemen'deydi. Iki bekçi, iki Menemenli bekçi de onunla birlikteydiler. Menemen'e geldiklerinde ay yıldızlı bayrağına karşı manda ve himaye Olan ellerinde şeriat bayrağı olan ve bu bayrağa cumhuriyeti yıkmak üzere dalgalandırdıklarını iddia eden genç Cumhuriyete, milli birliğimize karşı katledenlerin karşısında Cumhuriyeti ve bayrağı korumak üzere dikilmişlerdir. 

"SİZİN GİBİ BAŞ EĞMEYİZ"

Ülkenin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ellerinden gelse öldürmeyi planlayan bir gözü dönmüş çetenin karşısındaydılar. Gerici isyanı kendini mehdi ilan eden Mehmet yönetiyordu. 23 Aralık 1930 sabahı burayı kendisi gibi Cumhuriyet karşıtı olan isyancılarla kuşatmıştı. Derviş memleketi durdurma görevi Asteğmen Kubilay'ındı. Önce isyancıları uyardı Ama onlar ateşle karşılık verdiler. Kubilay yaralandı. Kubilay yaralı haliyle mücadeleyi sürdürdü. Elindeki eksik teçhizat ve mühimmatın amaca uygun olmamasına karşı görevi cumhuriyeti savunmak olduğu için direndi. Kaymakamlık binasının avlusunda katlettiler. Maalesef cansız bedenine işkence yaptılar. Canavarca bir hisle başını kestiler ve Menemen sokaklarında dolaştırmaya başladılar başını göstererek genç cumhuriyete meydan okuyorlardı. Oysa Kubilay kesik başıyla onlara ve onlar gibi heveslere kapılanlara meydan okuyordu. Kubilay diyordu ki bu başı veririz. Yine de sizin gibi baş eğmeyiz diyordu.

Çünkü devrimciler, Atatürkçüler ülkelerini kurmak, ilkelerini korumak için boyun eğmek, baş eğmek yerine Kubilay gibi dik dururlar. Geç teğmen Kubilay'ın ölümü, üzerine Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk ordusuna yolladığı taziye mesajından Büyük Ordu'nun kahraman genç subayı ve cumhuriyetin ülkücü öğretmen doktorlarının kıymetli üyesi Kubilay'ın temiz kalbiyle Cumhuriyet haysiyetini tazelemiş ve kuvvetlenmiş olacaktır demekteydi. Bugün de Kubilaylar hepimize ümit vermek umut olmak durumundadır. 

ÖZEL TEĞMENLERİ HATIRLATTI: KÜÇÜCÜK BİR SİYASİ ÇIKAR UĞRUNA…

Bugün biraz önce de bahsedildiği gibi hepimizi fevkalade gururlandıran bir yılın deniz töreni şahidi olduk hep beraber. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusunda her sene kara, deniz ve hava harp okullarından mezuniyetler oluyor. Onlar Mustafa Kemal ordusunun, Mustafa Kemal'in ordusunun taze teğmenleri, taze kanları… Ve bu sene ilk kez üçünün de birincisi genç kadın teğmenlerdi. O görüntüyü gördüğümde şöyle düşündüm. Işte Mustafa Kemal'in ordusu, işte Mustafa Kemal'in istediği Türk gençliği, işte Türkiye'de kadın erkek eşitliğine en çok inanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ordusunun geldiği nokta bu büyük başarıydı. O gün hepimizin duygulanarak ve övünerek istediği o tören oldu bitti. Sonra öl Sosyal medyada, sonra yazılı basında bu iktidara müzahir kalemler ve trol orduları bir linç kampanyasına giriştiler. Inanın böyle bir kampanyanın toplumsal tabanı olmayacağından zaten emindik. Karşısında çok güçlü bir toplumsal taban var bunun. Ama siyasette benimseneceği bunun üzerinden bir siyasi çıkara tenezzül edileceği bir kutuplaşma ortamını geri getirebilmek için bunun Araçsallaştırılacağı ve Teğmenlerin yapmış oldukları Antı sanki bir düşüncesizlikmiş gibi gösterileceği hiç aklımın ucundan geçmezdi. Ama maalesef Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün görev yaptığı cumhurbaşkanlığı koltuğunda bugün oturan Sayın Erdoğan Bu işi sekiz gün sonra bir siyaset konusu yapmaya gencecik teğmenlerin onca emeğini çöpe atmaya, onların geleceğini karartmaya, küçücük bir siyasi çıkar umurunda tenezzül etti ama onun yaptığı bu tenezzül diğer taraftan aslında hangi duyguda ayrıştığımızı ve meseleye nereden baktığını da gösteren önemli bir ayraçtı. 

"GENÇ TEĞMENLERLE BERABER MUSTAFA KEMAL’İN ORDUSUNDAYIM!"

Şimdi buradan Sayın Erdoğan'a bir kez daha sesleniyorum. O teğmenler Mustafa Kemal'in askerleriyiz dedi. Mustafa Kemal'in bir tane ordusu vardı. Halen daha da bir tane ordusu var. Mustafa Kemal'in askerleri Türk Silahlı Kuvvetleri'nin teğmenleridir. Onların komutanı Mustafa Kemal'dir. O Mustafa Kemal'in ordusu bu ülkede Kurtuluş Savaşı'nı kazanmış ve ordusudur. Yunan Trikopis'in ordusunu yenerek İzmir'den denize dökmüştür. Şimdi Mustafa Kemal'in askerleriyiz diyenler yerine Sizin birlikte siyaset yaptığınız ve cenazesine beş bakan yolladığınız Mustafa Kemal'e zerre muhabbet besleyen ne ölüme ne dilime gelsin diyen fesli Kadir'e, sağlığında siz gittiniz. Cenazesine beş bakan yollasın. O diyordu ki keşke Yunan kazansaydı. O diyordu ki keşke kazansaydı. Şimdi burada ben kutuplaşmadan yana hiç olmadım. Ben kamplaşmadan yana hiç olmadım. Ama burada herkes tarafını gösterecek Ben o genç teğmenlerle beraber Mustafa Kemal'in ordusunun tarafındayım. Mustafa Kemal'in askeriyim!

"31 MART'TA MİLLETİN GÖNLÜNDEN DÜŞTÜNÜZ"

Şimdi siz sakınacağınız tutumla hepinize şunu göstereceksiniz. Siz fesli Kadir gibi hocanız tarikat lideri gibi trikopisin tarafında mı duracaksınız? Yoksa Mustafa Kemal Atatürk'ün tarafında mı duracaksınız? Sayın Erdoğan'a buradan sesleniyorum. Eğer o teğmenler bu şanlı görevlerinden, onurlu görevlerinden hele ki birinci olmuş, bütün derslerden tam not almış, disiplin dahil tam not almış o kadın teğmen ve arkadaşları bu ordudan uzaklaştırılırsa o zaman yanlış tarafta durduğunuzu cümle aleme ilan etmiş olacaksınız Böyle bir hatayı yaparsanız bu 31 Mart seçimlerinde milletin gönlünden düşmüştünüz. Milletin gönlüne girebilmek için verilecek mücadele siyasi mücadeledir. Başarırsanız gönlüne girersiniz. Ama bu hareket Sizi milletin gönlünden değil, gözünden düşürür. Milletin gözünden düşen bir daha ne siyaseten, ne insan olarak, ne ahlaken bir daha abad olmaz, milletin gözünden düşen bir daha hiçbir makama gelmez. Geldiği makamlar geçicidir. Geldiği makamlar sadece bir koltukta oturmak olur. Ama Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ülkeyi, Cumhurbaşkanı, onun kurduğu ordunun bütün sınavlarından tam not almış, disiplinden tam not almış, gelmiş sizin eliniz Türkiye Cumhuriyeti'ne duyduğu saygıyla belgesini almış, selamını durmuş bir teğmeni. Siyaset uğruna feda ederseniz bu millet bunu unutmaz. Biz bunu unutmayız. Bunun hesabını günü gelince mutlaka sorarım. 

"PEHLİVAN’IN SAMİMİYETİNİ MENEMENLİLERE BIRAKIYORUM"

Maalesef Menemen böyle bir sembolken herkesin çok dikkatli olması gerekirken hedef programı gibi bugün bu ülkeye yakışmayan Milli Eğitim Bakanlığının adında milli olan bir bakanlığa yakışmayan bir bakanı Yusuf Tekin'in yaptığı projeyle on ay önce Şubat 2024’te Kudüs'ün çocukları aldılar. Kubilay'ı şehit edenler arasında bulunan bir sözde şeyhin türbesine götürdüler. Oradaki görüntüler hepimizin içini sızlattı. Hepimizi rahatsız etti. Bu yetmezmiş gibi geçtiğimiz günlerde Menemen'in Belediye Başkanı aynı türbeyi ziyaret ederek hem de bu törene kalan hepinizin vicdanlarını sızlattı. Sonra da bugün kalktı geldi törene katıldı ve bu törende resmi törende Menemen halkı adına o çelengi buraya koydu. Şimdi o görüntüde bulunan birinin orada mı, burada mı samimiyeti olduğunu Menemenlilere bırakıyorum. Ama hepimize ders olsun ki başta bu partinin genel başkanı bana, il başkanına, milletvekillerimize ve Menemenli Atatürkçülere ders olsun ki 31 belediye başkan adayımızdan 29’unun seçildiği bir atmosferde biz Menemen'de o çelengi koyacak bir Cumhuriyet Halk Partiliyi seçemiyorsak bu ayıp da bize yeter. Bunun öz eleştirisini ben veriyorum. 

Ant olsun ki o çelengi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu partiden birisi gelip de Menemen halkı adına buraya koyana kadar içimin bir yerinde bir yer hep yanacak, sizin de yansın. Bundan sonra kimse bu kadar büyük bir ayıp yapmasın.

"SUNİ GÜNDEMLER YARATMAYA DEVAM EDİYORLAR"

Böyle bir günde, burada sizlerle birlikte olmaktan dolayı fevkalade mutluyum. Gelecekten umudum her geçen gün biraz daha artıyor. Birileri geçmişte birbirlerine etmedik laf bırakmayanlarla ittifak oldular, kol kola girdiler. Birileri herkesten olur, senden cumhurbaşkanı olmaz diyen birine, değnek oldu. Koluna girdi, ayakta tutmaya çalıştı. Onların üzerinden mafya liderleri rejime sahip çıkmaya başladılar. Ve her geçen gün, her geçen gün kendi acziyetlerini, milletin içinde bulunduğu durumu örtbas etmek için yeni gündemler yaratmaya, suni gündemler yaratmaya devam ediyorlar. Buna karşı kararlılıkla, birlik ve beraberlik halinde öz güvenli yürüyüşümüzü hep birlikte devam ettirmek durumundayız. 

"KENDİ BAŞARILARI GİBİ ANLATIYORLAR"

Suriye'deki zat, otoriter bir tek adam rejiminin yıkılmasını kendi başarıları gibi göstermeye çalışıp buradan il kongrelerinde gezip bunun üzerinden Cumhuriyet Halk Partisi'ne saldırıp sanki yeniden bir güç kazanıyormuş gibi algı yapmaya çalışan Erdoğan'a ve partisine şunu söylemek isterim. Bu ülkede 283 şehidin de, 200 milyar dolar gibi bugünkü sorunların tamamını çözebilecek bir kaynağın kaybedilmesinin de bunun yanında yaşanan bütün acıların, bütün zorlukların sebebi iş bilmez dış politikaydı. O yanlış sürecin sonucunda bir tek adamın çökmüş olmasından bir zafer çıkmaz. Ama Suriye'nin geleceği için, doğru yöntem, biraz önce Sayın başkanın ifade ettiği Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu gibi tek adam rejimi yerine güçlü bir parlamento tüm ülkenin vatandaşlık bağını doğru tarif eden bizdeki gibi doğru bir anayasa. Ve bunun üzerinden tüm ülkeyi eden, kuşatan bir yönetim anlayışıyla Suriye'ye bir demokratik rejim gelirse adil ve özgür seçimlerle, iktidarlar değişebilirse Suriye'de de kandırır, Türkiye'yi şişle, en doğrusu bu olur. Bunun yerine daha 6-7 yıl önce yaptıklarını televizyonların ancak buzlayarak gösterdiği birilerinin o ülkeye egemen olması. Aynı Afganistan gibi başta mutedil iki yıl sonunda kadın sesinin radyoda bile yasak olması gibi bir süreci Yürütme ve yönetme potansiyeli olanlara Türkiye Cumhuriyeti Devleti kayıtsız şartsız destek verirse yeni bir felaket olur. 

"SURİYE’YE PARLAMENTOYU ÖNERİYORUZ"

Biz Suriye'de demokratik bir rejimi seçimlerle belirlenen parlamentoyu ve onun içinden belirlenecek hükümet sisteminin oluşacağı yeni bir rejimi öneriyoruz, destekliyoruz. Hafta sonu bulunduğum Fas'ta 77 ülkenin üyesi olduğu benim de başkan yardımcısı olduğum sosyalist enternasyonalde dahi Suriye toprak bütünlüğüne vurgu yapan, Suriye'deki tüm kesimlerin temsiline vurgu yapan bir meseleyi uluslararası nimetler içine koymayı ve orada Türkiye'nin hak ve menfaatlerini sonuna kadar savunmayı başardık. Bundan sonra da doğruları söylemeye 13 yıl önce yurtta barış, dünyada barış dediğimiz gibi 13 yıldır hep doğruları savunduğumuz gibi ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten aldığımız emaneti iç politikada, dış politikada sonuna kadar ve en iyi şekilde savunmaya devam ettiğimiz gibi tutum en doğru yerden sürdüreceğiz. Türkiye'ye daha büyük acıların ve yeni sığınmacı şoklarının gelmemesi için barışcıl ve akılcı bir politikayı ve Suriyeli sığınmacıların en kısa sürede memleketlerine döneceği bir süreci hep Beraber yöneteceğiz. Şundan herkese bir olsun ki Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti de sağlam temellerinden dolayı kurduğu siyasi partisi de sağlam temellerinden, inançlı kadrolarından ve geleceğe güven duyan gençlerinden aldığı gücüyle dimdik ayaktadır. Ve bundan sonra da her iki yapıda dimdik ayakta durmaya devam edecektir. Şehidimiz Asteğmen Kubilay Şevki ve Hasan bekçilerimizin manevi huzurlarında, onların şahsında bu ülkede bu bayrak dalgalansın diye kanını akışmış tüm şehitlerimizi bir kez daha anıyorum. Ve bu ülkeyi kuran ve bugünlere getiren başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm silah arkadaşlarını cumhuriyete, kurtuluş ve kuruluş sürecinde emeği olan tüm kadroları bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum. Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu günden beri, olduğu gibi bundan sonra da ilelebet ayak Kalacaktır. Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler, Mustafa Kemal'in askerleri buradadır. Buradadır, buradadır, bundan sonra da burada olacaktır."

18’inci Kubilay koşusu

Devrim şehidi Kubilay anısına İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Şehit Asteğmen Kubilay Yol Koşusu” 18’inci kez düzenlendi. Menemen Karaağaç Yolu’ndan başlayıp Menemen Cumhuriyet Meydanı’nda sona eren 10 kilometrelik parkurda yarışmacılar ter döktü. Madalya için mücadele eden sporculara ödüllerini CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ve ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt takdim etti.

Koşuculara ödülleri verildi

Yarış sonunda Büyük Erkekler kategorisinde birinci Ahmet Civci, ikinci Muhammet Kasar, üçüncü ise Keremcan Çelik oldu. Büyük Kadınlarda birinciliği Özlem Işık, ikinciliği Derya Köse üçüncülüğü de Dilek Güller elde etti. Genç Erkeklerde Muhammet Ağgün, Genç Kadınlarda ise Rabia Bayram ipi göğüsledi. Koşuda birinci gelenler 4 bin 500 TL, ikinciler 3 bin 750 TL, üçüncüler ise 3 bin liralık ödülün sahibi oldu.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.