Çeke hapis cezası çözüm değil
İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Onursal Başkanı ve İzmir eski Milletvekili Mehmet Ali Susam, çeke yeniden hapis cezasının getirilmesinin tek başına yeterli olamayacağını, kurulacak bir fon aracılığıyla sigortalanmasının, çeklere yeniden itibar kazandırabileceğini söyledi.
- Ege Postası
- 21.06.2016 - 12:21
Piyasada çeke olan güvenin artırılması ve karşılıksız çek suiistimallerinin önlemesini amaçlayan kanun taslağı çok önemli düzenlemeler içeriyor. Buna göre, Adalet Bakanlığı ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin görüşleri de alınarak, 27 yıl yürürlükte kalmış olan ve 2012 yılında kaldırılan "karşılıksız çeke hapis cezası" düzenlemesi geri getiriliyor.
Çeke yeniden hapis cezasının getirilmesinin tek başına sorunu çözmeyeceğini savunan İESOB Onursal Başkanı ve İzmir eski Milletvekili Mehmet Ali Susam, 2012 yılında hapis cezasının kaldırılması görüşmeleri esnasında Mecliste yaptığı konuşmalarda sigorta sistemini savunduğunu hatırlattı. Çekin itibarının zedelenmesinin ticari yapıyı olumsuz etkilediğini belirten Susam, "2012 yılındaki meclis görüşmelerinde, çeke olan güvenin kaybolmasının sakıncalarını dile getirmiş, yapıcı bir muhalefet ile hükümeti uyarmıştım. Bir ekonomide ticaret zincirinin istikrarlı şekilde sürdürülmesi için öncelikle çeki alan kişinin aklında çekin ödeneceğine dair bir soru işaretinin bulunmaması gerekmektedir. Bankalar tarafından her çekten cüzi miktarda yapılacak küçük bir kesintinin aktarılacağı bir fon kurulması halinde, fonun birikimleri ile karşılıksız çeklerin ödenebilmesi, ödenmeyen çekin sahibi ile fon yetkililerinin daha sonra bir uzlaşma arayışına girmeleri mümkün olabilecektir. Bu şekilde piyasalarda da tıkanma yaşanmayacaktır. Bankalar Birliği ile Merkez Bankası'nın da öncülük edebileceği ve Çek Garanti Fonu olarak da adlandırılabilecek bu uygulama, kamu denetiminde özerk bir yapı halinde düşünülebilecektir" dedi.
Türkiye'nin ekonomik ve siyasi alanda zor günler yaşadığını belirten Susam, "Hapis cezası çözüm değil, gerçekten de bir anda işleri kötüye gittiği için tıkanan işletme sahibinin hapis cezası ile karşı karşıya kalması da doğru değil. Sigorta sistemi hem çeki yazanı, hem çeki alanı korur hem de devletin kayıtdışını daha kolay denetlemesine vesile olur" diye konuştu.
EN ÇOK ESNAFI ETKİLEDİ
Türkiye'de çeke karşı olan güvenin ticari çarkı döndürdüğünü belirten Susam "Türkiye'de işletmelerin çoğunun sermaye yapısı güçlü değildir, namusuyla, dürüstlüğüyle ticaret yapan insanlar çekini gününde ödeyerek kendilerine çek vasıtasıyla işletme sermayesi oluşturmuşlardır. Çekini düzenli ödeyen insanlar, işletme sermayesi az olsa da, piyasada itibarlıdır, mal alır, mal satar. Hatta yetersiz sermayeyle daha yüksek ciro yapma imkânına kavuşur. Ancak önlem alınmadan hapis cezasının kaldırılmasından küçük işletmeler büyük yara almış, sermaye sıkıntısı çeken işletmelerin çoğunun ciroları ve iş hacimleri düşmüştür.
Bunun yanında esnaf müşteriden aldığı çekleri tahsil edemediğinde de mağdur olmuş, faaliyetlerini sağlıklı şekilde sürdürememiş ve bazı ödemelerini de aksatmıştır. Çekte hapis cezasının alt yapısı hazırlanmadan kaldırılmasıyla genel anlamda ekonomi de olumsuz etkilenmiştir. Türkiye Bankalar Birliği ile Hazine Müsteşarlığı verilerine göre, karşılıksız çek adeti 2011'de 516 bin iken, 2012'de hapis cezasının tedbirsizce kaldırılması nedeniyle 800 bine, 2015 yılında da 601 bine ulaşmıştır" dedi.
Sigorta sisteminin bugün de işleyebileceğini kaydeden Susam, "Gerçekten de ekonomik nedenlerden ötürü çekini ödeyemeyen insanlar hapis cezasının yeniden uygulanmasıyla mağdur olabilirler. Dolayısıyla fon sistemi bugün de düşünülebilir, çeki verenin de alanın da mağduriyeti önlenebilir. Henüz vakit çok geç değil" diye konuştu.
Yorum Yazın