Dolar 34,5424
%0.18
Euro 36,0063
%-0.62
Altın 3.005,890
%1.48
Bist-100 9.550,00
%1.94

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
CHP’li Aydın’dan bakanlığın ‘Buca’ planları için net çıkış: Nasıl Sao Paulo’yu engellediysek…

CHP’li Aydın’dan bakanlığın ‘Buca’ planları için net çıkış: Nasıl Sao Paulo’yu engellediysek…

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, Buca Cezaevi alanı planlarına ilişkin CHP ve AK Parti arasında devam eden tartışmalara ilişkin konuştu. Belediyenin alanda planlama yapma yetkisi olduğunu belirten Aydın, tartışmalarla bölgedeki esas konudan uzaklaşıldığının altını çizdi. Bakanlık planlarının uygulanması noktasında da net çıkış yapan Aydın, “Bakanlık planında, ticaret ve konut alanı yapılacak. Sonra da bunları satacaklar. Yapmaya çalıştıkları bu, şehrin yararına aykırı plana karşılı demokratik tepkilerimizi göstermek ve hukuki mücadelemizi yapmak zorundayız. Sao Paulo gemisini nasıl engellediysek bunu da engelleyeceğiz” dedi.

  • Ege Postası
  • 21.10.2022 - 17:46

EGEPOSTASI- İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın Büyük İzmirTV’de yayınlanan Gündeme Dair programında Figen Avcıoğlu’nun sorularını yanıtladı.

Kent gündemine dair değerlendirmelerde bulunan Aydın, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öğrencilere ücretsiz yemek dağıtan aracının Katip Çelebi Üniversitesi’ne alınmaması ve öğrencilerin kaldırımda yemek yemek zorunda kalması nedeniyle Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye tepki gösterirken “iktidara yaranma” göndermesi yaptı.

Buca Cezaevi alanı için yapılan planlarına ilişkin polemiklere de değinen Aydın, alanın İller Bankası’na satıldığı tarihe dikkat çekerken alanda Büyükşehir’in planlama yetkisi olduğunu söyledi ve yönetmeliği işaret etti.

“SARAY İKTİDARINA YARANABİLMEK İÇİN…”

İKÇÜ rektörünün İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öğrencilere ücretsiz yemek dağıtım yapan aracı kampüsün içine almaması ve bu nedenle öğrencilerin yaşadığı mağduriyet üzerinden üniversite yönetimine tepki gösteren Aydın, üniversite rektörü Saffet Köse’nin siyaset yapmaması gerektiğini belirtti ve “Çok üzücü bir durum. Partizanlığın geldiği boyutu gösteriyor bize. Sayın rektörü ve İKÇÜ yönetimini Saray’ın değil öğrencilerin üniversitesi olmaya çağırıyoruz. Bunda büyütecek bir şey yok. Büyükşehir, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da öğrencilere ücretsiz yemek dağıtıyor. Üniversite yönetimi izin alınmadı diyor. İzinler alındı, aynı yemek geçen yıl da dağıtıldı. Ayrıca şu da var açıklamada. ‘biz 6 liraya öğrencilere yemek dağıtıyoruz’ diyorlar. Bir sorun öğrencilere ne diyecekler? Sayın rektör için günlük 6 lira çok ucuz olabilir. Sayın rektör öğrencilik günlerini unutmuş demek ki. Saray iktidarına yaranabilme için İzBB’nin öğrencilere verdiği hizmetlere engel olmamalıdırlar. Dilerdik ki anayasada yazan sosyal devlet olma kuralını hayata geçirebilseydi de biz, böyle hizmetler yapmak zorunda kalmasaydık. O öğrenciler de kapı önünde tozun toprağın içinde yemek yemek zorunda kalmasalardı. Kendileri saraylarda lüks masalarda yemek yiyor olabilirler ama o öğrenciler için o yemek çok önemli. Daha da ilginci… Sanki üniversiteye bir makammış gibi bugün Sayın Soyer’in basın açıklamasındaki ifadelerine ve İZBAN durağı üzerinden cevap yetiştirmeye çalışıyor. Sayın rektör işini yapsın. Onun birinci işi orada sağlıklı bir eğitim ortamı sağlamaktır. Eğer bunu yapamıyorsa onu atayan kişiden affını isteyebilir. Burası İzmir, burada Büyükşehir belediyesiyle itişerek rektörlük yapılmaz. Öğrencinin karnına girecek iki lokma üzerinden siyaset yapmak kimsenin hakkı ve haddi değildir. O çocuklar rektör beyin kaprisi ve partisan tavrı yüzünden tozun toprağın içinde yemek zorunda kaldılar. O tavrın neden olduğunu bu şehirde ve ülkede yaşayan herkes bilir. Kimsenin aklıyla dalga geçmesin. Yazınız geldi gelmedi… Bunun bir anlamı yok. Velev ki tüm söylediklerinde haklılar. Ama bu çocuklar tozun toprağın içinde yemek yedi. İnisiyatif kullanmak çok mu zor? Kaldı ki bizim izin yazımız 10 Ekim tarihinde gönderildi. Biz çocukların sağlıklı beslenmeleri için ne gerekiyorsa ona yapıyoruz. Sayın rektöre tavsiyem de siyasi partilere laf yetiştirmeye çalışacağına görevini yapsın” dedi. 

“LAGA LUGA EDİP RANTA AÇMAYA ÇALIŞIYORLAR”

Son dönemde kentin en çok tartışılan konusu olan Buca Cezaevi alnı planları polemiklerine de değinen Aydın, sonuç odaklı düşünme vurgusu yaptı ve “Burada tartışacağımız birinci konu şu: Buca’daki bu alan ne olarak kullanılacak? Bu konuda Büyükşehir’in mi yetkisi var bakanlığın mı yetkisi var… Buca Cezaevi alanında bakanlığın yaptığı plan ne getiriyor? Bu plan İzmir halkına şöyle pazarlandı: Biz İzBB’nin 20 yıl önce yaptığı AVM planını kaldırdık dediler. Yerine ne getirdiler? 70 bin metrekare inşaat alanı getirdiler. Yeşil alan yarıya indi, otopark tamamen kaldırıldı. Ayrıca bu plan TİCK dediğimiz ticaret+konut kullanımı. Yani isterlerse oraya yine AVM yapabilecekler. Hem de kaldırdıklarını söylediklerinin iki katı. Çok basit bir soru. O alanda yeşil alan mı görmek istiyorsunuz yoksa konut ve AVM mi? Yetki tartışması… Biz burada AVM planını kaldırdık diyorlar. Peki siz ne yapacaksınız diyoruz. Ses yok. Ne getirecek bu alan diyoruz ses yok. Yani laga lugaya getirerek burayı ranta açmaya çalışıyorlar, ayıp ediyorlar. O alanın tamamı yeşil alan olmalı. Ben onlara tek bir soru soruyorum. Şu an bakanlığın askıda bulunan planı bölgede kaç metrekare inşaat yapılmasını öngörüyor” diye konuştu.  

“İZMİRLİLERE İNAT OLSUN DİYE SATTILAR”

AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın cezaevi alanında belediye hizmet alanı ayrıldığına ilişkin yaptığı açıklamayı da yorumlayan Aydın, bölgenin İller Bankası’na satıldığı tarihe dikkat çekti ve “Zaten belediye hizmet alanı olan yani zaten pazar yeri olabilecek bir şeyin pazar yeri olarak kullanılacağını söyleyerek bize müjde veriyor. O alanı bizim İzmir’in kurtuluşunu 100. Yılını kutladığımız gün satılar İller Bankası’na. Yani İzmir’e inat olsun diye İzmir’in kurtuluşunun 100. Yılında Buca’ın en önemli alanını inşaat olsun diye sattılar. Sonra da kalkıp müjde gibi duyuruyorlar. Halbuki bu bölgeyi Büyükşehire’e bedelsiz devretme hakları da vardı ama yapmadılar. Çünkü inşaat yapmak istiyorlar. Biz oraya yeşil alan yapmak istiyoruz diyorlar. Biz ne kadar yeşil alan diye soruyoruz. Cevap yok. 70 bin metrekare inşaat öngörüyor o planlar. Neredeyse cezaevinin tamamı. Lafı dolandırmadan biz oraya inşaat yapacağız desinler. Basın emekçilerinden rica ediyorum. Karşılaştıkları her AK Partili yöneticiye burada kaç metrekare inşaat yapılacağını  sorsunlar. Yetki , usul ve şekil tartışmasına boğmaya çalışıyorlar bizi. Yetkinin kimde olduğu değil oraya ne yapılacağı önemli. Biz orada 5 yıl sonra ne göreceğiz? İzBB, o alanın tamamını yeşil alan olarak kullanmak istiyor. Bir kısmı yer üstünde açık olmak üzere kalanı da yeraltında olacak otopark olacak. Bakanlık planında, ticaret ve konut alanı yapılacak. Sonra da bunları satacaklar. Yapmaya çalıştıkları bu, şehrin yararına aykırı plana karşılı demokratik tepkilerimizi göstermek ve hukuki mücadelemizi yapmak zorundayız. Sao Paulo gemisini nasıl engellediysek bunu da engelleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“SADECE BAKANLIK PLAN DİYE BİR HÜKÜM YOK”

Bölgenin rezerv alanı ilan edilmesi üzerinden alanda plan yapma yetkisine ilişkin tartışmalarda da yönetmeliği işaret eden Aydın, şunları söyledi; “Biz belediyenin bu alanla ilgili plan yapma yetkisi olduğunu düşünüyoruz. İki neden var. Öncelikle… bu alanın rezerv alan olarak ilan edildiği ve 2020 yılında alınan kararı biz bilmiyoruz. Çünkü bize tebliğ edilmedi, ilan edilmedi, duyurulmadı. Bu karara karşı dava açma imkanı sağlanmadı. Bize ‘Şimdi öğrendiniz’ diyorlar. Devlet kararında böyle bir şey olur mu? Ayrıca biz o bölgenin ne kadarının tamamının mı bir kısmının mı rezerv alanı ilan edildiğini bilmiyoruz. Çünkü bakanlık ilan ettim demedi. Yani resmi olarak rezerv alanı ilan edilmiş bir alan yok. O zaman bi buraya bir plan yaparız Bunun yanında. Biz burası için plan yapmaya başlayınca bir anda plan çabasına girdiler. Sayın Özgür Hızal da atı alan Üsküdar'ı geçti dedi. Bu deyim iyi bir deyim değildir.  Ayrıca kimsenin Üsküdar’ı geçtiği yok. Burayı alan İller Bankası, burada plan yapacağın ve alanla ilgili planları göndermemizi bizden 10 Ekim’de istedi. Yani ortada bir plan yok. Yani rezerv alanı ilanını görmedik. İki… plan yapma yetkisi belediyelerdedir. Üçüncüsü… diyelim ki rezerv alanı ilan edildi. E rezerv alanı bölgesinde sadece bakanlığın plan yapma yetkisi vardır diye bir hüküm yok. Ama tekrar ediyorum. Burada önemli konu yetki değil. O alanda yapılacak planın bölgeye ne yapacağıdır. Bu ülkede halka rağmen kimse bir şey yapamaz. Oradaki 47 mahalle muhtarı o alanın yeşil alan olmasını istediklerini bildirdiler. Demokrasi, halkın iradesi, yerinde yönetim diyorsa iktidar o zaman Buca halkının isteğine sessiz kalamaz.z 

“BU, TAVŞAN KAÇ TAZI TUT DEMEK

Geçtiğimiz hafta gerçekleştirilen büyükşehir Belediye Meclisi’nde AK PArti ve CHP arasında tansiyonun yükselmesine neden olan ve AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli’nin de Buca planlarına gelen eleştiriler üzerinden CHP’ye tepki gösterdiği Urla’daki alana ilişkin de konuşan Aydın, “AK Parti iktidarının siyaset yapma tarzıyla karşı karşıya kaldığımız bir durum bu. Biz Buca cezaevi alanı yeşil alan olmalıdır diyoruz onlar ‘Siz Urla’da neden bunu yaptınız’ diyor. Siz onlara bir şey söylüyorsunuz, onlar meseleyi çekip size boğup asıl mesele den uzaklaştırmaya çalışıyorlar. Buca’ya neden bunu yapıyorsunuz diyen CHP il başkanına, AK Parti İl başkanı ‘Siz Urla’da niye böyle bir şey yapıyorsunuz’ diyorsa bilin ki bir şey örtmeye çalışıyordur. Urla planına gelince… Belirtilen alanla ilgili esas sorun o alanın sit alanı olmasıyla ilgilidir. Plan yapılan alan 1. Derece sit alanı ilan edilince plan da sit alanı dışına çıkarılmış. Sadece sit alanı olan kısımla ilgili plan yapılmış. Bununla ilgili taşınmaz sahipleri Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu’na başvurarak alanın 1. Derece sit derecesi olmaması gerektiğini belirtmiş. Kurul da araştırma yaparak sit derecesini 3. dereceye düşürmüş. Bu kararı veren Büyükşehir değil bakanlığın kurumdur. Alanın sit derecesi düşürülünce taşınmaz sahibi de belediyeye plan değişikliği için başvuruda bulundu. Bu talep ilk geldiğinde talebin doğru olduğunu ama zayiat oranlarının eksik olduğunu ve bize tam bildirilmediğini belirttik. Bunun için çalışma yürütülüp buna göre hesaplamaların yeniden yaşaması gerektiğini belirterek reddettik. Yani planın esası hakkında bir ret kararı vermedik. Daha sonra taşınmaz sahibi planları geri çekerek gerekli hesaplamaları yaparak yeniden başvuruda. Biz yine inceledik ve bunun üzerine planı kabul ettik. Daha önceki tartışma planın kendisi değil hesaplamalarıyla ilgili tartışmaydı. Hem kurul sit alanını düşerek hem de Büyükşehir’e plan yapmayın denilecek. Bu tavşan kaç tazı tut demekten başka bir şey değil” dedi.

“SENEYE KOKU SORUNUNU KONUŞMAYACAĞIZ”

İzmir’in kronikleşmiş sorunlarına da değinen Aydın, koku sorunun çözümü için tarih verdi ve “Bütün metropoller gibi İzmir’in de birçok sorunu var. Bu sorunların tamamı 5 yılda çözülmeyecek. Çözünenlerin yerine de yenileri çıkacak. Sayın Soyer ve Büyükşehir yönetimi sorunlarının çözümü yönünde irade ortaya koyuyor ve bunların temel noktası da stratejik kalkınma planıdır. Bazı kişiler Sayın Soyer’in söylediklerini ilk kez duyduklarında şaşırıyorlar. Sayın Başkan sabah kalktığında aklına geliyor sanıyorlar. Stratejik planda yazıyor tüm söylenenler. İzmir Büyükşehir Belediyesi günlük kararlarla yönetilmiyor. Narlıdere Metrosu, Çiğli Tramvayı bu dönem bitecek. Bizi yavaşlatmaya çalışıyorlar. Ama biz buna izin vermeyeceğiz. Bu dönem bittiğinde sorunlar bitmeyecek. Yenilere gelecek. Hadi bütün sorunlar bitti diyelim. Biz daha da iyisini hedefleyeceğiz. Şunu da söylemek lazım. Bu dönemde yatırım yapmak çok zor. Çünkü belediye giderler çok arttı. Buca Metrosu ve Narlıdere Metrosu devam ediyor. Çünkü yabancı finansmanla yapılıyorlar. Biz ilerliyoruz. Mesela koku sorunu… Seneye bu sorunu konuşmayacağız. Çiğli Arıtma Tesisi’nin olduğu alandaki çamur havuzlarına çamur dökülmüyor artık. Vatandaşlar her yerde İZSU kazılarını görüyorlar. Bunun nedeni yağmur suları ve atık suları hatlarının ayrıştırılması. Ayrıca arıtma tesislerinin kapasitesi artırıyoruz. Bunlar zaman alacak şeyler ama sorunlar azalıyoruz” diye konuştu.

‘ENGELLEME’YE 4 ÖRNEK

Son olarak partiler arasında karşılıklı olarak devam eden “engellenme” iddialarına da son yaşanan örnekler üzerinden yanıt veren Aydın, şunları söyledi; “İzBB’nin İKÇÜ’de yemek dağıtması engelleniyor. İZBAN Lale durağının yapılması engelleniyor. Buca Metrosu onayı cumhurbaşkanlığında 4 yıl bekledi. Ayrıca Çiğli Tramvayı için tramvay araçlarının dış krediyle alınması talebi cumhurbaşkanlığı tarafından cumhurbaşkanlığı tarafından 3 ay önce iptal edildi. Çıkamadı ihaleye, iptal edildi. Neden? Metro A.Ş. değil, büyükşehir kurumsal olarak yapsın diye. Daha bunlar gibi çok şey var. Bize yapmaları gerekip yapmadıklarını saymıyorum bile. Kiraz Devlet Hastanesi’nin yapılmasını Büyükşehir engelledi diyorlar. Nasıl yapmış? Büyükşehir orada bakanlığın yaptığı işleme dava açmış ve mahkeme de haklı görmüş. Buradaki hukuka aykırılık nedir? Hastane yapacağım diye aldığı kamu malının bir kısmını TOKİ’ye verip konutları satacak. Biz halkın malının satılmasına karşı çıktık. Biz dava açıp kazandığımız için bizi haksız buluyorlar.”
 

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.