Darbeci generalden "hepsini vurun" talimatı
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Kara Havacılık Komutanlığı'ndaki eylemlere ilişkin 152'si asker, 3'ü sivil 155 sanığın yargılanmasına devam edildi.
- Ege Postası
- 20.12.2017 - 20:50
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları'ndaki salonda görülen duruşmaya, sanıklar, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada savunma yapan eski Astsubay Korkmaz Gülal, uzun yıllar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görev yaptığını, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı'na astsubaylarla ilgili her türlü konuda danışmanlık yaptığını söyledi. Gülal, olay günü kuvvet komutanıyla birlikte İzmir'de Maltepe Askeri Lisesi'nin mezuniyet törenine katıldıklarını, saat 15.00 gibi askeri uçakla EDOK komutanı Kamil Başoğlu ile Ankara Kara Havacılık Komutanlığı'na döndüklerini anlattı.
Birliğine döndükten sonra odasında oturduğu sırada Binbaşı Mehmet Şamcı'nın kendisini arayıp tayin dairesinde bulunan odasına çağırdığını ileri süren Gülal, Şamcı'nın kendisine 20.30- 21.00 sıralarında Suriye'ye harekat maksatlı uçuş planı olacağını, ivedi olarak Kara Havacılık Komutanlığı'na gitmesini emrettiğini iddia etti.
Kara Havacılığa gittikten sonra Yarbay Sezgin Uyanık'ın kendisine uçuş görevi olduğunu söylemesi üzerine, nereye uçacaklarını sormadığını beyan eden Gülal, "Görevin ne olduğunu sormadım. Bize herhangi bir uçuş emri de gösterilmedi. Ben Cougar helikopteri teknisyeniyim. Bu nedenle Cougar helikopterle uçacağımı biliyordum." dedi.
Gülal, Sezgin Uyanık, Osman Çayır ve Deniz Aldemir’in de olduğunu helikopterle Kara Havacılık'tan Akıncı Üssü'ne gittiklerini, bu personelin Akıncı'da bir binaya girdiklerini, kendisinin de helikopterin başında beklediğini söyledi.
Çankırı'dan Akıncı Üssü'ne mühimmat taşımışlar
Darbe girişiminin yönetildiği merkez olan Akıncı Üssü'ne gittikten sonra olağandışı bir hareketlilik olduğunu anladığını belirten Gülal, şunları anlattı:
"Sezgin yarbay ile Deniz Aldemir bir saat kadar sonra helikoptere döndüler. İki helikopter birlikte Akıncı'dan kalkış yaptık. Daha sonra Harp Okulununun tören alanına iniş yaptık. Oradan 10 civarında asker, bizim helikoptere bindi. Onları oradan alıpGenelkurmay Karargahı'na götürdük. Sonra tekrar Harp Okulu'ndan yine aynı şekilde 10 kadar tam teçhizatlı askeri aldık, yine Genelkurmay Karargahı'na indirdik. Oradan Kara Havacılık Güvercinlik meydanına döndük."
Gecenin ilerleyen saatlerinde tekrar helikoptere binmesinin emredildiğini iddia eden Gülal, Akıncı Üssü'ne gideceklerini düşündüğünü, ancak Çankırı'da bir üsse indiklerini söyledi. Çankırı'daki askeri personelin önceden hazırlık içerisinde olduğunu ve kendilerini beklediğini belirten Gülal, "Oradaki askerler helikopter çalışırken mühimmat kasalarını yüklediler. Yaklaşık 30 kasa kadar mühimmat yüklenmişti. Oradan mühimmatı alarak, Akıncı Üssüne gittik." dedi.
FETÖ mensubu olmadığını, darbe girişimine katılmadığını, kimseye karşı silah kullanmadığını ileri süren Gülal, tahliye talebinde bulundu.
Darbeci generalden helikopterlere "vur" emri
Sanık eski Binbaşı Mehmet Semih Üskaya da olay tarihinde Kara Havacılık Komutanlığı Harekat Merkezi Kısım Amirliği'nde görev yaptığını anlattı.
Darbe girişiminin yaşandığı gün saat 19.00- 19.30 sıralarında Kara Kuvvetleri Komutanının birliğe geldiğini, Alay Komutanına hava sahasının tüm askeri uçuşlara kapatılmasını emrettiğini duyduğunu belirten Üskaya, bunun üzerine Genelkurmay Harekat Merkezi'ni askeri hattan aradığını bu bilgiyi teyit ettiğini iddia etti.
Üskaya, Asteğmen Anıl Korkmaz ile harekat merkezinde otururken saat 22.00 sıralarında Harekat Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Okan Kocakurt'un odaya geldiğini, "TSK, yönetime el koymuştur. Şu saatten sonra buranın emir komutası bende" dediğini öne sürdü.
Kocakurt'un tavrı karşısında şoke olduğunu ve tepki gösterdiğini öne süren Üskaya, şunları anlattı:
"O saatlerde helikopterler kalkmaya başlamıştı. Beş dakika sonra kapı çaldı. Kapı aralığından Okan Kocakurt bir zarf aldı. Bize dönerek, 'Şu anda TSK sıkıyönetim ilan etmiştir. Buranın emir komutası benim sorumluluğumdadır. Aksi halde duran ve davrananlarla ilgili savaş hukuku kuralları uygulanacaktır.' dedi. Bende kendisine kurmay başkanına gitmek istediğimi söyledim. O da bana 'madem gideceksin, al şu zarfı da götür' dedi."
Gizli ibareli zarfı alıp kurmay başkanının odasına gittiğini ifade eden Üskaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Odada, Kurmay Başkanı Mehmet Şahin, Okul Komutanı Ünsal Coşkun, Yarbay Murat Bolat ve Yarbay Özcan Karacan vardı. Zarfı Ünsal Coşkun açtı. Telefonla birilerine emir talimat veriyorlardı. Jandarma Genel Komutanlığı'nda çatışma olduğunu ve oraya müdahale etmek gerektiğini konuşuyorlardı. Bir ara Tuğgeneral Ünsal Coşkun, yarbay Karacan'a Genelkurmay'ın bulunduğu bölgedeki tepe lambalı bütün araçların helikopterlerden vurulması emrini verdiğini net duydum."
Darbe girişimine katılmadığını, FETÖ ile bir bağı olmadığını savunan Üskaya, beraat talebinde bulundu.
Yorum Yazın