Danıştay'ın kararına çevrecilerden sert tepki
Danıştay’ın kayyum tarafından işletilen ve Koza Altın İşletmelerine ait olan Kozak Yaylasında ki Çukuralan Altın Madeni’ne ilişkin ÇED olumlu kararını iptal etmesine çevreciler tepki gösterdi. Danıştay'ın kararına çevrecilerden sert tepki
- Ege Postası
- 28.05.2019 - 11:48
Bergama İlçe Merkezine 20, Dikili İlçe Merkezine 15 km uzaklıkta olan, yüzde 84’ü ormanlık alanda bulunan ve FETÖ soruşturması kapsamında TMSF’ye devredilen Çukuralan Altın Madeni'nde yapılmak istenen kapasite artırımına ilişkin ÇED olumlu kararına karşı Bergama Belediyesi, EGEÇEP ve 21 yurttaş tarafından dava açıldı. İzmir 6.İdare Mahkemesi canlı sağlığı açısından riskli ve yer seçiminin yanlış olduğuna vurgu yaparak yürütmeyi durdurma kararı verdi ve ÇED olumlu raporunu iptal etti. Kapasite artırımı ile ilgili olarak madenin yaklaşık 6 kilometre kuzeybatısında Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından içme suyu amaçlı kullanılan Madra Barajı yer aldığı, maden atık sularının gönderileceği Çökek Deresi’nin, doğal SİT ve mesire alanı Nebiler Şelalesi'ne döküldüğü belirtildi. Şirket yöneticileri kararı temyize taşıdı. Danıştay 14.Dairesi ise dosyayı inceleyip KOZA Altın Şirketi lehine ÇED iptal kararını bozdu. Bu kararla 3’üncü kez kapasite artırımının önü açıldı. Böylece madenin ömrü 13 yıl daha uzatıldı.
“DOĞAYA KARŞI AĞIR SUÇ İŞLENİYOR”
Karar ile ilgili tepkisini dile getiren ve kararı skandal olarak nitelendiren EGEÇEP’in Avukatı Arif Ali Cangı; “Görüyoruz ki Danıştay 14.Dairesi çevre hukukunun genel ilkelerini yok sayarak iptal kararını bozmuş. Danıştay’ın burada atlamış olduğu bir husus var. Çevre davalarında ihtiyat ilkesi vardır. İhtiyat ilkesine göre bilimsel belirsizlik varsa, doğa ve insan açısından risk olabilir şeklinde değerlendirme yapılır. Çevrenin bozulması ile dönüşü olmayan sonuçlar doğurması mümkün ise yorum çevrenin lehine yapılır. İdare mahkemesi de çevre hukuku da bunu dikkate alarak bilirkişi heyetinden birinin raporunu dikkate alarak bozma kararı vermiştir. 6. İdare Mahkemesi heyeti bölgede keşif duruşması yaparak doğanın ne hale getirildiğini görmüştür. Danıştay’ın vermiş olduğu bozma kararı biçimseldir, ihtiyat ilkesi dikkate alınmamıştır. Bu davadan önce Çukuralan'da iki kez kapasite artırılarak doğaya karşı büyük ve ağır suçlar işlendi. Oradan çıkan cevher ile Ovacık Altın Madeni onca yargı kararına rağmen çalıştırıldı. Elde edilen altınların 15 Temmuz darbe kalkışmasını yapan terör örgütüne gittiğine dair iddialarla ilgili açılan davalar devam ediyor. Şirketin patronunun terör sanığı olarak gri bültenle arama ve yakalaması var” dedi.
“KOZAK YOK EDİLİYOR”
Bergama’nın önceki dönem Belediye Başkanı Mehmet Gönenç ise, Kozak yaylasının sadece Bergama’nın değil Türkiye’nin en önemli fıstık çamı üretim alanlarından biri olduğunu, değil madencilik faaliyetlerine açılmak, özel yasalar ile korunması gereken bir alan olduğunu belirtti. Gönenç; “Sadece Altın madenciliği değil, giderek büyüyen ve kapasite artışlarıyla yayılan taş ocakları da Kozak’ı hızla yok ediyor. Bu gidişle yakında Kozak diye bir yer kalmayacak. Devletin ve resmi kurumların duyarsızlığına korkarım önümüzdeki süreçte Bergama Belediyesi’nin duyarsızlığı da eklenecek. Burada iş başa düşüyor. Kozak’ı kurtaracak bölge insanının mücadelesi ve onlara destek olacak ekoloji örgütlerinin kararlılığı olacak. Bizler Kozak için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.
ÇUKURALAN’DA 30 BİN AĞAÇ KESİLDİ
En son yapılan keşifte içler acısı bir manzaraya tanık olduklarını ve Çukuralan’da 30 bin civarında ağaç kesildiğini belirten Bergama Çevre Platformu Başkanı Erol Engel ise kararın siyasi dayatma ile alınmış olduğunu ileri sürdü. Engel; “Hukuki bir karar değil, siyaseten verilmiş bir karardır. İçme suyu kaynaklarının bu kadar değer kazandığı günümüzde Madra İçme Suyu Barajı’nın bundan zarar göreceği bilirkişi raporunda belirtilmesine rağmen yine de Danıştay yerel mahkemenin kararını bozdu. Şu ana kadar birinci ve ikinci kapasite artırımlarında 30 bine yakın ağaç kesildi. Maden çam fıstıkları orman sınırına da dayanmış. Üçüncü kapasite süreci bitmeden dördüncünün hazırlıkları içerisindeler. Bölgedeki köylüler de tedirgin durumdalar, çam fıstığının da sonunu getirecek bir durum söz konusu” dedi.
“SİYASİ İKTİDAR KOZAK YAYLASINI GÖZDEN ÇIKARDI”
Engel; “Siyasi iktidarın Kozak Yaylasını gözden çıkardığını düşünüyorum. Kozak'ın en büyük çam fıstığı üretim bölgesi olan Kaplan ve Aşağıbey köylerimizin arazileri de tehlike altına girmiştir. Bundan sonraki kapasite artırımı bu bölgeye yönelecektir. Bu kapasite artırımları bitmeyecek arkası gelecektir” dedi.
Yorum Yazın