CHP'den flaş 'Karma eğitim' çıkışı: Eylem başlatırız
Eğitimde 12 sorun 12 çözüm başlıklı bir basın toplantısı düzenleyen CHP İzmir İl Eğitim Sorunlarından Sorumlu Başkan Yardımcısı Binali Gül, karma eğitimden uzaklaşma girişimlerine sert tepki gösterdi. “Bu iktidar ve zihniyet kadının okumasına, çalışmasına ve eğlenmesine karşıdır” diyen CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı, karma eğitimden vazgeçilme girişiminden vazgeçilmemesi durumunda tüm Türkiye’de okul önlerinde eylemler düzenleyeceklerini açıkladı. CHP'den flaş 'Karma eğitim' çıkışı
- Ege Postası
- 21.09.2018 - 11:38
HALİDE DEMİR POLATLI/EGEPOSTASI-Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Eğitim Politikalarından Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Binali…, yeni eğitim ve öğretim yılının sorunlar ve karma eğitimden vazgeçilmesi tartışmalarıyla başladığını belirterek, karma eğitimden vazgeçilmesinin Cumhuriyet değerlerinden uzaklaşılması anlamına geldiğini ve buna izin vermeyeceklerini söyledi.
VAZGEÇİLMEZSE TÜM OKULLARDA EYLEMLERE BAŞLAYACAĞIZ
Eğitimde 12 sorun 12 çözüm başlıklı çözüm önerilerini de sunan CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Binali Gül, karma eğitimden vazgeçilmesinin cemaat ve tarikatların talebi doğrultusunda gerçekleştirilmeye çalışıldığını belirterek, bu talepten vazgeçilmemesi durumunda Türkiye çapında, tüm okullarda ve okul önlerinde eylemlere başlayacaklarını açıkladı.
İLÇELERDE EĞİTİM MASASI KURUYORUZ
İl Başkan Yardımcısı Binali Gül, “Karma eğitimi tartışma açma çabalarıyla başladı. Cemaat ve tarikatların talepleri ve baskıları doğrultusunda karma eğitime ilişkin düzenlemeler yönetmelikten çıkarıldı. FETÖ’den ders almayanların ahmakça çabaları geleceğimizi tehdit etmeye devam ediyor.Tüm CHP örgütleri olarak ilçelerde eğitim masası kuruyoruz. Karma eğitimden vazgeçilmesinden vazgeçilmezse, tüm Türkiye’de tüm okullarda ve okul önlerinde eylemlere başlayacağız” dedi.
BU İKTİDAR KADININ OKUMASINA, ÇALIŞMASINA, EĞLENMESİNE KARŞIDIR
Açıklamasına, “Yeni eğitim yılı dağ gibi sorunlarla başladı. İktidarda bulunan AKP iktidarı 7 bakan değiştirdi. 2002’den bu yana en büyük tahribat eğitimde yasaklandı. Bilimsel ve demokratik eğitim politikasından uzaklaşıldı. Eğitim 81 milyonun sorunudur. Eğitim AKP’ye ve tek adamların inisiyatifine bırakılmayacak kadar hayati bir konudur. Karma eğitim yönetmeliğindeki değişikliklerle eğitim yine politik bir tartışma içine çekilmektedir. Eğitimin siyasete kurban edilmesi, bu ülkenin geleceğine e bu ülkenin çocuklarına, gençlerine yapılmış en büyük kötülüktür” diye başlayan CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Binali Gül, “Karma eğitime karşı çıkan zihniyetin gerekçesi n? Daha iyi bir eğitim m? Kadın-erkek eşitliği m? Kız çocuklarının okutulması m? Kadın hakları m? Hayır! Bu iktidarın, zihniyetin kadının okumasına, çalışmasına da, eğlenmesine de karşıdır. Kadını hep cinsel obje olarak görürler. Sokakta yürümesini dahi istemezler. Çünkü bu zihniyet kadın düşmanıdır. Bu zihniyet, hayatın hiçbir alanında kadın ve erkeği eşit görmemiştir. Kadın ve erkeğin aynı sınıflarda okumasına karşı oldukları gibi, medeni kanuna da karşıdırlar. Kadına mirastan daha az pay verilmesini savunurlar. Karma eğitim zorunluluğu, Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer almaktadır. Yönetmeliklerle değiştirilemez. Karma eğitimden vazgeçmek, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini yıkmak demektir. Cumhuriyet değerlerinden vazgeçmektir. Eğitim sistemini felç edenler boşuna heveslenmesinler, karanlık hedeflerine ulaşamayacaklardır. Kimse umutsuzluğa kapılmasın. Eğitim çözümsüz değildir. Biz varız, yani CHP vardır” diye konuştu.
CHP İzmir İl Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Eğitimde tespit ettikleri 12 soruna yönelik çözüm önerilerini de sıraladı.
İŞTE CHP’NİN 12 SORUN 12 ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Gül’ün partisinin eğitim sorunlarına dair tespitleri ve çözüm önerileri şu şekilde oldu:
“Eğitimde Fırsat-İmkan Eşitliği Sağlanmalıdır. Okullar açılmadan önce, devlet okullarında okuyan her çocuğa, eğitime katkı payı olarak 500 TL verilmelidir. Özel okuldaki çocuğumuza 5000-TL verildiğine göre bu da verilebilir. Taşımalı eğitime son verilmelidir. İkili eğitim sistemi kaldırılarak, tam gün eğitim sistemine geçilmelidir. Birleştirilmiş sınıf uygulaması sonlandırılmalıdır. Her okulda öğle yemeği ücretsiz verilmelidir. Velilerden kayıt parası ve okul masrafları alınmamalıdır.
•Ülkemizin Kıt Kaynaklarını Betona Değil Beyne Kanalize Etmeliyiz. Tasarruf tedbirleri kapsamında Milli Eğitime ayrılan bütçeden kesinti yapıldı. Hiçbir medeni ülkede eğitim bütçesinden kısılarak tasarrufa gidilemez. Ülkenin can damarları kesilerek tasarruf yapılamaz. Aksine krizlerin pençesinden kurtulmak için eğitime daha fazla bütçe ayırmak gerekir. Çünkü eğitime ayrılan pay geleceğe yapılan yatırımdır. SEKA’yı özelleştirip kağıt ihtiyacımızı dışardan karşılamaya başladık. Şimdi çocuklarımızın kitaplarını basacak kağıt sıkıntısı yaşıyoruz.
•Eğitimin Bilimsel Niteliğini Korumalıyız. Laik, bilimsel, demokratik ve herkese parasız eğitim verilmelidir. Milli Eğitim Bakanlığı tarikat ve cemaatlerin eğitimle olan ilişkisini kesmeli, kimi vakıf ve derneklerle yaptığı protokolleri derhal iptal etmelidir.
•Eğitimde Paradigma Değişikliğine İhtiyaç Vardır. Sadece piyasacı, pragmatik ve çağ dışı eğitime dayalı öğretim programı anlayışı ile öğrenci yetiştirilemez. Eğitim felsefemiz çağdaş eğitim anlayışına dayanmalıdır. Çocuklarımızı geleceğe hazırlayan, geleceğin dünyası ile buluşturan, çağdaş, demokratik, laik ve bilimsel öğretim programları oluşturulmalıdır.
•Eğitimde Dönüşüm Yaparken Partizanca Davranmamalıyız; Eğitim sisteminin siyasallaşmasının önüne geçilmelidir. Talimatla değil liyakat esasına göre atama yapılmalıdır. Mülakat sistemine son verilerek, hak edenlerin ataması yapılmalıdır. KPSS’de yüksek puan alıp atamaya hak kazanan, ancak mülakatta çok düşük puan verilerek elenen öğretmenlerin haklarının iadesi yoluna gidilmelidir. Okul türleri Türkiye’nin ihtiyaçlarına göre belirlenmelidir. Talep edilmeyen çok az sayıda öğrencisi olan okul türleri, talep fazlası olan okul türlerine dönüştürerek sorun çözülmelidir.
•Eğitim Siyasetinizin Uygulama Alanı Değildir; Eğitime siyaset sokulmamalıdır. Siyasetin etkisindeki eğitim bilimsellikten uzaklaşır. Kadrolaşmayı hedefleyen atamalar sonlandırılmalıdır. AKP'li eski milletvekillerinin Rektör olarak atanmaları kamu vicdanını yaralamıştır. Rektörlük için 3 yıl profesörlük şartının kaldırılarak, kişiye özel atama yapılması kabul edilemez. Üniversitelerin siyasallaşması yanlıştır. Üniversiteler özgür üretim ortamları olmalıdır. Rektör ve dekanlar atamayla değil, öğretim üyeleri tarafından seçimle belirlenmelidir.
•Sınav Odaklı Eğitim Derhal Terkedilmelidir; Çocukların yeteneklerini ve ilgi alanlarını ortaya çıkartacak eğitim modellerinin hayata geçirilmesi gerekir. Ezberci ve sınav odaklı eğitimden vazgeçilmelidir. Çocuklarımızı istemedikleri okul türlerinde okumaya zorlayan LGS sistemi kaldırılmalıdır. Çocuklarımız ilgi alanlarına ve yeteneklerine göre yönlendirilerek, istedikleri lise türünde okumaları sağlanmalıdır. Başarının sırrı, öğrencilerin ilgi alanlarının ve yeteneklerinin tespit edilerek o alana yönlendirilmesinde gizlidir.
•Darbeci Eğitim Zihniyetinden Vazgeçilmelidir; 12 Eylül zihniyetiyle eğitimde yola devam edemezsiniz. Bir an önce erişilebilir, bölgesel farklılıkları giderilmiş, küresel düzeyde iddialı ve bilimsel eğitime geçilmelidir.
•Eğitimde 1+8+4 Sistemine Geçilmelidir; Eğitim sistemi, 1 yıl okul öncesi eğitim olmak üzere, 13 yıla çıkartılmalıdır. Eğitim yapısının ürettiği temel sorunlardan birisi de açık liselerdir. Bugün bu liselerde 1.586.823 öğrenci bulunmaktadır. Bu gidişle önümüzdeki yıl bu sayı 2 milyonu aşacaktır. Eğitimin toplumla, ekonomiyle ve bilimle ilişkisini yeniden kurmalı ve ona göre etkin yapılanma, çağdaş-bilimsel içerik, yetişmiş öğretmen, güçlendirilmiş okul ve edilgen olmayan öğrenci dikkate alınarak eğitim yeniden yapılandırılmalıdır.
•Öğretmenlere Hak Ettikleri Değer Verilmelidir. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü ve 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde birer maaş ikramiye verilmelidir. Öğretmenlerin ek göstergeleri 3600’e çıkartılmalıdır. Öğretmenlerimizi az da olsa rahatlatmak için 2018 Eylül ayında ödenecek 1.121.- TL’lik hazırlık ödeneği de bir maaş seviyesine çekilmelidir. Tüm öğretmenler kadroya alınarak, ücretli öğretmen, sözleşmeli öğretmen, kadrolu öğretmen ayrımına son verilmelidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu Çıkarılmalıdır. Bizim bu konudaki çalışmalarımız devam etmektedir.
•Karma Eğitimden Vazgeçilemez; 1739 sayılı kanunda tanımlanmış olan karma eğitim Cemaat, tarikat ve kimi oluşumların baskısıyla Kurum Açma Kapatma Yönetmeliğinden çıkarılarak tartışmaya açılmıştır. Anayasa ve Milli Eğitim Temel Kanunu’ndaki “karma eğitim” zorunluluğunu görmezden gelenler, kafalarını kuma gömüyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı karma eğitimden vazgeçilemeyeceğini, Cumhurbaşkanlığı ise karma eğitiminde esneklik sinyalleri veriyor. Eğitimde çocuklarımızın üstün yararı söz konusudur. Pedagojik olarak doğru olan karma eğitim uygulamasıdır. Bunu da en iyi Milli Eğitim Bakanı bilir.
Yorum Yazın