Dolar 34,6067
%0.15
Euro 36,3953
%0.26
Altın 2.920,690
%0.09
Bist-100 9.660,00
%0

Pzt

-8°

Sal

-12°

Çar

-3°
Çanlar su için çalıyor

Çanlar su için çalıyor

İZMİR'de yeraltı suyu zirvesi yapıldı. Aşırı çekimden dolayı yeraltı sularının tehlike altında olduğuna açıklanan İzmir'in Suyu sempozyumunda DSİ 2. Bölge Müdürü Hayati Çelenk, yeraltı su kaynaklarının beslenmesi için yapay göller yapmayı planladıklarını, İZSU Genel Müdürü Ahmet Alpaslan İzmir'de onbinlerce kaçak kuyu olduğunu söyledi. Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Alim Murathan ise Halkapınar'daki yeraltı kaynaklarının korunmasını istedi.

  • Ege Postası
  • 21.11.2014 - 15:39
Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nin düzenlediği "İzmir'in Suyu, yeraltı su kaynakları" sempozyumu İzmir Mimarlık Merkezi salonunda yapıldı. Sempozyum'un açılış konuşmalarında İzmir'de onbinlerce kaçak su kuyusu olduğu, yeraltı sularının tarım, sanayi ve apartmanlardaki kullanımdan dolayı azalmasının kent için tehlike olduğunü dikkat çekildi. DSİ 2. Bölge Müdürü Hayati Çelenk, İzmir'in yeraltı sularında aşırı çekilmeyi en az seviyele indirmek ve yeraltı su kaynaklarını korumak için çalışmalar yaptıklarını açıkladı. Yüzey sularının kullanımı arttırmak için yeni baraj yapımına önem verdiklerini belirten Çelenk "Çiftçiler yeraltı su kaynaklarının hoyratça kullanılmaması, damla sulamaya geçmeleri konusunda ikazlarda bulunuyoruz. İzmir ve çevresinde 20-30 yıl önce 10-20 metrelik kuyulardan sulama yapılırken, bugün 100-150 metrelik derinliklere inilmek zorunda kalınıyor. Yeraltı suyunun hızlı tüketimi, gelecekteki tehlikenin habercisidir" dedi.

Çelenk, DSİ olarak öncelikle yeratı suyunun izlenmesine önem verdiklerin Torbalı'da bir kuyuda kurdukları sistemle seviye, sıcaklı, ph gibi değerleri online takip ettiklerini söyledi. İZKA'yı 50 kuyuda izleme yapabilecekleri 1 milyon TL maliyetli bir proje sunduklarını belirten Çelenk, "Kabul görürse 250 bin TL'sini DSİ karşılayacak. Gerisini İZKA finanse edecek. Kabul edilmezse DSİ kendi bütçesiyle projeyi üstlenecek. Yeraltı suyunda sıcaklık, seviye, ph başta olmak üzere tüm değişiklikeri izleyeceğiz" dedi. İzmir, Manisa, Uşak'ta aşırı yer altı suyu kullanımı talebi olduğunu belirten Çelenk, bu durumun yeraltı kaynaklarının beslenmesi ihtiyacını doğurduğunu söyledi. Çelenk "Yapay beslenim konusunu gündeme aldık. Yapay göllerle yeraltı sularını beslemek için bir proje hazırlığı başlattık. Özellikle ovaya yağan yağmur sularının çoğu denize dökülüyor. Belli göllenmeler yaratak bununla yeraltını beslemeyi hedefledik. 2015 yılındada bu projeyi faaliyete geçireceğiz. Yeni yapılan barajlarla birlikte de yeraltı su seviyesinde artış sürecini başlatmak istiyoruz" dedi. 

İZMİR'DE ONBİNLERCE KAÇAK KUYU VAR

İZSU Genel Müdürü Ahmet Alpaslan, yeraltı sularının çekiminin kontrol altıda tutulmasının mutlaka sağlanlması gerektiğini söyledi. İzmir'de onbinlerce kaçak kuyu olduğunu açıklayan Alpaslan "Her bir apartmanın altında olduğu gibi tarımsal alanlarda kuyular var. Rastgele açtırıp suyu kullanıyorlar Kalitesinin uygunluğu, zararlı olup olmadığı, sisteme olan etkisinin kullananlar için bir önemi yok. Ne kadar ucuza alırsa o kadar kullanma anlayışı var. İZSU kırsaldaki vatandaşın bahçesini sulaması, yetiştirdi sebze, meyve ve hayvanalar su vermesi için ucuz fiyatla tarımsal su aboneleği başlattı. Ancak, bir süre sonrü gördük ki bu abonelik yazlıkçıların çim yetiştirmesi, havuzların doldurulması için kullanılması durumun ortaya çıkardı. İZSU tedbirini aldı. Bu konuda bilinçli olmak şartı.Suyun kıymetini bilmek tasarruflu olmak şart" dedi. 

TAHTALI KORUNUYOR; HALKAPINAR KORUNMUYOR

Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Başkanı Alim Murathan,1888 yılına kadar İzmir'in içme suyunun karşılandığı Halkapınar kaynaklarında, bugün İzmir'İn kullanıdığı suyun yüzde 30'nun geldiği Tahtalı Barajı'ndan daha fazla su olduğunu söyledi. Tahtalı Barajı ve havzasını korumak için önlemler alınırken yeraltı olduğu için Halkıpınar kaynağını korumak için herhangi bir önlem alınmadığını söyledi. 

Murathan, DSİ kayıtlarına göre İzmir'de toplam 30 bin kuyu bulunduğunu ancak kaçak kuyu sayısının onbinlerce olduğunu söyledi. Yüzey sularında çok daha fazla yeraltı suyu tüketildiğine dikkat çeken Murathan, İzmir'de yüzey sularının ulaşamadığı 595 köyün kuyularla su ihtiyacını karşıladığını söyledi. Her yıl 3-4 bin kuyu talebinde bulunulduğunu belirten Murathan, "Ayrıca örneğin Kültürpark'da yeşil alanların sulandığı 1 milyon metreküp su 4 kuyudan sağlanıyor. Pek çok apartmanda kuyu var. İzmir sanayisi 130 milyon metreküp su çekiyor. Ağırlıklı olarak yeraltı suyuna bağımlılar. Ancak, pek çoğu atık su bedeli dışında para ödemiyorlar" dedi.

İzmir'deki yerlatı sularında yapılan incelemelerde ürkütücü sonuçlar ortaya çıktığını belirten Murathan, arsenik, nikel ve mangan oranlarının yüksek olduğunu söyledi. Bunun asıl nedeninin doğal faktörler, jeolojik yapı, hidrojeolojik özellikler olduğunu belirten Murathan, tarımsal aktivitelerdeki atıklar, madencilik, aşırı çekimlerin de etkisi olduğunu söyledi. Manisa Büyükşehir Belediyesi'nin içme suyu kaynağı olarak öngörülen alanlara yakın katı atık depolama sahası planladığını dile getiren Murathan, "Yeraltı suları ile ilgili görüş alınması gerekir. Katı Atık depolama sahaları su kaynakların önemli oranda etkiliyor" dedi.

Nif dağından gelen suların yüzde 40'nın Halkapınar kaynaklarına ulaştığına dikkat çeken Murathan, buraya ulaşmayan suları kullanmak için öneride bulundu. Murathan "Nif çayında depolama yapabilirsek bu önemli bir proje olur. Çeşme Yarımadası'nın su kaynağı Alaçatı Barajı 16 milyon metreküp toplam hacmine karşın bugün 1.1 milyon metreküp su kaldı. Öte yandan Ildırı kaynakları denize akıyor. Bu kaynak değerlendirilmelidir. Barajların doluluk oranlarına baktığımızda İzmir iki yıl kuraklıkla karşılaşsa susuz kalacak. Bu nedenle su depolama proje ve sistemlerini bitirmeliyiz" dedi.

CHP İzmir milletvekil Alattin Yüksel ise akarsuların kirliliğine dikkat çekti. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Türkiye'de arıtmaların yüzde 25'ni yaparak bu konuda çok başarılı çalışma yaptığına dikkat çeken Yüksel, yeraltı sularının ölçümüyle ilgili TBMM'ye gelen yasanın yerel seçimler nedeniyle ötelendiğini söyledi. Bu yasayla kuyuların ölçülebilir hale geleceğini belirten Yüksel "Ancak, işe tarımdan başlamayı öngördüler. Çiftçinin elindeki tertemiz su kaynakları nehirler kirletilerek ellerinden alındıktan sonra bu kez de kuyuya takılacak saate göre bedel ödeme ve vergiyle karşı karşıya kalacak. Köylü tepki gösterdi. Biz de TBMM'de konuyu gündeme getirdir. Koca bir köyün kaynak suyunu tek fabrikanın tüketeceğine dikkat çektik. Yerel seçim öncesine rastladığı için ne yazık ki ertelendi" dedi. Yasanın bu olumsuz yanları değiştirilerek mutlaka çıkarılması gerektiğini belirten Yüksel "Çamlı barajının neden yapılmadığını da merak ediyorum. Altın madenine feda edilmemeli. Yarımada için önemli su kaynağıdır. Nikel madeniyle de Gördes barajı çevresi kirlenecek m? Bu sorulara bilimsel yanıt verilmeli" dedi.  (DHA)

Yorum Yazın

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz

Yorum yazma kurallarını okudum ve kabul ediyorum.

Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yukarıdaki alan boş bırakılamaz
Yorumlar
Yeniden eskiye
Eskiden yeniye
Öne çıkanlar

Bu habere hiç yorum yapılmamış... İlk yorum yapan sen ol.