DSP'den iktidara yaylım ateşi CHP'ye gönderme!
DSP İzmir İl Başkanlığı’nda düzenlenen basın toplantısında partinin Genel Başkan Yardımcıları Hikmet Sami Türk ile Erol Tuncer önemli açıklamalarda bulundu. Türk, Başbakan’ı hedef alırken yerel seçimlerin önemine dikkat çekti, İzmirlilerden partisine oy istedi. “DSP solu bölüyor. CHP’nin oylarını bölüyor” söylemlerinin doğru olmadığını ifade eden Tuncer son 15 yılın seçim sonuçlarını hatırlatarak “Bu efsaneye son verilmeli.Efsanenin sürmesi haksız rekabete yol açıyor. Oyları bölmeyin baskısı doğru değil” ifadelerini kullandı.
- Ege Postası
- 13.03.2014 - 14:12
KARAKÜLÇE: TAHAMMÜLSÜZLÜK VAR
DSP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Karakülçe, seçim sürecinde partisinin kimliğine, adaylarına, afiş ve broşürlerine yönelik saldırı olduğunu öne sürerek, “ DSP’ye karşı bir tahammülsüzlük var. DSP olarak bu ülkede her zaman temsil ettiğimiz misyon gereği temiz toplum temiz siyaset kavgacı değil birleştirici yapımızı koruyacağız. Biz İzmir’de başta Konak’ta olmak üzere herhangi bir adayın Atatük ve Türk bayrağı ile ilgili rahatsızlıklarını anlayabilmiş değiliz. Yaşananları kaygıyla izlemekteyiz. Süreci yönetenler mecliste birbirlerinin gırtlağına yapışıyor. Onlara verilecek en güzel cevap kusura bakma İzmir ne gırtlağına sarıltır ne de başta Konak olmak üzere ayağına aldırtır” dedi.
TÜRK’ÜN HEDEFİNDE BAŞBAKAN!
DSP Genel Başkan Yardımcısı ve Adalet Eski Bakanı Hikmet Sami Türk, Berkin Elvan ölümünü protesto için düzenlenen yürüyüşlere karşı polis tarafından sert müdahale yapıldığına dikkat çekti, AK Parti iktidarına 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu doğrultusunda yüklendi. Türk, “Ülke savaş alanına döndü bu vahim bir durum.17 Aralık AKP’nin ülkeyi nasıl yönettiğini gösterdi. Önce 4 bakan ve çocukları, sonra Başbakan ve oğluyla ilgili çıkan tapeler nasıl bir yolsuzluk bataklığı olduğunu gösteriyor. Başbakan’ın ve bakanların yüce divanda hesap vermesi gerekiyor. Muhalefet partileri girişimde bulunmalı. Fezleke beklemeye gerek yok. Mecis başkanlığına gelen fezlekeler meclisin bilgisine sunulması uygun olacaktır. Adalet devletin temelidir. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı vazgeçilmez ön koşuldur. Bugün siyasal iktidara bağlı bir yargı var. Başbakan,17 Aralık dosyalarını kendisine karşı paralel devlet olarak nitelendirdiği güçlerin darbesi sayıyor. Şuana kadar ne aklanmak için gerekeni yaptı nede paralel devleti kanıtlayan delilleri ortaya koydu.Başbakan bağırıp çağırıyor. İnsanları susturabileceğini sanıyor.Sözleri mahkemeyi etkilmeye yönelik. Anayasaya ve ceza kanununa göre aykırı bir davranış.Yolsuzlukları ortaya çıkaran savcılar ve karar veren hakimler başka yerlere atanıyor” dedi.
GEÇMİŞTE YAPTIKLARIMIZ BİZİ CESARETLENDİRİYOR!
30 Mart’taki yerel seçimin daha sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim için büyük önem taşıdığını ifade eden Türk, “ Demokratikleşme için yapılması gereken en önemli şey yapılmıyor.Seçim sisteminin adaletsizliği giderilmedi. Yüksek barajları makul düzeye indirecek hiçbir adım atmıyor.DSP olarak yerelde seçkin adaylarımızla görev almak için halkın güven ve desteğini kazanma çabasındayız. Bu konuda halktan destek bekliyoruz. Geçmişte yaptıklarımız bize detsek istemekte cesaret vermektedir” diye konuştu.
HERKESİN BAŞBAKAN'I OLMALI
TESAV Başkanı Tuncer konuşmasında Başbakan’ı hedef aldı. Başbakan’ın toplumda kutuplaşmayı derinleştirdiğini söyleyen Tuncer, “ Başbakan kendi yanında görmediği kesimlere savaş açıyor. Başbakan oysaki herkesin Başbakanı olmalıdır. Sadece kendisine oy verenlerin değil. Başbakan rejime karşı fiili bir darbe yapmıştır. Elindeki bütün araçlarla bu yolda ilerliyor. En güçlü aracıda yanında bulunan AK Parti grubudur. Bu grup hiç itirazsız her talimatı yerine getirecek fiil içinde.Başbakanlara karşı genel başkanlarına karşı direnen grupları gördük. AKP grubundan umut verici ses çıkmamaktadır. Başbakan elindeki bütün imkanalrla her kesime baskı uygulamaktadır. İhtiyaç duyduğu her anda istediği yasayı geçiriyor.Seçim sürecinde ‘paralel devlet’ deyip savaş açıyor. Aslında AKP iktidarının politikalarının iflas ettiğini söylemiş oluyor” dedi.
EFSANEYE SON VERİLSİN!
“DSP solu bölüyor. CHP’nin oylarını bölüyor” söylemlerinin doğru olmadığını ifade eden Tuncer, “ 2011’de İzmir adayıydım. Karşımıza çıkan engel bu söylemlerdi. İki sol aprit olurmu bir tane yetmiyor m? deniyor. İleri demokrasi ülkelerinde çok sayıda sol parti var. Rekabet kaliteyi yükseltir. İki partinin olması partilerin rekabetini gerektirir. Türkiye insanının ancak yüzde 30’u merkez sol paritlere oy veriyor. Oysa ülkenin ekonomik yapısı bakarak yüzde 70’inin vermesini gerektiren bir taban var. CHP ‘nasıl olsa bana oy verirler’ deyip çaba göstermiyor. Bu CHP’ye zarar veriyor. 1999’da CHP parlemento dışında kaldı. İlk sırayı DSP aldı.2002’de DSP yüzde 1.2’ye düştü. Beklenirdiki CHP bu oyları alsın. CHP 2002’de 19.4’te kaldı. 2007’de DSP seçimlere katılmadı. CHP’yi destekledi. CHP yüzde 19 aldı. Oysa potansiyel oyumuz yüzde 30…2011’de DSP seçmeni CHP’yi destekledi. Biz yüzde 1'i geçemedik. CHP’de yüzde 30’u almadı. Efsaneye son verilmeli. Efsanenin sürmesi haksız rekabete yol açıyor. Seçmen hangi partiyi hangi adayı beğeniyorsa ona oy atmalı. Oyları bölmeyin baskısı doğru değil” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın