Dolar 32,5590
%0.13
Euro 35,3003
%0.56
Altın 2.466,640
%0.13
Bist-100 10.873,00
%1.78

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP'den iktidarın iklim politikalarına sert eleştiriler

CHP'den iktidarın iklim politikalarına sert eleştiriler

Karşıyaka Belediyesi, iklim kriziyle mücadele kapsamında; “Yerel Yönetimlerde Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Belediyeler Buluşması” düzenledi. Toplantıda yapılan konuşmalarda CHP’li yöneticilerin okları iktidarın iklim politikalarına çevrilirken Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Konya’da düzenlediği iklim şurası sert bir dille eleştirilirdi.

  • Ege Postası
  • 25.02.2022 - 11:30

TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- Dünyada küresel iklim krizinin etkileri her geçen gün daha da hissedilir hale gelirken krizle mücadele için hem uluslararası hem ulusal hem de yerel bazlı planlar hayata geçirilmeye başladı.

Son dönemde sürdürülebilir çevre için harekete geçen Karşıyaka Belediyesi bugün, “Yerel Yönetimlerde Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı Belediyeler Buluşması” düzenledi.

Toplantıya ev sahibi Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcıları Ali Öztunç ve Ahmet Akın, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Mustafa Özuslu, CHP İzmir Milletvekilleri, İzmir ilçe belediye başkanları ve Bodrum Belediye Başkanı Ahmet Aras, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Seyhan Belediye Başkanı Akif Kemal Akay, Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da katıldı.

Toplantıda yapılan konuşmalarda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Konya’da düzenlediği iklim şurası sert bir dille eleştirilirken sürdürülebilir enerji politikalarının önemine dikkat çekildi.

ÖZTUNÇ: BİZ MÜCADELE BEKLİYORUZ ONLAR GÖBEK ATIYOR

Konuşmasına İklim Şurası’nı eleştirerek başlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztunç, Ukrayna’da yaşananların çevresel anlamda da büyük felaketleri yol açabileceğinin altını çizdi ve “İklim Şurası’ndan bahsedildi. Bana çok şaşırtıcı gelmedi. Konya’da iklim şurası düzenleniyor. Bakıyorsunuz bir vatandaşımızı sahneye çıkmış göbek atıyor. AKP’nin iklim şurası böyle olur ancak. Ne bekliyoruz ki! Biz devlet ikim kriziyle mücadelede ne yapacak diye bekliyoruz, onlar göbek atıp eğleniyorlar. O yüzden AK Parti’nin yapağı hiçbir şeyi umursamamak gerekiyor. Çünkü bilmiyorlar. İklim krizi dünyanın en önemli sorunlarından biri Ama birkaç gündür başka bir sorun yaşıyoruz. Avrupa’nın ortasında bir çatışma var. Avrupa’nın tam orta yerinde insanlar, çocuklar, anneler, kadınlar, erkekler ölüyor. Ne için? Birkaç kişinin kişisel egosu ve hırsı için insanoğlu öldürülüyor. Bu çağda, Avrupa’nın ortasında nükleer güce sahip bir devlet diğerini işgal ediyor. O devlete gazı veren ülkeler de sessizce izliyor. ‘NATO’yuz biz, hadi koçum yaparsın sen’ diye Rusya’ya gaz verenlerin hepsi çekilip izliyorlar. Tanrı Ukrayna'nın yanında olsun diyerek seyirci kalıyorlar Bu bize bir adamın ne kadar büyük olduğunu gösterdi. O adam Gazi Mustafa Kemal Atatürk. Montrö Anlaşması’ndan tutun ‘Savaş zaruriyet değilse cinayettir’ diyen Atatürk’ün ne kadar büyük olduğunu bir kez daha görüyoruz. Ukrayna’da Çernobil ele geçirilmiş, dün akşam yanlışlıkla olduğu söyleniyor, nükleer atık sahası patlatılmış, Avrupa şu anda ciddi bir nükleer atık tehlikesiyle karşı karşıya ama yine sessiz kalınıyor. Ama nükleer silahı olduğu için Rusya’ya aman ha diyenler neden İzmir’i görmüyorlar? Gaziemir’de İzmir’in orta yerinde nükleer atık bölgesi var. Böyle bir devlet yönetimi olabilir mi? Yerel yöneticiler isyan ediyor, Vali çıkıp (İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger'i kastediyor) ‘Şov yapıyor’ diyor. Ne yapacaktı? AKP’liler gibi çıkıp göbek mi atacaktı? AKP’nin İzmir Milletvekili Hamza Dağ da boş boş konuşuyor. Binali Yıldırım İzmir’den aday oldu, umurunda değil. Dün Foça’daydık. Bir taş ocağı var. Bölge bitirilmiş. Etrafı villa dolu. Sonra da ‘İkim kriziyle mücadele ediyoruz’ diyorlar bunların mücadele ettiği yok. Paris İklim anlaşmasını imzaladılar, yıllarca onaylatmadılar Ardından Erdoğan, Amerika’da bunun milyarlarca hibesi olduğunu duyunca mecliste onaylattı. Sen anlaşmayı imzalıyorsun, nükleeri destekliyorsun, siyanürü ayrıştırıyorsun. Yaşadığımız felaketleri hatırlayın. Yangınları, yazın ortasındaki selleri… Bütün bunlar iklim değişikliği nedeniyle yaşadığımız olaylar olarak adlandırılıyor ama bizimkiler Konya kaşık havasında göbek atıyor. Görev CHP’ye düşüyor. Biz iktidara gelince bu sorunla mücadele için elimizden geleni yapacağız. Ama iktidar olana kadar belediye başkanlarımız yerelde ellerinden geleni yapıyorlar. Belediyelerimizi kutluyoruz, çünkü biliyoruz ki CHP’li belediyeler halk için çalışır. Birileri rant için çalışır, CHP’li belediyeler halk için çalışır” dedi.

AKIN: BİZİMKİLER RANTA GÖRE AYARLIYOR

CHP Genel Başka Yardımcısı Akın ise; CHP’nin iklim politikaları hakkında bilgi verirken yenilenebilir ve öz kaynaklara dayalı enerjinin önemine vurgu yaptı ve şunları söyledi; “Türkiye’de dünyada büyük bir iklim krizi var ve bir de bunu görmezden gelen bir yönetim var. Bu yönetim, Türkiye’yi Paris İklim Anlaşması’nda son 5 ülke arasına soktu. Biz bunu 2016 yılında yapsaydık büyük bir yol alırdık. İktidara talip olan ve ülkeyi kısa zaman sonra yönetecek olan biz, iklime ve çevre politikalarına hakimiz. Ne yapacağımız belli. Hocalarımızla tartışıyoruz, STK’larla görüşüyoruz, belediyelerimiz kendi bölgelerinde çevre ve enerjide büyük işler yapıyorlar bize göre; enerji, iklim ve doğa bir bütün. Enerjiden başlamamız gerekiyor. Bizim enerji politikalarımızın odağında yenilenebilir enerji ve tepesinde de güneş var. Görüyoruz yaşamaları. Elinde enerjiyi, doğalgazı tutanlar, bunu gün geliyor şantaj olarak kullanıyorlar. Biz CHP olarak yenilebilir enerjiyi odağımıza koyuyoruz. Neler yaşanıyor 1,5-2 derece ısınmayla afetler yaşanıyor. Bu 2 derece daha artarsa çok daha kötüleri olacak. Bununla mücadele etmek iktidarın görevi. Ama iktidar bunu bir kenara bırakmış durumda. AKP, 84 milyonu müşteri gibi görüyor. Böyle olması Türkiye, yenilenebilir enerjiyle çağ atlar. 19 yılda 8 binin MgW güneş. Biz iktidarımızda her yıl 5 bin MgW enerji yapacağız. Çalışmalarımız ve yerlerimiz hazır. Türkiye’de enerji kooperatiflerini ilk kez hayata geçiren belediyelerimiz var Çünkü enerji insan hakkıdır, ulaşılabilir ve ödenebilir olmalıdır. Faturalara bakıyoruz ödenebilir olmaktan çıkmış. Çözüm de güneşte. Bütün dünya enerji politikalarını güneşe göre ayarlıyor, bizimkiler ranta göre ayarlıyor. 20 yılda şehirlerde yaşayan insan sayısı daha da artacak. O nedenle kentlerden hareket ediyoruz, bu nedenle belediye başkanlarımızın çalışmaları çok önemli. İklim, çevre ve doğa birlikte yürüyebiliriz. Çevreye zarar vermeden nasıl enerji üretebiliriz diye düşünüyoruz. İktidar olmamızın hemen ertesinde stratejik planlamayı kurduğumuzda bu bizim önceliklerimizden olacak. Belediyelerimizin iklim kriziyle mücadeleyi önemsemeleri çok önemli. İzmir çok şanslı, biz bu şansı el birliğiyle Türkiye’ye yayacağız. Türkiye’ye özgü yeşil mutabakatı biz yapacağız. Çünkü yeşil mutabakat her ülkeye göre bir terzi gibi dikilir. Yeşil dönüşüm bir yeni kalkınma modelidir ve buna ayak uyduran ülkeler ayakta kalır. Ülkeyi ancak bu şekilde kalkındırabiliriz. CHP iktidarında vatandaşlarımız yaşanabilir bir ülkede ve sürdürülebilir politikalarla karşılaşacaklar. Biz doğa tahrip edilmeden enerji politikalarının olacağını ortaya koyacağız.”

BAKANLIĞA SİTEM

Konuşmasına Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın Konya’da düzenlediği İklim Şurası’na yerel yönetimlerin davet edilmemesi noktasında bakanlığa sitem ederek başlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Tugay,  “İklim konusunun hepimizin hayatını direkt etkilediğini bilen insanlarımız. Gerek siyasetçiler gerekse bu konudaki vatandaşlar… Bu krizi görmemek, etkilerini hissetmemek mümkün değil. Kimi zaman orman yangınları kimi zaman kuraklık kimi zaman tarımda rekoltenin azalması, anormal sıcaklıklarla bunu hepimiz hissediyoruz. Bizler belediye başkanları olarak bugün buluşup bu konuyu konuşmak istedik. Bunu bir anlamda önemli bir siyasi sorumluluk olarak görüyoruz. Aynı zamanda bugünlerde iklim şurası adı altında Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Konya’da toplantılar düzenledi .Üzücü olan şu oldu: Bütün dünyada belediyeler, yerel yöneticiler iklim kriziyle mücadele ve uyum çalışmalarında en önemli ayak olarak görülen kurumlar Çünkü globalde düşündüğünüzü yerelde uygulamadığınız bir elem asla gerçeğe dönmüyor. Ama maalesef Konya’daki iklim şurasına hiçbir belediye başkanı davet edilmedi. TBMM Çevre Komisyonu’nun da davet edilmediğini öğrendik. Dün akşam ben şu ana kadar yapılan çalışmalara baktığımda merkeziyetçi bir anlayışla bir şeyler yapılmaya çalışıldığını gördüm ve bunu sonuca ulaşabileceğini düşünmüyorum. Yerel yönetimleri dinleyip çözüme dahil etmediğiniz bir yönetimin sonuca ulaşması mümkün değil. Merkeziyetçi anlayışın birçok soruna yol açtığı ve açacağı bir yanlış. Bugün şuranın son günü Biz bun hesaplamamıştık ama ironik bir tesadüf oldu” dedi.

TUGAY: RANT PEŞİNDE KOŞAN İNSANLAR DEĞİLİZ

İklim kriziyle mücadelede yerel yönetimlerin ve birlikteliğin önemine vurgu yapan Tugay, “İklim konusu siyaset üstü bir konu. Hangi siyasi görüşte olursa olsun herkes çok duyarlı olmalı. Dünyanın sıcaklığının arttığı buna bağlı olarak ekosistemin bozulduğu, buna bağlı olarak bazı canlı türlerinin yok olduğu, tarımsal rekoltenin çok düştüğü, kuraklık haritasına bakıldığında Türkiye’nin büyük bölümünün ciddi bir kuraklık sorunu yaşadığını her türlü veri gösteriyor bize. Bütün bu belirtiler devam ederken bizler siyasi rant peşinde koşan insanlar olamayız. Dileğim odur ki önümüzdeki aylarda benzer toplantıları diğer kentlerimizde de sürdürelim ve bu konudaki çalışmalarımızı ortaklaştırmaya devam edelim. 28 Şubat günü BM’nin IPCC olarak adlandırdığı 162 ülkenin katkıda bulunduğu bir alt birlik, 6. raporunun ikinci ayağını yayınlayacak. O raporun içeriğinin ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz ama çok kötü şeyler söyleneceğine eminiz. Raporun birinci kısmında küresel ısınmanın beklenenden çok daha hızlı ilerlediği, 10-12 gibi bir yıl içerisinde geri dönüşümsüz bir noktaya geleceği ifade ediliyor. Bu, dünya için ‘kırmızı kod’ ismiyle duyuruldu. Bu raporda, kentlere çok daha fazla yer verildi. Raporun tüm bölümlerinde iklim krizinin mekansallaştırılması konusunu da gördük. Kentlerde iklim krizinin etkileri konusunda önlemler alınması gerektiği belirtildi. Buna da ‘dirençli kentler’ adı verildi. İklim krizi sadece kentleri vurmuyor ama insan yoğunluğu kentlerde yaşadığı için kentlerde daha hissedilebilir hale geliyor. Bu nedenle yerel mücadelenin daha önemli olduğu söyleniyor. Bu nedenle belediyelere daha fazla destek verilmesi, konuya dahil edilmeleri ve daha fazla kaynak ayrılması gerekiyor. Belediyeler atık sektörlerindeki salınımın azaltılmasında da kilit noktadalar. Bizler belediyeler olarak krizin etkileriyle çok mücadele ettik. Bu noktada belediyelerin bir araya gelerek mücadele etmesi çok önemli. İklim krizinin sinsi etkileri iş alanında, gıdaya erişimde zorluklarla sosyal adaletsizliğin artmasına sebep olması yönünden de çok önemli. Bu sadece yağmur fazla yağdı, yapmadı meselesi değil. Giderek derinleşen sosyal adaletsizlik ve bunun etkilerinden olan toplu göçler gibi felaket senaryolarını ortaya çıkarması açısından da önemli. Biz belediyeler olarak sürdürülebilir eylem planları hazırlıyoruz. Bugün yapılan toplantının ilk adım gibi görülmesini ve daha sonraki adımlarda bu çalışmaya devam etmemizi diliyorum” diye konuştu.

BAKAN: İKTİDARIN İKLİMLE İLGİLİ BİLİNÇLERİ YOK

İktidarın iklim kriziyle mücadele konusunda pasif kaldığın ve bilinçsiz olduğunu ifade eden CHP İzmir Milletvekili ve Çevre Komisyonu üyesi Murat Bakan ise şunları söyledi; “Pek çoğumuz eleştirmeyi severiz ama sorunların çözümünde eleştirmek yetmez ve bir adım atma cesareti göstermek lazım. Çok önemli bir konu iklim krizi. Dünya yaşanmaz bir hale geliyor. Gezegenimiz bir varoluş sorunuyla karşı karşıya. Ukrayna’da bir savaş var. Onlar da bir varoluş sorunu yaşıyor. Türkiye’de Kahramanmaraş’ta valiliğin önünde kendini yakan vatandaş kendi varoluş sorununu yaşıyor. Onlar dünyanın 50 yıl sonra nereye gideceğini önemsemeyebilir. Ama devletler ve yöneticiler dünyanın varoluş sorununa kayıtsız kalamaz. Bizler, bir çözüm üretmek zorundayız. Türkiye sulak alanlarını kaybediyor. Eskiden var olan göllerimiz yok artık. Sulak alanlarımızı kaybediyoruz ama Tarım ve Orman Bakanımızın umurunda değil. Ormanlarımızı kaybediyoruz. Orman Genel Müdürlüğünün genel bütçeden aldığı rakam 1 milyar lira. Büyük bütçesinin 7 milyarını da ormanlardan elde ediyor. Yani ormanı yaşam alanı olarak değil, kereste fabrikası olarak gören bir Tarım ve Orman Bakanımız var. Aynı zamanda çoğunu da madenlere tahsis ediyor. Madencilik de yapılabilir. Ama 'Biz bu madenleri çıkarmayacak mıyız’ diyen iktidara sesleniyorum. Madencilikle zengin olan ülke yok. Eğer öyle olsaydı Afrika zengin olurdu. Siz madenlerinizi çıkararak, ormanlarınızı katlederek, nehirlerinizi kurutarak zengin olamazsınız. Bu iktidarın iklimle ilgili bilinçleri yok. Dünya karbonsuz ekonomik düzene gidiyor. İleride ülkelerden karbon vergisi alınacak. Türkiye’den bu alındığında büyük bir maddi yükle karşı karşıya kalacak. Bununla ilgili bir çalışma var mı? Yok. Parlamentoyu, Çevre Komisyonunu, belediyeleri davet etmiyorlar ama Konya’da sen ben bizim oğlan İklim Şurası yapıyorlar. Milliyetçiyiz diyorlar ya. Soyut bir milliyetçilik yok. Vatan denilen bizim denizlerimiz, ormanlarımız, nehirlerimiz. Siz vatanseverseniz buraları koruyacaksınız.”

ÖZUSLU: GİDECEK BAŞKA YERİMİZ YOK

İzmir büyükşehir Belediye başkan Vekili Özuslu ise; iklim kriziyle mücadelenin hayati önem taşıdığının altını çizdi ve “Karşıyaka Belediyemizin attığı ilk adımı çok kıymetli buluyorum ve bunun büyüyerek dünyanın en önemli meselelerinden olan iklim krizi konusunda başta ülkemize ve ardından dünyaya örnek olacak fikirler sunmasını temenni ediyorum. İnsanoğlu, gidecek başka bir yeri olmamasına rağmen kendi yuvasını büyük bir yıkıma sürükledi. Dünyamız yaşanabilir bir yer olmaktan büyük bir hızla uzaklaşıyor. İklim krizine bağlı gelişmeler milyarlarca insanın hayatını etkiliyor. Havamız kirleniyor, ormanlar azalıyor, türlerin soyları tükeniyor, temiz suya erişimimiz zorlaşıyor. Bütün bunlar geleceğimiz tehdit ediyor. Son 2 yıldır yaşadığımız pandemi, küresel felaketlerin ülke ayırt etmeksizin bütün insanları nasıl etkilediğini görmemizi sağladı. İklim değişikliğinin getirilerinin büyük bir felakete dönüşmemesi de yine bizim elimizde. İBB olarak, mevcut ekolojik yıkımın önüne geçilmesi için adım atmak adına beklenecek bir dakikamızın bile olmadığını biliyoruz. Evlatlarımıza yaşanabilir bir dünya bırakabilmek, bizim anayasal sorumluluğumuz olmalıdır. Gençlerimizi bu konuda bilinçlendirmenin yanında onları da sürece dahil etmeliyiz. Ülkemiz iklim kriziyle mücadelede etken olmalıdır. Bu da katılımcı bir mücadele planı ve anlayışla mümkündür. Biz İBB olarak bu şekilde hareket ediyoruz. İklim kriziyle mücadele, ölçülebilir hedefler üzerine inşa ediliyor. Bunların başında sera gazı etkisinin düşürülmesi geliyor. İBB olarak ekosistemimizi şehrin doğasını büyütmek bizim en önemli önceliklerimizden biri. Bu doğrultuda, Yeşil Şehir Eylem Planı ve Sürdürülebilir Kentler Eylem planı. Her iki çalışmayı 3 hedef etrafında kurguladık. Kent ve kır arasında bağı kurmak, güçlü bir şehir inşa etmek ve döngüsel bir ekosistem kurmak. Bu kapsamda arazi kullanımı, atık yönetimi, enerji, su yönetimi gibi konularda toplam 61 eylem oluşturduk. İzmir’de sera gazı dağılımında en yüksek pay sanayi salınımları. Ardından binalar ve ulaşımdan kaynaklı. İBB olarak yok oluşu değil, birlikte var olmayı savunuyoruz. Bu konuda eyleme geçmeyi, doğanın adaletli yapısının önüne konulan eylemleri kaldırarak devam ediyoruz. İklim krizi mevcut adaletsizlikleri daha da derinleştiriyor. Burada üzerinde durulması gerek ertelemeden, hemen şimdi harekete geçmektir. Zamanımız azaldı, biz sorunu ortaya koymanın yanında çözümü için de adımlarımızı atıyoruz. Afetlere ve salgınlara dirençli olmanın tek yolu doğayla uyumlu bir yaşam ve kent inşa etmektir. Doğayı geri kazanabiliriz çünkü başka gidecek yerimiz yok. İklim de bizi onu değiştirebilecek de biziz” ifadelerini kullandı.

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.