Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Nobel eleştirsi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, G20 kapsamında düzenlenen W20 Zirvesi'nde konuştu. Türkiye'de 2.2 milyon Suriyeli'nin bulunduğuna işaret eden Erdoğan, Nobel ödülüyle ile ilgili eleştirilerde bulundu. Erdoğan, "Birileri mülteci kabulünde laf ediyor. 30 bin 40 bin alacağız diyor Nobel’e aday gösteriliyor ondan sonra… 2.5 milyon mülteci var bizde kimsenin umrunda değil. Çünkü Nobel de siyasi…" dedi.
- Ege Postası
- 16.10.2015 - 11:40
Büyümenin kalitesi de göz önünde bulundurulmalı. Daha fazla istihdam daha yüksek hayat standardı demektir. Bunu unutmamak gerekiyor. İşte tüm bu konularda G20 çalışmalarına katkı sağlama bakımından büyük sorumluluk düşüyor. Bunu en iyi şekilde yerine getireceğiniz konusunda ben sizlere güveniyorum. G20 dönem başkanlığını devraldığımızda önceliklerimizi üç başlıkta topladık.
KAPSAYICILIK ÖN SIRADA
Kapsayıcılık sosyal istihdamın yanında ekonominin sürdürülebilir olmasının da teminatıdır. Kapsayıcılığı ön sıraya koyduk. Ekonomik büyüme ve refahtan herkesin pay almasını sağlayan kapsayıcılık kadınların ekonomide hakkettiği yeri almasıdır.
BÜYÜMEYE İHTİYACIMIZ VAR
Büyümeye çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemden geçiyoruz. Kadınlarını iş gücüne katılması büyümeyi elde etmede en önemli imkandır. Kaliteyle birlikte kadın ve gençlerin önünü açabilmek ve teknolojik gelişmelere imkan sağlamak da kapsayıcı bir şekilde mümkündür.
10 YIL İÇİNDE 100 MİLYON KADIN
Bu hedefe ulaşmamız 10 yıl içinde tüm dünyada 100 milyon kadını iş gücüne kazandırmamız anlamına gelir.Bu yıl somut adımlar atıyoruz. Aynı şekilde ülkelerimizin en dinamik ancak işsizliğin en yüksek olduğu kesimde oluşturulan istihdam piyasasına etkin katılmaları için çaba gösteriyoruz.
ÖNCELİKLİ KONUMUZ KOBİ'LER
Dönem başkanlığımızın öncelikli konularından biri kobilerdir. Kobilerin istihdam oluşturma kapasitesi ve önemli rol belirleyici oluyor. Dünya genelinde kobilerin önemli bir bölümünün kadınlara ait olduğunun veya kadınların yönettiğini belirtmek istiyorum.
BU YIL SOMUT ADIMLAR ATILDI
G20 üyeleri olarak geçtiğimiz yıl kabul ettiğimiz büyüme stratejilerini kabul ettiğimiz takdirde yüzde 2,1 oranında ilave küresel büyüme sağlanacak. G20 üyeleri olarak verdiğimiz tüm taahhütler yolunda bu sene somut adımlar attık.
ÇİN'İN ÇOK YETERLİ KAYNAĞI VAR
Şu anda Türkiye olarak bu devasa yatırımları yapabiliyorsak, son dönemlerin en önemlisi 3. Havalimanı olarak yatırım 12 milyar avrodur. Devletin bütçesinden 1 kuruş çıkmadan yapılan bir yatırımdır. Bu yatırımı yapmıyoruz kiralama süreci içinde 22 milyar avro ücret alacağız.Yatırımların finansmanı için küresel düzeyde yeterli kaynak mevcuttur. Bugün Çin’in çok yeterli kaynakları var. Bütün mesele güven zeminini oluşturmakta. Önemli olan güven zeminini oluşturmakta.
Bu noktada özel sektör ile kamunun el ele vermesi şart. Biz bunu Türkiye’de başardık. Özel sektör ile kamu arasında tesis ettiğimiz verimli işbirliğinin olumlu neticelerini aldık. Ee şu anda Avrupa Birliği üyesi ülkeler içerisindeki pek çok ülke bizimle AB müktesabatı noktasında geri kalmış ülkeler. Ekonomik olarak da Kopenhag kriterleri açısından da ileriyiz.
'ZİRVENİN EN ÖNEMLİ MADDELERİNDEN BİRİ DE TERÖRDÜR'
Törende konuşan Erdoğan, "G20 zirvisinin en önemli gündem maddelerinden biri de hiç şüphesiz terör olacaktır. Ülkemizin hemen güney sınırlarındaki Suriye'de tüm dünyanın istikrarını ve güvenliğini tehdit eden olaylar yaşanıyor. Kendi vatandaşlarına karşı acımasız bir savaş yürüten rejim, Suriye halkının yarısını oluşturan 12 milyon kişinin yerinden olmasına yol açmıştır. Bunun 5 milyonu Suriye'nin dışındadır. 7 milyonu ise Suriye'nin içinde evlerini terk etmişlerdir. Bugün Suriye'de olanlar aslında bir devrim arayışı değildir; o aşama geride kaldı. Artık bu ülkede yaşananlar Suriye halkının kurtuluş mücadelesidir. Geçmişte Kurtuluş Savaşı vermiş bir Türkiye olarak, Suriye halkını biz çok iyi anlıyoruz. Biz Türkiye olarak demokrasinin ve özgürlüklerin yanında olması gereken her ülke gibi Suriye halkının kurtuluş mücadelesini destekliyoruz.
NASIL BİR DEMOKRASİ, NASIL BİR ÖZGÜRLÜK'
Bu konuda kadın hassasiyetini uluslararası camiada iyi izledim. O da şudur; devrimlerle hiçbir zaman özlenen, beklenen o barışı getirmek veya halkın iradesini getirmek mümkün değildir. Çünkü o ruh yapısıdır. Eğer darbeler yapılmışsa o darbelerle o devrimler gerçekleştirilmişse o ruh yapısı sadece otokratik anlayışları getirir, asla demokratik bir yapıyı getirmez. Bunun bedelini birçok ülke ödedi ve ödemeye devam ediyor. Onların yapıldığı yerde sömürü vardır. O sömürü sınırsız devam etmektedir. Ne yazik ki demokratik olduğunu söyleyen ülkelerin, dünyada diyebilirim ki büyük bir çoğunluğu bu tür darbeleri savunmaktadır, desteklemektedir. Ama lafa geldiği zaman Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da kalkarlar derlerk i; demokrasi, özgürlük. Nasıl bir demokrasi, nasıl bir özgürlü? Bir tarafta darbe yapılıyor, bu askeri darbedir. Ama siz gidiyorsunuz bu askeri darbeyi yapanları adeta tebrik ediyorsunuz, alkışlıyorsunuz, onlara desteğini veriyorsunuz, onlara uçaklar ve bombalar gönderiyorsunuz. daha fazla vur ve öldür diye bunları yapıyorsunuz. Bütün bunlar karşısında biz direndik direniyoruz" diye konuştu.
"TÜRKİYE TÜM TERÖR ÖRGÜTLERİNİN AYNI ŞEKİLDE KARŞISINDADIR"
Şu anda bölgede faaliyet gösteren DAİŞ, PYD, YPG, PKK gibi terör örgütleri rejimle birlikte Suriye halkının kurtuluş mücadelesine karşı savaşan yapılardır. Bugün DAİŞ'in hedef aldığı ülkelerin en başında Türkiye geliyor. Daha önce Suruç'ta geçtiğimiz Ankara Garı'nda yaşanan canlı bomba eylemlerinde toplamda 130 vatandaşımızı kaybettik. Aynı şekilde asker ve polislerimizden DAİŞ saldırılarında şehit olanlar var. Buna rağmen Türkiye'yi hala Suriye'de DAİŞ'i destekleyen bir ülke gibi göstermeye çalışanlar olduğunu da üzüntüyle görüyoruz. Burada sizlerin huzurunda bir kez daha şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye tüm terör örgütlerinin aynı şekilde karşısındadır.
TÜRKİYE'DE 2.2 MİLYON SURİYELİ VAR
Ne zaman ki o Aylan yavrumuz Bodrum sahillerine vurdu bunlar resim karelerini dergilerin başına işlemeye başladılar ne oluyor demeye başladılar. Türkiye’de sadece 2.2 milyon Suriyeli var. 300 bin Iraklı var. 2.5 milyon mülteciyi Türkiye kamplarında ağırlıyor. Bütün mali destek bizden.
ÇÜNKÜ NOBEL DE SİYASİ
Çok ilginç gelişmeler oluyor. Birileri mülteci kabulünde laf ediyor, işte 'biz' diyor, '30 bin-40 bin mülteci kabul edeceğiz', ondan sonra da tabii Nobel'e aday gösteriliyor, nasıl oluyorsa. Bizde 2,5 milyon şu anda mülteci var. Bu konu da kimsenin umurunda değil. Çünkü Nobel de siyasi. Nobel ödüllerinin nasıl verildiğini zaten çoğunuz biliyorsunuz. Sipariş üzerine Nobel ödülü veriliyor.
Yorum Yazın