‘Çav bella’ davasından beraat etmişti: Beraatın gerekçeli kararı ortaya çıktı

EGEPOSTASI- Mayıs ayında İzmir’de bazı cami hoparlörlerinden “çav bella” çalınmasının ardından görüntüleri sosyal medya hesabında paylaşan CHP eski İl Başkan Yardımcısı Banu Özdemir, hakkında paylaşımı nedeniyle İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatılmıştı. Soruşturma kapsamında gözaltına alınıp, sevk edildiği 3'üncü Sulh Ceza Hakimliği'nce 'halkı alenen kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçundan tutuklanmıştı. Özdemir, 9 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı.

7 aylık yargılamanın ardından bugün son kez hakim karşısına çıkan Özdemir hakkında mahkeme, beraat kararı vermişti.

Beraatten yaklaşık üç hafta sonra mahkemenin gerekçeli kararının ayrıntıları ortaya çıktı.

Kararda,  kamu barışını bozan veya bozmaya elverişli herhangi bir somut olgunun meydana gelmediği için sanığın beraatine karar verildiği belirtildi.

Kararda ilgili bölüm ile ilgili şu ifadelere yer verildi; “Sanığın, merkezi ezan sistemine girmediği, yayınların sanık tarafından videoya çekilmediği, internete sanık tarafından servis edilmediği, sanığın halkın bir kesimini diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik etmediği, yaptığı paylaşımlarının kamu güvenliği açısından açık, yakın ve ciddi bir tehlikeyi somut olarak ortaya çıkarmadığı, şiddet çağrısı ya da tavsiyesi niteliğinde bir anlatımı olmadığı, toplum kesimleri arasında oluşmuş ve ortaya çıkan bir infial, herhangi bir taşkınlık saptanmadığı ve kamu barışını bozan herhangi bir somut olgunun meydana gelmediği,

Dini değerleri aşağıladığına dait her türlü şüpheden uzak, kesin, somut, yansız, tarafsız ve vicdani kanaat hasıl edici delil bulunmadığı, sanığa ve eyline karşı toplum kesimleri arasında oluşmuş ve ortaya çıkan infial, herhangi bir taşkınlık olmadığı, kamu barışını bozan veya bozmaya elverişli herhangi bir somur ldunun meydana gelmediği, fiilin kamu barışını bozmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla yasal unsurları oluşmayan müsnet suçtan sanığın beraatine karar vermek gerekmiş, yargılamada amacın mutlak geçerlilik değil mıtak gerçekliğe olabildiğince yaklaşmak umudu ile maddi gerçeklik olduğu da bilinertek başkaca araştırma yapılmasının davanın esasına etki etmeyeceği gibi usul ekonomisine de uygun düşmeyeceği anlaşılmış...”