Dolar 38,4288
%0.23
Euro 43,8111
%0.1
Altın 4.151,820
%0.54
Bist-100 9.491,00
%1.92

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP'li Bakan Yerlikaya'ya seslendi: 'Güvenlik söylemiyle özgürlükleri bastırmak...'

CHP'li Bakan Yerlikaya'ya seslendi: 'Güvenlik söylemiyle özgürlükleri bastırmak...'

İçişleri Bakanı Yerlikaya'nın çevik kuvvet polislerine yaptığı teşekkür konuşması sonrası CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan'dan açıklama geldi. Bakan, 'İçişleri Bakanı olarak göreviniz, kamu düzeni ile vatandaşın temel hak ve özgürlükleri arasında anayasal bir denge kurmaktır... Polisi sadece “toplumsal olayları aşırı güç kullanarak bastıracak bir güç” olarak değil, hak sahibi bir yurttaş olarak görmeyen her yaklaşım, hem emniyetin iç barışını hem de toplumsal dengeyi bozar. Güvenlik söylemiyle özgürlükleri bastırmak, sorunları derinleştirir. “Sokak çağrısı yapanlar” diyerek gençleri suçlamak yerine, neden o gençlerin sokakta olduğunu sormak gerekir: Neden umutsuz? Neden kaygılı? Neden işsiz? Neye itiraz ediyor? Ne istiyor? ' dedi.

  • Ege Postası
  • 12.04.2025 - 17:52
  • Güncelleme: 12.04.2025 - 18:51

EGE POSTASI - İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, tutuklanan İBB Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu için yapılan protestolarda müdahalelerde bulunan çevik kuvvet polislerine teşekkür konuşmasında övgü dolu sözler söyledi.

Yerlikaya'nın sözlerine CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan'dan tepki gecikmedi.

Tek taraflı bir yol izlendiğini vurgulayan Bakan, ülkede adalet zeminin sarsıldığını açıklayarak Yerlikaya'ya görevini dengeyi sağlayacak şekilde yerine getirme çağrısında bulundu.

Öte yandan yalnızca protesto hakkını kullanan gençlerin 'terör' ile ilişkilendirildiğini, polis ekiplerinin ise “toplumsal olayları aşırı güç kullanarak bastıracak bir güç” olarak kullandırıldığını belirtti.

Bakan'nın sosyal medya paylaşımında kullandığı ifadeler şu şekilde;

''İÇİŞLERİ BAKANI OLARAK GÖREVİNİZ DENGE KURMAK''

''İçişleri Bakanı olarak göreviniz, kamu düzeni ile vatandaşın temel hak ve özgürlükleri arasında anayasal bir denge kurmaktır. Ancak hamasetin ötesine geçmeyen son açıklamalarınız bu dengenin tek taraflı bir güvenlikçi anlayışa kaydığını ve hak arayan yurttaşların hedefe konulduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

''GENÇLER 'KARANLIK PLANLARIN FİGÜRANI' GİBİ GÖSTERİLİYOR

Barışçıl protesto hakkını kullananları “terör” ile yan yana getirmek, gençleri “karanlık planların figüranı” gibi göstermek, demokratik hukuk devletinde kabul edilemez. Bu söylem, devlete duyulan güveni değil, korkuyu büyütür. Anayasal hakkını kullanan yurttaşları “vandallıkla” suçlamak, hukuk devleti ilkesini rafa kaldırmaktır. Birkaç münferit olay üzerinden tüm bir protestoyu kriminalize etmek, devletin tarafsızlık zeminini sarsar.

Polis, sadece güvenlik unsuru değil, aynı zamanda insandır. Polis Teşkilatı, bu ülkenin en ağır yükünü sırtlayan meslek gruplarından biridir. Ancak ne yazık ki, Türkiye’de en çok intihar eden meslek grubudur. Nedeni açıktır: ağır çalışma koşulları, uzayan görev saatleri, mobbing, amir tahakkümü, sendikal haklardan mahrumiyet, psikolojik destek eksikliği…

Polisi sadece “toplumsal olayları aşırı güç kullanarak bastıracak bir güç” olarak değil, hak sahibi bir yurttaş olarak görmeyen her yaklaşım, hem emniyetin iç barışını hem de toplumsal dengeyi bozar.

''GÜVENLİK SÖYLEMİYLE ÖZGÜRLÜKLERİ BASTIRMAK...''

Güvenlik söylemiyle özgürlükleri bastırmak, sorunları derinleştirir. “Sokak çağrısı yapanlar” diyerek gençleri suçlamak yerine, neden o gençlerin sokakta olduğunu sormak gerekir: Neden umutsuz? Neden kaygılı? Neden işsiz? Neye itiraz ediyor? Ne istiyor?

Devlet, gençlerin sesini bastırmakla değil, duymakla yükümlüdür.

Gerçek güvenlik ise, özgürlüklerin güvence altında olduğu devletle mümkündür. 
Örneğin polislere sendikal örgütlenme hakkı teslim edilirken; gösterilere müdahale ve orantısız güç son bulmalıdır.

''GÖREVİNİZ HAKLARI BASTIRMAK DEĞİL KORUMAK''

Devlet, korkuyla değil, hukukla yönetilir. Huzur; bastırarak değil, dinleyerek sağlanır. Polis kimsenin arka bahçesi ya da militanı değil, hak sahibi bir kamu görevlisidir. 
Sizin göreviniz, hakları bastırmak değil, korumaktır.

Ya hukukun üstünlüğüne bağlı olacaksınız ya da korku siyasetiyle her gün tükenen bir düzenin bekçisi olarak anılacaksınız.''

 

 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.