Çevrecilerden Efemçukuru isyanı: İzmir suyuna sahip çıkıyor
Efemçukuru için Elele Hareketi, İzmir’in yıllardır devam eden çevre sorunu düğümüne dikkat çekmek için bir basın açıklaması düzenledi. Açıklamada, bölgede TÜPRAG Şirketi’ne ait olan altın madeninden çevreye yayılan ağır metallerin suya karışarak sebep olduğu çevre ve insan sağlığı açısından zararlı sonuçlarına dikkat çekilirken İZSU’ya dava konusunda destek verildi.
- Ege Postası
- 05.10.2020 - 14:06
TENZİLE AŞÇI/EGEPOSTASI- İzmir’de çevrecilerin önemle üzerinde durdukları Efemçukuru sorunları çözüme kavuşturulamıyor. 2019 yılında, İzmir'in Damı” olarak nitelenen Efemçukuru Mevkii'nde faaliyet gösteren Kanada Şirketi TÜPRAG kapasite artırma başvurusunda bulunmuştu. Şirketin başvurusuna “ÇED Olumlu” kararıyla onay verilmişti. İzmir’in içme suyunun yaklaşık yüzde 40’ının karşılandığı Tahtalı Barajı mevkiinde bulunan altın madeninin baraj ve yer altı sularına ağır metal karıştırdığı iddiaları ise çevrecileri harekete geçirmişti. İşletmenin kapatılması için davanın sonuçlanmasını beklerken bu kararla şoke olan İzmirliler tepki göstermişti. İZSU ise ÇED kararının iptali için dava açmıştı.
Efemçukuru İçin Elele Hareketi, bugün İzmir Bölge İdari Mahkemesi önünde bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Guruşcu, Karabağlar İlçe Başkanı Mehmet Türkbay, Buca İlçe Başkanı Hacer Taş, Kemalpaşa İlçe Başkanı Ahmet Cemil Balyeli ve CHP İl yöneticileri de katıldı.
100 İzmirli ve 10 avukat ile birlite İZSU'nun 'ÇED olumlu' kararına itiraz davasına müdahil olan Efemçukuru için Elele Hareketi, dava sürecinde İZSU'nun yanında yer alacaklarını açıkladı.
‘İzmir suyuna sahip çıkıyor’ başlığıyla yapılan basın açıklamasını Efemçukuru İçin Elele Hareketi Sekreteri Barış Özel yaptı. Açıklamada, madencilik faaliyetleri nedeniyle toprağa ve oradan da sulara karışan ağır metallerin yarattığı çevre kirliliğinin altı çizilirken “Bu ağır metaller vücuttan atılamıyor, birikerek farklı sistem kanserlerinden nörolojik bulgulara, anemiden anomalili bebeklere pek çok hastalığa neden oluyor” ifadeleryle bu suların insan sağlığına verdiği zararlarına da dikkat çekildi.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
“İzmir'in su havzası Efemcukuru'nda Kanadalı TÜPRAG şirketi 9 yıldır altın çıkarıyor. Şirket şimdiye kadar yarattığı kirlilik ve risk yetmiyor gibi bir de kapasitesini 2,5 kat artıracak, bunun için ÇED olumlu kararı aldı. İzmirliye temiz su sağlamakla görevli İZSU bu ÇED olumlu kararının iptali için dava açtı. 16 Ekim'de bu davanın keşfi var. Bizler İzmir’in yüzü 100 İzmir'li 10 avukatla bu davaya müdahil oluyoruz, iZSU’nun yanında yer alıyoruz..
Efemcukuru'nda altın çıkarılmasını neden istemiyoru? Çünkü Efemcukuru'nda kaya arsenikten zengin. Orada değil altın madeni taş ocağı bile açılamaz, çünkü bu madencilik etkinlikleriyle ağır metal içeren minerallerin suda çözünürlükleri artıyor ve yeraltı sularının kirlenmesi kaçınılmaz oluyor. Cevher ayrıştırıldıktan sonra geriye kalan ezilmiş ufalanmış parçalanmış öğütülmüş atık toprak ağır metallerce zenginleşmiş olacağından hem yüzey hem yeraltı suları ve hem de çevredeki tarımsal toprağın kirletilmesi için önemli risk oluşturuyor. Ayrıca cevheri zenginleştirmekte kullanılan notasyon (yüzdürme) ve kalsinasyon ( kavurma) işlemleri sırasında azot bileşikleri havaya karışıyor ve asit yağmurları olarak civara yağıyor. Asit yağmurları da topraktaki ağır metalleri çözüyor ve suyun, toprağın kirlenmesine neden oluyor. Yani milyonlarca yıldır doğayla barışık, sessiz yaşayan ağır metaller hareketlendiriliyor, uyuyan canavar uyandırılıyor. Yani bizim altın işletmesine asıl karşı çıkma nedenimiz ağır metaller. Bu ağır metaller (arsenik, çinko, kurşun, demir) vücuttan atılamıyor, birikerek farklı sistem kanserlerinden nörolojik bulgulara, anemiden anomalili bebeklere pek çok hastalığa neden oluyor.
Ağır metallerin dünya kabuk ortalamasının çok üstüne çıktığı yani yarattığı kirlilik 2015 yılındaki keşifte DEÜ bilirkişilerinin raporlarıyla kanıtlanmıştı."...keşif sırasında kuru atıktan alınan örnekte bulunan sülfür ve ağır metal konsantrasyonlarından As, Cd, Cu, Pb, Mn, Ni, Se, S, Zn elementlerinin DKO seviyelerini aştığı, bu elementler arasında As, Cd, Cu ve Zn elementlerine ait değerlerin ÇED raporları içeriğinde belirtilmiş seviyelerin üzerinde olduğu, özellikle Cd (1397 ppm) ve Cu (7806 ppm) metallerinin DKO değerlerinin çok üzerinde olduğu...." belirtilmişti. Bu 5 yıl içinde kirlilik mutlaka daha da artmıştır.
Ayrıca şu fakiri İzmir'de 300.000 kişinin su ihtiyacım karşılayacak Çamlı barajı madenin hemen yanında diye yaptırılmıyor ( ki bu baraj kendi cazibesiyle sulayacak) ta Gördes ten su getirilmeye çalışılıyor.
Su hayattır, bütün yurttaşların sağlıklı temiz suya ulaşma hakkı vardır. Bu hakkımız için bu davada İZSU'NUN YANINDA YER ALIYORUZ.
16 Ekim'deki Efemçukuru keşfine bütün basınımızı ve duyarlı yurttaşlarımızı bekliyoruz.
Altıncı şirket güzel kentimizi terk edene kadar suyumuzu, toprağımın, yani geleceğimizi koruma mücadelemiz sürecek.”
Yorum Yazın