Dolar 34,6450
%0
Euro 36,3499
%-0.08
Altın 2.932,910
%0.05
Bist-100 9.636,00
%-0.25

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP'li Böke Buca'da gençlerle referandumu konuştu

CHP'li Böke Buca'da gençlerle referandumu konuştu

CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke'den Buca'daki açılışta flaş açıklama, "Bugün nasıl tek adamlık rejiminden şikayet ediyorsak, partilerde de tek adamlıktan şikayetçiyiz.Bir liderin tercihi ile yazılmış 550 milletvekili adayı değil ön seçimle seçilmiş, adayların yarıştığı bir seçimi tercih ediyoruz" Buca'da açılışta konuşan Böke'den ses getirecek açıklama

  • Ege Postası
  • 18.03.2017 - 09:51

İzmir'in Buca İlçesi'nde Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi'nin açılışını gerçekleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke, ardından gençlerle buluşarak anayasa değişikliğini konuştu. Böke, "Yargıyı da, yasamayı da, yürütmeyi de tek elde toplayan ve tek kişinin 80 milyon adına karar vereceği bir anayasa önerisi ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla özetle sorulan sorunun, bir tek adam rejimi mi, yoksa demokrasi mi olduğu gerçeği üzerinden sandığa gitmemiz gerekiyor" dedi.

CHP'li Böke, İzmir'de neden 'hayır' dediklerini anlattı

Buca Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi açıldı

Buca Belediyesi'nin Yenigün Mahallesi'nde yapımı tamamlanan Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke'nin katılımıyla hizmete açıldı. Törenin açılış konuşmasını yapan Levent Piriştina, yaptıklarını hizmet binalarına anlam katacak isimler vermeye özen gösterdiklerini belirterek, Türkan Saylan Çağdaş Yaşam Merkezi'nin adının sosyal medyada yapılan anket sonucunda çoğunluğu Bucalı olmak üzere İzmirliler tarafından belirlendiğini söyledi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Selin Sayek Böke ise, "Burada sadece yapılacak işler değil, burada yaşatılacak ismin temsil ettiği şeyler de bizim için çok önemli. Türkan Saylan bu ülkenin cumhuriyet kadınlarını temsil eden ve kendinden sonra gelen cumhuriyet kadınlarına bir miras bırakmayı kendine dert edinmiş olanların önderlerinden biriydi. Türkan Saylan bütün hayatını önce insanların sağlığına, sonra kız çocuklarının eğitimine ve bütün hayatı boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin çağdaş değerlerine kendini adamış çok değerli bir insan. Burada yapılacak çalışmaların, Türkan Saylan'ın insana değer veren yaklaşımıyla, kız çocuklarını hayata katmayı kendine önemli gören hayat felsefesiyle, en önemlisi kız çocuklarının yaşayacağı toplumda kadına eşit değer veren yaklaşımı erkeklerle birlikte yaşatan ve onları bu hayata ortak eden bu binaya ismiyle cismiyle çok değer veriyorum" dedi. 

Kadınların sosyo-ekonomik gelişimlerini sağlayarak, toplumsal yaşama katılımlarını arttırmayı amaçlayan 3 katlı merkez, 850 metrekarelik bir alanda çok sayıda aktiviteyi bünyesinde barındırıyor. Bucalı kadınlar Çağdaş Yaşam Merkezi'nde düzenlenecek takı tasarımı, ahşap boyama, moda tasarım ve bez bebek kurslarıyla boş zamanlarını değerlendirip yeni hobiler edinirken, okuma yazma, işaret dili, diksiyon, aile içi iletişim ve talebe göre açılacak yabancı dil kurslarıyla kendilerini geliştirebilmeleri için yeni fırsatlara kavuşmuş olacak. Meslek edindirme kurslarıyla yılda 530 kadına, ders desteği ile 440 öğrenciye hizmet verecek olan Merkez'de, Buca Belediyesi'nin örnek projelerinden Pırlanta Merkezleri'nin 7'incisi de faaliyet gösterecek. Merkezde ayrıca, çeşitli eğitimlerin ve etkinliklerin düzenleneceği çok amaçlı salon, fitness, aerobik, pilates, zumba kurslarının verileceği spor salonu, 2 adet kafeterya ile mini açık hava sineması da yer alıyor. 

BUCALI GENÇLERLE BULUŞTU

Açılışın ardından Hasanağa Bahçesi'ne geçen Selin Sayek Böke, Bucalı üniversiteli gençlere referandumda oylanacak anayasa değişikliği teklifini konuştu. Parkta gençlerle buluşan ve minderde oturarak sohbet eden Böke, Türkiye'de yaşanan sıkıntılara çare olmayacak bir anayasa değişikliği teklifiyle karşı karşıya olunduğunu anlattı. Böke, "Özetle şunu öneriyor; bir cumhurbaşkanı olacak. Bu cumhurbaşkanının kim olduğu önemli değil. Herhangi birimiz seçime girip olabiliriz. Ancak bu cumhurbaşkanı hem yürütme olacak, yani kendisi bakanlar kurulunu istediği yerden atayacak. İsterse eşini, isterse çocuğunu, isterse baldızını, isterse komşusunu atar. Ama bakanlar kurulunu artık biz seçmeyeceğiz. Cumhurbaşkanı kendisi seçecek. Bu yürütmenin başı cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkanı kararnamelerle neredeyse bütün yasamayı yapmayı kendi üzerine alıyor. Mecliste bir takım yasama yetkileri duruyor, ama kırpılmış halde. Dolayısıyla hem yasamama, hem yürütme cumhurbaşkanına veriliyor. Bu yetmiyormuş gibi bir de HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin atamasını yine burada önerilen cumhurbaşkanı yapıyor. Yani yargıyı da yasamayı da yürütmeyi de tek elde toplayan ve tek kişinin 80 milyon adına karar vereceği bir anayasa önerisi ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla özetle sorulan sorunun, bir tek adam rejimi mi yoksa demokrasi mi olduğu gerçeği üzerinden sandığa gitmemiz gerekiyor" diye konuştu.

'PARTİLERDE DE TEK ADAMLIKTAN ŞİKAYETÇİYİZ'

Bütün siyasi partilerin ön seçim yapmasını istediklerini ve bununla ilgili Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik yapılabileceğini belirttiklerini anlatan Böke, "Çünkü bugün nasıl tek adamlık rejiminden şikayet ediyorsak, siyasi partilerde de tek adamlıktan şikayetçiyiz. Bir liderin tercihi ile yazılmış 550 milletvekili adayı değil, ön seçimle seçilmiş, yani üyesi ve vatandaştan kendi onayını almış olan adayların yarıştığı bir seçimi tercih ediyoruz. Bütün bunlar parlamentoyu güçlendirecektir. Reçete elimizde, eğer gerçekten demokrasi niyeti olsaydı bugün bizim verdiğimiz bu teklifler kabul edilirdi. Bu sandık bir demokrasi sandığı değil, bu çok belli. Bu sandık tek adamlık rejimini inşa edecek sandık. Anayasa bir toplumsal sözleşmedir. Toplumun yarısının olmadığı, yarısının benim burada rahatsızlığım var dediği bir şeyin bir toplumsal sözleşmeye dönüşmesi mümkün olmayacaktır" dedi. 

'VARLIK FONU DEĞİL İPOTEK FONU'

Bir öğrencinin Varlık Fonu'na neden karşı olduklarını sorması üzerine Böke, şöyle konuştu: 

"Normalde varlık fonları ülkenin fazla gelirinin, ileriye miras bırakmak üzere yatırıldığı fondur. Mesela Çin ihracat yapıyor. Cari fazlası oluyor. Buradan elde ettiği dövizi bir gün bu dövizin kaynağı kesilirse diye bir kenara koymak adına varlık fonu kuruyor. Petrolü, doğalgazı olan ülkeler, buradan elde ettiği geliri, ileride o kaynak tükendiğinde kullanmak adına varlık fonuna yatırıyor. Bugün Türkiye borçlu, cari fazlası yok, petrolü, doğalgazı dışarıdan alıyor. Yani bir fona koyabileceği varlığı yok. Ama kaynağa ihtiyacı var. Bunun dürüstçe adının bir ipotek fonu olduğunu söylemek gerekiyor. Daha önce bize miras bırakılmış olan, Ziraat Bankası, Halk Bankası, PTT, Türk Hava Yolları, BOTAŞ gibi varlıklar bize miras gelmiş. Bunları ipotek ettiriyor ve diyor ki, eğer ben bunları teminat göstererek aldığım kaynağı yanlış kullanırsam, bunlar senin olur diyor. Bu varlık fonu değil, var olan kaynağınızı teminat gösterip ipotek altına koyup oradan kaynak gösteriyor gibi yapmak. 18 kanundan muaf bir özel yapı. Yani Ziraat Bankası'na el koyuyor, sonra satıyor. Sattıktan sonra gelirini nerede kullanacağını hiç birimiz bilmeyeceğiz. Yani bu seçim sandığında mı kullanılacak, döviz piyasasında manipülasyon için mi kullanılacak. Belki yurt dışına kaçtığında kendisinin kullanması için mi ayrılacak. Hiç bir kontrolünüz yok. Onun için bu özüyle adının hiç uyuşmadığı, bir varlık yaratmayan, ülkeye miras bırakmayan, var olan mirasını bitiren bir fona dönüştü. Benim itirazım bundandı." dedi. (DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.