Davutoğlu AK Partili vekillere ateş püskürdü!
Meclis'ten geçen 'Yükseköğretim Kanunu'yla ilgili açıklama yapan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Milletvekili olmayı önlerine gelen kanun önergelerini okumadan imzalamak, oylamalarda hiçbir akli ve vicdani sorgulama yapmadan el kaldırıp indirmek olarak gören milletvekilleri maşeri vicdanın yargısından kurtulamayacaklardır" mesajını paylaştı.
- Ege Postası
- 17.04.2020 - 01:05
Gelecek Partisi ve partinin Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ‘Yükseköğretim Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin kabul edilmesinin ardından, Şehir Üniversitesi'nin hedef alındığını savunarak bir açıklama yayımladı.
“YOZLAŞMA İKLİMİNİN VAHİM ÖRNEKLERİNDEN BİRİ”
“Şehir Üniversitesi'nin başına gelenler otoriterleşme, adaletsizlik ve hukuksuzlukta her alanda yaşadığımız yozlaşma ikliminin vahim örneklerinden biridir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, yasayla ilgili, “Vakıf üniversiteleriyle ilgili olarak yapıldığı iddiasına rağmen, ısmarlama görüntü veren pek çok maddesi Şehir Üniversitesini işaret eden ve vakıf üniversitelerini tahakküm altına almayı amaçlayan düzenleme, ülkemizin nasıl bir tahakküm sürecinin içinden geçtiğini göstermesi açısından dikkat çekicidir” denildi.
“DAVUTOĞLU'NA SİYASİ HUSUMETİN BİR UZANTISI”
Gelecek Partisi'nin söz konusu yasayla ilgili değerlendirmesinde şu ifadeler yer aldı:
*Düzenleme ile vakıf üniversitelerinin gücünü ve güvenilirliğini tırpanlamak, tarihten gelen birikimlerimizi geliştirmek isteyen insan potansiyelimizin enerjisini yok etmek, çoğulculuğu ve akademik düşünce özgürlüğünü ortadan kaldırmak amaçlanmıştır.
*Böylesi bir adımın bir gece yarısı operasyonuna dahil edilip yangından mal kaçırırcasına sonuçlandırılmak istenmesi asıl siyasi hedefleri açıkça ortaya koymaktadır.
*Korona sürecini yaşadığımız bugünlerde dahi, rant ekonomi-politiğine dair adımlar atmaktan ve krizi, milyonların eve kapanmasını, sağlık endişesi ile can derdine düşmesini her alanda kendi lehine fırsata çevirmekten çekinmeyen bir zihniyetin bu icraatının da ‘kamu yararı' ile hiçbir ilgisi olmadığı açıktır.
*Bu vahim gelişme aynı zamanda, çocuklarımıza parlak bir istikbal vadeden eğitim yuvalarımıza; kamu bankaları yoluyla mali sıkıntıları giderilen spor kulüpleri, basın kuruluşları, inşaat firmaları kadar değer vermeyen bir anlayışın da yönetime hakim olduğunu göstermiştir.
*Bu çerçevede, olağanüstü dönemde çıkarılan ve eklemeler yapılan kanunların araçsallaştırılarak bir eğitim yuvasının akademik hayatına ve varlığına kastedilmesinin, Genel Başkanımız Sayın Ahmet Davutoğlu'na yönelik siyasi husumetin bir uzantısı olması, kamuoyu vicdanında şüpheye yer bırakmayacak şekilde netleşmiştir.
“İLİM ADAMLARINI KURŞUN ASKERE ÇEVİREN İKTİDAR”
Gelecek Partisi, ülkemizi her alanda çölleştiren iktidarın ifade hürriyetine, serbest teşebbüse, akademik bağımsızlığa karşı sürdürdüğü tahakkümün sonuna kadar karşısında durmaya devam edecektir.
*Muktedirler üniversite kapatan, akademisyenleri darbe ürünü ve yıllar önce kapatılması gereken YÖK ile hizaya getirmeye çalışan, üniversiteleri 28 Şubatçılar gibi nizamiyeye, ilim adamlarını 1980 darbecileri gibi birer kurşun askere çevirmeye çalışan bir iktidar olarak tarihe geçecektir.
DAVUTOĞLU: TBMM'NİN İTİBARI DARBE YEMİŞTİR
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise, yasayla ilgili şu değerlendirmeyi yaptı;
*Geceyarısı operasyonu ile TBMM'nin itibarı darbe yemiştir, çünkü millet koronavirüs salgınının acısını yaşarken o milletin vekilleri aralarında 87 farklı ülkeden gelen misafir öğrencilerin de bulunduğu 7200 öğrencinin ve yüzlerce akademisyen ve üniversite çalışanının geleceklerini karartan bir karara onay vermişlerdir.
*Milletvekili olmayı önlerine gelen kanun önergelerini okumadan imzalamak, oylamalarda hiçbir akli ve vicdani sorgulama yapmadan el kaldırıp indirmek olarak gören milletvekilleri maşeri vicdanın yargısından kurtulamayacaklardır.
“YIKMAK ONLARA, YAPMAK, İHYA ETMEK BİZE DÜŞER”
*Sığ ve otoriter zihniyet sahipleri dün gece kendileri gibi düşünmeyenleri cezalandırmanın kibrini, onyıllardır verilen bir zihni emeğin şahitleri olan vicdan sahipleri ise kaybettiklerini düşündükleri hikmet ocağının hüznünü yaşamış olabilirler.
*Ama o kibir sahipleri güçlerini mutlak görmesinler, o vicdan sahipleri de asla yeise kapılmasınlar.
*Yıkmak onlara yapmak bize, tasfiye etmek onlara ihya etmek bize düşer. Terk edilen her değeri tekrar yaşatacak, yıpratılan her kuruma yeniden itibar kazandıracak, tasfiye edilmeye çalışılan her geleneği aslına ve zamanın ruhuna uygun şekilde bir kez daha ihya edeceğiz.
Yorum Yazın