CHP Parti Meclisi Üyesi Tataroğlu'yla A'dan Z'ye!
CHP Parti Meclisi Üyesi Elfin Tataroğlu, ilk özel röportajını Ege Postası’na verdi. 2010 yılında üye olduğu CHP’de önemli sorumluluklar alan Tataroğlu’yla partideki geçmişini, genel seçim sürecini, yaptıklarını, hedeflerini, özel yaşantısını ve İzmir’i konuştuk.
- Ege Postası
- 27.10.2014 - 10:11
Dört dil (İngilizce, Fransızca, İtalyanca ve İsyanyolca) bilen, yönetim- organizasyon üzerine de doktora yapan ve İşletme Yönetimi alanında üniversitede ders veren Tataroğlu, DSP’de 1999- 2002 yılları arasında İzmir milletvekilliği yapan Güler Aslan’ı kızı.
Annesiyle birlikte gittiği seçim çalışmaları nedeniyle 15 yaşından bu yana siyasetin içinde olan Tataroğlu, kısa sürede CHP’de önemli sorumluluklar aldı.
Genç yaşta annelik duygusunu tadan Tataroğlu’nun 11 yaşında Efe Aslan adında bir oğlu var.
Siyasette emin adımlarla yol alan Tataroğlu’yla partideki geçmişini, genel seçim sürecini, yaptıklarını, hedeflerini konuştuk.
CHP'de genç sayılabilecek bir yaşta önemli sorumluluklar aldınız. Parti geçmişinizi sizden dinleyelim…
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan seçildikten sonra CHP’ye üye oldum. Üye olduğum dönemde yeni bir yapılanma vardı. 2010-2012 yıllarında Kadın Kolları MYK Üyeliği yaptım. Kadın kollarının örgütlenmesi yokken biz ülke genelinde tamamladık ve kadın kollarını kurultaya götürdük. 2011 yılında İzmir’den milletvekilliği adaylığım oldu. 9’uncu sıradan aday gösterildim ve canla başla çalıştım. Daha sonrasında Konak’tan önseçim ve il delegesi seçildim. İzmir İl kongresinde de kurultay delegesi çıktım. 34’üncü olağan kurultayda divan yazman üyesi olarak görev aldım. Kurultayda Genel Başkan’ın takdiriyle beyaz listede yer aldım. Daha sonrasında parti okulunda aktif görev aldım. Gitmediğim il kalmadı. Son olarak da 18’inci olağanüstü kurultayda PM’ye girdim.
2011 kurultayında salonda Kılıçdaroğlu'nun olduğu duyurulan beyaz listede yer almanıza rağmen, salona daha sonra getirilen ve bizim ‘maymuncuk’ olarak adlandırdığımız ikinci listede yer almadınız seçim soncunda PM’ye giremediniz. O dönem kurultaydaki ‘maymuncuk’ operasyonunu sorguladınız mı'
Benim için siyaset kısa soluklu bir iş değil. İdeoloji temelli, uzun soluklu siyaset yapıyorum. Ben girmemişim, başkası girmiş küsme nedeni değil benim için. O dönemi hiç sorgulamadım.Benim için iyi bir tecrübe oldu. Divanda İzmir’i temsilen görev almaktan ve beyaz listede yer almaktan onur duydum.
PM üyesi seçildiğinizde ‘İzmir’e uzak, İzmir’de tanınmıyor’ yorumları yapıldı. Elfin Tataroğlu nasıl bir İzmirli'
1978’de İzmir’in Bahçelievler muhitinde doğdum. İlkokulu Fatih Kollejinde, ortaokulu ve liseyi İzmir Saint Joseph’de okudum. Daha sonra Ankara’ya mimarlık okumak için gittim. Mezun olunca ilk işim Kemalpaşa yolundaki Ege Seramik’te tasarımcılık oldu. Daha sonra bir süre İZFAŞ’ta çalıştım. İzmir’de evlendim... Babam ise Boğaziçi mahallesinde doğmuş, İzmir’in en eski ailelerindendir. Aynı zamanda eski Bisiklet Motorsiklet Federasyon Başkanlığı yapmış, İzmirli bir sanayicidir. Annem DSP’den İzmir milletvekilliği yaptı.Dolayısıyla İzmirlilikse mevzu bahis, İzmirli kızı İzmirliyim…Eşimin işleri nedeniyle 2-3 yıldır İstanbul’a gidip geliyorduk. Haftada bir gün de Bahçeşehir Üniversitesi’nde eğitim veriyorum. Diğer günler İzmir’de ve Ankara’dayım...
MYK’da hiçbir İzmirli yer almadı. Genel Başkan ‘denge gözetti’ yorumları yapıldı.
İzmir’de 3 değerli milletvekilimizle birlikte PM’ye girdik. Parti meclisi ağırlıklı olarak Anadolu’ya ve vekil çıkaramadığımız illere açılmış bir parti meclisi. Bu yapılandırmayı doğru buluyorum.PM’de yer alan İzmirliler bir MYK üyesi gibi çalışmalar yapacaktır. Kimsenin şüphesi olmasın. İzmir’in tüm sorunlarını iletmek ve çözüm üretmek için hepimiz çalışacağız.
Kurultayda ‘Yüzümüzü Anadolu’ya döneceğiz’ mesajı verildi. Kadın Kolları MYK’sında yer alarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da önemli çalışmalar yaptınız. Partinin az oy aldığı yerler buraları. Bu bölgelerde örgütler nasıl'Oylar nasıl arttırılacak'
CHP’nin doğuyla ilgili bağlarını tarihsel süreç içinde değerlendirmek gerek. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ya çok gittim. Çok vefalı bir örgüt var. Bir adım attığınızda size on adım atan bir örgüt var. Esas sorun çok fazla gidilmemesiydi, ilgi gösterilmemesiydi. 80 süreci bizim doğu ve güneydoğu kadrolarımızın kırılma süreciydi. Oralardaki kadrolar CHP bünyesinde siyaset yaparken, 80’lerden sonra yol ayrımına gitti. Sorgulamamız gereken şeyler vardı. Sorgulamaları yapıp halkın bölgenin sorunlarına daha duyarlı bir politika güdüyoruz. Uzun soluklu bir iş bu bağları kurmak. Bu bağı Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’yla birlikte kurmaya başladık.Bu daha da gelişecek.
Bilim Yönetim ve Kültür Platformundasınız. BYKP olarak genel seçim sürecinde neler yapılacak'
Genel başkan yardımcılarımız önderliğinde BYKP, çalışmalarını sürdürüyor. BYKP işin mutfağı. Politika üretiliyor. Ben de SGK, sosyal yardım ve kadın istihdamına yönelik bir rapor hazırladım ve sundum. Biz elimizden geldiğince işin mutfak kısmında çalışmaya devam edeceğiz. Politikalarımızı halka daha yakın, sorunlara temas eden bir çerçeveye oturtmak için çalışıyoruz. Halkın yaşam tarzını, tercihlerini öncelik olarak gören bir yol haritamız olmayacak. Bizim için asıl olan vatandaşın temel ihtiyaçlarını karşılamak, sorunlarını tespit etmek ve bunlara yönelik politikalar üretmektir.
AK Parti’de kadın üye çok fazla.AK Parti kadınlara daha fazla mı değer veriyor, daha fazla mı temsil imkanı veriyo? CHP’de kadınlar yeteri kadar temsil buluyor mu'
'AKP kadınlara daha fazla değer veriyor' demek yanlış bir algının ürünü. Baktığınız zaman kabinede sadece bir kadın bakan var. AKP kadını görmezden geliyor. Ötekileştiriyor. Kadını bakanlığın adından çıkardı. Şiddet, kadın cinayetleri en üst safhada... Durum kangren… CHP ise kadın haklarına ve temsiline insan hakları ve eşitlik çerçevesinden bakıyor. Kadın temsil oranımız her geçen gün daha iyiye gidiyor. Artması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Cinsiyet kotası tüzüğe konuldu. Kadınların listeli seçimlerde yer alması için çabaladık. Bundan sonra daha da fazla kadın bir çok kademede görev alacak. Temsil sayısı artacak.
Bahçeşehir Üniversitesi’nde hafta da bir gün ders veriyorsunuz. Akademisyen bir yanınız da var. Uzun süre parti içi eğitimlerde de aktif rol aldınız. Bu eğitimler partide ne kadar mesafe kat etti. Faydası ne oluyor'
Parti içi eğitimler güzel bir ivme kazandı. Örgüt içi bağları kuvvetlendirmek adına parti içi eğitimi önemli buluyorum. Parti okulunda yer alan her arkadaşımız yoğun bir çalışma temposunda görev yapıyor. Örgüt kültürüne de katkı sunan bir çalışma. Bilinçli siyaset yaptırıyorsunuz. Eğitimler son sürat devam ediyor. İzmir eğitim anlamında en başarılı illerden.
Parti Meclisi üyesi seçildikten sonra İzmir’de örgüt turuna çıktınız. Örgütleri nasıl buldunuz'
Örgütler umut dolu. Özveriyle çalışıyorlar.Elbette iki seçim geçirilmiş. Bir yorgunluk var. Bizim heyecanı arttıracak çalışmalarla örgütün motivasyonunu arttıracağımızı düşünüyorum.
‘Yorgunluk’ dediniz. Kongre takviminin başlatılması gündeme geldi ancak MYK’dan ‘erteleme’ çıktı. Parti içinde ‘yapılsın’ diyen de vardı, ‘ertelensin’ diyende. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz'
Genel Başkan’ın ve MYK’nın kararına saygı gösteriyorum. Yakın zamanda seçim var. Genel seçime odaklanacağız.
Genel seçim sürecinde İzmir’de ‘önseçim’ sesleri yükselmeye başladı. Parti Meclisi’nde bu konu gündeme geldi mi'
Yöntemler tüzükte belirli. Merkez yoklamayla mı olacak, aday yoklaması ile mi olacak yoksa üye bazlı veya delege bazlı önseçim mi olacak, bunlar PM’nin önüne gelecek. Karar ve irade MYK’dan ve PM’den çıkacaktır. O süreci bekliyoruz.
Parti içinde özellikle İzmir’deki disiplin harekatını nasıl değerlendiriyorsunuz'
Demokratik ve herkesin dilediğini söylediği bir ortam var partimizde; ancak söylemler parti düzenini bozacak partiye zarar verecek boyutta olmamalı. ‘Bunlar kendi aralarında bile anlaşamıyorlar’ dedirtecek bir durum olursa partiye zarar verme aşamasında oluyor. Bu tür durumlarda elbette disiplin süreci işletilebilir.
2011’de 9’uncu sıradan milletvekili adayı gösterilmiştiniz. İsminiz kulislerde yine adaylık için geçiyor. Böyle bir düşünceniz var mı'
Şu anda PM üyesi olarak görevimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. Partim bana hangi görevde ihtiyaç duyarsa ben hazırım. Ben daha fazla kadınlar ve gençlerle partinin yüzünün yenilenmesi tarafındayım. Ülkemizde, siyasi literatürü değiştiren Gezi eylemleri oldu. Bu eylemlerin verdiği mesaj açıktı. Yeni bir dil geliştirdi gençler. Bu mesajları anlayabilecek ve siyaseten temsil edecek isimlerin aktif olması da dileğimdir.
Kadın ve gençlik kolları örgütlenme ve çalışma noktasında zaman zaman eleştiriliyor.
Kadın ve gençlik kolları küçük bütçelerle ayakta durmaya çalışıyor. Kadın ve gençler büyük özveriyle çalışıyor. Kadın ve gençlik kollarımızla ilgili çok fazla şey söylenmesini vicdanen kabul edemiyorum. Elbette daha iyi yapılacak şeyler vardır ama özveriyle çalıştıkları unutulmasın. Cebinde yol parası olmadan ve partiden hiçbir beklentisi olmadan gece gündüz çalışan gençlerimiz var. Partimiz kadınların ve gençlerin omuzlarından yükselmektedir. Dolayısıyla bize düşen eleştirmek değil, ancak gençlik ve kadın örgütümüzü güçlendirmenin yollarını bulmaktır.
Genç yaşta evlendiniz, anne oldunuz. Anne olmanızın siyasete bir etkisi oluyor mu'
Üniversiteyi bitirir bitirmez evlendim. 22 yaşındaydım evlendiğimde. Eşimle birlikte büyüdüm. Hayat yolculuğunu beraber sürdürüyoruz.11 yaşında Efe Aslan adında oğlum var. Aile çok önemli siyasette. Annelik duygusuyla kadınların bütün sıkıntılarını çok iyi anlıyorum. Gezi eylemlerinde çocuklarını kaybeden annelerin mahkemeden mahkemeye süründüklerinde yaşadıkları yürek acısını yüreğimde hissediyorum. Çocuklarını kendi oğlum gibi düşünüyorum.Bu duygu da siyasi yolculuğumda daha fazla sorumluluk duymama neden oluyor.
Anneniz Güler Aslan, DSP İzmir eski milletvekili. Bu durumun size bir katkısı oldu mu'
Annem dört dönem seçime girdi. 15 yaşından beri annemin seçim çalışmalarında yer aldım. İzmir’de girmediğimiz sokak kalmamıştır. Bu yüzden İzmir dinamiklerini, kentin sorunlarını yakından tanıma fırsatım oldu.
Türkiye’de ilk kez vatandaş Cumhurbaşkanını seçti.10 Ağustos sonrasını nasıl yorumluyorsunuz'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erodoğan’ı artık hepimiz tanıyoruz. Gücün tek elde toplanmasını istiyor. 10 Ağustos’la birlikte hedefi olan başkanlık sistemine doğru yürüyor. Bu dönemi bir geçiş dönemi olarak görüyor. Ahmet Davutoğlu ise bu geçiş döneminin Erdoğan tarafından atanmış başbakanıdır. Davutoğlu’nu partide pek fazla karşılığı olmamasına rağmen genel başkan seçtirdi ve başbakan yaptırdı. Erdoğan’ın hedefi gücün tek elde toplandığı bir yönetim sistemini kurmak... CHP Bu oyunu bozacak tek parti... Birliğe çok ihtiyacımız var. Emperyalist güçlerin de desteklediği bu planları yıkacak bozacak tek siyasi güç CHP’dir. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı var önümüzde.Türkiye, Cumhuriyet bayramını kutlayamaz duruma geldi. Sayın Genel Başkanımız, Ak-Saray’da düzenlenecek Cumhuriyet Bayramı Resepsiyonu’na parti olarak katılmayacağımızı belirtti. Recep Tayyip Erdoğan, Mustafa Kemal Atatürk’ten başlayan ve 91 yıldır devam eden bir teamülü alaşağı etti. Atatürk Orman Çiftliği’ne yaptığı yapı ise kaçak ve usulsüz bir yapı. AOÇ’nin korunması Atatürk’ün mirası ve vasiyetidir. TMMOB’un bu kaçak bina için uyarısı olmasına rağmen köşkü inşaa edip, işler hale getirdiler. Siz hem Atatürk’ün vasiyetine karşı çıkıyorsunuz hem de Atatürk’ün Çankaya Köşkü teamülünü yıkıyorsunuz. Ben buradan Sayın Erdoğan’a sormak istiyorum: “Sizin Cumhuriyetle alıp veremediğiniz nedir'” Bugün bir arada yaşıyor olmamızın nedeni Cumhuriyettir. Ve yine bugün ülkemizin girdiği iç ve dış girdabın nedeni de 12 yıllık iktidarın Cumhuriyetle ve devrimlerle bitmek bilmeyen hesaplaşmasıdır.
Erken seçim konuşuluyor. Olası erken seçime CHP hazır mı'
CHP yarın yapılacak bir seçime dahi hazır haldedir. Yol haritamız, projelerimiz, materyallerimiz hazır. Ama ben kişisel olarak, seçimin en fazla Mayıs’a çekileceğini düşünüyorum. Söylentiler her zaman çıkıyor. Esas gerçek şu ki AKP seçime hazır değil. Ciddi sorunları var. Ne iç politikasını ne dış politikasını yönetemeyen parti konumunda. Tam bir kaos halindeler...
İzmir CHP için ne anlam ifade ediyo? AK Parti en çok İzmir’i mi istiyo? İzmir AK Parti içi ne kadar öneml? AK Parti İzmir’de iktidar olabilir mi'
İzmir Cumhuriyetin, devrimin, çağdaşlığın sembolü önemli bir şehir. İzmir rejimin temsilcisi bir şehir. Mustafa Kemal’in temsilcisi bir il. Dolayısıyla AKP’nin hedefi her zaman İzmir olmuştur. Çünkü tüm Türkiye’yi kazansalar da İzmir’i kazanmadan karşı devrimi gerçekleştiremezler. Niyetleri İzmir’i almak olsa da baktığınız zaman İzmir’i hep küçümsediler, aşağıladılar. ‘Sümüklü’ dediler. ‘Gavur’ dediler. Şundan çok eminim ki İzmirliler İzmir’i hiçbir zaman AKP’ye teslim etmeyeceklerdir.
‘İktidara giden yol yerelden geçer’ derler. İzmir’de yerel yönetimler istenilen seviyede mi'
İyi şeyler yapıldığını görüyoruz. Sayın Aziz Kocaoğlu’nun üzerindeki iktidar baskısı ortada. Bürokratlar içeri alındı. Sadece süt dağıttı mandalina dağıttı diye ağır bedeller ödettiler. Baskıları göz ardı etmemek lazım... İktidarın İzmir’e faşist bir baskısı var. Yerel yönetimler bu baskıya karşın çok iyi bir şekilde ayakta duruyor.
İzmir enerjisi yüksek bir örgüt ama sıkça da bu enerjiyi içte harcıyor.Önemli bir seçim süreci var.İzmir örgütüne ne mesaj verirsiniz'
Sadece İzmir özelinde bir sorun değil. CHP’nin genelinde ve yıllardır süre gelen bir durum. Ülke genelinde CHP’nin enerjisinin artık iktidara odaklı harcaması doğru olacaktır. Kişisel siyaseti bir kenara bırakıp, ortak amaçlar çerçevesinde parti ve ülke için siyaset yapacağımız bir dönemin başlamasını ümit ediyorum.
Yorum Yazın